Kategori: Anne – Çocuk

  • Gebelik ve emzirme döneminde oruç

    Gebelik ve emzirme döneminde oruç

    Gebelikte oruç tutmak, islamiyette muafiyet gerektiren özel durumlardan birisidir. Ancak bazı annelerin, gebelikte oruç tuttuklarını görmekteyiz. Oruç tutmanın hem anne hem de gelişmekte olan bebek için sakıncaları vardır.

    Gebelikte annenin düzenli ve sağlıklı beslenmesi gerekir. Düzenli ve sağlıklı beslenildiğinde, hem anne daha sağlıklı olacaktır, hem de bebeğin gelişimi daha sağlıklı olacaktır. Bu yüzden oruç tutmanın gebeler için sağlıklı bir seçim olmadığı söylenebilir.

    Uluslar arası bir çalışmada oruç tutan gebelerin, %50’sinini oruç tutarken zorlandıkları, 1/3’ü ise aç kalmanın yan etkileri yaşadıkları belirtilmiştir.

    Gebelikte beslenme günde 3 öğün eşit aralıklarla alınması prensibine bağlıdır. Halbuki oruç tutulması durumunda bu prensibe uyulamayacak ve uzun süreli açlık yaşanacaktır. Aç kalınan dönemin de gündüz saatleri, fiziksel aktivitenin çok olduğu dönemde olması, anneyi rahatsız edecektir. Normalde açlığa uzun süre dayanılabilirken gebelikte bu süre üçte bir oranında daha kısadır.

    Beslenmenin zayıf olması kanda düşük şeker seviyelerine, düşük şeker seviyesi de yağ hücrelerinin yıkımına, bu da kanda keton cisimciklerinin artmasına neden olacaktır. Ayrıca normal gebelikte ensüline bir direnç söz konusudur. Yani şeker düşürücü hormona hücre cevabı azalmıştır. Bu durum da yağ hücrelerinin yıkımına ve ketonemi dediğimiz durumun artmasına neden olur.

    Keton cisimciklerinin kanda artmasının ve bebeğe geçmesinin nörolojik ve psikolojik yan etkileri çok iyi bilinmemekte, uzun vadede bazı olası yan etkilerden söz edilmektedir.

    Ramazanda uzun süren açlık saatleri anne adayını olumsuz etkileyebilir. Öncelikle kan şekerinde düşmeye bağlı halsizlik, sinirlilik, baş dönmesi ve baş ağrısı gibi sorunlarla karşılaşabilirler.

    Hamilelikte vücutta gebelik hormonları ve karında büyüyen rahmin oluşturduğu baskı nedeniyle, mide – bağırsak sistemi ( Gastroentestinal sistem ) ile ilgili problemler yaşanır. Gebeliğin ilk aylarında artan gebelik hormonu etkisiyle bulantı ve kusma şikayetleri sıktır. Kusma sık olursa elektrolit kaybına yol açarak halsizliğe neden olur. Bu nedenle hamileliğin ilk aylarında sık aralarla kuru gıda alımı önerilir. Kraker, peynirli tost, leblebi mideyi rahatlatabilir. Kusma nedeniyle potasyum kaybı olur. Bu nedenle muz, üzüm, kuru kayısı ile bu potasyum kaybı önlenmeye çalışılır. Bu dönemde nadiren hastanede serum ile tedaviye ihtiyaç duyan anne adayları da olmaktadır. Oruç, özellikle ilk aylarda yaşanan bu durumu daha da artırabilir. Mide boş kaldığı için bulantı ve kusmalarda artma görülür.

    Hamilelikte Oruç Tutmak Riskli Ayrıntılar için Tıklayın!

    Gebelikte vücutta tutulan sıvı miktarı artmaktadır. Bu dengeyi sağlamak için sıvı alımı da artırılmalıdır. Sıvı alımındaki önemli ölçüdeki bir azalma veya sıvı kaybının artması ( terleme,ishal…) az da olsa bebeğin amniyon sıvısını, annenin böbrek fonksiyonlarını ve kan basıncını etkileyebilir. Özellikle yaz aylarına rastlayan ramazan da, sıvı ve tuz kaybı çok fazla olacaktır.

    Oruçta, gerek gebe olmayanlarda, gerekse gebelerde bazı vitaminlerin ve eser maddelerin alımı az olmaktadır. Gebeliğin ilk aylarındaki bulantı ve aşerme dönemlerinde orucun yaratacağı yan etkiler daha derin olabilir.

    Daha ileri dönemlerde ise bebek hareketlerinde ve bazı fonksiyonlarda ( kalp, solunum, hareket…) geçici yavaşlamalar, azalmaların görüldüğü bildirilmiştir.

