Kategori: Cinsellik

  • Cinsel bilgisizlik sorunlara neden oluyor

    Cinsel bilgisizlik sorunlara neden oluyor

    Türk toplumu yeterince cinsel bilgiye sahip olmadığından dolayı birçok cinsel sorun yaşıyor.
    Psikoterapist Selma Henrichs, toplumumuzda cinselliği konuşmanın bir tabu olmasından dolayı eksik bilgi sahibi olan kadınların vajinusmus, erkeklerin ise çok sık erken boşalma sorunu yaşadıklarını söyledi.

    Almanya’nın Köln kentinde pozitif psikoterapist ve bağımlılık uzmanı olarak çalışan Selma Henrichs, Türk toplumunun yeterince cinsel bilgiye sahip olmamasından dolayı birçok cinsel sorun yaşadıklarını ve bu sorunlarını da gizlediklerini belirtti. Vajinusmus ya da erken boşalma konularının hastalarında çok sık görüldüğünü belirten Henrichs, bu sorunların temelinde eksik ya da yanlış bilgilendirmenin yattığını söyledi.

    Konuşmakta zorlanıyorlar

    Cinsel konularda insanların konuşmakta zorlandığını hatta bir uzmana gitmeye çekindiklerini dile getiren Selma Henrichs, “Cinsellik toplumumuzda bir tabu olarak görünüyor. İnsanlarımız bu konuda ailede çok fazla eğitim almadıkları için anne babayla bu konuyu konuşamadığı için ilerde eşler arasında da bu konuda konuşmak, olabilecek bir sorunu çözmek zor oluyor. Evlilik terapisine gelen çiftlerde cinsellik evliliğin temek parçası olduğu için tabi ki bu konularda konuşuluyor, eşlerin cinsel hayattaki birtakım problemlerini de çözüme kavuşturmaya çalışıyoruz. Burada gördüğüm insanlar diğer sosyal alanlardaki sorunlarını konuşmakta zorlanmazken olabilecek herhangi bir cinsel problemlerini söylemekte çok zorlanabiliyorlar” dedi.

    Sorunların temelinde yatan sebep

    Farklı sebeplerden dolayı kendilerine gelen birçok kişinin sorunlarının temelinde cinsel sorunların yattığının ortaya çıktığını da sözlerine ekleyen Henrichs şöyle konuştu: “Geliş sebepleri bu olmadığı halde birçok çiftte vajinismus sorunu görüyorum. Birkaç yıldır evli olmalarına rağmen aralarında hiçbir ilişki geçmediğini görüyoruz.

    Bu sorunu kendi aileleriyle konuşmak bile çok zor gelebiliyor. Burada sorun iki tarafında yanlış cinsel bilgilerinden dolayı kaynaklanıyor. Bizim toplumumuzda maalesef cinsel eğitim çok az, çevreden duyulan bilgiler de kişiyi yanlış yönlendirebiliyor. Kişilerde bir merak var ama bilgi yok, bazen o koruma çabaları ters tepkiler oluşturabiliyor. Örneğin genç kızlarda cinselliğe çok fazla merak oluşturup yanlış ilişkilere yönlendirebiliyor ya da aşırı derecede korku yaratıp vajinusmus gibi sorunlara yol açabiliyor, dolayısıyla tamamen cinsellikten soğuma ve frijite neden olabiliyor.

    Erken boşalma sorunu

    Erkeklerde erken boşalma sorununun çok yaygın şekilde yaşandığını da sözlerine ekleyen Selma Henrichs, şunları söyledi: “Yanlış cinsel bilgilendirmenin getirdiği sorunlar erkeklerde de farklı şekilde ortaya çıkıyor. Terapiler sonucu ne yazık ki birçok erkekte erken boşalma sorununun olduğunu görüyoruz.

    Türk erkeklerinin genelde ilk cinsel deneyimlerini bir birlikteliğin sonucu değil de duygusallıktan uzak bir şekilde rastgele dışarıda yaşamalarının sonucunda duygudan da yoksun bir birlikteliğin çok sağlıklı olmasını bekleyemeyiz. Burada kişi cinselliği doğrudan bir boşalma olarak gördüğü için bu da evliliğe kötü yönde yansıyor. Çünkü cinsellik evlilikte duygusallığın devamı niteliğindedir, dolayısıyla bu evliliği ayakta tutan temel öğelerdendir.

  • İyi Seksin Püf Noktaları

    İyi Seksin Püf Noktaları

    Özellikle uzun süreli birlikteliklerde, aşkı ve tutkuyu öldüren, monotonlaştıran cinsel hayat tarzından ziyade çiftin bakış açısıdır. Çünkü kadın ve erkek çift olmaya başladığı andan itibaren büyük tutkular ve cinsel tatminler yaşamaya başlar ve bu şehvet duygusuyla doyumsuz seksin kapıları ardına kadar açılır. Her şey güzel ve anlamlı giderken, ilerleyen zamanla birlikte çift kendi bedenlerini ve dolayısıyla istek ve arzularını da keşfetmeye başlar. Bu keşif bazen sancılı olabilir ve cinsel beklentilerden doğan anlaşmazlıklar yaşanabilir. Peki, daha iyi bir seks hayatı elde etmenin püf noktaları nelerdir?

    1-Kadının cinsel yoldan doyuma ulaşabilmesi için duygusal yönden sevildiğine, değerli olduğuna ve arzulandığına inanmasıgerekir. Bu erkeğin gözlerinde, sözlerinde, davranışların ve dokunuşlarında fark etmek ister. Erkek sevdiğini ve sevildiğini cinsel ilişkiyle fark edebilirken, kadın da cinsel ilişkiden haz alarak ve partnerine bu hazzı yaşatarak duygusal ihtiyaçlarını fark eder.

    2-Erkeğin kadının cinsel ihtiyaçlarının farklı olabileceğini anlaması gerekir. Çünkü bir kadına haz yaşatmak ve bu haz sonunda doyuma ulaştırmak tümüyle farklı bir konudur. Sanılanın aksine, erkeği mutlu eden her şey kadını da mutlu etmeyebilir. Bu nedenle, erkeğin partnerinin bedenini tanıması ve nasıl uyarıldığını bilmesi ve zamanla keşfetmesi gerekir. Kadının da bu keşfe yardımcı olması esastır.

    3Kadının erkeğe yaptıkları, aslında kendisine yapılmasını istedikleridir, erkeğin bunu anlaması gerekir. Her kadın erojen bölgelerinin keşfedilmesine yönelik erkeği yönlendirmek istemez ya da bunu yapamaz. Çekingen olan bir kadının bunu ifade edebilme yolu %87 oranında “Yaptığımı yap!” şeklindedir. Bu nedenle erkek, seks sırasında kadının ne yaptığına odaklanarak, asıl istediği şeyin ne olduğunu keşfedebilir.

    4-Cinsel birleşme sırasında, öpüşme ve dokunuşlarda, özellikle klitoral dokunuşlarda yavaş hareket edilmesi önemli bir ayrıntıdır. Erkek haz almaya başladığı noktada daha da sertleşirler ve kadının bu sertlikten hoşlanacağını düşünür fakat bu her daim böyle değildir. Özellikle erkek klitoral dokunuşlarda yavaşladığı takdirde, kadın çok daha fazla mutlu olur. Bu nedenle, erkek yavaş hareket etmeli ve kadının bedeninin sesini dinlemelidir.

    5-Kadın cinsel arzularını ne kadar hissederse ve istekleri ne kadar karşılık bulursa cinsel ilişkiden ve partnerinden o kadar zevk alır. Erkek uyarıldıktan hemen sonra testosteron hormon seviyesini düşürmek için boşalmayı hedefler, ancak kadının hormonları ancak bu seviyede çalışmaya başlar. Kadının cinselliği erkeğe göre geç ve tahrik olunca başlar ve erkeğin tersine kadın gerginliğini doyuma ulaşabilmek adına muhafaza eder. Bu gerginliğin muhafıza edilebilmesi için uyarıların yüksek olması, klitoral uyarının sevişme ve cinsel bileşme süresinde devam ettirilmesi gerekir.

    6-Kadın cinsel arzularını daha derinden hissedebilme peşinde olur. Bu da cinsel ilişki süresinin kaliteli bir şekilde uzatılması anlamına gelir. Ön sevişme sırasında yapılması gereken dokunuşlar, öpüşmeler, mimikler ve hislerin dile gelmesi söz konusu olunca, karşılıklı olarak hissedebilme yeteneği de kendiliğinden yükselir. Aslında bu sadece kadın için değil erkek için de eşsiz bir zevk, sevgi ve huzur kaynağıdır.
    Sonuç olarak, boşalmanın verdiği hazzı birlikte yaşamak, sevgi, zevk ve huzurun daha coşkulu bir şekilde ortaya çıktığını görmek, erkek açısından erkekliğinin onaylanması ve takdir edilmesidir, kadın açısından ise sevildiğinin ve değerli olduğunun ortaya çıktığı duygusal bir paylaşımdır.

