Kategori: Anne – Çocuk

  • Evde bez bebek nasıl yapılır?

    Evde bez bebek nasıl yapılır?

    Bez bebek isteyen kızlarımız için evde onlarla eğlenerek hazırlayabileceğiniz birbirinden güzel bez bebek örneklerini birlikte yapalım.

    Gerekli olan malzemeler :
    kumaş,
    elyaf,
    renkli keçe parçaları,
    iğne, iplik

    Kalıbı ister printer dan çıkarıp fotokopi ile istediğiniz ebatta büyütün, ister elinizde çizerek oluşturun.
    Gövdeyi, başı ve kolları kumaşa çizin ve Bütün parçaları kenarlarda biraz pay bırakacak şekilde kesin.
    Her bir parçayı içini doldurmak için yer bırakarak etrafından dikin.
    Ters çevirin.
    İçlerini elyafla doldurup açık olan yerleri de dikerek birleştirin.
    Gövdeye başı ve kolları bitiştirin.

    Saçlarını orlondan kesip bir tutam olarak ortasından bağlayın bebeğin başına dikerek veya yapıştırarak tutturun.
    Gözleri için hazır oyuncak gözlerden kullanabilir veya bizim yaptığımız gibi keçeden kesip yapıştırabilirsiniz.
    İstediğiniz şekilde kıyafetler hazırlayın ve bebeğe giydirin.

    Evde Yapabileceğiniz Oyuncaklar İçin Tıklayınız

     

    Evde bez bebek nasıl yapılır?
    Evde bez bebek nasıl yapılır?
    Evde bez bebek nasıl yapılır?
    Evde bez bebek nasıl yapılır?
    Evde bez bebek nasıl yapılır?
    Evde bez bebek nasıl yapılır?
    Evde bez bebek nasıl yapılır?
    Evde bez bebek nasıl yapılır?
    bez bebek yapımı
    bez bebek yapımı
    bez bebek yapımı
    bez bebek yapımı
    bez bebek yapımı
    bez bebek yapımı
    bez bebek yapımı
    bez bebek yapımı

    evde_bez_bebek_nasil_yapilir_9 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_10 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_11 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_12 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_13 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_14 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_15 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_16 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_17 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_18 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_19 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_20 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_21 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_22 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_23 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_24 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_25 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_26 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_27 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_28 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_29 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_30 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_31 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_32 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_33 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_34

    bez_bebek_yapimi (1) bez_bebek_yapimi (2) bez_bebek_yapimi (3) bez_bebek_yapimi (4) bez_bebek_yapimi (5) bez_bebek_yapimi (6) bez_bebek_yapimi (7) bez_bebek_yapimi (8)

  • Çocukları 6 ayda bir diş hekimine götürün

    Çocukları 6 ayda bir diş hekimine götürün

    Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti (Çocuk Dişleri Uzmanı) Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cem Doğan, çocuklar ve erişkinlerde oluşan diş çürüklerinin, şekerli gıdalardan değil; diş fırçalama ve diğer ağız bakım yöntemlerinin kullanılmasındaki eksikliklerden kaynaklandığını söyledi.

    Çocukların sağlıklı bir şekilde çiğnemek, konuşmak ve güzel bir gülümsemeye sahip olmaları için güçlü ve sağlıklı dişlere ihtiyaç duyduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Doğan, diş çürüklerinden korunmanın en kolay yolunun fırçalamak olduğunu yineledi.
    Çocuklarda ağız bakımının diş fırçası ve diş macunu ile yapıldığını kaydeden Prof. Dr. Cem Doğan, diş ipi ve gargaralar gibi yardımcı bakım materyallerinin kullanımının sıklıkla daimi dişlenme dönemi ile başlaması gerektiğini bildirdi.
    “Dişlerimizi yemeklerden hemen sonra fırçalamamalıyız” diyen Prof. Dr. Doğan, “Gıda maddelerinin alımı ile beraber ağız ortamında asidik bir çevre oluşur ve yemeklerden hemen sonra yapılan diş fırçalama işlemi ilerleyen dönemlerde diş hassasiyetine ve dişlerde erozyon denilen aşınmaya neden olabilir. Bu yüzden yemeklerden bir süre sonra ve mutlaka gece yatmadan dişler fırçalanmalıdır. Diş ipi de günde sadece bir kez yatmadan önce kullanılmalıdır” şeklinde konuştu.