    Oruç tutan annelerde stres hormonu (kortizol) daha yüksek bulunmuştur. Bebeğin büyüme ve hızlı büyüme dönemlerinde oruç tutmuş olan annelerin bebeklerinin biraz daha düşük ağırlıklı bebekler doğdukları, ancak bunun istatistiksel anlamlılığının olmadığı bilinmektedir. Normalde bu tür bebekler yüzde 4 oranında görülürken, oruç tutan annelerin bebeklerinde bu oran yüzde 8’dir. Sadece tek bir çalışmada gebeliğin son 3 ayında tutulan orucun sezaryen oranını ve şeker hastalığını arttırdığı, yenidoğan bakım ihtiyacının arttığı ( kuvöz gereksinimi ) ifade edilmiş, diğer çalışmalarda bu yönde bir yan etki veya komplikasyon bildirilmemiştir.

    Anne adayında şeker, gebelik şekeri veya yüksek tansiyon gibi sorunları varsa kesinlikle uzun süre aç kalmamalıdır. Bu gebelerin oruç tutması doğru değildir. Ayrıca mide ülseri olanlar, karaciğer hastaları ve ishal şikayeti olanlar kesinlikle oruç tutmamalıdır.

    Oruçla ilgili yapılan bir çalışmada; oruç tutan gebelerde çocuğun içinde bulunduğu amniotik sıvının azaldığı, diğer bir araştırmada ise çocuk hareketlerinde azalma olduğu yayınlanmıştır. Yaklaşık 10 yıl önce yapılan bir başka çalışmada da; oruç tutan annelerden doğan bebeklerin kilolarında bir düşüklük saptanmamıştır.

    Gebelikte kabızlık sıkça karşılaşılan bir sorundur. Oruç döneminde bu problemle karşılaşma olasılığı artar. Özellikle bağırsakları çalıştırmak için dengeli ve kabızlığı önleyici posalı gıdaları beslenmek önerilmektedir. Oruç tutarak uzun süre aç kalan hamileler, iftarda yağlı ve posasız besinler alınca kabızlık şikayeti daha sık ortaya çıkabilir. Hamilelere sık sık ve bol su içmeleri önerilir. Ramazanda oruç tutan hamilelerin düzenli suyu da alamamaları tansiyonda düşmeye ve bayılmaya neden olabilir. Az sıvı alımı ayrıca idrar yolu enfeksiyonlarının gelişimine de neden olabilir. Dehidrasyon (vücudun susuz kalması) durumunda salgılanan bazı hormonlar, rahim kasılmalarına sebep olarak, erken doğum riski oluşturabilmektedir.

    EMZİRME DÖNEMİNDE ORUÇ :

    Sadece gebelik değil emzirme döneminde de annelerin, özellikle bebeğin tek besininin anne sütü olduğu ilk aylarda beslenmelerine dikkat etmeleri ve özellikle bol sıvı almaları önemlidir. Bu dönemde annelere vitamin takviyesi de önerilmektedir. Oruç tutulması sıvı alımının az olmasına bağlı olarak sütün azalmasına neden olacaktır. Sütün azalması ve besin değerlerinin azalması belki de bebekler için ek mama takviyesine neden olacaktır.

    Op. Dr. Cüneyt UYGUR

  • Çocuklarda Hastalıklara Neden Olan Atıştırmalıklar Neler?

    Çocuklarda Hastalıklara Neden Olan Atıştırmalıklar Neler?

    Sadece çocukların değil, yetişkinlerinde alışkanlık haline getirdiği atıştırmalık ürünler birçok farklı hastalığa yol açan temelleri oluşturmaktadır. Federal Gıda ve İlaç İdaresi olarak bilinen FDA tarafından yapılan açıklamalarda, çocuklar için hazırlanan birçok atıştırmalık ürünün petrolden üretilen yapay renklendiricilerden oluşturulduğu üzerinedir. Ek olarak bu maddeler kanserojen yapıları içerisinde barındırmaktadır. Haliyle her türlü hastalığın ortaya çıkmasında en büyük sebepleri oluşturmaktadır.

    PETROL İÇERİKLİ ATIŞTIRMALIKLAR

    Petrolden üretilen bu atıştırmalıklara ek olarak günümüzde halen tartışma konusu olan makyajların dahi petrol ürünlerinden elde edildiği söylenmeye ve tartışılmaya devam etmektedir. İşte aynı yapıya sahip bu kanserojen maddeler, çocuklar için üretilen atıştırmalık ürünler içerisinde de yer alıyor. Bu duruma yönelik olarak sizler için araştırdığımız atıştırmalıklara yönelik bilgilere konumuzu okumaya devam ederek bilgi sahibi olabilirsiniz.

