Kategori: Cinsellik

  • İşte sanal seksin zararları

    İşte sanal seksin zararları

    Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Adana Şube Başkanı Dr. Taner Canatar, sanal alemde flört etmenin sınırlarını çizmenin oldukça zor olduğunu, genellikle bir oyun gibi başlayan yazışmaların daha sonra tutkulu birer ilişkiye dönüşebildiğini ve bu durumun çiftlerin gerçek yaşamını olumsuz etkilediğini söyledi.

    İnternette sosyal paylaşım sitelerinin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de giderek popüler hale geldiğini kaydeden Dr. Taner Canatar, sosyal paylaşım ağı kullanımının yaygınlaşması sonucunda özellikle yakın ve mahrem ilişki yaşayan çiftlerde ve evliliklerde sorunların artmaya başladığını, sosyalleşme ve flört etmenin azaldığını, sanal seksin arttığını bildirdi.

    Sanal alemde, flört etmenin sınırlarını çizmenin oldukça zor olduğuna değinen Taner Canatar, genellikle bir oyun gibi başlayan yazışmaların daha sonra tutkulu birer ilişkiye dönüşmesinin kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Bireylerin yolunda giden ilişkileri olsa bile, zamanla kendilerini sanal ortamdaki cazibeli duruma kaptırabildiklerine vurgulayan Canatar, sevgiliden ya da eşten zaman çalınarak, çeşitli bahanelerle sosyal paylaşım ağlarına girilmeye çalışılmasının ilişkilerde sorunlar yaşanmasına ortam hazırladığına dikkat çekti.

    BOŞANMA DAVASI AÇAN 5 ÇİFTTEN BİRİ SOSYAL AĞLARI ÖNE SÜRÜYOR
    ABD’de 2009’den bu yana, boşanmak için mahkemeye başvuran her beş çiftten birinin sosyal paylaşım ağlarından kaynaklanan problemleri öne sürdüğünün altını çizen Canatar, şunları kaydetti:

    “Boşanma dilekçelerinde, eşler birbirini sosyal ağlarda kaçamak yapmakla, eski sevgilileriyle görüşmekle ya da sosyal ağ paylaşım sitelerine dalıp, birbirlerini unutmakla suçluyor.

    Son iki yıl içerisinde Türkiye’de de bu nedenlerden dolayı ciddi tartışmalar yaşayan, boşanma eşiğine gelen, hatta ilişkilerini bitiren çiftler gözleniyor. Öncelikle kadın ya da erkek durumu görmemezlikten gelmemelidir. Eşler ya da sevgililer, bu durumu ilk fark ettikleri zaman birbirine karşı açık olmalı ve konuşmalıdır. Görmemezlikten gelmek en büyük yanlıştır. Doğabilecek problemleri çözmenin en iyi yolu, olup biteni iyice anlamaya çalışmaktır. Diğer bir değişle, çiftler onları bu davranışa iten problemleri ya da ilişkilerindeki eksiklikleri ortaya çıkarıp, düzeltme yoluna gitmelidir.”

    ÇİFTLERİN ORTAK ONAYI YARARLI
    Canatar, sosyal paylaşım sitelerinin üyelik ve arkadaşlık taleplerinin çiftin ortak onayıyla gerçekleşmesi önerisinde de bulunarak, şu uyarılarda bulundu:

    “Sosyal paylaşım siteleri, bir yandan arkadaşlarınız hakkında fikir edinilmesini sağlarken, diğer yandan da ilişkiler üzerinde olumsuz etkilere neden olmaktadır. Eski erkek ya da kız arkadaşlarınızdan gelebilecek arkadaşlık taleplerini onaylamak ya da onaylamamak konusunda çiftlerin bir karar alması, çıkabilecek sorunların önüne geçilmesinde oldukça yararlı olabilir.”

  • Partneriniz satiriazis olabilir mi ?

    Partneriniz satiriazis olabilir mi ?

    Birlikte olduğunuz erkeğin sürekli cinsellik düşünmesinden şikayetçiyseniz ilişkiniz bu durum nedeniyle risk altındaysa dikkat! Sevgilinizin sorunu ciddi olabilir.

    Erkeklerin cinselliğe düşkünlüğü çoğu zaman normal bir istek olarak kabul edilse de her şeyde olduğu gibi cinsellikte de aşırıya kaçmak kişinin hem fiziksel hem de ruhsal sağlığını etkiliyor. Durumun farkında olanlar önlem almayı başarsalar da bu durumu normal kabul edenlerin hem özel hem de sosyal hayatları cinsel isteğe yenik düşüyor.

    Çocuk yaşlardan itibaren erkek cinselliği gerek aile gerekse sosyal çevre tarafından desteklenen toplumlarda aşırı cinsel istek gibi bir sorun da çoğunlukla gözden kaçıyor, ta ki bu sorun özel hayatla birlikte sosyal hayatı da etkileyinceye kadar… Satiriazis olarak tanımlanan ve erkeklerde cinsel doyumsuzluk, hiperseksüalite ve aşırı seks bağımlılığı anlamına gelen durum da kişilerin tüm zamanını ve enerjisini cinsellik için tüketmesi anlamına geliyor. Satiriazis olan erkekler, ‘Kendimi seks yapmaktan alamıyorum. Günün her saati aklımda cinsel fantezilerle bir kadını düşlüyorum. Cinsellikten başka bir şey düşünemiyorum. Artık işlerimi de aksatmaya başladım, arkadaşlık ilişkilerim zarar gördü ve yaptığımdan suçluluk duymaya başladım. Sabah başka, öğlen başka bir kadınla beraber oluyorum, sonra da akşam evime gidip eşimle birlikte oluyorum. Toplumda çok zor durumlarda kalıyorum, insanların içimdeki bu arzuları fark ettiğini düşünüp kimsenin yüzüne bakamıyorum, bunu saklayamıyorum. Ailemle veya dostlarımla vakit geçirmek yerine hangi kadınla birlikte olsam düşüncesinden kendimi kurtaramıyorum’ gibi düşüncelerle belirti veriyor.

    PARTNERİNİZ SATIRIAZIS OLABİLİR Mİ?
    Bu soruları cevaplayın ve yanıtların büyük çoğunluğu ‘evet’ ise partnerinizin mutlaka bir cinsel terapistle görüşmesini sağlayın.
    ➤ Cinsel ilişki sıklığı ve içeriği onu tatmin etmiyor mu veya daha fazlasını istiyor mu?
    ➤ Cinsel isteklerine hayır denildiğinde çok öfkeleniyor mu?
    ➤ Maddi açıdan rahat mı?
    ➤ Sizinle seks yapmak konusunda bazen aşırı istekli bazen de isteksiz mi oluyor?
    ➤ Cinsel konularda görüş ayrılığınızın olduğu tartışmalar sık mı yaşanıyor?
    ➤ Kendini ifade etmekte ve duygusal açıdan yakın olmakla ilgili bir sorunu var mı?
    ➤ Cinsel ilişkiniz sırasında kendinizi yalnız hissediyor musunuz?
    ➤ Pornografik içerikli yazılı veya görsel yayınlardan oluşmuş bir koleksiyonu var mı?
    ➤ Partnerinizin iş haricinde çok boş zamanı oluyor mu?
    ➤ Evdeki ruh hali seks yapıp yapmamasına göre değişiyor mu?
    ➤ Mizacı her an değişebilecek bir yapıda mı?
    ➤ Kendine hayran olma veya kendini büyük görme eğilimi oluyor mu?
    ➤ Çocukluğunda duygusal, fiziksel veya cinsel anlamda bir istismara uğramış mı?
    ➤ Bazı günler kendini öfkeli, yalnız ve yorgun hissediyor mu?
    ➤ Çabuk demoralize oluyor mu?

    Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe, “Yani bu erkekler sevişmek istemedikleri halde seks yapma dürtülerine engel olamıyorlar. Bu sorun öncesinde aşırı mastürbasyon ve pornografik materyallerle haşır neşir olma durumları oluyor, ardından gelişigüzel biçimde farklı kişilerle cinsel birliktelikler yaşıyor ve bu durum giderek artan bir sıklıkta yaşanmaya başlanıyor. Söz konusu grup seks yapma dürtülerini kontrol edemiyor ve birçok kadın ile seks yapıyorlar” diyor.

    Çok fazla kadın, sorun demek
    Kadından kadına koşan veya sürekli sevgili değiştiren erkeklerin çocukluğa kadar inen büyük sorunları olduğu da düşünülüyor. Bu tür erkekler çok sayıda kadınla cinsel ilişki kurarak cinsel güçlerinin çok fazla olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. Böylece zafer kazanmış gibi görünüyorlar ve bu yolla altta yatan aşağılık duygularını saklamaya çalışıyorlar. Yalnızlık, öfke veya kendine karşı duyulan nefret gibi duygularla yüzleşmek yerine bunlardan kaçan erkekler, seks ve aşkı aradıklarını söyleseler de, aslında seksi ve aşkı zamanlarını öldürecek birer nesne haline getirerek kendi yaşamlarını ihmal ediyorlar.

    Nedenler arasında sosyoekonomik güç var
    Dr. Cem Keçe, “Satiriazis’li erkeklere gelişmekte olan ülkelerde ve daha çok alt kültürde rastlanıyor olması önemli bir çelişki. Çünkü gelişmekte olan ülkelerde ve alt kültürlerde iş dışında kişinin zevk alacağı imkanlar olmuyor, bu nedenle cinsellik çok abartılı algılanıyor. Satiriazis, her sosyoekonomik düzeyde, her gelir grubundaki insanlarda görülebiliyor olsa da, daha çok sosyoekonomik yönden kötü olanlarda rastlanıyor” diyor.

    Nereye kadar çapkınlık, nereden sonrası hastalık olarak kabul edilmeli?
    Uzmanlara göre bu sınır, yani Satiriazis sınırı, altı aydan uzun bir süre tek eşli ilişkiye dayanamamak oluyor. Tek bir eşle yetinemeyen, normalin üzerinde cinsel ilişki kuran ve seçici olamayan bu erkekler genellikle sürekli bir ilişkiye sahip olamıyor. Farklı eşlerle cinselliği yaşama dürtüsünü yenemedikleri için bu bozukluk bir çeşit bağımlılık haline geliyor. Dr. Keçe, “Erkek cinselliği bilinmeyenlerle dolu. Sevişmekten büyük zevk alan her erkek, ‘tek partnerle hayat geçmez’ diyerek sürekli sevgili değiştiren ya da partnerini aldatan diğer erkeklerin ruh hali de Satiriazis veya seks düşkünü olarak görülmemeli” diyor.

    SATIRIAZIS’E YOL AÇAN FAKTÖRLER
    Çocukluğun sevgisiz ve güvensiz bir ortamda yaşanmış olması, ruhsal bozukluklar, kalıtım yani genetik faktörler, organik beyin hastalıkları, Kleine- Levin Sendromu, iç salgı bezleri düzensizlikleri Satiriazis’e neden olabiliyor. Çocukluğunda sevgisiz ve güvensiz bir ortamda büyümüş bu erkekler, çocukluklarında bulamadıkları ruhsal ve bedensel sıcaklığı sürekli değişen eşlerde arıyorlar. Bu nedenle gerçek doyumu bulamıyorlar. Çocukluktan gelen bu güvensizlik nedeniyle sürekli kendilerini kanıtlamak ve yeni kadınlar fethetmek gereksinimi duyuyorlar.
    Bu soruna sebep olan diğer rahatsızlıklar arasında erkeklerde yaş dönümü yılları, hormonal dengesizliklerin yarattığı ruhsal bozukluklar ve bunalımlar, şizofreni ve mani gibi dürtü kontrolünün kaybolduğu psikotik durumlar, borderline kişilik bozuklukları, amfetamin veya kokain gibi ilaçlar ile uyuşturucular, kafa travmaları (özellikle frontal lob hasarları), temporal lob epilepsileri, genital egzama gibi durumlarda da Satiriazis’e benzer davranışlar görülebiliyor.

    Alkol ve uyuşturucu gibi bir bağımlılık
    Satiriazis’i olan erkekler kendi sosyal konumuna, saygınlığına veya bulunduğu ortama uygun olmayan cinsel ilişkilere çok sık giriyor ve hayatları boyunca beraber olmayacakları kadınlarla birtakım cinsel ilişkiler yaşıyor. Zaman içinde ise bundan suçluluk duymaya başlıyor ve seks bağımlılıkları onları intihar düşüncelerine götürünceye kadar bir uzmana başvurmuyorlar. Satiriazis’i olan erkekler seks bağımlılıklarını genellikle aradan geçen 6-7 yıl sonra anlayabiliyorlar ve hayatlarını kötü etkilemeye başladığı için tedavi olmaya razı oluyorlar. Satiriazis, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı gibi erkeğin itibarını ve saygınlığını yok edebiliyor.

    Sapık olarak görülüyorlar
    Dr. Cem Keçe, Satiriazis sorunu olan erkeklerin kişilik yapıları incelendiğinde, narsisistik yapı, kendine hayran olma, kendini büyük görme ve bağımlı bir kişilik yapısına sahip olduklarının görüldüğünü belirterek, “Çabuk demoralize olan, sıkıntıya gelemeyen ve sıkıntısını giderme adına sürekli arayışlar içinde olan erkeklerde bu sorun görülebiliyor. Hayata bakış açıları genellikle karamsar oluyor ve kendini acındırma gibi bir ruh hali içinde bulunuyorlar. Hemcinsleriyle araları genellikle çok kötü oluyor. İlgilendikleri tek konu pornografi ile sınırlı kalıyor. Satiriazis’li erkekler için birlikte oldukları kadınların güzelliği veya çekiciliği de önemli olmuyor. Bu nedenle Satiriazis’li erkekler toplumda azgın veya sapık olarak adlandırılıyorlar. Biz cinsel terapistler ise olaya böyle bakmıyoruz. Sapıklık ayrı bir konu” diyor.