    “DİŞ FIRÇALAMADA, EBEVEYNLER MODEL OLMALI”
    Çocuklara diş fırçalama alışkanlığının ne zaman ve nasıl öğretilmesi gerektiği konusunda da bilgi veren Prof. Dr. Doğan, şunları kaydetti:
    “Diş fırçalama işlemine çocuğun ilk dişinin sürmesi ile beraber başlamalıyız. Ancak ilk süren dişlerin diş fırçası ile temizlenmesi zordur; bunun için temiz bir parça bez veya özel olarak üretilen bebek fırçaları kullanılabilir. Diş fırçalama alışkanlığının kazandırılması ise uzun zaman alan bir konudur. Çocuğun diş fırçalamaya alışması ve bunu sürekli bir davranış haline getirmesi ise uzun yıllar alır. Bunun çocuk tarafından içselleştirilmesi ve benimsenmesi için en büyük görev, önce ebeveynlere düşmektedir. Çocuk mutlaka ebeveynlerini diş fırçalarken görmelidir. Ayrıca ebeveynler de, çocuklar dişlerini fırçalarken onların yanında bulunmalı ve en az 7-8 yaşlarına kadar çocuklarına diş fırçalama konusunda yardım etmelidirler. Çünkü çocukların el hareketlerinin gelişimi diş fırçasının düzgün kullanımına izin vermemektedir.”

    “ÇOCUKLARI 6 AYDA BİR DİŞ HEKİMİNE GÖTÜRÜN”
    Çocuklar ve erişkinlerde oluşan diş çürüklerinin nedeninin şekerli gıdaların değil, diş fırçalama ve diğer ağız bakım yöntemlerinin kullanılmasındaki eksiklik olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Doğan,

    “Burada asıl üzerinde durulması gereken konu, çocukların şeker ve şekerli gıdaları az veya çok almaları değildir. Önemli olan bu gıdaların alındıktan sonra ne yapılması gerektiğidir; şekerli gıdaların alımını takiben en az bir bardak su içilmeli veya su ile ağız çalkalanmalıdır. Diş fırçalama işlemine daha sonra geçilmelidir” dedi.

    Çocukların en az 6 ayda bir diş hekimi kontrolüne götürülmesi ve diş çürüğünün gelişimini engellediği ispat edilen flor jel veya vernik uygulamasının hekimden talep edilmesini isteyen Prof. Dr. Doğan, “Diş hekiminin önerisine uygun diş fırçası, diş macunu ve diş ipi kullanmalıyız. Diş çürüğü bir hastalıktır ve hastalık ortaya çıkmadan önce önlemlerimizi almalıyız. Bunun için ağız bakımına hem kendimiz hem de çocuklarımız için önem vermeliyiz. Diş çürüğü veya ağrı oluşmadan diş hekimine gitmeme huyundan vazgeçmeliyiz” diye konuştu.

  • “Tek çocuk bencil olur” klişesini unutun

    “Tek çocuk bencil olur” klişesini unutun

    “Tek çocuk bencil olur” klişesini unutun. İkinci çocuğa hazırlanmadan önce “tek çocuğun” psikolojik ve ekonomik avantajlarını okuyun.

    1. Sağlıklı öz saygı
    Ebeveynler çocuklarına ilgi gösterirken dikkatli olmak zorunda, ne ilgiye boğmalı ne de yoksun bırakmalı. Ama tek çocuk olunca yönetilecek ekstra dikkat ve odaklanma, moral ve güven güçlendirici olacaktır.

    2. Kendi kendileri ile iyi arkadaş olurlar
    Bir insanın kendi kendine yetebilmesi, hatta bundan keyif alması çok önemlidir. Tek çocuklar kendileri ile daha derin bir ilişkiye sahip olma eğilimindedirler. Genellikle bunu düşünmeyiz, ebeveynler olarak çocuğumuzun diğer insanlarla olan ilişkilerini önemseriz. Ancak çocuklar kendileri için kendileri ile güçlü bir ilişki geliştirmek zorundadır. Yalnızlığa karşı en büyük silah kendi başınıza olduğunuzda daha az yalnız hissetmektir.