    TEHLİKE TAŞIYAN ATIŞTIRMALIKLAR

    Çocuklarda Hastalıklara Neden Olan Atıştırmalıklar Neler? | 1

    Jelibonlar: Çeşitli meyve aromaları ve birbirinden tatlı şekil görünümlerine karşı koymak neredeyse imkansız. Fakat bu şirin ürünlerin içerisinde bulunan katkı maddeleri, renklendirici yapılar ve benzeri olumsuz ürün malzemelerinin bu ürün içerisinde bulunduğunu bilmeniz sanırız ki çocuklarınızdan uzak tutmanıza yeterli olacaktır. Bu ürünler içerisinde E127 koduna sahip olarak bilinen Erythrosin adıyla kırmızı gıda boyası, yani bir petrol ürününü barındırmaktadır.

    Peynirli Cips Ürünleri: Petrol bazlı bir ürün olarak bilinen Sarı 6 koduna sahip cipsler, yapay renk ile sağlanmaktadır. Turuncu görünümde olan ve peynirli atıştırmalıklar sınıfında bulunan bu ürünler etil metilfenidat ve metil benzoat içeriklerinden oluşmaktadır. Petrol bazlı bu üründen çocuklarınızı mutlaka uzak tutmalısınız.

    Çocuklarda Hastalıklara Neden Olan Atıştırmalıklar Neler? | 2

    Bonibonlar: İçi çikolata, dışı ise rengarenk görünümlere sahip bu ürünlerin ne kadar tehlikeli olduğunu bilmeniz zor değil mi? Yapay renklendirici ile büründürülmüş bu tehlikeli şirincikler, sindirim yoluna girdiklerinde oldukça zarar verici birer duruma dönüşüyor. Mavi 2: petrol tabanlı bir ürün olmaktadır ve bu ilgili bonibon ürünleri içerisinde yer alıyor. Hiperaktiviteyi arttıran bu petrol bazı genellikle laboratuar ortamlarında fareler üzerinde test edilerek beyin tümörleri ve birtakım hücresel gelişimlerin olduğuna dair bilgiler elde edildiği belirtilmiştir. Kırmızı 40: DNA hasarları oluşturan bir etki durumunu ortaya çıkarmaktadır.

     

    Bebeklere Ve Çocuklara Yasak Olan Yiyecekler Nelerdir? Tıklayın !

    Çocukları Hastalıklardan Koruyan Gıdalar için Tıklayın !

  • Bebeklerde Gaz Yapan Besinler Ve Gaz Problemi Nasıl Geçer?

    Bebeklerde Gaz Yapan Besinler Ve Gaz Problemi Nasıl Geçer?

    Anne ve babaların en büyük kabuslarından biri olan bebeklerde gaz problemi bebeği oldukça rahatsız eden bir durumdur. Bebeklerde gaz problemi neden olur sorusuna net cevap ise; annenin yediği besinler ve bebeğin tükettiği besinler üzerine olmaktadır. Buna dayalı olarak bebeğin gazını çıkarmak için neler yapmalı ve ek olarak bebeklerde gaz yapan besinler hangileridir üzerine sizlere bilgiler sunacağız.

    BEBEKLERDE GAZ YAPAN BESİNLER

    Anne Sütü: Bebeğe ilk 6 ay boyunca anne sütü verilmesi birçok doktor tarafından kesinlikle tavsiye edilmektedir. Zeka gelişimi için oldukça önemli olan anne sütü içerisinde bebeğe gerekli olan tüm besin ve vitamin kaynakları bulunmaktadır. Fakat bu duruma anne sütünün bebeklerde gaz oluşmasını da tetiklediğini söyleyebiliriz. Bunun en büyük nedenleri arasında annenin tüketmiş olduğu sigara, alkol, gazlı içecekler, kahve ve turunçgiller tüketimi üzerine olmasıdır. Bebeğinizi emzirdiğiniz süre zarfınca yani ilk 6 ay boyunca kesinlikle bebeklerde gaz yapan yiyecekler ve içecekler gibi tüketim kaynaklarından uzak durmalısınız.

    İnek Sütü: Bu besin kaynağı hem anne için hem de bebek için gaz yapan bir besindir. Bu nedenle bebeğiniz 1 yaşına gelene kadar inek sütünün verilmemesi birçok doktor tarafından önerilmemektedir. Emzirdiğiniz süre zarfınca hiç inek sütü verilmemesi gerekmekte olup, bebeğiniz 1 yaşına kadarda inek sütünden uzak durmalıdır.

    Yoğurt: Kemik gelişimi için de ve bebek gelişimi içinde oldukça yüksek bir potansiyele sahip olan yoğurt bazı durumlarda içerisinde barındırdığı laktozdan ötürü gaz yaratabilmektedir. Bebeklerde gaz yapan besinler sınıfında yer yoğurtları bebeğinize vermeyin. Bunun için laktozsuz veya probiyotik yoğurtlar tercih edebilirsiniz.

    Sebze ve Meyveler: Enginar, brokoli, Brüksel lahanası, lahana gibi sebzeler ve elma, erik, şeftali, armut gibi gaz yapan meyveleri de bebeklere 1 yaşına kadar vermeyin.