    SATIRIAZIS SORUNU OLANLARIN BELİRGİN ÖZELLİKLERİ:
    ➤ Kadın partner konusunda seçici olmuyorlar.
    ➤ Cinsel birliktelik sonrası orgazm olmuyorlar ve gerginlikleri devam ediyor, sadece boşalma yaşıyorlar.
    ➤ Sevişmiyorlar, sadece penis-vajina birlikteliğine dayanan bir cinsellik yaşıyorlar.
    ➤ Altı aydan uzun süre tek eşliliğe dayanamıyorlar.
    ➤ Bir tür bağımlılık gibi seks yapma ihtiyaçları oluyor.
    ➤ Doyumsuzluğa varan aşırı seks düşkünlükleri bulunuyor.
    ➤ Genellikle adli olaylara karışıyorlar yani başları seks yüzünden belaya girebiliyor.
    ➤ Mevki veya konumlarını düşünmeden cinselliği yaşıyorlar.
    ➤ Uygunsuz ortamlarda seks yapabiliyorlar.
    ➤ Porno CD, DVD arşivleri bulunuyor.
    ➤ Paralı seksi tercih ediyorlar.
    ➤ Günde birden çok kez seks yapabiliyorlar.
    ➤ Sık sık cinsel fantezi kuruyorlar.
    ➤ Sık mastürbasyon yapıyorlar.
    ➤ Cinsel ilişkiye oranla mastürbasyondan daha fazla haz alıyorlar.
    ➤ Boşluğa dayanamıyorlar, boş kalınca cinsel dürtülerinde artış oluyor.
    ➤ Zamanla intihar düşüncelerine kapılabiliyorlar.
    ➤ Çabuk demoralize oluyorlar, sıkıntıya gelemiyorlar ve sıkıntılarını giderme adına sürekli arayışlar içinde oluyorlar.
    ➤ Sevgisini göstermede zorluk yaşıyorlar, romantik olamıyorlar.

    TEDAVİ SÜRECİ
    Dr. Cem Keçe, “Satiriazis’in tedavisi çok zor. Bu erkeklerde önce dengeli bir ruh hali yaratmak gerekiyor. Yaşanan iç sıkıntıyı gidermek ve dürtü kontrolüne yardımcı olmak için birtakım ilaçlar kullanılıyor. Ardından uzun soluklu ve dinamik yönelimli bir cinsel terapi gerekiyor. Tedavisi minimum altı ay sürüyor ve 6 yıla kadar uzayabiliyor. Tedavi sürecinde ailenin erkeğe sahip çıkması, düzenli bir aile ve iş hayatının olması ile sosyal destek gruplarının varlığı önem taşıyor“ diyor.

    NE YAPILMALI?
    Satiriazis sorunu olan bir partnere sahip olan kadınlar, önce eşine karşı olan tutkusunu, bağlılığını ve sevgisini gözden geçirmeli. Eşiyle devam da edebilir, ayrılabilir de. Devam ettiğinde eşine anlayışla ve koşulsuz sevgiyle yaklaşmalı, onu tedaviye ikna etmeli. Ancak tedavi zor ve uzun bir süreç. Bu süreçte sabırlı olmak zorunda olunulduğu ise unutulmamalı.

  • Vajinismus, vajinanın panik atağıdır…

    Vajinismus, vajinanın panik atağıdır…

    Vajinismus vajinanın panik atağıdır

    Vajinismus hakkında birçok yanlış inanış olduğuna dikkat çeken CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; “Vajinismus ilişki sırasında yapısal değil tepkisel bir reaksiyonla vajinal kanalın kasılarak kapanması ve ilişki durumu ortadan kalktığında tekrar açılması olayıdır. Vajinismus vajinanın panik atağıdır. Vajinismus cinsel performans ya da cinsel teknik eksikliği ile alakalı değildir. Daha çok normal olmak isterken ilişkiden korkmak ile ilgilidir.” dedi.
    “Vajinismus olan tek kişi benim”
    Vajinismusun yanlış anlaşılmasının utanç ve güvensizliği beraberinde getirdiğine değinen CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; “Vajinismus kadında “bundan etkilenen tek kişi benim”, “doktorum bile beni anlamıyor”, “ben garip… deforme… bozuk… ümitsiz… biriyim” düşüncelerini doğurur. Tampon gibi basit bir aleti bile yerleştirememe, vajina yoldan ilaç uygulayamama, jinekolojik muayene olamama veya doğal yoldan çocuk sahibi olamama sebebiyle kadında “vücudum bana ihanet ediyor” düşüncesi yerleşir. Bu durumdan muzdarip bazı kadınlar “partnerimi yeteri kadar sevmediğimden bunlar başıma geliyor” diye bazıları ise “kızlık zarım açılmadığı için bunlar başıma geliyor” diye düşünürler.” dedi.
    Bir evliliği tamamlayamamak utanç verici olabiliyor
    Vajinismus durumunda ilişkinin diğer tarafı olan erkeğin de bu durumdan etkilendiğini ifade eden CİSED GenelBaşkan Yardımcısı Psk. Gülüm Bacanak “Erkek genellikle kendini yardım edemez, ihanete uğramış, kendi cinsel yeterliliğini sorgular halde bulur. İlişkiyi sona erdirmek ya da sınırı bir cinsel yaşam arasında sıkışıp kalmak sık rastlanılan bir durumdur. Gizlilik içinde yaşamak, vajinismusun yıkımı ile uğraşmak, konuyu itiraf etmekte isteksizlik bu konuyu zorlaştıran önemli faktörlerdir.Bir evliliği tamamlayamamak kişisel başarısızlık olarak algılanır ve çiftlerin ailelerine ve en yakın arkadaşlarına dâhil normal bir cinsel yaşamları varmış gibi davranarak yaşamlarını bir yalan içine çekerler. Diğer yandan bekâr kadınlar acılarını utanç içinde saklar ve sosyal dışlanmadan korkarlar. Bekâr kadınlar çoğunlukla ilişkiden kaçarlar, aseksüel partnerler seçerler, problemli bir ilişkiden uzak durmaya çalışmak kadınlarda eşcinsel olup olmadıklarını sorgulamalarına sebep olabilir ve ilişki ilerlediğinde genellikle bitirme eğiliminde olurlar.” dedi. ;
     Vajinismus ile ilgili cevaplar aramak genelde uzun ve yorucu bir yoldur
     Vajinismus ile ilgili cevaplar aramanın genelde uzun ve yorucu bir yol olduğunu söyleyenCİSED Genel Sekreteri Psikolojik Danışman Fatma Ayrık “Doktorlar, cinsel terapistler ve diğer sağlık personeli genelde şikâyeti geçiştirme eğilimindedir ve genelde uygunsuz yöntemler önerebilirler (alkol almak, sakinleştirici ilaç kullanmak, vb.). Hastalar genelde yanlış anlaşılmış, örselenmiş, izole edilmiş ve umutsuz hissederler. Bu sorunla yaşamak zorunda bırakılırlar ya da sorunu adlandırmak, açıklık getirmek için sonsuz uğraşlara girişirler. Bize başvuran kadınların hemen hemen hepsi bu garip durumdan etkilenen “tek kişi” olduğunu iddia ederler. Bu his birçok erkek tarafından da paylaşılmaktadır. Bizimle konuştuklarında ise bu durumun ne kadar sık olduğunu öğrendiklerinde şok olurlar ancak kendileri gibi olan hastalarla buluşunca kendilerinde oluşan duygusal rahatlamayı göstermekten çekinirler.” dedi.;
  • Erkeğin cinsel ilişkiden kaçması