    3. Güçlü bağlar
    Bazılarına göre tek çocuklar arkadaşlık ya da gönül ilişkilerini yaşarken güçlü bağlarla bağlanamazlar. Hiç de öyle değil. Tam tersine, sorumluluk ve cömertlik adına ilişkilerle ilgili daha olgun dersler almışlardır.

    4. İşbirliği ve kontrol
    Bütün çocuklar, sadece tek çocuklar değil, arada sırada öfke nöbetleri geçirir. Ve daha önce belirttiğimiz gibi tek çocuk yetişkinlerden ipuçları kapma eğilimindedir. Böylece daha kontrol sahibi ve işbirliğine yatkın olurlar.

    5. Kendi ailelerini seçerler
    Tek çocuklar gerçek aileleri dışında da duygusal bağ kurmaya ihtiyaç duyarlar ve bu kendi etraflarında çekirdek bir kadro oluşturmalarına sebep olur. Ve bu grubun kendi ritüelleri, gelenekleri yeşerir, gelişir.

    6. Ebeveynlik dışında mutluluk
    Bu bazı insanlara bencilce gelse de tek çocuk sahibi olmak ebeveynlik dışında kalan hayatınızı da sürdürmeye yarar. Çocuğunuzla geçirdiğiniz her dakika elbette çok özel ama kendinize zaman ayırmanız da özellikle psikolojiniz açısından önemli.

    7. Bütçe
    Burada yine bencillikle suçlanma ihtimali yok çünkü hepimiz biliyoruz ki daha büyük bir aileyi finanse etmek oldukça meşru bir endişe. Tek çocuğumuz var iyi yaşıyoruz demenin hiçbir sakıncası yok. Sakın ‘çocuk rızkıyla gelir’ diye düşünmeyin, çok büyük problemler yaşayabilirsiniz ve bu tüm ailenin yaşam standardını düşürür.

    Tek çocuk sahibi olmakla ilgili tüm o basmakalıp görüşleri bir kenara bırakın ve ne istediğinize eşinizle birlikte karar verin.

  • Menenjit çocuklarda ciddi hasarlar bırakabilir!

    Menenjit çocuklarda ciddi hasarlar bırakabilir!

    Beyinde kendini gösteren, ölüm ve ağır sakatlık vakalarıyla sonuçlanma riski taşıyan menenjit, çoğunlukla 5 yaş altındaki çocuklarda görülüyor. Hafif ve ağır olarak seyredebilen bu hastalığın tedavisi ihmal edildiğinde veya aksadığında, çocuğun sağlığı bundan zarar görüyor.

    Kalabalık ortamlarda bulunan, pek çok kişiyle temas halinde olan çocukların daha büyük risk grubunda.
    Op. Dr. Salih Aydın, menenjit konusunda anne ve babaları bilgilendiriyor.

    Menenjit nedir?
    Beyni saran zarların iltihabı olarak kendini gösteren menenjite genellikle virüsler neden olur. Tedavisi mümkün olan bu hastalık konusunda çocuklarda daha hassas davranılması gerekir. Menenjite yakalanan çocukların tedavisinde erken teşhis ve müdahale büyük önem taşır. Tedavinin aksaması ya da tamamlanmaması halinde çocuklarda sakat kalma, işitme kaybı, beyin hasarı ve hatta ölüm riski vardır.

    2-3 aylık bebeklerde ortaya çıkan menenjite yenidoğan mennejiti adı verilir. Gelişimde bozukluk riskiyle karşı karşıya bırakan bu hastalık doğru tedaviyle, uzman ve deneyimli hekimler tarafından etkisiz hale gelebilmektedir. Virüs kaynaklı olarak çocuklarda görülen menenjit, genellikle daha hafif seyreder. Bakteriyel menenjit türü, çoğunlukla 5 yaş altındaki çocuklarda görülür. Çocuklarda menenjit, kış aylarında daha sık görülmesiyle dikkat çeker.