    Bebeklerde Gaz Yapan Besinler Ve Gaz Problemi Nasıl Geçer? | 3

    BEBEKLERDE GAZ PROBLEMİ NASIL GİDERİLİR?

    Bebeğinizde gaz problemi var ise kendisini rahatlatmak için aşağıdaki yöntemi uygulayabilirsiniz.

    1. Bebeği sırt üstü olacak şekilde kendisine zarar gelmeden yatırın.
    2. Her iki bacağını tutarak zarar vermeden bisiklet pedalı çevirir gibi ayaklarını hareket ettirin.
    3. Yüzükoyun bir biçimde bebeğinizi kucağınıza alarak sırtını dairesel hareketler eşliğinde sıvazlayın.
    4. Omzunuzda dik duracak şekilde tutarak sırtına hafifçe vurun.

    Bebeklerde Gaz Sancısı Problemi için Tıklayın !

    Emzirme Döneminde Bebeğe Gaz Yapan Yiyecekler için Tıklayın !

    Emziren Annelerde Gaz Yapan Yiyecekler Listesi için Tıklayın !

  • Göğüs Ucu Olmayan Anneler Bebeklerini Nasıl Emzirebilir?

    Göğüs Ucu Olmayan Anneler Bebeklerini Nasıl Emzirebilir?

    Kadınlar doğumları esnasında her biri farklı şekil ve boyutlara sahip meme uçları ile doğmaktadır. Bu çeşitlilik içerisindeki durumlarda ise bazı kadınlarda göğüs uçları içe göçük olabildiği gibi, bazılarında ise geniş veya daha düz bir halde dünyaya gelmektedirler. Buna yönelik kadınların anne adayı olmasıyla birlikte göğüs uçları önemli bir durum haline gelmektedir. Bunun nedeni ise bebeğin sütü rahatlıkla emebilmesi için öncelikle göğüs ucu yapısını tamamen çekerek üst damağına yapıştırıp emmesi gerekiyor. Doğuştan olarak bir emme refleksine sahip bebekler için ise anne sütünün emilmesi oldukça değerli olmaktadır.

    Göğüs Ucu Olmayan Anneler Bebeklerini Nasıl Emzirebilir? | 4

    Meme Ucunuzun Olup Olmadığını Test Etmek Faydalı Olacaktır

    Meme ucu hamilelik süresince değişikliklere uğrayabilir. Ama bu kapsamda annenin emzirmeye yönelik başarısı meme ucu şekli veya boyutuna göre değerlendirilmemelidir. Hangi boyutta olursa olsun, fonksiyonel bir bozukluğa sahip olmaması halinde her anne bebeğini rahatlıkla emzirebilme durumuna sahip olmaktadır. Bazı anneler bebeklerini sağlıklı ve yeterince besleyebilmek adına meme uçlarına bağlı olarak bir bilgiye sahip olamayabiliyorlar. Düz olarak görülen meme uçları, bazen bebeklerin emzirilmesi için yeterli olamayabiliyor. Bu nedenle evde kendinizin de test edebileceği üzere hamile kaldıktan hemen sonra meme ucunuzun çıkık olup olmadığını teste tabii edebilirsiniz.

    Göğüs Ucu Olmayan Anneler Bebeklerini Nasıl Emzirebilir? | 5

    MEME UCU İÇERİ DOĞRU GÖÇÜK OLANLAR NE YAPMALI?

    • Egzersizler dahilinde meme ucunuzun daha iyi bir kapsama gelmesini sağlayabilirsiniz. Bunun için ilk egzersiz yolu “Hoffman” adını taşıyan yöntemdir. Her iki elinizin baş parmaklarıyla meme ucunuzu yan kısımlarından tutarak her iki tarafa da gerdirin. Bu işlemi yine aynı parmaklar ile üst ve alta olmak üzere meme ucunu tekrarlayabilirsiniz. Bu işlem ile meme ucunuzun dışarıya doğru çıkmasında bir işlem yapmış olacaksınız.
    • Germe egzersizi kapsamında meme ucunu baş ve işaret parmaklarınızın arasına alarak dışa doğru çekin. Günde birkaç kez tekrarlamanız şartı ile meme ucunuzu yuvarlamaya çalışın.
    • Son ihtimal olarak meme ucu çıkarıcı aparatlar kullanarak bu işlemi gerçekleştirebilmek mümkündür. Bu aparatlar yardımı ile sütün memeden çıkabilmesi sağlanırken, aynı zamanda ilerleyen kısa zaman içerisinde meme uçları dışarı doğru çıkık bir hale gelmektedir.

    Göğüs ucu olmayan anneler bebeklerinizi nasıl emdirdiniz? Tıklayın

    Meme ucu olmayanlar Tıklayın !

    Çökük meme ucu Sorunu olanlar ! Tıklayın !