    Erkeğin cinsel ilişkiden kaçması

    Yatakta ‘başım ağrıyor’ cümlesinin sadece kadınların sığındığı bir bahane olduğu düşünülse de erkekler de çoğu zaman cinsellikten kaçıyor.Onların yataktan kaçma sebepleri ise çoğu zaman biz kadınlardan farklı oluyor.

    Erkeklerin her zaman cinselliğe hazır olduğu düşüncesi aslında onların sırtındaki ağır bir yük gibi. Çünkü erkekler de bazen cinsellikten soğuyabiliyor, cinsel ilgisi ya da isteği azalabiliyor. Bu sorun sadece partnerle ilgili olabilirken bazen de ruhsal ve fiziksel nedenlerden kaynaklanıyor. CETAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Eğiticisi, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Cinsel İşlev Bozuklukları Polikliniği’nde görev yapan Psikiyatri Uzmanı Dr. Ejder Akgün Yıldırım, “Erkeklerde cinsel isteksizlik aslında sanıldığından daha önemli bir sorun. Bu sorunları dört grupta toplayabiliriz. Birincisi herhangi bir neden yokken kişide cinsellikle ilgili isteğin kaybolması. İkincisi başka bir cinsel sorun olmasından dolayı cinselliğe yönelik ilgi ve isteğin zaman içinde kaybolması. Bunların içinde ilk sırada sertleşme bozukluğu, ikinci sırada da erken boşalma sorunu görülüyor. Üçüncü sıklıkta ise eşine ait cinsel bir sorun olması geliyor. Dördüncü grup başka bir hastalığa ya da kullanılan ilaçlara bağlı olarak ilgi ve isteğin kaybolması durumu oluyor” diyor.
    Uzun süre alkol ve madde kullanıma bağlı olarak da cinsel istek azalabiliyor.

    CİNSEL SORUNLAR
    Dr. Ejder Akgün Yıldırım, “Sertleşme sorunu yaşayan erkek için, cinsellik keyif veren bir şeyken ‘Acaba tekrar sertleşme olacak mı?’ gibi bir müsabaka haline gelebiliyor. O andan itibaren cinsellik kaygı vermeye başlıyor, çünkü her olumsuz deneme kişide ciddi sıkıntılara yol açıyor. Özellikle erkek cinselliğine önem veren, erkeğin temel kimliğini cinsellikle tanımlayan kültürlerde sertleşmeyle ilgili sorunlar olması gerektiğinden daha fazla ruhsal sıkıntılara neden oluyor. Bu da beraberinde cinsellikten kaçınmayı getiriyor. Her dört erkekten birinde görülen bir başka sorun da erken boşalma. Erkeklerde cinsellikten kaçınmanın önemli faktörlerinden biri de bu sorun oluyor. Çünkü zamanla cinsellikle ilgili algıların değişmesi özellikle kadın cinselliğinin öne çıkmasıyla, her iki tarafın da doyum alması önemli hale geldi. Erken boşalma ise bu duruma bir engel. Kişi bunu çok dert ederse cinsellikten kaçınma olabiliyor” diyor.

    Bir neden olmayabilir
    Eşiniz bir neden yokken cinsel ilişkiden kaçıyorsa bunun belirli bir nedeni olmayabiliyor. Bazı erkekler cinselliği normal şekilde yaşarken bir anda cinsel ilgilerini kaybedebiliyor. Kadınlarda daha fazla görülen bu durum sonradan ortaya çıkabileceği gibi cinselliğe aktif olarak başlanan ergenlik döneminden itibaren de görülebiliyor. Bu sorunun altında yatan sebepler arasında cinsellik konusunda katı kurallarla yetiştirilme, cinselliğin ahlak dışı olarak kabul edilmesi olabiliyor. Kişinin heteroseksüel ilişki yerine homoseksüel ilişkiye yönelmesi ve bunu yaşayamıyor olması da cinsel isteksizliğe yönlendirebiliyor.

    Cinsel mitler
    Yaşanılan toplumdaki cinsel tabular, mitler, cinsellikle ilgili inanışlar da erkeğin cinsel hayatını etkiliyor. ‘Cinselliği erkek başlatır, erkek cinselliği her zaman ister’ gibi inanışlar erkekte cinselliğe yönelik birtakım yükler getiriyor. Bu yükler bir süre sonra cinsellikten uzaklaşmasına neden olabiliyor. Erkekler cinselliğe her zaman hazırdır inancı cinselliğin başarı göstermesi gereken bir yarışma gibi tanımlanmasına neden oluyor.

    Hastalıklar
    Kalp damar, diyabet, psikiyatrik sorunlar gibi birçok hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlar da cinsel istek kaybına neden olabiliyor. İlaç kullanımı dışında hormonal bozukluklar, yaralanmalar sonucu gelişen durumlar ve metabolizma hastalıkları da cinselliği etkiliyor. Dr. Ejder Akgün Yıldırım, “Kişinin yaşam zorlukları, ilişki sorunları ve psikiyatrik rahatsızlıklara bağlı ilgi, istek kaybı da olabiliyor. Ani bir kayıp, kişinin işlerinde yaşadığı maddi kayıplar, stresli durumlar, ilişkide yaşanan ciddi bir aldatılma, huzursuzluk da kişinin cinselliğe ilgisini etkiliyor. Psikiyatrik hastalıklar içinde ise depresyon başta olmak üzere doğrudan cinsel isteğin kaybına neden olabiliyor. Cinsel saldırıya maruz kalma, ağır ruhsal hastalıklarda da bu durum söz konusu” diyor.

    Partnerin sorunları
    Eğer birlikte olduğu kadın cinsel bir sorun yaşıyorsa erkekte bir süre sonra cinsel ilgisizlik görülebiliyor. Kadının cinsel isteksizliği, uyarılma sorunu, ağrılı cinsel ilişki, orgazm olamaması ya da vajinismus erkekte de cinsel isteksizliğe neden olabiliyor.