    Menenjit belirtileri nelerdir?
    Bebek veya çocukların menenjit geçirmesi durumunda pembe, kırmızı ya da mor renkte cilt döküntüleri öne çıkar. Bebeklerde üşütmeye benzer belirtilerle birlikte ishal, kusma ve ateş görülür. Deride görülen döküntüler, iz bırakma ve daha geniş alana yayılma riskleri nedeniyle önemsenmeli, mutlaka tedavi edilmelidir.

    Ateşin yüksek seyretmesi, el ve ayaklarda soğukluk, sürekli huzursuzluk gibi belirtilerin döküntülere eşlik etmesi halinde acilen hastaneye başvurulmalıdır. Bunlar önemli belirtilerdir ve durumun ciddiyetine işaret eder.

    Bebeklerde ve çocuklarda menenjit nasıl ortaya çıkar?
    Menenjite yol açan bakteriler, çocukların ağız ve boğaz çevresinde yaşar. Genellikle herhangi bir sağlık problemine neden olmayan bu organizmalar, bağışıklık sisteminin zayıflaması durumunda aktif hale gelir. Kafaya alınan darbe sonucu yaralanma vakaları da bu anlamda bir risk faktörüdür.

    Menenjit olması durumunda ne yapılmalıdır?
    Menenjit, bulaşma riski olan bir hastalıktır. O nedenle, bebeğin menenjit olması diğer aile bireylerinin de kendini korumasını gerektirir. Bebekle ortak çatal, kaşık ve bardak kullanılmamalı; öpüşme, sarılma gibi yakın temaslardan kaçınılmalıdır. Evde menenjitli bir bebek veya çocuk bulunması halinde ayrıca eller sık sık yıkanmalı, koruma amaçlı ilaç almak için aile bireyleri de hekime başvurmalıdır.

    Menenjit tedavisi nasıl yapılır?
    Menenjit tedavisinde bebeğin veya çocuğun bağışıklık sistemini virüslerle savaşmaya hazır hale getirmek amaçlanır. Bağışıklık sistemi eski gücüne kavuşan çocuklarda menenjitin tedavi gerekmeden, kendiliğinden düzelmesi de mümkün olabilir. Ancak yine de tüm aşamaların hekim kontrolünden geçmesi yararlı olacaktır.

    Bağışıklık sisteminin güçlendirici tedavinin yanı sıra; menenjitli bebek ya da çocukların dinlenmesini sağlamak da önemlidir. Genellikle antibiyotik tedavisinden de destek alınır. Belirtilerin ağır olduğu vakalarda, bebeğin/çocuğun hastanede yatması gerekebilir.

    Menenjit nasıl önlenir?
    Menenjit, kesin bir şekilde önlenebilen bir hastalık değildir. Ancak aşılama yöntemiyle bebek ve çocukların büyük ölçüde korunması mümkün olmaktadır. Bağışıklık sisteminin zayıf anını kollayan virüsler, bu şekilde etkisiz hale getirilebilir. Bebek ve çocuklarda aşılama, menenjit vakalarında gözle görülür oranda azalmaya neden olur. Bunun yanı sıra; tüm aile fertlerinin genel hijyen kurallarına dikkat etmesi de hastalığı davet etmemek açısından önemlidir.

  • En çok kaç kez sezaryen doğum yapılabilir?

    En çok kaç kez sezaryen doğum yapılabilir?

    “En çok kaç kere sezaryen ile doğum yapabilirim?” ya da “Kaçıncı sezaryenden sonra riskler artar?” gibi soruların yanıtları özellikle ilk doğumunu bu yöntemle yapmış anne adayları tarafından merak edilir. Prof. Dr. Cem Fıçıcıoğlu’ndan merak edilen bu soruların yanıtlarını aldık.