  • Bebek Saçı Nasıl Kesilir? Nelere Dikkat Edilmelidir?

    Bebek Saçı Nasıl Kesilir? Nelere Dikkat Edilmelidir?

    Her doğan bebek diğer bebeklere göre saçı gür bir şekilde doğmayabiliyor. Doğumda bazı bebekler gür bir saç ile dünyaya gelirken, bazı bebekler daha az bir saç ile dünyaya gelebiliyor. Ortaya çıkan bu sonuç bebeğinde sağlığı ile ilgili bir sorun teşkil etmemektedir. Ek olarak doğumdan sonraki ilk 6 ay içerisinde, var olan saçlarını tamamen dökerek yeni saçlar ortaya çıkıyor. Buna yönelik bebeğin ilk aylarında saç kesimi tamamen yanlış bir tercih olabileceği gibi, doğru olmayan bir durumdur. İleriki zamanlara yönelik bebeğin saçları gözlerini kapıyor ve bebeği rahatsız edecek bir raddeye erişmiş ise, saçlarının kesilmesi makul bir durumdur. Bebeğin saçı ne zaman kesilir sorusuna da cevaben; 1 yaşını dolduran bebeklerde saç kesimi uzmanlar tarafından önerilendir. Yine bebek saç kesimi konusunda uzman birine veya alanında tecrübeli bir kuaföre bebeğinizin saçını kestirebilirsiniz. Öte yandan dilerseniz evde bebeğinizin saçını kendinizde kesebilirsiniz. Buna yönelik evde bebek saç kesimi için gerekli malzemeler ve dikkat edilmesi gerekilenlere aşağıda belirttik.

    Bebek Saçı Nasıl Kesilir? Nelere Dikkat Edilmelidir? | 6

    Evde Bebek Saç Kesimi için Neler Gerekli?

    • Mama sandalyesi ya da emniyet kemeriyle bağlayabileceğiniz bir sandalye sayesinde bebeğinizin rahat oturabileceği bir koltuk temin edin.
    • Bebeğinizin saç hassasiyetine yönelik ufak bir makas,
    • Yumuşak fırça ve tarak,
    • Yumuşak havlu,
    • Temiz su ile doldurulmuş sprey şişe,
    • Son olarak saç kesimi esnasında bebeğinizin oyalanabileceği oyuncaklar bulundurulmalıdır.

    Bebek Saçı Nasıl Kesilir? Nelere Dikkat Edilmelidir? | 7

    Bebeğini Saçlarını Keserken Nelere Dikkat Edilmelidir?

    • Saç kesimine başlamadan evvel bebeğinizin keyfinin yerinde olduğu bir zamanı seçin.
    • Altı temiz ve karnı tok bebeklerin genelde huzurlu olurlar, buna yönelik ruh hallerinin iyi olduğu zamanlar saç kesimi işlemine başlamanız daha mantıklı olacaktır.
    • Bebeğiniz konuşmalarından her ne kadar bir şey anlamasa da, ses tonu ve mimiklerinizden neleri ifade ettiğiniz anlayabilmektedirler. Saç kesiminden evvel kendisiyle yumuşak bir ses tonu ile saçlarınızı keseceğinizi ve bu durumun kolay olabileceğini mimiklerinizi de kullanarak anlatın.
    • Saç kesimi esnasında mutlak sakin tavırlar sergileyerek sürekli kendisine gülümseyin.
    • Bebeğinizin saç kesiminde, bebeğinizi oyalayabilecek ve aynı zamanda size yardımcı olacak birinin daha bulunması faydalı olacaktır.

    Bebek Saçı Bakımı Nasıl Yapılır? Tıklayın !

    Çocuğunuzun saçını, gürleşmesi için sıfıra vurdurdunuz mu ? Tıklayın !

    Evde Saç Kesme Yöntemleri için Tıklayın !

    Bebek saçlar nasıl yatıştırılır? Tıklayın !

  • Bebeğinizin “çığlık çığlığa” ağlamasına izin vermeli misiniz?

    Bebeğinizin “çığlık çığlığa” ağlamasına izin vermeli misiniz?

    Gecenin bir vakti bebeğinizi uyutmanın kolay bir iş olmadığını biliyoruz. Yine de popüler taktiklerden bir tanesi, bazı ebeveynin yapmakta hiçbir sakınca görmediği kimilerinin ise nefret ettiği “bırak ağlasın” metodu. Bebeğinizin ağzından en ufak bir ses duyup hemen kucağınıza almaktansa, bırakın ağlasın. Ağlaması en nihayetinde uykuya dalmasına yol açacak.

    Bu yöntemin altında yatan sebep; eğer bebeğinizi uyuması için sallarsanız, kendi kendilerine uykuya dalmayı öğrenemeyip her zaman birine ihtiyaç duyacaklar.

    Peki Bu Konu Neden Bu Kadar Tartışmalı?