  • Çocuk Cinsel Tacizi

    Çocuk Cinsel Tacizi

    Şüphesiz ki, her anne ve babanın en korkulu rüyalarından biri, en değerli varlıklarının yani çocuklarının tacize uğramasıdır. Çünkü taciz, insan yaşantısını değiştirmesi açısından cinayetten sonraki en ağır suçlardan biridir. Bu nedenle, başta ailelerin ve öğretmenlerin, çocukların tacizden nasıl korunması gerektiği ve eğer tacize uğramışlarsa bunun nasıl anlaşılacağı konusunda bilgi sahibi olması gerekir. Çocukları hedef alan cinsel suçlar arka arkaya patlak verince, toplumda endişe ve korku artıyor. Bu nedenle yıllardır görmezden gelinen çocuk tacizlerini masaya yatırarak, “Cinsel taciz nedir?”, “Ebeveynler çocuklarını taciz konusunda nasıl uyarmalı ve neler yapmalı?” veya “Tacize uğrayan çocuk kendini belli eder mi?” gibi soruları yanıtlamak istedim…

    CİNSEL TACİZİN ÜSTÜ ÖRTÜLMEK İSTENİYOR?
    Ailelerin çocuklarını tacize karşı eğitmeleri gerekiyor. Ülkemizde cinsel taciz vakalarında son yıllarda ürkütücü bir artış var; ancak toplum bu konuyu konuşmaktan ve gündemde tutmaktan utanıyor. Bu nedenle, hemen üstünü örtmeye çalışıyor. Her ne kadar bu tepkinin altında yatan birçok neden olsa da, en önemlilerinden biri bilgisizliktir. Peki, cinsel taciz nedir? Cinsel taciz veya cinsel istismar; çocuğun kendisinden en az 6 yaş büyük bir kişi tarafından cinsel haz amacıyla zorla ya da ikna edilerek cinsel etkileşime maruz bırakılmasıdır. Ensest yaklaşımlar, tecavüz, çocuğu pornografi ve fuhuş malzemesi yapmaktan, teşhircilik, cinselliği kışkırtan konuşmalar, cinsel ilişki ya da pornografik film seyrettirme, cinsel organları okşama ve oral sekse kadar hemen hemen her istismarcı eylem cinsel taciz kapsamında değerlendirilebilir. Diğer bir değişle, cinsellik içeren her türlü söz, fiil ve materyaller yardımıyla bir çocukla cinsel yakınlık kurmaya çalışmak, çocuklara yönelik cinsel taciz kapsamına girmektedir. Cinsel taciz, çocuğun duygularının cinselliğe alet edilerek taciz edilmesine bağlı olan ‘duygusal taciz’ ve cinsel içerik taşıyan dokunmalar da dâhil olmak üzere, sonucu tecavüzle biten saldırganlık arasındaki bütün davranışları içeren ‘fiziksel taciz’ şeklinde olabilir.

    ÇOCUKLARA “HAYIR!” DEMEYİ ÖĞRETMEK GEREKİYOR…
    Cinsel tacize karşı çocuklar “kendi bedenlerini koruma refleksi” ile büyütülmeli. Bir çocuğun tacize maruz kalmayacağından hiçbir zaman emin olunamaz ve tacize uğrama noktasında kız ve erkek çocukları aynı oranda risk altındadır. Çocuklara taciz ve tacizci yetişkinler tehlikesinden açıkça bahsetmek çocuğun tacizden korunabilmesi için yeterli değildir. Ebeveynler, çocuklarına ‘Hayır!’ demeyi öğretmeli, onlara istemedikleri şeyleri ifade edebileceklerini, yetişkinlere de ‘Hayır!’ diyebileceklerini, bundan dolayı suçluluk duymamaları gerektiğini anlatmalı, doğru gelmeyen şeyleri kendilerine iletmelerini söylemelidir. Ancak bunun yanında, çocukların her zaman abartılı söylemleri olabileceğini düşünmeli ama söylediklerini mutlaka araştırmalı ve asla kulak arkası etmemelidir. İstemiyorlarsa, birinin onları öpmemesi veya sevgi göstermemesi için kararlı olmalıdırlar. Ayrıca, çocuklara tehlikeli kişilerden korunmalarının tembih edilmemesi, onların sosyal gelişimlerini ve güven duygularını zedeleme riski taşır. Bu nedenlerden dolayı çocuklar, kendilerine yönelmiş bir taciz tehlikesine belki farkında bile olmadan refleks halinde karşı koymasını öğrenmelidir.

    KORKUTMADAN ANLATIN…
    Çocukları tacizden korumak için ebeveynlerin bazı öğütleri vermesi gerekiyor. Tehlike, her yerde tehlikedir; okul yolunda, park yakınlarında, eve dönüşte, spor sahalarının yakınlarında, arkadaşlarının evine gidip gelirken… Tehlikenin bulunabileceği yerler hakkında ebeveynler çocuklarını aydınlatmalıdır. Çocukların tanımadıkları şahıslardan para veya hediye almamaları, yabancı şahıslarla herhangi bir yere yalnız gitmemeleri, kesinlikle yabancıların arabalarına binmemeleri, evde yalnız kaldıklarında, tanımadıkları kimselere kapıyı açmamaları, telefonda yabancı kimselere bilgi vermemeleri, ıssız parklar, yollar vb. yerlerden uzak durmaları, toplu olarak oynayan çocukların yanından ayrılmamaları ve tek başlarına oynamamaları, takip edildiklerini hissettiklerinde büyüklerinden yardım istemeleri ve bu durumlarda ıssız yerlere değil kalabalığa doğru gitmeleri, tehlikede olduklarında bağırmaları, kaçmaları ve kendilerini müdafaa etmeleri gerektiği, kendilerine zarar vermek isteyen şahıslara iyi bakıp onları teşhis etmeleri ve araçlarının plakasını almaları, kendilerine veya arkadaşlarına bir şey yapıldığında derhal ailelerine haber vermeleri mutlaka anlatılmalıdır. Ancak, çocukların ‘Hayır!’ demeyi öğrenebilmeleri için onlara korkutmadan öğüt ve bilgi verilmelidir.

    ÇOCUKLARA MAHREMİYET DUYGUSUNU KAZANDIRMAK GEREKİYOR…
    Çocukların ebeveynlerine her konuda güvenmeleri ve her türlü sorunlarını onlarla konuşabilmeleri çok önemli bir durumdur. Tacizden korunmak için çocuklara mahremiyet duygusunun kazandırılması ve ‘Bedenim benimdir ve bana aittir!’ bilincinin verilmesi gerekir. Kendi bedenlerinin kendilerine ait olduğu hissini kazanamayan ve kendi bedenleri üzerinde başkalarının bir şeyler yapabileceğini düşünen çocuklar, rahatlıkla tacizcilerin tuzağına düşebilir. 3 yaşından itibaren çocuklara bu bilinç korkutulmadan ve güvensizlik yaratmadan verilmelidir. Bu bilincin sağlıklı bir şekilde çocukların iç dünyasına yerleşebilmesi için çocuklar cinsel meraklarından kaynaklanan sorularından dolayı ayıplamamalı ve cinsel konular onlarla rahat konuşulmalıdır. ‘İstemediğin halde bazen insanlar senin özel bölgelerine dokunmak isteyebilir. Buna izin vermemelisin. Böyle bir durum olduğunda yardım istemeli ve bize haber vermelisin’ şeklinde cinsel taciz konusunda çocuklar bilgilendirilmelidir. Terlemiş çocukların atleti izin alınmadan aniden çıkartılmamalı, ebeveynlerin 4 yaşından sonra çocuklarını öperken bazen, ‘Seni öpebilir miyim?’ diye müsaade istemeli, çocuklar eş, dost ve akrabalar tarafından cinsel organlarına dokunularak, öpülerek ya da vurularak sevilmemeli, çocuklara vücutlarında özel bölgeleri olduğu, doktorlar ve belli özel durumlar dışında kimsenin dokunmaması gerektiği uygun ve abartısız bir dille anlatılmalı, çocuklara olan sevgi gösterileri sırasında kendi güçsüzlüklerini hissettirecek kadar orantısız güç gösterisinden sakınılmalıdır. Ayrıca, çocuklar çıplak olarak ortada bırakılmamalı ve 4 yaşından itibaren çocuklara ortalık yerlerde çıplak dolaşmamaları gerektiği öğretilmeli, 4 yaşından sonra anne ve baba çıplak olarak çocuklarıyla aynı banyoda bulunmamalı, 4 yaşına girmiş çocuklara tuvaletin özel bir mekân olduğu ve tuvalet ihtiyacını gideren birinin başkaları tarafından görülmesinin doğru olmayacağı öğretilmeli, 7 yaşından sonra çocukların genital bölgelerinin başkalarınca görülmesine izin verilmemeli, , 7 yaşından sonra çocukların odasına girerken anne ve babaları izin almalı ve giyinip soyunurken izin alarak yardım etmelidir.

    EBEVEYNLER TACİZİ FARK EDEBİLİR!
    Ebeveynlerin çocuklarının evden çıktıktan sonra nerelere gittiği ve kimlerle oynadığını bilmesi çok önemli bir ayrıntıdır. Çocuk tacize uğradığında korkar, utanır, suçluluk duyar ve bu nedenlerle tacizi saklamak ister. Çocukların cinsel bölgelerinde sağlık açısından kızartı, kaşıntı veya ağrı gibi bir durum varsa, arkadaşlarından ya da ailelerinden uzaklaşıyorlarsa, belli bir kişi ya da yerlere karşı belirgin bir korku sergiliyorlarsa, birden bire el yıkama, simetri veya tırnak kopartma gibi takıntıları ortaya çıktıysa, dokunmaya tepki gösteriyorlarsa, fiziksel nedenlerle alakalı olmayan karın ağrıları varsa, sebepsiz yere huzursuzlaşıyorlarsa, gece uykuları bozulduysa, kâbuslar görüyorlarsa, durup dururken altlarını ıslatmaya veya altlarına dışkı kaçırmaya başladılarsa, resimlerinde, oyunlarında, hayallerinde cinsel tacize ilişkin unsurlar varsa, temizlenme ve arınma duygusuyla banyo yapma istekleri son zamanlarda yoğunlaştıysa, yaşlarından büyük cinsel davranış ve sözler içindelerse, çok sık mastürbasyon yapıyorlarsa ve bu durum açık hale geldiyse, cinsel oyunları abartılı oynuyorlarsa, cinsel nitelik taşıyan her şeye karşı olağan dışı bir ilgi gösterme veya bunlardan olağan dışı biçimde kaçınma sergiliyorlarsa, olağandışı bir saldırganlık görülüyorsa, evden kaçmayı düşündüklerini ifade ediyorlarsa veya intihar eğilimi gösteriyorlarsa, suça yönelme veya davranım bozuklukları gösteriyorlarsa ve okula gitmeyi reddediyorlarsa, bu çocukların tacize uğradığından şüphelenmek gerekiyor.