    Konuyla ilgili kesin ve net bir sayı yoktur ancak kadın doğum uzmanları tarafından kanıksanmış olan görüş, üçten sonraki sezaryenlerin risk oluşturabileceği şeklindedir. Bunun sebebi ise yapılan her ameliyatta kişinin karnının içindeki yapışıklıklar daha fazla artmaya başlar ve bu artan yapışıklıklar bir sonraki ameliyat için güçlük yaratabilir. Bunun yanında yapılan sezaryen sayısı çoğaldıkça, bebeğin eşinin aşağıya yerleşmesi (plasenta previa) olasılığında ve bebeğin eşinin rahime yapışma (plasenta akreata) olasılığında bir yükseliş gözlenmektedir. Bu artışlar belirli risklere sebep olur. Ancak bu risklerin oluşma ihtimali ilk üç ameliyatta yoktur. İlk üç sezaryenden sonrası bu sebeple riskli sayılabilir. Her ameliyat bir risk taşır, sezaryen de bir ameliyattır ve operasyon gereği risk taşır.
    Çok sayıda yapılan sezaryenin yol açtığı riskler

    Yapılan sezaryen sayısı ile bağlantılı olarak aşağıdaki komplikasyon oranlarında artış gözlenir:

    Mesane, barsak ve üreter yaralanması söz konusu olabilir.
    Annenin yoğun bakım gereksinimi artar.
    Sezaryen ile yapılan doğum sayısı fazlalaştıkça rahim içinde yapışıklık oluşma ihtimali artar, plesenta doğum kanalına konumlanabilir ve doğum kanalı kapanabilir.
    Sezaryen doğum sayısı arttıkça rahimde gerçekleşen kesi miktarı da artar. Diğer ameliyatlarda olduğu gibi sezaryende de bazı risklerin gerçekleşebilme ihtimali bulunur.

    Kaç kez sezaryen yapılabilir?

    Sezaryen ile doğum yapan anne adayları için en yaygın olarak sözü geçen görüşlerden biri de 3 defadan fazla sezaryen ile doğum yapılamayacağıdır. Ancak bu yanlış bir bilgidir. Üçten fazla sezaryen yapılabileceğinin ancak bunun riskler taşıdığının bilinmesi gerekir. Sezaryen ile üçten fazla yapılan doğumların tehlikeli olduğuna dair görüşler de bulunmaktadır. Sezaryen ile yapılan doğumlarda anne adaylarının karın içi yapışıklıkları gün geçtikçe artış gösterir ve risk taşıyan, zorlayıcı durumlar oluşur.

    Bir anne için sezaryen ile doğum, 2 – 3 defadan fazla yapılması önerilen bir durum değildir. Fakat bu, üçten fazla sezaryen doğum yapılamaz manasına gelmez. Üç defadan fazla sezaryen ile doğum yapılması mümkündür. Fakat her doğum için risk artış göstermektedir. Üç defadan fazla gerçekleştirilen sezaryen doğumlarda anne ve bebek, risk faktörü ile karşılaşabilir. Bu sebeple çok gerekli durumlar haricinde sezaryen doğum gerçekleştirilmemesi önerilir.
    Sezaryen ardından vajinal doğum yapabilmek için gerekli şartlar

    Anne adayı sezaryen ile doğumun ardından normal yolla doğum konusunda da bilinçlendirilmelidir. Anne adayının pelvis yapısı muhakkak normal doğum için uygun olmalıdır, yani anne adayının rahminde bir çatı darlığı bulunmamalıdır. Bebeğin kilosu, duruşu ve geliş şekli de normal doğum için uygun olmalıdır ki normal doğum gerçekleşebilsin. Yani sezaryeni gerektirecek ek bir durum söz konusu olmamalıdır.

    Anne adayının rahminde şekil bozukluğu ya da önceki doğumlarında rahmin yırtılması gibi bir durum mevcut ise sezaryen yapılması gerekebilir. Rahimden daha önce myom çıkarılması yani myomektomi ameliyat geçmişi bulunmamalıdır. Anne adayı daha önceden yatay kesili bir ya da en fazla iki sezaryen geçirmiş olmalıdır.

    Hangi durumlarda sezaryen sonrası vajinal doğum uygulanması sakıncalıdır?