    Sosyal medyada ya da gerçek hayatta bu yöntemin kötü olduğunu söyleyen annelerle karşılaşabilirsiniz. Evet doğru. İnternette bu kadar sık konuşulan bir konu olunca, bazı annelerin böyle bir yöntemi doğru bulmaması gayet doğal. Ama ne kadar kötü olabilir ki?

    Bebeğinizin “çığlık çığlığa” ağlamasına izin vermeli misiniz? | 8
    Bırak Ağlasın Uyutma Yöntemi

    “Bırakın Ağlasın” Olayının Altındaki Bilimsel Açıklama

    Tartışmaları tetikleyen önemli bir problem var: “Bırakın ağlasın” metodunun sizin bebeğiniz için uygun olup olmadığına dair bir sürü gereksiz bilgi var. Mesela, psychologytoday.com sitesindeki araştırmalardan bir tanesi 10 sene öncesinden kalma. Araştırmadaya göre, “Bebek huzursuzken, bebeğin beyninde gerçekleşen ağ kurulumunu sağlayan sinapslar zarar görüyor. Ayrıca, yalnız başlarınayken ağlayıp dururlarsa, aşırı stres karşısında bitap düştükleri için büyümeleri ve hissetme duyguları sona erecek.” Çok korkunç değil mi?

    Bunlara rağmen, bu yöntemi destekleyen yeni araştırmalar yapıldı. Avustralyalı bir grup araştırmacı, “bırakın ağlasın” yönteminin faydalı olduğunu ve uzun vadede bebeğin duygularına zarar vermediğini keşfetti. Hatta, kontrol grubundaki bebeklerle karşılaştırıldıklarında, ağlamalarına izin verilen bebeklerin uykuya 15 dakika daha erken daldıkları farkedildi.

    Bebeğinizin “çığlık çığlığa” ağlamasına izin vermeli misiniz? | 9
    Bırak Ağlasın Uyutma Yöntemi

    Bırak Ağlasın Uyutma Yöntemi Metodu Nasıl Yapılır?

    En azından bir defa denemeye ikna oldunuz mu?  Öyleyse bebeğiniz 4-6 aylıkken denemeye başlayabilirsiniz. İlk adım: Yatma vakti civarında belirli ve düzenli rutinler yaratın. Daha sonra, bebeğiniz uyanıkken beşiğine koyun. Bir sonraki adım ise, en zor adım bu olsa gerek, odadan çıkın. Bu şekilde bebeğiniz kendi başına uykuya dalmayı ya da kendi kendini sakinleştirmeyi öğrenecek. Odaya geri dönmeyin, isterseniz bebeğinizi bir kamera yardımıyla izleyebilirsiniz. Tekrar kontrol etmeden bebeğinizin uykuya dalmasına izin verin. Bebeğinizin mızırdandığını duyabilirsiniz, ama bir süre sonra kendi kendine sakinleşecektir.

    Eğer ağlaması şiddetlenirse, içeri girip altının değiştirmeniz gerekip gerekmediğini kontrol edebilirsiniz. Ama işinizi son derece ciddi bir şekilde yapıp sonra odadan çıkın. Böyle yapmanız daha çok ağlamasına sebep olabilir ama birkaç gün içinde bebeğiniz kendi başına uyumayı öğrenecektir.

    Bebeğinize kıyamıyor musunuz? O zamanda kontrol edip avutma yöntemini deneyebilirsiniz. Bebeğiniz ağlıyorsa, 15 dakika sonra içeri girin. Bebeğinizi bir iki kez pışpışlayın ama kucağınıza almayın. Bir sonraki sefer bir beş dakika daha ekleyin. Sonraki sefer 25, sonra 30. Er ya da geç, bebeğiniz tatlı rüyalara dalacaktır.

    Uyku sorunlarına çözüm:yatır/kaldır yöntemi ? Tıklayın !

    Bebeği kolay uyutmanın altın kuralları için Tıklayın !

    Hızlı Bebek Uyutma Tekniği Videolu Anlatım Tıklayın !

  • Çocuğa Az Oyuncak Almanın Faydaları Neler?

    Çocuğa Az Oyuncak Almanın Faydaları Neler?

    Çocukların gelişiminde oyuncaklar her ne kadar büyük bir önem taşısa da, aslında oyuncakların belirli bir sayıda olması da bir o kadar önem taşımaktadır. Zira daha fazla oyuncağa sahip olmak isteyen çocukların daha az yaratıcı olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Buna ek olarak daha doyumsuz oldukları da gözlemlenmiştir. Bizlerde bu durumu araştırarak en doğru ve en güncel bilgilerle sizlere detaylar hazırladık. Konumuzu takip ederek az oyuncağın çocuğunuz üzerindeki faydaları hakkında bilgiler edinebileceksiniz.