    ÇOCUKLARI TACİZE UĞRAMIŞ AİLELER NE YAPMALI?
    Ailelerin tacize uğramış çocuklarını suçlamak yerine sevgi, ilgi ve desteklerini fark edilir bir şekilde artırmaları gerekiyor. Çocukların taciz olayında suçlu değil, suçsuz oldukları ebeveynleri tarafından gerekirse defalarca anlatılmalıdır. Sanki böyle bir vaka hiç yaşanmamış gibi konu evde kapatılmalı ve aile çok korumacı bir tavra bürünmemelidir. Aksi bir durum, çocukların özgüven problemi yaşamalarına sebep olabilir. Cinsel olarak tacize uğrayan çocuklar ve ailelerinin acil profesyonel değerlendirme ve tedavi görmeleri gerekir. Tacize uğrayan çocuklara, yeniden özsaygı ve özgüven kazanabilmeleri, tacizden kaynaklanan suçluluk duyguları ile baş edebilmeleri ve travmanın üstesinden gelme sürecine girmeleri için uzman terapistler yardımcı olabilir. Bu tedavi, çocuğun yetişkinliğinde ciddi sorunlar geliştirme riskini de azaltacaktır. Eğer çevre baskısı çok fazla ise hem çocukların hem de ebeveynlerinin huzuru için başka bir şehre taşınmaları gerekebilir.

  • Erkeklerin içlerindeki sevgi…

    Erkeklerin içlerindeki sevgi…

    CİSED: “ERKEKLERİN İÇLERİNDEKİ SEVGİYLE BAĞLANTIYA GEÇME VE BUNU İFADE ETME YOLLARINDAN BİRİ SEKSTİR!”

    CİSED ONURSAL BAŞKANI DR. CEM KEÇE: “SEKS ŞİFA VERİR!”

    Cinsellik kavramı kadın ve erkekler için farklılıklar gösteriyor. Geçmişten bugüne uzanan “erkekler ve erotizm” veya “erkekler ve sekskadınlar ve romantizm” veya “kadınlar ve aşk” eşleştirilmeleri çiftlerin cinsel yaşamını ve çatışmalarının doğasını bir hayli etkiliyor. Erkeklerin sadece seks yapmak için kendileriyle ilgilendiklerini savunan ve bu nedenle onları yüzeysel olmakla suçlayan kadınların sayısı her geçen gün artıyor. Kadınların bu algılarının altında yatan nedenleri anlamaları, beklentilerin iyice arttığı günümüzde bir hayli zorlaşmış gibi görünüyor. Oysa cinsellik erkeklerin aşk ve sevgi duygularının farkına varmalarında çok önemli bir yer tutuyor. Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) cinsel terapistleri erkelerin erotizm alabilmek için romantizm vermelerinin, kadınlarında romantizm alabilmek için erotizmi sunmalarının önemine dikkat çekiyor.

    ERKEKLER SEKS İLE SEVGİLERİNİ GÖSTERİRLER…

    Erkeklerin seks ile sevgilerini gösterdiklerini söyleyen CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe; “Cinselliğin aşkı alevlendirdiği ve bağlılığı artırdığı artık kabul edilen bir gerçek oldu. Aslında bu işleyiş sanıldığı gibi kadınlara uzak bir düşünce değil. Kadınlarda aynı erkekler gibi cinsellik üzerinden duygularını açığa çıkartıyor, sevgi ve bağlılıklarını arttırıyorlar. Çünkü cinsellik, çift arasında olabilecek en üst düzeydeki yakınlaşmayı sağlayan, onların birbirlerini hem ruhsal hem de bedensel olarak tanımalarına ön ayak olan sıcak bir ilişkidir. Cinsellik; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatıdır… Doğaları gereği, duygusal olan, şefkate ve aşka önem veren kadınlar hisleriyle hareket ederken, sevgi açlığı duyan erkekler cinsel içgüdüleriyle aşka yöneliyorlar. Diğer bir değişle, seks erkeğin sevgi gereksinimi duymasını, kadının ise sevildiğini ve değerli olduğunu hissetmesini sağlayan önemli bir araç. Bu nedenle, kadınların erkeklerin sadece cinselliği düşündüklerini ve bu doğrultuda harekete geçtiklerini düşünmemeleri gerekiyor. Nasıl ki, kadınlar sevgi göstermenin yöntemlerinden biri olan dokunulmaktan hoşlanıyorlarsa, erkeklerde dokunmaktan hoşlanıyorlar ve seksi sevgilerini gösterme biçimi olarak yaşıyorlar. Kadınlar, erkeklerle aşklarını tazelemek adına iletişime geçmek istiyorlarsa, konuşmak, bakışmak, öpüşmek gibi eylemlerle sevildiklerini hissediyorlarsa, erkekler de sevildiklerini seks yoluyla hissederler ve gösterirler. Yani erkeklerin içlerindeki sevgiyle ve kadınsı yönle bağlantıya geçme ve bunu partnerlerine ifade etme yollarından biri sekstir. Kadınların bundan yakınmak yerine, bu farkı algılayıp erkeklerin kalplerinin kilidini seksle açmalarında fayda var. Çünkü ‘ sevmek’ belki bir şeydir ama ‘sevildiğini bilmek ve hissetmek’ çok şeydir, büyük bir zenginliktir…” dedi.

    ÇİFTLERİN ÖNCELİĞİ SEKS OLMALI…

    Çiftlerin önceliğinin seks olması gerektiğini savunan CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe; “Çiftlerin sağlıklı, mutlu ve haz dolu bir ilişkiye sahip olabilmelerinin yollarından biri ve belki de en önemlisi, cinsel ilişkilerinin kalitesi ve tutku düzeyleridir. Haz alınıp, verilen harika bir cinsel ilişki sonucunda erkekler içlerindeki sevgiyi hissedip, sevgilerini gösterirlerken, kadınlar da ihtiyaçları olan sevgiye ulaşmış oluyorlar. Çünkü erkelerin kalplerini açtıkları, sevgilerini gösterdikleri, şefkatlerini en iyi şekilde paylaştıkları ve içlerindeki kadınsı yönlerini fark ettikleri en iyi yöntemlerden biri sekstir. Aslında kadınlar da ön yargılarından arınıp, sağlıklı düşündüklerinde, seks ile yumuşadıklarını, gevşeyip, rahatladıklarını, sevildiklerini ve değerli olduklarını hissettiklerini ve daha çok partnerlerine bağlandıklarını göreceklerdir. Bu nedenle, çiftler ellerindeki en güçlü ve şifa veren silahı yani seksi daha çok kullanmalı ve hayatlarında vazgeçilmez bir yere koymalıdırlar. Böylece çiftler çok daha tutkulu bir cinsel yaşama ve hoş bir iletişime sahip olabilirler.” dedi.

  • Uykuda Seks Seksomnia

    Uykuda Seks Seksomnia

    Ayrıca benzer bir olay yine İngiltere’de yaşanmış ve uykusunda seks yaptığı genç kıza tecavüz ettiği iddia edilen 43 yaşındaki Stephen Lee Davies beraat etmişti. Bu tür haberlerle gündeme gelen ve “uykuda seks” olarak bilinen “seksomnia”; “uyku halindeyken kontrolsüz bir şekilde cinsel ilişkiye girme” veya mastürbasyon yapma ihtiyacı hissetme” olarak tanımlanır ve bir tür uykuyla uyanıklık arasında kalınan uyurgezerliktir. Bu nedenle seksomnia’ya “uyursevişirlik” de denir. İlişkileri olumsuz etkileyebilen bu hastalığa sahip kişiler, genellikle suçluluk duyarlar, durumlarından utanırlar ve doktora başvurmazlar. Ancak seksomnia’nın, korkulacak ya da utanılacak bir yanı yok. Bu nedenle, seksomnia olduğunu fark eden birey bunu partneriyle paylaşarak mutlaka bir terapiste ya da hekime başvurmalıdır.