    Daha önce dikey (klasik) kesiyle sezaryen öyküsü
    Rahmin doğum eyleminde açılması (rüptür) öyküsü
    Daha önce çeşitli nedenlerle rahime yapılmış cerrahi işlemlerde derin kesiler yapılmış olması
    Mevcut gebelikte normal doğumu zorlaştıracak etkenlerin varlığı (iri bebek, makat, yan geliş vb.)
    Daha önceki sezaryen nedeninin devam etmesi (dar çatı vb.)

    hürriyetaile

  • Türkiyenin en ölümcül bulaşıcı hastalığı

    Türkiyenin en ölümcül bulaşıcı hastalığı

    İzmir’de Fenerbahçe Basketbol Takımı’nda kaptanlık da yapan milli basketbolcu Nalan Ramazanoğlu ile Arkas Voleybol Takımı oyuncusu Mustafa Ramazanoğlu’nun 17 aylık kızları Cemre Ramazanoğlu’nun menenjit virüsünden yaşamını yitirmesi, dikkatleri bir kez daha bu rahatsızlığa çevirdi.

    EN ÖNEMLİ TAŞIYICISI HACI ADAYLARI

    Ege Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Öğretim Üyesi Prof Dr. Zafer Kurugöl, “Türkiye’de çocuklarımızı bu kadar etkileyen menenjit virüsünün en önemli taşıyıcısı hacı adayları. Çünkü onlar Afrika kökenli hacılardan aldıkları virüsü Türkiye’ye getiriyorlar. Torunlarını düşünüyorlarsa mutlaka aşı olsunlar” dedi. Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof Dr. Mehmet Ceyhan ise artık hacılara da bu taşıyıcılığı önlemek için çocuk tipi menenjit aşılarının yapılmasına karar verildiğini söyledi.

    Milli basketbolcu Nalan Ramazanoğlu ile Arkas Voleybol Takımı oyuncusu Mustafa Ramazanoğlu’nun 17 aylık kızları Cemre Ramazanoğlu, menenjit rahatsızlığından dolayı tedavi gördüğü Ege Üniversitesi Hastanesi’nde dün yaşamını yitirdi. Menenjit için aşı olmasına rağmen ikinci doz aşı olmadan virüsü kapan minik Ece’nin ölümüyle birlikte bu hastalık bir kez daha gündeme geldi.

    ÜÇ TİPTEN SADECE BİRİSİNİN AŞISI YOK

    Ege Üniversitesi Hastanesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer Kurugöl, Türkiye’de menenjit hastalığına neden olan pinomokok ile Hip tipi virüse karşı aşı olduğunu, ancak meningokok tipi için aşının var olmasına rağmen henüz Sağlık Bakanlığı’nın aşı takvimine alınmadığını dile getirdi. Türkiye’de de salgın olarak zaman zaman görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Kurugöl, “Meningokokun, Türkiye’de iki tipi görülüyor bunlar W135 ve B tipleri. Bunlardan en sık görüleni ise, W135 olanı. Bu tip virüs ülkemize tek geliş kaynağı ise hacı adayları. Hacı adaylarımız hacca ya da umreye gittiklerinde, Afrika ülkelerinden gelen hacı adaylarıyla aynı bölgede bulundukları için bu virüs için taşıyıcı oluyor.

    TORUNLAR İÇİN TEHDİT

    Kendileri korunmak için aşı oluyorlar ama taşıyıcı olmaktan kurtulamıyorlar. Türkiye’ye döndüklerinde ise işte virüsler aileleri ve özellikle de torunları için en büyük tehdit oluyor. Umreye gittiklerinde ise aşı olmuyolar bu da yine menenjitin yayılmasında etkili oluyor. Bu nedenle bu aşıları çocuklarına da yaptırsınlar” dedi.

    EN FAZLA ÖLDÜREN VİRÜS

    Ayrıca, menenjit virüsünün öldürücü etkisi en fazla olan bulaşıcı hastalık olduğunu da söyleyen Prof. Dr. Kurugöl, “Ölüm oranı çok fazla, bu yüzde 10 ile 40 arasında değişiyor. Bu virüsü kapanlar tedavi olsalar bile, etkisini atamıyorlar. Bu kişilerde ileri yaşlarda uzuv kayıplarının yanı sıra, sara, sağırlık, zeka geriliği gibi durumlar da ortaya çıkıyor. Yani bu hastalık en çok ölüme ve sakatllığa neden olan hastalıktır” diye konuştu.