    ÇOCUKLARIN OYUNCAK MERAKI

    Sadece günümüz tarihine yönelik değil, tarih öncesine dayanan oyuncakların ilk yapımından tutun günümüz kapsamına kadar oyuncakların farklı durumlar ortaya çıkardığını görebilmek mümkündür. Buna yönelik oyuncakla oynamak ve oyun kurma becerileri çocukların gelişiminde elbette ki büyük katkılar sağlamaktadır. Oyuncaklar sadece çocukların oyun oynayabilecekleri araçlar değil, aynı zamanda zekalarının gelişiminde de oldukça önemli olmaktadır. Anneler kendi çocukluğunu ve kendi çocuğunun şuan ki durumunu göz önünde bulundurduğunda ne denli bir oyuncak seline kapıldığının farkına varacaktır.

    Çocuğa Az Oyuncak Almanın Faydaları Neler? | 10

    ÇOCUKLARDA AZ OYUNCAĞI FAYDALARI NELERDİR?

    • Bir çocuğun az oyuncağı olması kendisinin daha yaratıcı fikirler üzerine yoğunlaşmasını sağlar. Bu kapsamda bir ağaç dalını örnek alacak olursak, çocuk kendi hayal gücünü kullanarak farklı bir nesne üzerinde düşünce ve yaratıcılık hissini ortaya koyacaktır.
    • Az oyuncağa sahip olan çocuk, kendi elindeki olan varlıkların değerini daha fazla bilmektedir. Ne kadar çok yeni oyuncak alınırsa, bu durum çocuğun nede olsa kırılması halinde yenisi alınır düşüncesi ile savurganlık ve umursamazlık durumunu ortaya koymaktadır.
    • Az sayıda oyuncağı olan çocukların kitap okumaya daha fazla meyilli olduğu saptanmıştır. Öte yandan boyama, resim yapma, çocuk bulmacaları çözme ve farklı zekaya dayalı öğrenim durumlarına yönelik yoğunlaşmalar göstermektedir.
    • Az sayıda oyuncağı olan çocuklar elindeki kaynağa daha çok yönelmektedir. Bu kapsamda sorun bulma ve sorunu çözme becerilerinin daha iyi gelişmesi görülebilmektedir.
    • Az sayıda oyuncağı olan çocuklar, asıl mutluluğun hayatın içerisinde ve ailesi ile vakit geçirmesinde bulmasını sağlar.

    Çocukların Oynamaması Gereken Oyuncaklar için Tıklayın !

    Amigurumi Oyuncak İçin En Güzel 50 Örnek için Tıklayın !

    Çoraptan Oyuncak At Nasıl Yapılır? Resimli Anlatım Tıklayın !

  • Bebeklerde Burun Tıkanıklığı Tedavisi

    Bebeklerde Burun Tıkanıklığı Tedavisi

    Yetişkinlere nazaran bebeklerde solunum durumları daha zorlu geçebiliyor. Buna yönelik bebeğinizin burun tıkanıklığı üzerine önlemler alabilmek için, öncelikli olarak buna sebep olan etkenler hakkında da bilgili olmanız gerekmektedir. Bu duruma örnek verecek olursak; bebeğinizin daha rahat nefes alabilmesi için yaratacağınız ortamın hava düzeyinin nem seviyesi %50 oranlarında olmalıdır. Buna yönelik konumuzun devamında bebeklerde burun tıkanıklığı neden oluşur veya bebeklerde burun tıkanıklığı tedavisi ile ilgili merak edilen sorulara cevaplar sunacağız.

    Bebeklerde Burun Tıkanıklığı Belirtileri Nelerdir?

    • Bebeklerde soluk alma yolu sadece burundan gerçekleşir, öte yandan bebekler ilk 6 aylık kapsamda ağızdan nefes alma becerisine sahip olamamaktadırlar. Buna yönelik yetişkinler gibi ağızdan nefes alıp burunda soluma yapamadıkları için büyük sıkıntınlar yaşayabilmektedirler.
    • Uyku durumları bozulur, uyuyamama seansları ortaya çıkabilir.
    • Nezle veya benzeri bir alerjik hastalık üzerine burunların iyice tıkanmasıyla farklı durumlar ortaya çıkabiliyor. Bu kapsamda kulak enfeksiyonu gibi durumlar ortaya çıkabiliyor.
    • Yemek yemekte isteksizlik ve huysuzluk gibi durumlar ilk belirtiler kapsamında yer almaktadır.
    Bebeklerde Burun Tıkanıklığı Nasıl Açılır Geçer?
    Bebeklerde Burun Tıkanıklığı Nasıl Açılır Geçer?