    HIZLANDIRICI VE TETİKLEYİCİ FAKTÖRLER…
    Aşırı baskı altında olma, yoğun iş temposu, düzensiz beslenme, alkol alışkanlığı, kilolu olma, stres ve uykusuzluk, henüz bir tedavisi olmayan hastalığa hızlandırıcı ve tetikleyici faktörler arasında sayılabilir. Çoğunlukla erkeklerde görünen bu hastalık günümüzde kadınlara da sıçradı…

    SEKSOMNİA KİŞİNİN ELİNDE OLAN BİR DURUM DEĞİLDİR!
    Nedeni ve tedavi yolları hala bulunamayan seksomnia hastalığı son 3 senedir bir hayli üzerinde çalışılan patolojik bir vakadır. Seksomnia’nın altında yatan nedenlerin bulunamayışında, bu durumdan utanan hastaların hekimlere başvurmak istememesi etkendir. Çoğunlukla kontrol altına alınamaması ve yarı uyku halinde baş gösteren cinsel ilişki eyleminin hatırlanmaması hastaları endişe içine sürüklüyor. Bunun aksine, bu eylemi uyanıkken yapılan sekse tercih edeceklerin de olduğunu rahatça söyleyebilirim. Böyle düşünenler seksomnia’yı alkol sonrası yaşanan ilişki gibi rahat ve doğal bir eylem olarak görüyor olabilirler. Bu nedenle, kontrol edilemediği, kasılma yaşanmadığı ve hatırlanmadığı için olumsuz yargıların da olmayacağını düşünerek rahat bir cinsel birleşme yaşamak ve bunu tercih etmek isteyenler olabilir. Ancak seksomnia kişinin elinde olan bir durum değildir ve bir hastalıktır.

    UYKUDAKİ BİR ERKEK UYANIK BİR KADINA TECAVÜZ EDEMEZ…
    Bilindiği gibi insan zihninin çeşitli katmanları vardır. Uykuda kapanan “bilinç”, kişinin farkında olduğu bölümdür ve zihnin düşünen, yargılayan, mantık kuran ve karar veren kısmıdır. Yani kişinin kiminle seviştiğini bildiği ve bu sevişmenin sorumluluğunu alabildiği kısımdır. En önemli özelliği, seçim yapabilme ve karar verebilme yetisidir. Eylemleri yönetmesi ve karar vermesi gereken bilinçtir. Ama esas büyük parça, buzdağının görünmeyen kısmında bilinçdışındadır. “Bilinçdışı” kişinin farkında olmadığı bölümdür ve zihnin haz ve elem prensibine göre çalışan kısmıdır. Yani kişinin kiminle seviştiğini bilmediği ve bu sevişmenin sorumluluğunu alamayacağı kısımdır. Uyanıkken veya uykudayken devamlı çalışan ve hiç kapanmayan bilinçdışının en önemli özelliği, haz verici eylemleri isteme ve bilinci etkileme yetisidir. Mahkeme tutanaklarına göre, adı açıklanmayan kız öğrenci, Davies’in evinde ve yatağında kendi isteğiyle yatmış ve gece uyandığında Davies’in kendisiyle cinsel ilişkiye girdiğini fark etmiş. Bu nedenle hem Davies hem de genç kız aynı yatakta yattıkları için, bilinçdışı seviyede birbirlerini arzulamış ve birlikte olmuş olabilirler. Çünkü aynı yatakta yatmak bilinçdışında yer alan libidoyu harekete geçirmiş olabilir. Ayrıca Davies, bilinçdışı seviyede genç kızı eski karısının yerine koyarak sevişmiş de olabilir. Ayrıca “uykuda tecavüz” durumu da söz konusu değildir. Çünkü tecavüz zorla ve tek tarafın isteğiyle olur. Cinsel istek denetlenebilir, yönlendirilebilir, ertelenebilir bir dürtüdür. Tecavüzde, saldırgan cinsel davranışta, bazı cinsel motifler olmakla birlikte, temel etken öfke, düşmanlık ve gücün ifade edilmesidir. Kısaca, tecavüz cinselliğin değil, saldırganlığın ifadesidir. Ancak bir kadınla onun isteği dışında kurulan tüm cinsel yakınlıklar tecavüzdür. İçki veya başka bir ilaç-madde etkisi altında olarak veya uykuda sevişerek, cinsel bir yakınlık kurmakla ilgili karar verebilecek durumda olmayan bir kadınla kurulan ilişkiler de tecavüzdür. Ancak uykudaki bir erkeğin uyanık bir kadına tecavüz etmesi söz konusu değildir. Ayrıca 18 yaşındaki erkeğin kanepede uyuyakalan 16 yaşındaki kız arkadaşına tecavüz ettiği iddiası da bu açıdan bakıldığında gerçekçi değildir. Bu nedenle bu vakalar, hem bir uyku bozukluğu hem seksomnia hem de sadece basit bir libido aktarımı olabilir. Vakaları ayrıntılı değerlendirmeden karar vermek çok zor.

  • Seks hakkında doğru bilinen yanlışlar

    Seks hakkında doğru bilinen yanlışlar

    Her şeyde olduğu gibi cinsellikte de birçok doğru bilinen yanlış mevcuttur. İşte o yanlışlar…

    Çok orgazm, az sperm demektir (DOĞRU)

    Erkekler ne kadar çok orgazm yaşarlarsa, vücutları o kadar az sperm üretir. Örneğin bir gün önce orgazm yaşayan bir erkek bir çorba kaşığı kadar sıvı boşaltırken, birkaç saat önce orgazm olmuşsa daha az sıvı üretir.

    Çikolata cinsel isteği artırır (DOĞRU)

    Yapılan araştırmalar, her gün çikolata yiyen kadınların seks konusunda daha istekli olduklarını ve daha şiddetli orgazm yaşadıklarını söylüyor.

    Ön sevişmeyi olabildiğince uzatmak gerekir (YANLIŞ)

    Ön sevişme her ne kadar özellikle kadın açısından genital bölgenin gevşemesi ve kayganlaşması için gerekliyse de ayarını tutturamayıp bu süreyi fazla uzatmak, hem kadının
    hem de erkeğin orgazma ulaşma süresini uzatıp ve orgazm şiddetini düşürebilir.

    Erkekler her 7 saniyede bir seks düşünür (YANLIŞ)

    Bazıları daha insaflı davranıp, “Hayır, 58 saniyede bir” diyor. Bu sayılar her yerde uçuşuyor aslına bakarsanız. Ancak, erkeklerin sadece yüzde 23′ü sık sık seksi düşündüğünü, fantezi kurduğunu söylüyor.

    Kadınlar sadece klitoryal orgazm yaşarlar (YANLIŞ)

    Klitorisin uyarılması sekste çok önemli ve birleşme olmaksızın sadece klitorisin uyarılmasıyla
    da kadınlar orgazma ulaşabilirler. Ancak, klitoryal orgazmın yanı sıra vajinal orgazm da yaşayabilirler. Tabii bu, öğrenilmesi gereken ve defalarca ilişkiye girerek kazanılabilecek bir tecrübe.

    Önemli olan boyu değil işlevi (DOĞRU)

    Vajinanın alt 3′te 1′lik kısmı zengin bir sinir ağına sahipken, üst 3′te 2′lik kısımda sinir lifleri nispeten daha azdır. Bu nedenle alt kısım çok daha hassas ve penis en çok bu kısmı uyar

    Kalp hastaları cinsel yaşamdan sakınmalı (YANLIŞ)

    Bir araştırmaya göre, sabah yataktan kalktığımız an ile cinsel ilişki sırasında kalp krizi geçirme riski aynı.

    Yaşlanınca cinselliğin kalitesi azalır (YANLIŞ)

    Seks hayatı yaş ilerledikçe farklılaşsa da bu, eskisinden daha kötü olacağı anlamına gelmez. Yaşı ilerleyen kadınların cinsellik açısından kendilerine güvenleri artar ve cinsel birleşmeden daha fazla zevk alırlar. Üstelik hamile kalma riski olmadan özgürce sevişebilirler.

    Yoğurt ve peynir cinsel gücü artırır (DOĞRU)

    Bu yiyecekler, triptofan içerdiğinden, cinsel gücü olumlu etkiler. Orta Avrupa kültüründe, uzun akşam yemeklerinin peynirle tamamlanmasının altında, triptofanı beyne daha fazla ulaştırıp, kendini iyi hissetme duygusundan faydalanma ve sekse yönelmeyi kolaylaştırmanın yattığı düşünülüyor.

    Vajinusmus ilaçla tedavi edilebilir (YANLIŞ)

    Cinsel birleşme esnasında vajina girişindeki 3′te 1′lik kısmın istem dışı kasılarak penis girişine izin vermemesi anlamına gelen vajinusmusun tek tedavi biçimi, cinsel terapidir. Ne ağrı kesici jeller, ne kas gevşetici ilaçlar sorunu çözemez, çünkü bu hastalık vajinayla değil, beyinle ilgilidir.

    Vajinusmus deneyimleri için tıklayın !

    Suda seks, spermleri öldürür (DOĞRU)

    Havuzda ya da küvette seks, bazı spermleri öldürür. Özellikle sıcak su, testisleri aşırı ısıtıp spermlerin ölmesine yol açar. Ancak, bunu hiçbir zaman için iyi bir doğum kontrol yöntemi
    olarak düşünmeyin. Geride, yumurta avına çıkmış spermlerin kalmadığını bilemezsiniz!

    Doğumdan sonra kadında cinsel istek azalır (DOĞRU)

    Loğusalık döneminde süt salgılanmasıyla birlikte kadının hormon düzeylerinde bir azalma olduğundan cinsel isteksizlik gerçekleşebilir. Bu durum genelde iki ay sürer. Cinsel ilişkinin tekrar başlaması kadının kendini ilişkiye hazır hissetmesiyle alakalıdır.

    Menopozda cinsel arzu azalır (YANLIŞ)

    Menopozla birlikte hormonlarda değişiklikler oluşsa da cinsellik sadece hormonlarla açıklanamayacağından, menopozla birlikte seks de biter diyemeyiz. Zira 50 yaş üzerindeki kadınların yüzde 70′inden fazlasının istek azalması dahil, cinsel yaşamları ile ilgili herhangi bir şikayetleri bulunmadığını araştırmalar ortaya koyuyor.