    HACI ADAYLARI ÇOCUK AŞISI OLACAK

    İnfeksiyon ve özellikle de menenjit üzerine Türkiye’de en önemli araştırmaları yapan Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan ise Türkiye’deki her menenjit rahatsızlığıyla ilgili kendilerine örnekler geldiğini ve bu örnekler üzerinde 2005 yılından beri laboratuvarlarında araştırma yaptıkları söyledi. Hacı adayları üzerinde de araştırma yaptıklarını dile getiren Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, “Hacılardan giderken örnek aldık, yüzde 13 oranında bakteri saptadık. Dönüşlerinde örnek aldığımızda ise bu oranın yüzde 27’ye çıktığını gözlemledik. Bu kişiler aşı olsalar bile taşıyıcı olmaktan kurtulamıyorlar. Ancak çocuklar için geliştirilen aşılar bu taşıyıcıların önüne geçiyor. Sağlık Bakanlığı da bu aşıyı getirtti. Önümüzdeki dönemden itibaren hacı adaylarına çocuklar için olan aşılardan yapılacak” dedi.

  • Bebeğinizin Kordon Kanı Kök Hücrelerini saklatmalısınız

    Bebeğinizin Kordon Kanı Kök Hücrelerini saklatmalısınız

    Bebeğinizin Kordon Kanı Kök Hücrelerini saklatmalısınız, çünkü;

    Kordon kanı Kök hücreleri, Vücuttaki dokularda bulunan farklı hücre tiplerine dönüşebilme özelliğine sahiptir.

    Günümüzde kök hücre nakli gerektiren tüm hastalıkların tedavisinde kök hücre kaynağı olarak kordon kanı kullanılabilmektedir.

    Kordon Kanından edilen kök hücreler, ilerideki yaşlarda diğer organlardan elde edilen kök hücrelere göre daha genç, saf ve canlılar.

    Kordon kanı kök hücreleri bebeğin kardeşine %50, anne ve babasına %25 uyumlu.

  • Zwitsal Anne & Bebek Ürünleri

    Zwitsal Anne & Bebek Ürünleri

    Zwitsal anne bebek bakım ürünleri, artık Türkiye’de.1928 yılından bu yana Avrupa’nın seçkin bir markası olarak, annelerin bebeklerinin hassas ciltleri için kullandığı Zwitsal Ürünleri, sizlerle buluşuyor. Ürünlere www.saricati.com adresinden ulaşabilirsiniz.

    Kendi alanında saygın 5 bağımsız tıbbi Dermatoloji uzmanından oluşan Tıbbi Danışma Kurulu gözetiminde üretimler gerçekleştirilmektedir.

    Zwitsal anne-bebek ürünleri, dermatolojik ve klinik olarak test edilmiş hipoalerjenik ürünlerdir. Nötr Ph dengesine sahiptir. Petrol türevi maddeler, paraben, boya, sentetik parfüm, sabun içermez.

    Ürünlerimiz, yumuşak temizleyici özellikleri yanında hissedilen hoş parfümü ile de vazgeçilmez tercihiniz olacak. Banyo zamanları, mis gibi kokan baloncuklar eşliğinde çocuğunuz için daha eğlenceli geçecek.

    Doğum öncesi ve sonrasında karın bölgenizde meydana gelecek cilt problemleri, emzirme ile göğüslerinizde oluşacak tüm olumsuzluklar, Zwitsal anne ürünleri ile ortadan kalkacak.

    Zwitsal Ürünleri

  • Bebek Arabalarında Güvenlik

    Bebek Arabalarında Güvenlik

    2012’in yaz aylarında oğlumu bebek arabası ile gezdiriyordum. Hafif eğimli bir yokuştan aşağıya inerken ayağım yoldaki bir mazgal kapağının boşluğuna takıldı ve dizlerimin üzerinde yere düştüm. Düşerken son anda elimden kaçan bebek arabasının arkasındaki kumaşın ucundan tutabildim. Eğer sadece bir an gecikseydim bebek arabası yokuştan aşağıya doğru gidecek ve ben düştüğüm yerden kalkabilene kadar kim bilir neler olacaktı!