    Bebeklerde Burun Tıkanıklığı Tedavisi

    • Bebeklerde oluşan burun tıkanıklığına karşın en doğal ve en iyi seçim serum fizyolojiktir. Bu çözüm yolunu her 2 saatte bir bebeğinizin burnuna damlalar halinde uygulayarak burnunu açabilirsiniz. Tamamen doğal olan bu yöntem bebeğinizin daha rahat ve sağlıklı nefes alabilmesini sağlayacaktır. Hiçbir zararı bulunmayan bu yöntem, aynı zamanda bebeğinizin birtakım diğer sorunlarına da çözümler bulabilirsiniz.
    • Uyku halinde olan bebeklerin yatış pozisyonları burun tıkanıklığı konusunda önemli olmaktadır. Buna yönelik bebeğinizin burnu tıkalı olduğu zamanlarda yatış pozisyonu sırtın dik olmasıyla uygulanmalıdır.
    • Havadar bir ortamda bebeğinizin bulundurulması burun tıkanıklığı için karşıt bir önlemdir.
    • Öncelikle uzman kontrolünde olmak üzere lavanta yağını kullanarak bebeğinizin rahat nefes alabilmesini sağlayabilirsiniz. Nefes açıcı yağlar kapsamında yer alan lavanta yağı birçok soruna da iyi gelmektedir.
    • Genellikle çocuk ve yetişkin sınıfının sıklıkla kullanmakta olduğu antihistaminikler ve dekonjestan gibi burun tıkanıklığına yönelik ilaçlar bebekler için uygun olmamaktadır. Bu ürünü bebeğiniz üzerinde asla kullanmamalısınız.

     

    Yenidoğan Bebeklerde Burun Tıkanıklığı Nasıl Açılır? Tıklayın !

    Bebeklerde Burun Tıkanıklığı ve Temizliği için Tıklayın !

    Bebeğimin Burnu Tıkalı Nasıl Açabilirim? Tıklayın !

    Bebeklerde Öksürük Nasıl Geçer? Tıklayın !

    En Kolay Bebek Uyutma Yolları için Tıklayın !

    Yeni Doğan Bebekler Nasıl Yıkanmalıdır? Tıklayın !

    Bebeklere ıhlamur verilir mi ? Faydaları nelerdir? Tıklayın !

  • Annelere Büyük Sürpriz: Anne Servisi

    Annelere Büyük Sürpriz: Anne Servisi

    Annelere Büyük Sürpriz: Anne Servisi
    Annelere Büyük Sürpriz: Anne Servisi | 11

  • Yumurtlama Dönemi ile Hamile Kalma Şansınızı Arttırın!

    Yumurtlama Dönemi ile Hamile Kalma Şansınızı Arttırın!

    Yumurta bırakmak için yumurtalıkların tetiklendiği döneme yumurtlama dönemi adı veriliyor ve bu dönemde yaşanacak ilişkilerde hamile kalma ihtimali da çok daha fazladır. Adet dönemine bağlı kalarak yumurtlama dönemi hesaplaması da yapabiliyorsunuz. Sonraki döneme geçiş yapılmadan önceki 12 ila 15. gün olarak not alabilirsiniz. Bu hesaplama birçok sitede farklı şekillerde yapılıyor ancak en doğru yöntem budur.

    Yumurtlama Döneminin Belirtileri

    • Bu dönemde vajinadaki akıntı oranı normale nazaran artış gösterecek ve bu akıntı sıvı bir hal alacaktır. Yumurtlama döneminin en önemli belirtilerinden bir tanesidir.
    • Vücut ıssısı bu dönem öncesinde artış gösteriyor ve kişi bunu bariz bir şekilde hissedebiliyor.
    • Kasık ağrısı tek taraflı meydana gelir ve belirgin bir hal alır.
    • Göğüsler daha hassas bir hal alır ve şişlik durumunda bariz bir şekilde artış gözlemlenir.
    • Bazı kadınlar şiddetli karın ağrısından yakınırken bazı kadınlar bu dönemi daha ağrısız bir şekilde atlatabiliyor.

    Yumurtlama Dönemi ile Hamile Kalma Şansınızı Arttırın! | 12

    Yumurtlama Dönemi Nasıl Hesaplanır?

    Yazımızın başında da bahsetmiştik ancak dilerseniz daha basit bir tanımlama yapalım ve soru işaretlerine de bu sayede son vermeye çalışalım. Adetiniz düzenli gerçekleşiyorsa ve herhangi bir aksama yaşamıyorsanız, adet kanamasının gerçekleşeceği tarihten 14 gün öncesine gidiyorsunuz. Yumurtlama dönemini bu şekilde hesaplayabilir ve ilişkilerinize de bu güne denk getirerek hamile kalma şansınızı belli oranda arttırabilirsiniz.

    Ovulasyon-Yumurtlama tarihi hesaplamak için Tıklayın !

    Hızlı Hamile Kalmak İçin 9 Öneri Tıklayın !

    Gebe kalmak için neler yapılmalı? Tıklayın !

    Kolay Ve Hızlı Hamile Kalma Yolları için Tıklayın !