    Sevişmede nihai hedef cinsel birleşmedir (YANLIŞ)

    Pek çok kadın cinsel birleşme olmadan, yeterince uyarılmışsa orgazma ulaşır. Erkek, sevişmede sadece birleşmeye odaklanırsa, çoğu zaman sevişme kadın için zevkli bir aktivite olmaktan çıkar.

    Sevişmeli mi, sevişmemeli mi?

  • Erkekler vajinismus için ne diyor?

    Erkekler vajinismus için ne diyor?

    Uzmanlar vajinismusun bir kadın hastalığı olarak görülse de aslında bir çift problemi olduğunu söylüyor. Bazen erkek eşin karakter yapısı kadındaki sorunun pekişmesine, güçlenmesine neden olabiliyor. Bazı eşler ise tadaviyi gereksiz ya da anlamsız buluyor. Jinekolog ve cinsel terapist Dr. Süleyman Eserdağ, bazı kadın hastalarının eşlerinden hatta ailesinden gizlice kliniklerine başvurmak zorunda kaldığını söylüyor.

    Uzmanlara göre vajinismus sorunu tam olarak çözülmezse cinsel birleşme yaşansa bile ağrıya sebep olabiliyor. Bu yüzden tedavinin tam olarak yapılması gerektiği, tam olarak çözümlenmemiş hastalarda vajinismus sorununun tekrar edebileceği hatırlatılıyor. Ayrıca doğum sonrasında yaşananlar da vajinismusa neden olabiliyor.

    TEDAVİDEKİ EŞ DİRENCİ NE DEMEK?

    Vajinismusta eşlerin tedaviye direnç gösterebildiğini söyleyen Dr. Süleyman Eserdağ, “Tedaviyi gereksiz, anlamsız bulması, gereksiz maddi ve zaman kaybı olarak görmesi, eşine kendisinden başka hiç kimsenin yardımcı olamayacağı gibi düşüncelerini sürekli olarak dile getirmesi özellikle bizim ülkemizde oldukça sık görülen bir durum” diyor.

    Vajinismus hastalarının eşlerinin kullandıkları bazı cümleler:

    – Bu sorunu yalnızca sen kendi başına aşabilirsin, her şey sende bitiyor…
    – Aslında bu problemi gerçekten çözmek istemiyorsun, eğer ki gerçekten isteseydin yapardın,
    – Sen kendi kendini vajinismus yaptın,
    – Vajinismus tedavisi için doktorlar çuvalla para alıyorlar, hepsi para tuzağı,
    – Hiçbir tedavi bu sorunu çözmemiz için yeterli değil, her şey senin beyninde bitiyor
    – Başkası senin beynine sanki çip mi takacak, sihirli bir değnekle sana dokunacak da sanki birden değişecek misin?

    Vajinismus tedavisinde başarı için ana şartlardan birisi de eş desteğidir. Belki de tedavi öncesinde eşlere bilgi vermek, bu sorunun tüm dünyada oldukça sık görülen bir cinsel problem olduğunu detaylı şekilde anlatmak ve kendi eşinde cinsel ilişki sırasındaki kasılmaların istem dışı gerçekleştiğini iyice anlatmak en doğru yaklaşım olacaktır.

    VAJİNİSMUS EŞLERİNİN ORTAK ÖZELLİĞİ: AŞIRI HOŞGÖRÜLÜ OLMAK

    Vajinismus bir çift problemidir. Bazen erkek eşin karakter yapısı kadındaki sorunun pekişmesine, güçlenmesine neden olabilir. Bu nedenle vajinismus eşinin gerektiği zamanlarda daha otoriter bir yapı sergilemesi gerekebilir. Ancak ilişkilerdeki dengeler iyi kurulmalı, eş asla sert, küçümseyici, aşağılayıcı, rencide edici bir tavır sergilememelidir. Hele fiziksel şiddet asla uygulanmamalıdır.

    Vajinismus eşlerinin ortak yönlerinden birisi de kadınlarına karşı normalden fazla hoşgörülü olmalarıdır. Bu da aslında tedaviyi ertelemedeki en büyük nedenler arasındadır.

    Vajinismus Nedir? Tecrübe ve deneyimlerimiz için tıklayın !

    Eşlerin “ben seni her halinle seviyorum, bizim için cinsellik olsa da olur, olmasa da, yeter ki sen üzülme, gerekirse çocuk için tüp bebek yaptırırız” şeklindeki yaklaşımları yanlıştır. Erkek eş, biraz da otoriter olmalı ve tedavi konusunda eşiyle net bir şekilde konuşup artık bu sorunla yaşayamayacaklarını, bir an önce tedaviye başlamaları gerektiğini, aksi halde evlilikle ilgili olumsuz sonuçların ortaya çıkabileceğini paylaşmalıdır.

    VAJİNİSMUS BAŞKA PSİKOLOJİK RAHATSIZLIKLARA DA YOL AÇABİLİR

    Depresyon: Pek çok vajinismus hastasında görülen depresyon, yani “içe çökkünlük hali” dönemsel periyodlarda veya daha ağır şekillerde uzun süreli olarak karşımıza çıkabilmektedir. Mutsuzluk, Unutkanlık, Konsantrasyonu toplayamama, Agresif tepkiler (öfke patlamaları, birdenbire ağlama isteği ) , eşi tarafından aldattığı düşüncesi ile paronoya (şüphecilik) sorunu belirtilerdendir.

    Sosyal Fobi: Öz güven eksikliği,sosyal hayattan uzak durma, kendi kabuğuna çekilme, yeni aktivitelerden kaçınma veya yeni kişi ve ortamlardan uzak durma şeklinde tanımlanabilir.

    Fobiler (içsel korkular): En sık olarak; karanlık, yalnızlık, iğne, kan aldırma, muayene, dişçi, kedi, köpek, yükseklik, asansör korkuları gibi fobiler ortaya çıkmaktadır.

    İçsel sıkıntıların bedensel ifadeleri: Uyuşma, karıncalanma, değişik yerlerdeki ağrılar, boğazda düğümlenmeler gibi hiçbir organik hastalığa psikolojik orijinlidir.

    Saplantı Takıntı Hastalığı: Aşırı titizlik, sık sık elini yıkama, temizlik yapma, batıl inançlara ve saplantılara bağlı şekilde yaşama gibi daha pek çok bulgu ile kendisini gösteren obsessif kompulsif hastalıklar pek çok filme dahi konu olmuştur ve bazen vajinismusa da eşlik eden bir hastalık durumudur.

    Hastalık hastası: Hastalar kendileri ile ilgili çeşitli problemler üretip doktor doktor dolaşmaktan kaçınmazlar. Sürekli bir yerlerinden şikayetleri vardır. Vajinismus hastalarında bu patoloji nadiren görülür.

    Madde kullanımı: Nadir de olsa sigara ve alkol kullanımı olabilir. Pek çok hasta dost tavsiyelerini dinleyerek yalan yanlış şekilde alkol alımı sonrasında eşleri ile ilişkiyi denerler. Sonuç yine hüsrandır. Alkol alımının sıklaşması ile alkole bağımlı hale gelen vajinismus hastaları televizyondaki haber bültenlerine konu olmuştur. Ülkemizde nadir de olsa, maalesef bu amaçla uyuşturucu kullanımını deneyen hastalar da mevcuttur.

    VAJİNİSMUS HASTALARI NELER HİSSEDİYOR?

    Hastaların bir kısmı evlenmeden önce korkularının çok fazla olduğunu ve evlendikten sonra böyle bir sorunla karşılaşacaklarını düşündüklerini ifade ederler. Bazıları ise önceden böyle bir sorunun ismini bile duymadıklarını veya asla kendilerine bu durumu konduramadıklarını ifade ederler. “Böyle bir problem nasıl oldu da beni buldu, bir türlü anlayamıyorum” şeklindeki düşünceleri vardır.

    Hastaların bazıları cinsel organlarının kapalı, küçük veya etten bir duvar ile örülü olduğu yönünde düşüncelere sahiptir. Hâlbuki bu, vajinadaki kasılmaya bağlı olarak gelişen bir durumdur.

    Zamanla alınganlık ve sinirlilik hali daha da sık görülen bulgulardır. Etraftan gelen “niye hala çocuk yapmıyorsunuz?” şeklindeki sorular ise mutsuzlukları arttırır.

    VAJİNİSMUS TEDAVİSİ SONRASI NELER HİSSEDİLİYOR?

    Vajinismus tedavisi sonrasında hastaların hayatında son derece olumlu gelişmeler olacaktır: Öncelikle vajinismus hastalığını kişilerin hayatlarında yaşadıkları “kazanılmış bir başarısızlık” olarak tarif etmekteyiz.

    Eşleri ile rahat bir şekilde ilişkiye girebilmesi vajinismus hastalarının “yaşamlarındaki bir dönüm noktası” olmaktadır. Hayata yeniden sımsıkı bağlanma, geçmişteki kötü anıları artık geride bırakma, evliliğe yeniden ve daha normal bir şekilde karı koca olarak devam edebilme, evlilik veya beraberliklerdeki yeni yaşam enerjisi haline gelmektedir.

    Dr. Süleyman Esendağ hastalarında yaşanan değişimi şöyle anlatıyor:

    Cinsel tedavi ettiğimiz vajinismus hastalarımız gördük ki; tedavi sonrasında kendi cinsellikleri ile barışmakta, cinselliğe olan bakışları değişmekte, hem kendilerini hem de eşlerini çok daha fazla sevmektedir.