    Baabiel_Bebek_Arabasi
    Ayağa kalka bildiğim anda fark ettim ki bebek arabası elinizi bırakınca durması gereken bir araç, hala yüreğim ağzımda atarken eve geri döndük, oğlumu bakıcısına teslim ederken kıl payı atlattığımız bu görünmez tehlikenin büyüklüğünü oğlumu gezdirme ihtimali olan herkese anlattım.

    Internet üzerinden yaptığım detaylı bir araştırmada dünyada bir anlık dalgınlıkla annelerin elinden tren raylarına düşen, kamyonların önüne fırlayan birçok kazanın güvenlik kamerası görüntülerine rağmen, dünyada elinizi bırakınca durabilen bir bebek arabasının olmadığını gördüm.

    Bizzat başıma gelen bu tehlikeyi, bir Ar&Ge firması sahibi olarak yine bizzat giderebileceğimizi düşünerek hemen tasarım ekibimizle çalışmalara başladık bir yılın ardından adını bir melekden alan Baabiel Bebek Arabasını icat etmiş olduk.

    http://baabiel.blogspot.com/
    http://www.baabiel.com.tr/

  • Doğru emzik seçimi

    Doğru emzik seçimi

    Doğru emzik seçimi ve doğru kullanımı

    Bebeğimin emzik kullanımı güvenli midir ?
    Zor zamanlarda bebek için rahatlatıcı bir güvenlik ve konfor hissi sağlar tamamen güvenlidir.

    Bebeğimin ne kadar süre emzik kullanmalı ?
    Emziğin uzun süreli kullanımı, bebeğin ağız ve diş şekilleri değişikliklere neden olabilir. Bu nedenle, Emzik kullanımı, bebeğin 2 yaşı ile sınırlandırılmalı.

    Emzikler bebeklerin hayatında yatıştırıcı rol oynar ancak anne ve babalar bunun alışkanlık haline gelmesinden dolayı endişe duyabilirler. Eğer bebeğinize emzik vermeye karar verdiyseniz bu maddeleri mutlaka okuyun…

    Emzik seçimi yaparken doğal bir madde olan kauçuktan yapılmış olanı seçin. Özellikle diş çıkartan bebeklerde kauçuk emzik kullanmak uygun olur.

    Her zaman kırılmaz özellikte olan emzikleri seçin.

    Kolay temizlemek için bulaşık makinesinde yıkanabilir emzikleri seçin.

    Uzun süre emme sırasında bebeğin burun deliklerinin kapanmaması için delikli emzikleri seçin.

    Bebeğinizin yaşına uygun emzikler seçin. İlk aylardan bebeğin rahat uyuyabilmesi için yeni doğan bebekler için olanı seçin.

    Emziğin biberona takılı olduğundan her zaman emin olun.

    Emziğin ucunda kullanımdan kaynaklanan delikler olduysa mutlaka değiştirin.

    Bebeğinizin emzik emmesi alışkanlığı haline gelmemesi için daima kontrol altında tutun.

    Bebeğin her emzik kullanımı öncesinde mutlaka sıcak su ile emziği temizleyin.

    Çok fazla emzik satın almayın, bebeğinizin hangi emziği sevdiğine karar verin.

    Emziklerin bazıları çok uzun kullanım için kaliteli değildir bu yüzden emziği aralıklı olarak değiştirmek gerekir.

    Emzikleri doğru kullanımı çok önemlidir. Bebeğinizin yakasına ya da giysisine doğru olarak tutturun. Ancak bebeğiniz yeni küçükse boynuna dolanmaması için emziği tutturmayın.

    Ve temizliği içinde mutlaka emzik kılıfı bulundurun.

    Bebeğiniz acıktığında ona gecikme süresi için emzik vermeyin, emziği sakinleştirmek için kullanmayın.

    Bebek emzik emmeye istekli değilse onu zorlamamanız gerekir.

    Emziğe şekerli bir şeyler sürmemeniz gerekir çünkü bebeğinizin diş yapısına zarar verir ve diş çürüklerine yol açar.

    Bebeğinizin yaşına göre damaklı ve damaksız olarak emzik seçmelisiniz. Eğer bir yaşından küçük ise damaksız emzikleri tercih etmeniz gerekir.