    İkili ilişkilerde yaşanan sorunlar
    Eşler arasında herhangi bir iletişim sorunu varsa bundan ilk etkilenecek nokta cinsellik oluyor. Cinsellik kendi içinde de bir iletişimdir. Eğer çiftlerin birbirlerinden beklentilerinde sorun olduysa, küsme gibi bir durum ortaya çıktıysa cinsellik bazen bu sorunu aşabilse de bazen de ilk etkilenen alan olabiliyor. Aldatma gibi bir sorun yaşanıldığında ise cinsellik kişinin karşı tarafla paylaşacakları açısından sıkıntı vermeye başlıyor. Çünkü kişi ihanete uğradığını düşündüğünde cinsel istek kaybı yaşayabiliyor.

    Ne yapılabilir?
    Dr. Ejder Akgün Yıldırım, “Her çiftin kendilerince geliştirmiş olduğu bir iletişim dilinin olması gerekiyor. Cinsel terapilerde çiftler arasındaki iletişimin yetersiz olduğunu görüyoruz. Cinsellikte iletişim yeterli değilse cinsel sorun da ortaya çıkıyor. Toplumdaki inanışlardan biri konuşmanın cinselliğin büyüsünü bozduğu yönündedir, oysa bu doğru bir düşünce değil. Cinsellikte iletişim tekniklerinde çiftlerin sevişme sırasında sözel ya da bedensel olarak mesaj verebileceklerini öğretiyoruz. Bu mesajın sağlıklı olduğunu belirtiyoruz. Çiftler cinsellik sırasında neden konuşmaz? Çünkü cinsellik alınganlığa açık bir alan, yanlış anlaşılmalar olabiliyor. Sorunlar reddedilme gibi anlaşılabiliyor. Cinsellikle ilgili konuşmak ayıp gelebiliyor” diyor.

    İletişim nasıl kurulabilir?
    Çiftler bazen kendini haklı göstermek istiyor. Tartışmanın da bazı kuralları oluyor. Her iki tarafın da belirli bir süre konuşma süresi olmalı. Kendi haklılığını değil, kendi yanlışını görmek üzerine konuşmak gerekiyor. Beş dakikalık bir konuşmada “Ben bu sorunda şu noktalardan dolayı doğru yapmamış olabilirim” demek, yani karşı tarafı suçlamayarak konuşmak gerekiyor.

    formsante

  • Hayali bir ağrı algısı vajinismusa yol açabilir…

    Hayali bir ağrı algısı vajinismusa yol açabilir…

    Benim vajina deliğim yok!

    Vücudundan ve vücut fonksiyonlarından korkmanın vajinismuslu kadınlarda sık rastlanan bir durum olduğuna dikkat çeken CİSED Genel Başkanı Dr. A. Cem Keçe; “Birçok kadın kendi cinsel organlarının yapısı ve yeri hakkında bilgi sahibi değillerdir. Sık rastlanan endişeler vajinanın deliğinin nerede olduğunun bilinmemesinden kaynaklanır. “Vajina sonsuzdur”, “Tüm vücut boyunca vajina devam eder”, “Vajina içinde bir şeyler kaybolabilir”, “Benim vajina deliğim yok”, “Eşim ya yanlış deliğe girmeye çalışırsa”, “Cinsel birleşmenin nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum”, “Cinsel ilişkiye girersem vücudumu parçalanabilir”, “Penis vajinama girerse orada sıkışıp kalabilir, hastanede doktorlar levye ile ayırmak zorunda kalabilirler”, “Cinsel ilişkiye girersem çok kanamam olur ve hastaneye zor yetiştirirler”, “Vajina sterildir ve içine kirli hiçbir şey giremez”, “Benim vajinam asla bir erkeğin penisi için uygun değil”, “Vajinam açık bir yara gibidir”, “Cinsel ilişkiye girmek vajinamda yaralanmaya yol açabilir”, “Kana bakmaya dayanamıyorum”, vb. hatalı ve yanlış düşünceler yani cinsel mitler kadınlarda vajinismusa yol açabiliyor.Gerçek ise vajinanın cinsel birleşmede dokunmak ve penisi kabul etmek için inşa edilmiş bir organ olduğudur.Vajina steril değildir sadece temiz bir alandır. Vajina ortalama işaret parmağı uzunluğundadır (10 cm.) ve sonunda rahim ağzı bulunur. Vajina cinsel ilişki sırasında sertleşmiş bir penisin hepsini içine alabilecek kadar esneme ve uzama kabiliyetine sahiptir. Minyon yapıda olmak vajinanın da küçük olduğu anlamına gelmez. Bu açıklamalar tatmin edici gözükse de vajinismustan muzdarip kadınlar ilk kez başarılı bir birleşme yaşamadan bu konu hakkında genellikle ikna olmazlar.” dedi.
     
    Kadın alıcı, erkek yapıcı durumdadır
    Vajinismusun farklı kombinasyonlar şeklinde ortaya çıkabileceğini ifade eden CİSED Genel Başkan Yardımcısı Psk. Gülüm Bacanak; “Vajinismus her yaştan, her kültürden, her dinden, her sosyoekonomik ve eğitim seviyesinden, bekar, evli ya da eşcinsel kadınları etkileyebilir. Ayrıca inanılanın aksine cinsel istismara maruz kalan kadınların birçoğunda vajinismus gözlense de cinsel istismar vajinismusun en sık sebebi değildir. Cinsel ilişkilerde kadın alıcı, erkek ise yapıcı durumdadır. Toplumumuzda kadınlar içine alan veya içine girilen olarak anılırken, erkekler içe giren veya kontrol eden olarak kabul edilir. Yani cinsel ilişkilerde kadının kontrolünün olmadığı kabul edilir. İşte bu kontrol edememe durumu vajinismus olarak karşımıza çıkabilir. Cinsel ilişkide kontrolün kendinde olmadığını düşünen kadın korkar ve zarar görebileceği fantezileri geliştirebilir. Aynı duygusal durum jinekolojik muayene gibi cinsel olmayan duhul hallerinde de geçerlidir. Muayene sırasında kontrol doktorun elindedir. Bu nedenle vajinismuslu kadınlar jinekolojik muayene olmaktan da çekinirler.” dedi.
     