    Tedavi sonrası vajinismus hastalarımızın kocaları da eşlerini daha çok sevmekte, eşlerine duydukları sevgi- saygı ve güven artmaktadır. Bu şekilde cinsel terapi sonrası aile bütünlüğünün devamlılığı daha güçlü bağlarla yeniden şekillenmektedir.

    Vajinismus sorununu yenen hastalarımızın kendilerine bakışları dahi değişmektedir. Cinsel tedavi sonrası hastalarımız kendilerini daha kadınsı görmekte, dışarıdan farkedilecek derecede giyimleri, duruşları, makyajları, oturuşları dahi değişmekte, hayatlarındaki bu en büyük korkularını yenmenin verdiği rahatlık ve mutluluk tüm ruhlarına işlemektedir. Öz güvenleri artmakta, özel ve profesyonel iş hayatında çok daha başarılı bir insan konumuna gelmektedir.

    ZAMANLA CİNSEL İSTEKSİZLİK DE ORTAYA ÇIKABİLİR

    Cinsel isteksizlik, cinsel ilişkiden haz alamama, cinsel fantezi ve uyarıların eksiliği veya tamamen azlığı ile kendisini gösteren önemli bir cinsel sağlık sorunudur.

    Vajinismus hastalarında cinsel istek azalması (cinsel isteksizlik) görülmemekle birlikte, zaman içerisinde başarısız ilişki denemeleri sonucunda cinsel isteksizlik gelişebilir. Burada çoğu kez vajinismus sorunu çözümlendikten sonra cinsel isteksizliğin de bittiğini izlenmektedir. Bazı durumlarda kadınlarda ve erkeklerde vajinismus sorunu olmadan cinsel isteksizlik de görülebilir. Cinsel isteksizlik sorunu daha önceden de varsa tedavisi, vajinismus tedavisine göre daha uzun sürer ve daha çok emek gerektirir.

    Cinsel isteksizlik tedavisi için kliniğimizde önce bireysel psikoterapi ve daha sonrasında davranışsal – bilişsel cinsel terapiler uygulanmaktadır.

    Bireysel psikoterapi; kişinin yetişme tarzı ve cinselliğe bakışı ile ilgili durumlarda farklı bir bakış açısı kazandırmayı hedefler, kişiye ruhsal anlamda bir rahatlama ve farkındalık kazandırır. Daha sonrasında uygulanan bilişsel terapiler; cinsellikle, genital anatomi, orgazm fizyolojisi ve ilişkilerle ilgili doğru bilgileri kazandırmakta, maketler üzerinde anlatılmakta, kazanılmış yanlış davranışları düzeltilmektedir. Son aşamada uygulanılan davranışsal terapi ise bir takım genital egzersizleri içerir. Cinsel egzersizlerle kişilerin vajina, G noktası ve klitorisini doğru şekilde kullanmaları sağlanır.

    Gerekli gördüğümüz bazı hastalarımızda tedavilere hipnoz tedavisini (hipnoterapi) de eklenmektedir. Yine, gerekli durumlarda hap ve jel formlarında medikal ilaç desteği de sağlanmaktadır. Tüm bu tedavilerde amaç; kişilere yalnıza cinselliği yeniden kazandırmak değil, ruhsal ve bedensel bütünlüğün, ahengin oluşturulmasıdır.

    VAJİNİSMUS TEDAVİ ÜCRETLERİ

    Vajinismus tedavi ücreti merkezden merkeze değişmektedir. Bazı merkezler vajinismus tedavisi için seans ücreti alırken, bazı vajinismus klinikleri tedavilerde “paket ücretlendirme” uygularlar.

    Vajinismus tedavi ücretleri pek çok klinikte “seans ücreti” olarak alınmaktadır. Seanslar haftalık olarak yapılır ve ortalama 40 dakika kadar sürer. Klinikten kliniğe vajinismus tedavi süreleri 3 ile 6 ay arasında sürebilir. Tedavinin uzaması tedavi maliyetini de arttırmaktadır.

  • Her 10 kadından biri vajinismus

    Her 10 kadından biri vajinismus

    2006 yılında yapılan bir araştırmaya göre ülkemizde her 10 kadından birisinde vajinismus görülüyor. Pekçok çift daha önce böyle bir rahatsızlığın var olduğundan bile habersiz! Sorun kendi başlarına geldiğinde araştırdıklarında vajinismus ismini ilk defa duyduklarını söylüyorlar.

    Vajinismus, cinsel ilişki sırasında kadının kendisini ve vajina kaslarını kasması sonucunda cinsel ilişkinin gerçekleşememesi durumu olarak biliniyor. Bir başka tanıma göre de vajinismus “tamamlanmamış evlilik” veya “tamamlanmamış birliktelik” olarak geçiyor.

    Uzmanlar cinsel ilişkide kasılma sorunu yaşayanların mutlaka zaman kaybetmeden cinsel tedaviler konusunda deneyimli bir merkeze başvurmalarını öneriyor. Çünkü çözümlenmeyen cinsel problemler zamanla aldatmalara, boşanmalara kadar giden evlilik problemlerine dönüşebiliyor.

    Jinekolog ve cinsel terapist Dr. Süleyman Eserdağ, vajinismus hastalarında görülen cinsel ilişki sırasındaki kasılmaların kontrol dışı yani refleks olarak gerçekleştiğini söylüyor ve ekliyor; “Vajinismus hastası olan kadınlarda eşleriyle ilk zamanlarda rahatlatıcı ve ön sevişme sonrası birleşme anı geldiğinde kendilerinde “panik atak benzeri bir durum” ortaya çıkar. ”

    Vajinismus Nedir? Tecrübe ve deneyimlerimiz için tıklayın !

    Bu durumda aniden heyecanlanıp vücutlarını bir korku ile kasarlar, kalp atışları hızlanır, nefes alış verişleri artar ve kendilerini geri çekerek bacaklarını kapatıp eşlerini iterek ilişkiye son verirler. İlişki sırasında ağrı, acı gibi durumlar da ortaya çıkabilir. Kasılmalar hastalığın derecesi ile orantılı şekilde karın, kalça, sırt, hatta çene ve ayak parmaklarına kadar yaygın şekilde vücudun başka diğer kaslarında da izlenebilmekte.

    Bazı vajinismus hastalarında cinsel beraberlik yalnızca bir kez gerçekleşebilir, sonrasında ise korku iyice bilinçaltına yerleşmekte ve kişi, eşini kendisine yaklaştırmayı dahi reddetmektedir.

    Vajinismus belirtileri nedir?

    Vajinismus aslında bir hastalık değil bir belirtidir. İçsel bir takım sıkıntıların dışsal yansıması olarak yorumlanabilir. Aslında vajinismus problemine sahipkadınların pek çoğunda başka korkular da (fobiler) olabiliyor.

    Bunlar; kan aldırmak, muayene olmak, diş tedavisi almak, iğne, yükseklik, karanlık, yalnızlık, hastalık, ölüm, kedi, köpek vb. korkuları olabilir.

    Vajinismus problemine kadınlarda görülen belirtiler:

    -Partneri ile cinsel ilişkiden korkma ve hiçbir birleşmeyi dahi deneyememe
    -Cinsel birleşmenin ağrılı ve zor gerçekleşmesi
    -Cinsel ilişkinin yarım olarak gerçekleşmesi
    -Vajina içerisine ped veya tampon yerleştirememe
    -Vajina içine parmak sokamama
    -Vajinal ultrasona girememe
    -Jinekolojik muayenelerden korkma ve çekinme, masaya çıkamama
    -Vajina içine tedavi amaçlı fitil türü ilaçlar sokamama.

    Vajinismus hastalarının bir kısmı cinsel ilişkide acı hissederler. Ancak çoğu hasta acıdan çok, acı olacakmış gibi bir korku içerisinde kendilerini kasar, bacaklarını kapatır, eşlerini iter ve cinsel ilişkiyi sonlandırırlar. Ön sevişme kısmında haz ile ilgili bir sorun olmadığı halde cinsel ilişkide birleşme anı gelince korku ile birlikte haz da biter.

    Dr. Süleyman Eserdağ, bazı hastalarının ise cinsel ilişki sırasında korkma ve eşini itme gibi durumlar olmasa da kendilerini kontrol dışı kasmalarıyla birlikte penisin vajina içine girişini engellediklerini ifade ettiklerini söylüyor.

    VAJİNİSMUS NEDEN OLUR?

    Vajinismusun belirtileri; yüzde 90 psikolojik, yüzde 10 yapısal nedenlerden kaynaklanıyor.

    PSİKOLOJİK NEDENLER

    Çocukluk veya ergenlik dönemlerinde gerek anne babadan gerekse çevreden alınan yanlış, eksik, abartılı cinsel mesajların verilmesi sonucunda vajinismus oluşabilmekte ve farkına varılmaz ise ömür boyu kalıcı etkiler bırakabilmektedir.

    Geleneksel aile düzeni, katı ahlaki tabular, cinsellikle ilgili şehir efsaneleri, en büyük neden olan kızlık zarının korunması ile ilgili kız çocuklarının aşırı korkutulması, cinselliğin ayıp, günah, suçluluk ile özleştirilmesi, korumacı aile düzeni içinde iç disiplinin fazlaca gelişmesi önemli psikolojik faktörlerdir.

    Diğer taraftan ilk gece ile ilgili abartılı bilgiler, ilk gecede ağrı, çok kanama, acı hissedileceğine dair önyargılar, hamile kalma korkusu, çocukluk döneminde taciz, tecavüze maruz kalma, ev içi şiddet, katı ebeveyn tutumu sonucu yaşanılan kötü tecrübe ve anılar da sayılabilir.