    “Hayali bir ağrı algısı” vajinismusa yol açabilir
    Vajinismusun arka planında cinslerin yetiştirilme tarzları arasındaki farklılıkların yatabileceğine dikkat çeken CİSED Genel Sekreteri Psk. Dan. Fatma Ayrık; “Oğlan çocukları erken yaşta kendi cinsel organlarını keşfeder. Çünkü cinsel organları dışta yer alan, gözle gözlenebilen ve idrar yaparken kullanılan bir organdır. Ayrıca oğlan çocukları büyüyerek erkek olduklarında cinsel organlarının şekli, yapısı, diğer erkeklerin cinsel organları ile karşılaştırmaları ve cinsel yakınlaşma sırasında ne şekilde dokunulmaktan hoşlanacakları konusunda fikir sahibi olmuşlardır. Bunun aksine kızların cinsel organları vücudun içine yerleşmiş, gözlemlenemeyen ve bir nevi gizem taşıyan bir durumdadır. Bu gizemin zaman zaman korkutucu olabileceği ve vajinismusa sebep olabileceği bir gerçektir. Ebette kişinin karakteri ve duygusal hali onun vajinismus geliştirip geliştirmeyeceği konusunda ve güveni bir şekilde vücudunu keşfedip edemeyeceği konusunda belirleyicidir. Herhangi travmatik deneyim, özellikle cinsel organlara, vücut ve zihinde olumsuz bir etki yaratabilir ve vajinismusu tetikler. Vajinismuslu kadınlar için cinsel birleşme her zaman ağrıyı çağrıştırır. Bu ağrı ilk deneyimde yaşadığı gibi gerçek bir ağrı olabileceği gibi daha önce yaşamadığı hayali bir ağrı algısı olabilir. Bu algı sempatik sinir sistemine gönderdiği sinyallerle koruma mekanizması olarak aşk kaslarının kasılmasına sebep olur. Yapısal olarak bu kasılma vajinanın çapını daraltarak cinsel birleşmenin ağrılı olmasına ve dolayısıyla da vajinismusa neden olabilir. İstenmeyen bir cinsel durum kendini kötü ya da zorlanmış hissetmeye, çaresizliğe, kendini koruma dürtüsüne ve dolayısıyla vajinismusa sebep olabilir. İstenmemesine rağmen zoraki ilişkiye girmek hem duygusal baskıya hem de vajinanın kuruluğuna bağlı sürtünmeye ve ağrıya yol açar. Herhangi bir sebepten dolayı vajinal kuruluğu olan ve bununla nasıl boşa çıkabileceğini bilmeyen kadınlarda cinsel birleşmeye karşı direnç sebebiyle vajinismus gelişebilir.” dedi.
  • Cinsel gücü arttıran besinler

    Cinsel gücü arttıran besinler

    Cinsel gücü artırdığı düşünülen besinler ile çoğu yerde sık sık karşılaşmışsınızdır. Somon balığı, çikolata, avokado, istiridye, fındık, sarımsak,kereviz, enginar, kuşkonmaz, zencefil, ginseng gibi sağlıklı ve daha güçlü bir cinsel hayata kavuşmanızda yardımcı olacak besinler dışında, aslında her gün karşılaşabileceğiniz ve elinizin altında olanların da bu anlamda etkili olabileceğini unutmayın.

    Börülce

    Yüksek tansiyonu düşüren, B1 vitamini açısından zengin olan börülce, C vitamini ve protein bakımından da zengin. Ama özellikle son yıllarda yapılan araştırmalar, cinsel gücü artırdığını da söylüyor.

    Yoğurt

    Genellikle bağırsak problemleri için önerilen yoğurdun, geçtiğimiz aylarda ABD’de ( MIT ) yapılan bir araştırmada cinsel gücü artırıcı etkiye sahip olduğu tesadüfi olarak anlaşılmış.

    Karpuz

    ABD’de geçtiğimiz aylarda yapılan yeni bir araştırma, karpuzda bulunan citrulline maddesinin iktidarsızlığa iyi geldiğini söylüyor. Cinsel gücü artırdığı, afrodizyak etkiye sahip olduğu söylenen karpuzların üzerine şu sıralar İtalya’daki sebze ve meyve yetiştiricileri ‘cinsel gücü artırır’ etiketi yapıştırmaya başlamış bile…

    Çilek, kiraz…

    Kan akışkanlığı sağlıklı ve güçlü bir cinsel etki için son derece mühim. Antosiyaninden zengin olan çilek, kiraz, yabanmersini, böğürtlen ve ahududu, kan akışkanlığını hızlandırmaya yardımcı olduklarından, bu anlamda oldukça faydalı olabilirler.

    Domates

    Libido artırıcı etkisi olduğu düşünülen bir başka sebze de likopenden zengin olan domates…

    Acı Biber

    Kan akışını hızlandıran bir başka besin de acı biber. Sinir uçlarını da etkiliyor, cinsel güce katkıda bulunuyor.

    Yumurta

    B5 ve B6 vitaminlerince zengin olan yumurta da hormon seviyesini dengeliyor ve kişiyi stresten uzaklaştırmaya yardımcı oluyor. Cinsel gücü artırıyor…

    Ananas

    İçeriğindeki bromelin enzimi kadın ve erkeklerde libidonun artmasını sağlamakta.

  • İlişkiyi öldüren yatak odası alışkanlıkları!

    İlişkiyi öldüren yatak odası alışkanlıkları!

    Uzatmak, ısrar etmek: Evlilikleri 20 seneden fazla süren insanlara bu kadar zamanı sağlıklı bir şekilde nasıl birlikte geçirebildikleri sorulduğunda, beş çiftten dördü istinasız aynı cevabı veriyor: “Yatağa asla kızgın girmeyin.” Bunun eski kuşakların, yeni nesle ilişkilerini korumaları adına önerdiği bir klişe olduğunu düşünebilirsiniz ama öyle değil. Uyumadan ve hatta yatağa girmeden önce problemleri çözmek, sadece zihnen, ruhen ve fiziksel rahatlamanızı sağlamıyor aynı zamanda iki insan arasındaki samimiyetin seviyesini yükseltiyor. Konuyu uzatmak ve sinirli hali korumak ise problemi ertesi güne de taşıyor ki bu da bir çift arasındaki duygusal mesafeyi genişletiyor. Eğer diğer çiftin iyi bir evlilik için ne önerdiğini merak ediyorsanız: “Sekse her zaman evet deyin.”

    Çarşafların altında atıştırmak: Eğer yatakta yemek yemeyi seviyorsanız ve sevgiliniz için aynı şey geçerli değilse, bunu bir kez daha düşünün deriz! Libidoyu yatağın içinde yuvarlanan bir kurabiye parçasından ya da hevesle yanan teninize yapışan ıslak, yumuşak ve ne olduğunu dahi bilmediğiniz bir yiyecekten daha kolay öldüren bir şey olamaz.

    Ev hayvanı: Köpeğiniz ya da kedinizi çok seviyor ve mümkün olduğu sürece yanınızdan ayırmıyor olabilirsiniz. Ama bu sizin tercihiniz. Bir ilişki yaşamaya karar verdiğinizde, karşınızdaki insanın sizinle aynı hisleri paylaşmak zorunda olmadığını bilmelisiniz. Bu bir nevi çocuklu çiftlerin yatağını çocukları ile paylaşması gibi.. Daha da kötüsü, herhangi bir hareketlenmede köpeğiniz sadece ağlamayacak, uluyacak, havlayacak, tırmalayacak ve belki de ısıracak…

    O koku: Kötü kokular, en az iyi olanlar kadar etkiler insan psikolojisini. Bahsederken bile insanı rahatsız eden ter, ağız kokusu ve benzerleri… Muhtemelen sizsin de hoşlanmadığınız bir konu ama sandığınızdan daha yaygın. Pek çok insan, ilişkisi belirli bir süreyi doldurduktan sonra rahat davranmaya ve kendilerine ilk zamanlar gösterdikleri özeni artık göstermemeye başlıyor. Halbuki her şeyden önce kendimize olan saygımız vücudumuzun bakımını ihmal etmemizi gerektirmiyor mu?