    YAPISAL NEDENLER

    Yapısal nedenler sonradan oluşmakta veya doğuştan gelmektedir.

    Sonradan oluşan nedenler:
    -Kızlık zarı kenarlarında yer alan bölgedeki aşırı hassasiyet (Vulvar Vestibulit Sendrom)
    -Üst genital sistemin yani rahim, tüpler, yumurtalıklar ve bunların etrafındaki karın zarında oluşan enfeksiyonlar
    -Vajina girişinde bulunan Bartholin bezlerindeki kist ve abseler
    -Vajinal enfeksiyonlar
    Doğuştan gelen nedenler:
    -Kısa ve kör vagina
    -Vajina duvarındaki perdeler
    -Kalın veya yüksek kenarlı kızlık zarı anormallikleri bulunmaktadır.

    Cinsel ilişkiye giremeyen kadınların öncelikle bir jinekolog muayenesinden geçmeleri ve kesin tanının konması şarttır.

    CİNSEL İLİŞKİDE ACI

    Vajinismus rahatsızlığı cinsel ilişki sırasında kasılmaya bağlı olarak acıya neden olabilir. Öncelikle “disparoni” adı verilen cinsel ilişkide acı – ağrı hissinde jinekolojik bir değerlendirme yapılmalıdır.

    Vajinismus tedavisine başlamadan önce hastaların gerçekten bir cinsel ilişki acısı mı, yoksa acıya bağlı bir kaygı mı yaşadıklarının net olarak ayırt edilmesi gereklidir.

    Vajinismus sorunu genelde psikolojik kökenlidir ve hastaların pek çoğunda gerçek bir acıdan çok, “acı olacakmış” kaygısına bağlı gelişen bir durum söz konusudur. Cinsel ilişkide ağrı sorunu veya vajinismus çözümlenmediği zaman cinsel ilişkiden uzaklaşmaya ve cinsel isteksizliğe neden olabilir.

    Vulvar Vestibulit Sendrom

    Vajina girişinde ağrı ve hassasiyet nedeni ile cinsel ilişkiye girememe veya daha sıklıkla cinsel ilişkide acı sorununa neden olan bir cinsel sorundur. Hastalar cinsel ilişkide yaşadıkları bu keskin acıdan bahsederken “sanki o bölgenin bıçakla kesilmesine” veya “açık yaraya tuz basılmasına “ benzetirler. Acı vajinanın hemen giriş kısmındadır. Kesin tanı jinekolog tarafından konulur.

    Cinsel ilişki sırasında ağrı veya acı yakınması olan kadınların öncelikle bir jinekolojik muayeneden geçmeleri şarttır. Jinekolojik muayene sırasında bu alana temas ile kadınlarda aşırı derecede hassasiyet, acı şikâyetleri olur. Bu tanıyı belirlemek son derece basit olmasına rağmen pek çok jinekolog doktor tarafından atlanabilmektedir. Kesin tanısı yalnızca jinekolojik muayene ile mümkündür. Muayene eden jinekolog doktorun cinsel sorunlar ve cinsel terapiler konusunda deneyimli olması şarttır.

    Bu problemine sahip pek çok kadın gereksiz yere yıllarca cinsel ilişkiden acı çekmeye devam etmektedir. Bu şekilde problemlerini adeta kaderiymiş gibi kabul edenler olduğu gibi zamanla cinsel ilişki sıklığı azalanlar, cinsel ilişkiden tamamen uzaklaşanlar da bulunmaktadır.

    Vulvar Vestibulit Nedeni
    Kesin nedeni bilinmemekle birlikte, o bölgedeki sinir uçlarının yoğunluğundan ve ağrıyı tetklediğinden şüphenilmektedir. HPV enfeksiyonu ile bağlantısı ise net olarak gösterilememiştir.

    Vulvar Vestibulit Sendrom (VVS) Tedavisi
    Vulvar Vestibulit Sendromunda göre cerrahi yaklaşımlar tek ve en değerli yaklaşımlardır. Sorunun kaynağı net olarak bilinmediği için gereksiz yere aylarca, hatta yıllarca psikoterapi alan kadınlar mevcuttur. Psikoterapi olmayan kadınlarda da gidilen her jinekolog tarafından verilen farklı farklı kremler, fitiller, kayganlaştırıcı jeller de hiçbir işe yaramamaktadır. Ağrı sürekli olarak kalmakta ve geçmemektedir.

    Tedavi Nasıl Olmalıdır?
    Vajina girişinde yer alan vestibulumun kısmi olarak çıkarılması tam olarak tedavi edicidir. Operasyon yaklaşık 15-20 dakika sürer, lokal anestezi ile (o bölgenin uyuşturulmasıyla) yapılır ve hemen hemen hiçbir riski de bulunmamaktadır. Ameliyatta yapılan işlemde, vajina girişindeki ağrıyan alanın (cildin) yüzeysel şekilde çıkarılmakta ve vajinal giriş rahatlatılmaktadır. Bu basit cerrahi işlemin hiçbir riski bulunmamaktadır ve aynı gün hastalar günlük yaşantısına dönebilmektedir. Ameliyattan bir ay sonrasında verilen bir cinsel eğitim ve vajinal kasları yönetme egzersizleri de psikolojik korkuların giderilmesini sağlamaktadır. Böylece olayın hem fiziksel hem de zamanla gelişen psikolojik boyutu çözümlenmiş olur.

    EĞİTİMLİ KİŞİLERDE DAHA SIK GÖRÜLÜYOR

    Vajinismus sorunu daha çok eğitimli ve sosyokültürel düzeyi yüksek kesimde daha sık görülüyor. 2003’ten bu yana vajinismus başta olmak üzere cinsel sorunlar konularında hizmet veren kliniklerinde 2500’den fazla vajinismus hastasının tedavi gördüğünü belirten Dr. Süleyman Eserdağ, vajinismus tedavisi gören hastaların yüzde 80’inden fazlasının en az lise mezunu olduğunu, içlerinde doktor, hemşire, mühendis, öğretmen, akademisyen gibi mesleklere sahip pek çok kişiler bulunduğunu belirtti.

    ÖNERİLMEYEN YÖNTEMLER

    Vajinismus tedavisi için önerilmeyen, fakat pek çok hasta tarafından gereksiz yere denenen daha pek çok yöntem vardır.

    Vajinismusta kesinlikle önerilmeyen diğer uygulama yolları:
    – NEDENSİZ yere kızlık zarının ameliyatla çıkartılması
    – Belden uyuşturarak veya genel anestezi altında ilişki denemeleri
    – İlişki öncesi alkol, uyuşturucu, kas gevşetici veya kayganlaştırıcı jellerin kullanımı
    – Sıcak su içine oturma banyoları gibi uygulamaların hiç bir faydası yoktur.

    Vajinismus sorunu yaşayanlar pek çok değişik tedavi yöntemlerini deneyebilmektedirler. İnternetten, arkadaşlarından, şarlatan hocalardan her duyduğunu yapan ve bir türlü sonuca ulaşamayan çiftlerde derin maddi manevi kayıplar oluşur.

    Vajinismus için mucizevi bir rahatlatıcı, ilaç, hap, derman, fitil, jel, krem yoktur; kesin çözüm yalnız ve yalnız bilimsel cinsel terapi yöntemlerinden geçer. Kas gevşeticilerin ve uyku haplarının da yararı olmamaktadır. Diğer taraftan ilişki öncesinde alkol alımı da hiçbir fayda sağlamamaktadır. Çünkü sorunun kaynağı vajina değil, beyindeki aşırı korku ve kaygılardır.

    Vajinismusun üstesinden gelmek için tek çözüm modern cinsel terapi yöntemlerinden geçer

  • Mutlu Bir Cinsel Yaşamın Sırrı

    Mutlu Bir Cinsel Yaşamın Sırrı

    CİSED ONURSAL BAŞKANI DR. CEM KEÇE: “7 KERE DOKUNUN 1 KEZ SEKS YAPIN!”

    Seks ve zevk almanın birbirine karıştırıldığı günümüzde, sürekli olarak duyduğumuz “önsevişme” ifadesinin anlamı hala net bir şekilde bilinmiyor. Yanlış anlamlandırmadan kaynaklı olarak, erkek, kadına sadece seks yapmak için dokunuyor, diğer zamanlarda dokunmasını esirgiyor ve bu bir döngü şeklinde çiftin hafızasına kazınıyor. Dolayısıyla, çift dokunmalar sonrasında gerçekleşen sekse odaklandığı için dokunmanın verdiği hazzı tam olarak yaşayamıyor ve seks tam bir bütünlük duygusuna ulaşamıyor, bir şeyler yarım kalıyor. Oysa çiftin cinsel haz ve heyecan yaşayabilmesi için havaya girmeleri çok önemli. Ancak, pek çok çift seks hayatlarını rutinleştirerek cinselliği bir görev haline getiriyor. Burada göz ardı edilen nokta, dokunma, sevişme ya da seks sırasında, ne tür davranışların hangi sıra ile yapılması gerektiği hakkında belirlenmiş kalıpların olmamasıdır. Bu nedenle Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) cinsel terapistleri, sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşamın sırlarından birini açıkladı. Cinsel terapistler çiftlere önsevişmenin gerçek anlamına odaklanarak birbirlerini sevmelerini ve Sevişmek her zaman, seks zaman zaman!” felsefesini hatırlatarak 7 kere dokunup 1 kez seks yapmalarını önerdi. İşte çarpıcı başlıklar:

    KADINA ÖZEL VE DEĞERLİ OLDUĞUNU HİSSETTİRİN, ALICI GÖZLE BAKIN…

    Önsevişmenin önemine değinen CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe; “İlişkiye hazırlanmada etken faktörlerden biri olan önsevişmeyi, cinsel içgüdüleri arttırmak için heyecan verici bir eyleme dönüştürmek mümkün. Peki, bu doğru bir şekilde nasıl yapılabilir? Görsel hafızanın güçlü olduğu yani görsel olarak cinsel uyarımlar alarak cinselliğe hazırlanan erkeklerin aksine kadınlar, dokunsal ve hissel uyarımlar yaşayarak cinsel isteklerini harekete geçirebiliyor. Bu nedenle, cinsel hazzı artırmaya yönelik yapılan ‘ dokunma, okşama, iltifat etme, küçük mesajlarla kadına güzel ve değerli olduğunu, arzulandığını hissettirme, ona alıcı gözle bakma’ erkeğin kadını sekse hazırlaması için gereklidir. Cinsel yaşamda hazırlık süreci, tahrik olma, uyarım süreci, odaklanma, boşalma ve orgazm özellikle kadınlar için erkeklere nazaran çok daha uzun bir süreç olduğundan, seks yapmaya geçilmeden önce diğer bir değişle, kuvvetli bir arzu belirinceye kadar dokunmalara daha çok yer verilmesi gerekiyor.” dedi.