    Diğer kötü yatak odası alışkanlıkları arasında uyku esnasında konuşmak, özellikle de eski sevgiliye dair sayıklamak ve sevgiliye sarılmayı ihmal etmek sayılabilir…

  • Çiftler cinsel ilişkiye giremiyorsa…

    Çiftler cinsel ilişkiye giremiyorsa…

    Çiftler ilişkiye giremiyorsa bekliyor!
    Bu çalışmanın gözler önüne serdiği bir başka gerçek de vajinismus problemi yaşayan çiftlerin bu olumsuzluğu kabullenip hiç doktora başvurmaması. Dr. Ece Hattat’ın verdiği bilgilere göre bu kadınlar doktora başvurmadan önce ortalama 2,5 yıl beklediklerini belirtiyor: “ İlk girişimdeki başarısızlıktan sonra her çift genellikle sorunun geçici olduğunu ve çözüleceğini düşünüyor. Daha sonraki girişimlerde de ilişki gerçekleşmeyince kadında sıkıntı, gerginlik, kadınlığında eksiklik olduğu düşüncesi ortaya çıkmaya başlıyor. Erkek ise eşi tarafından istenmediği, reddedildiği duygularına kapılmaya başlıyor. Bu nedenle önerimiz, en azından 1 hafta kadar bekleyip, sorunu kendi başlarına çözemezlerse profesyonel yardım almaları yönünde”

    Dr. Ece Hattat derneğin cinsel sağlık bilgi hatlarına yapılan aramalarda da kadınlarda başta vajinismus olmak üzere en sık cinsel isteksizlik, orgazm sorunları, cinsellikten zevk alamama, uyarılma ve ağrı hastalıkları görüldüğünü belirtiyor: “Bunların sebeplerine bakıldığında organik faktörlerle yani damarsal, hormonsal, sinirsel sorunlar gibi problemlerle birlikte kadının cinselliği nasıl öğrendiği, eski deneyimleri, ilişki problemleri, iletişim sorunları, kültürel baskılar gibi psiko-sosyal nedenler de önemli yer tutuyor. Örneğin kadınların cinsellik hakkında konuşmasının tabu olduğu bir ortamda yetişen bir kadın bu durumda cinselliğe karşı korku, utanç gibi hisler geliştirip cinsel isteksizlik duyabiliyor.

    Bu durumda da cinsel cevabın gelişmesi için gereken damarsal, hormonal, sinirsel faktörler azalıp bir uyarılma veya orgazm sorunu gelişebiliyor. Kadın cinsel fonksiyonları erkeklere göre daha karmaşık ve duygusal bir yapı olduğundan duygusal, zihinsel faktörler de kadın cinselliğini çok etkiliyor ve birkaç cinsel sorun bir arada görülebiliyor. Yani bir kadın yaşı nedeniyle vajinal kayganlık sorunu yaşıyorsa ağrı problemi hatta cinsellikten uzaklaşma da yaşayabiliyor. Bir de erkeğin sorunu kadını etkiliyor. Partnerin sertleşme sorunu, erken boşalma, penisteki anatomik şekil veya hacim bozuklukları kadının cinsel hayatını olumsuz etkiliyor, tatminini azaltıyor. Maalesef, birçok kişi cinsel probleminin psikolojik olduğunu düşünüp doktora başvurmuyor. Hatta 10 kişiden sadece 1’i konuyla ilgili bilimsel bilgi arayışına giriyor. Oysa tüm cinsel sorunların tedavisi mümkün.”

    Türkiye’de cinsellik tabu olmaktan çıkmalı
    Dr. Ece Hattat Türkiye’de cinselliğin tabu olmaktan çıkması gerektiğini söylüyor: “Cinsel eğitimin artması, doğru ve anlaşılır cinsel bilgilerin özellikle ergenlikten itibaren topluma ulaştırılması ile tabuların kırılacağına inanıyoruz.”

  • Vajinismuslu çiftler

    Vajinismuslu çiftler

    Bir erteleme ve kaçınma hastalığı olan vajinismus nedeniyle çiftlerin yanlış tedavilere yönelmeleri çözüm sürecini aksatabiliyor. Toplumsal çalışmaları ve basın açıklamalarıyla ülkemizde gündem yaratabilen Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED), ülkemizde evli ve cinsel hayatı olan her on çiften birinde görülen vajinismus hakkında yeni bir basın açıklaması yaptı. İşte CİSED’in basın açıklamasından çok çarpıcı başlıklar:

    Çiftler çoğu zaman vajinismustan değil çocuk sahibi olamamaktan şikâyetçi

    Evlenirken her çiftin cinsellikle ilgili beklenti ve hayallerinin olduğunu, vajinismus sorunu ortaya çıktığında bunların ilk geceden yıkıldığını ve balaylarının kâbusa dönüşebildiğini ifade eden CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; “Vajinismus; kadın bedeninin penis-vajina birlikteliğini içeren cinselliği reddedişidir.Çiftler vajinismus sorunu ile karşılaşınca önce büyük bir üzüntü ve çaresizlik yaşamakta ve bu sorunu en yakın çevrelerinden bile saklamaktadırlar. Başlangıçta sorun genellikle ya görmezden gelinmekte ya da kendiliğinden düzeleceği düşünülerek bir cinsel terapiste başvurma kararı sürekli ertelenmektedir. Cinsel terapiye başvurma kararı verildiğinde ise, sihirli bir değneğin kendilerine dokunmasını ve hayatlarına sorunsuz olarak devam etmeyi arzu etmektedirler. Bu nedenle de hızlı ve mucize tedavilerde umut aramaktadır. Bunlar kızlık zarının ameliyatla aldırılması, anestezi altında cinsellik yaşamak, botoks uygulamaları ya da tek seanslık tedavi yöntemleriolabilmektedir. Bu yöntemler çiftin hem paralarının hem enerjilerinin hem de umutlarının tükenmesine neden olabilmektedir. Çünkü deneyip de başarısızlıkla sonuçlanan her tedavi girişimi çifti dipsiz bir kuyuya doğru sürükleyebilir, umutlarını kırabilir ve daha sonraki tedavi girişimlerini de güçleştirebilir.  Sorunların devam ediyor olması çiftin daha çok yıpranmasına ve cinselliği daha kötü algılanmalarına neden olabilir. Çiftler, bir süre sonra bunun bir kader olduğunu kabul etmeye başlayabilir, cinsellikten uzaklaşabilir veya cinselliğe küsebilirler. Hatta bir evliliği tamamlayamamayı kişisel başarısızlık olarak algılayan çiftler, penis-vajina birlikteliğini içermeyen yalan bir cinsel hayat yaşamaya başlayabilirler. Zamanla cinsel birleşme denemeleri giderek seyrelebilir veya “sürtünme” ile boşalma alışkanlığı geliştirebilirler. Son aşamada iç dünyalarında fırtınalar kopmaya başlayan çiftler; birbirlerinden gün geçtikçe uzaklaşabilirler, çocuk sahibi olmalarına yönelik çevrelerinden gelen baskılarla yanlış üstüne yanlışa sürüklenebilirler. Çocuk sahibi olmak için aşılama ya da tüp bebek yöntemine yönelebilirler. Hattaçiftler çoğu zaman vajinismustan değil çocuk sahibi olamamaktan şikâyetçi olabiliyor.Aslında emek veya çaba harcamaktan kaçınan çiftler kendilerini daha yoğun bir mücadelenin içerisinde bulurlar ve bu süreç, onların tüm güzellikleriyle birbirlerini yaşamalarına engel olur. Artık onlar için amaç evliliğin başında olduğu gibi mutlu olmak değil; utanç, kızgınlık, umutsuzluk duyguları ile kurdukları yalan dünyalarına sığınmak ve gizlenmektir.Ancak bazı çiftler daha baştan boşanmayı tercih edebiliyor yani vajinismus yuvaları yıkabiliyor.” dedi.

    Vajinismus tedavisindeki en önemli faktör güvendir

    Sebebi ne olursa vajinismusun tedavisinin mümkün olduğunu ifade eden CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör; “Cinsel hayatın penis-vajina birlikteliğini içermemesi, sağlıklı olmaması kişinin ruh sağlığını bozabilir, günlük hayatını ve tüm ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Aldatma, duygusal ve fiziksel şiddet, saygısız davranışlar, duygusal tatminde azalma, herkesin rahatça girdiği cinsel ilişkiye “biz nasıl giremiyoruz veya neden biz?” şeklindeki suçluluk, eksiklik hissi, utanç duyma, kendinden nefret etme, hayal kırıklığı, bunaltı, sıkıntı, umutsuzluk, çaresizlik, gibi durumlar da vajinismustan kaynaklanabilir. Bunalım ve sıkıntıya düşen çift kendilerine ve birbirlerine güvenlerini yitirebilir. Bu nedenle vajinismus tedavisindeki en önemli faktör çiftin kendilerine, cinsel terapistlerine ve uygulanan tedavi yöntemlerine karşı hissettikleri güvendir. Çünkü mutluluğu yakalamak çok zor değildir, mutluluk, tedavi kararının sağlıklı alınmasına ve başvurulacak cinsel terapistin doğru seçimine bağlıdır. Unutulmamalıdır ki, vajinismusun %100 tedavisi vardır ve cinsel terapidirbaşlangıçta zor gibi görünen yol, içine girildiğinde en kolay ve en keyif veren yol olabilmektedir.” dedi.

  • Cinsel Organ Hasarı Problemine Son

    Cinsel Organ Hasarı Problemine Son

    İşte fonksiyon kaybı olarak meydana gelen ve cinsel hayatı zorlayan hasarların oluşma sebepleri ve tedavi yöntemleri…

    Kadın cinsel organlarında görülen dinamik ve fonksiyon kaybı, bu bölgedeki kaslarda gevşeklik, vajina kanalında genişleme, şekil bozuklukları, idrar kaçırma gibi sorunlara yol açabilir.

    Kadın cinsel ilişkide yetersizlik duygusu ve özgüven problemi yaşayabilir. Pek çok kadının dile getiremediği ancak kendisine büyük rahatsızlık veren cinsel organ hasarları acı çekmeden ve iz kalmadan kolayca tedavi edilebiliyor.

    Hamilelik, normal doğum, kilo alımı, sigara, hormonal bozukluklar, menopoz ve yaş gibi nedenlerle kadın cinsel organlarında görülen dinamik ve fonksiyon kaybının kısa sürede nasıl tedavi edilebileceğini ART Tıp Merkezi Kadın Hastlıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Berrin Karakuy anlatıyor.

    Kadın cinsel organlarında şekilsel ve fonksiyonel bozukluğa yol açabilen nedenler

    -Kilo Alımı

    -Hamilelik ve normal doğum

    -Sigara

    -Hormonal bozukluklar

    -Kronik öksürük

    -Yaş ve menopoz

    Acı çekmeden ve iz kalmadan tedavi mümkün!

    Kadının yaşamını ve ruhsal durumunu olumsuz etkileyen şekilsel ve fonksiyonel bozukluklar, IntimaLase (Lazerle Vajina Daraltma ve Yenileme Sistemi) ile kolayca çözmek mümkün. IntimaLase tedavisi, yeni non-invaziv Er: YAG lazer teknolojisi sayesinde ameliyat, anestezi, kesi ve dikiş gerektirmeden, çok kısa bir sürede vajina kanalını sıkılaştırıyor. İşlem gün içinde 20-25 dakika gibi kısa bir sürede uygulanabiliyor ve hasta hemen normal yaşantısına devam edebiliyor. Uygulama esnasında ya da sonrasında acı yaşanmıyor ve komplikasyon oluşma riski yok.

    IntimaLase, lazer ışınlarının dokularda oluşturduğu foto-termal etki ile yeni kolajen üretimini tetikliyor. Bu etki ile uygulama bölgesinde hem mevcut kolajen dokusu hızla yenileniyor hem yeni kolajen lifleri oluşuyor (collagen neogenesis and remodeling). Sonuçta vajinal kanalda daralma (ortalama % 17) ve yenilenme oluyor. Pek çok hastada tek uygulama yeterli olurken bazı hastalarda bir ay sonra ikinci bir uygulama gerekebiliyor.

    Er: YAG Lazer teknolojisi hangi durumlarda kullanılıyor?

    -Vajinal Daraltma (vaginal tightening) (IntimaLase)

    -İdrar kaçırma (inkontinans) tedavisi (IncontiLase)

    -Vulvar deri rengi açma (whitening)

    -Rahim Ağzı Yaraları (Cervikal dysplasia)

    -Akne ve akne lekeleri

    -Genital siğiller (condylomalar) ya da tüm vücut siğilleri, nasırlar

    -Gebelik yada kiloya bağlı çatlaklar

    -Güneş ya da doğumsal lekeler

    -Dolgu maddesi gerektirmeyen kırışıklıklar

    -Kılcal varis (spider veins) tedavisi

    -Skin tightening (deri sarkmaları)

    -Cerrahi iz bırakmış yaralar ve yatak yaralarını iyileştirme

    Uzmanlar ve hastalar neden IntimaLase tedavisini tercih ediyor?

    IntimaLase tedavisi ameliyat, anestezi, kesi ve dikiş gerektirmiyor. Uygulama esnasında veya sonrasında acı duyulmuyor ve 20-25 dakika gibi kısa bir süre içinde kolayca uygulanabiliyor. Hasta günlük yaşantıya hemen dönülebiliyor. Yöntem yüksek başarı oranları ve hasta memnuniyeti sağlayan etkili bir çözüm. Intimalase komplikasyon riski ve yan etkisi olmayan güvenilir bir sistem olduğundan uzmanlar ve hastalar tarafından tercih ediliyor.

    Womenist