    SEVİŞMEK HER ZAMAN, SEKS ZAMAN ZAMAN…

    Cinselliğin rutinleşmesinin sakıncalarını anlatan Dr. Keçe; “Günümüzde halen kadın cinselliği karmaşık yapısını korumaya devam ediyor. Bunu bilen pek çok erkek, bu düşüncenin arkasına sığınarak, cinselliğin karşılıklı olduğunu ve cinsel birleşme sırasında kadına da görevler düştüğünü savunuyor fakat cinsel ilişki sırasında kadının uyarılması gerektiği bilincini göz ardı ediyor. Rutine dönüşmüş olan önsevişme birkaç saniyelik soyunmalardan, öpüşmelerden, klitoris uyarılarından ibaret değil. Nasıl ki, erkek için hazzını harekete geçiren ve cinsel isteğinin zirve yapmasını sağlayan heyecan verici görsel şovlar cinsel yaşamda önemli bir yer tutuyorsa, cinsel içgüdüleri harekete geçirmede ve cinsel isteği artırmada etken olan heyecan verici dokunuşlar da kadın için önemli bir yer tutuyor. Bu nedenle, ‘sevişmek her zaman seks zaman zaman’ felsefesini cinsel yaşama uygulamak gerekiyor. Dokunmaların çok olduğu bir cinsel yaşamda heyecana yer verildiği için cinsel istek artacak ve doyurucu bir seks yaşanması kaçınılmaz olacaktır. Ayrıca, kalıplaşmış olan ‘dokunma sonrası seks’ bilincinin yıkılması, kadının odak noktasını değiştirecek ve hiç olmadığı kadar istekli, heyecanlı ve mutlu olmasını sağlayacaktır.” dedi.

    CİNSEL DOYUMUN ANAHTARI: “7 KERE DOKUN 1 KEZ SEKS YAP!”

    Şehvetli ve doyurucu bir cinsel birleşmenin sırlarını açıklayan Dr. Keçe; “Çift birlikte şehvetli ve doyurucu bir cinsel birleşme yaşamak istiyorsa, birbirinin tarafında olması şart. Bunu başarabilmek için biraz fedakârlık yapmak gerekiyor. Fedakârlık bir zorunluluk değildir, bir armağandır. Sekste kimse kimse için bir şey yapmak zorunda değildir, herkes kendi tatmininden sorumludur. Çift birbirinden isteklerde bulunabilir, bu istekler yerine geldiğinde çift unları bir armağan gibi kabul etmelidir. Erkeklerin sabah sertleşmelerinden dolayı sabah seksini bir hayli sevdikleri aşikârken, kadınların sabah seksine çoğu zaman kapalı oldukları bilinmektedir. Bunun nedeni, sertleşmiş halindeki erkeğin boşalma odaklı sekse yönelmesi ve kadının uyarılma olmaksızın sekse yönelmek istememesidir. Bu durumun çatışma yaratmaması için erkekler bir değişiklik yapmalı ve partnerlerini dokunuşlarla uyandırmalı fakat bu uyarım sonunda seks olmamalıdır. İlk denemede kadının yüzünde bir tebessüm belirmesi ya da erkeğe doğru dönmesi gibi bir geri bildirim almak muhtemeldir. İkinci dokunma, banyoda yaptığı bir eylem sırasında, üçüncü dokunma giyinirken ya da kahvaltı yaparken ve dördüncü dokunma evden ayrılırken olabilir. Kadınlar hissel olarak uyarıldığı için dokunma şiddeti ve dokunmanın yapıldığı bölgeler oldukça önem teşkil eder. Bu nedenle, erkelerin dokunacakları ve öpecekleri yerler kadın erojen bölgeleri, kalçalar, bacaklar, göğüsler, dudaklar, boyun, omuzlar, klitoris ve saçlar olmalıdır. Akşam olduğunda dokunmaların devam ettirilmesine özen gösterilmelidir. Çift birbirini gördüğünde ‘Seni özledim!’ düşüncesini yansıtan bir öpücük sırasında, beşinci olan ‘Seni istiyorum!’ dokunmasını erkek ihmal etmemelidir. Arzulandığını hisseden ve dokunmalar sonucu uyarılan kadın, erkekle cinsel ilişki yaşamak için an kollamaya başlar bile. Altıncı dokunuşu erkek TV izlerken ya da soyunurken kendine özel tavırlarla süsleyerek yapabilir. Kadın neler olduğunu çözmeye çalışırken, gözünü erkekten ayıramayışını kullanarak, erkek son dokunmayı yatmadan öncesine taşıyabilir ve bunu seks öncesi sevişmeye dönüştürebilir. Erkek aldığı zevke ve kadının cinsel isteğine göre yedi dokunuştan sonra uygulayacağı seksi gecenin keyifli saatlerine ya da güzel bir günaydın seksine saklayabilir. Görüldüğü gibi sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşamın sırrı 7 kere dokun 1 kere seks yap felsefesidir.” dedi.

  • Disparoni

    Disparoni

    Pek çok kadın süregelen cinsel yaşamlarının herhangi bir bölümünde penis-vajina birlikteliğini içeren bir cinsel ilişkide (penetrasyon sırasında) ağrı ve acı duyabilir. Cinsel birleşme sırasında çıkan bu ağrıya tıp dilinde disparoni denilmektedir. Bu ağrı genellikle kadın vajina bölgesinde, kasıklarda, klitorise yakın bölgelerde ve iç ya da dış dudak kısımlarında olur. Ağrı, acı, basınç, yanma ya da yırtılma hissi olarak tarif edilmektedir.

    Disparonin 2 çeşidi vardır:

    1-Penetrasyon sırasında ya da öncesinde, kadının yakındığı şikayetlerin ilk cinsel deneyimden beri var olması birincil disparoni olarak adlandırılmaktadır. Cinsel ilişki sürecini yaşamış bir kadının şikâyetlerinin sonradan ortaya çıkması durumunda ise ikincil disparoni oluşmaktadır.

    2-Tedavi sürecine başlamadan önce, disparoni nedenleri yaşandığı bölgeye göre değerlendirilmelidir. Kadının şikâyeti vajina girişindeyse yüzeysel disparoni, penis vajina ilişkisi sırasında vajinanın derinliklerinde (karın bölgesi yakınında) hissedilen bir ağrı ise derin disparoni denilmektedir.

    Disparonin nedenleri nelerdir?

    Disparoni diye adlandırılan kadın hastalığı basit bir enfeksiyondan kaynaklanacağı gibi önemsenmesi gereken çok ciddi hastalıklarında habercisi olabilir. Bu nedenle, penetrasyon sırasında ya da öncesinde, anlamlandırılamayan herhangi bir ağrı yaşanması durumunda hiç vakit kaybetmeden bir jinekologa başvurulmalıdır.

    Yüzeysel disparoni nedenleri

    · Kızlık zarının yapısıyla ilgili problemler. Kızlık zarının sert olması penetrasyon sırasında ağrılı ve acılı bir ilişki yaşanmasına neden olmaktadır.
    · Zor yapılan doğumlardan sonra ya da doğum sonrası dikişlerin enfeksiyon kapması sonucu penetrasyon sırasında ağrı duyulabilir.
    · Menopoz döneminde ve sonrasında dokuların esnekliğini yitirmesi sonucu ağrı ya da yanma hissi oluşabilir.
    · Genital enfeksiyonlar sonucu yeteri kadar uyarılmanın olmamasından dolayı acılı penetrasyon yaşanabilir.
    · Ön sevişmenin yeterince uzun tutulmadığında ağrıl ve acılı penetrasyon olabilir.
    · Yeterli uyarıma olmadığında vajina kaygan olmaz ve acılı penetrasyon yaşanır.

    Derin disparoni nedenleri:
    · Vajinal enfeksiyonlar ağrıya neden olabilir.
    · Vajinada oluşmuş kitle, tümör gibi faktörler acı ve kanamaya neden olabilir.
    · Kadın penetrasyona hazır olmadan cinsel birleşme yaşadığında ağrı ve acı olabilir.
    · Vajina duvarlarının sarkması sonucu gerilmeye bağlı ağrı yaşanabilir.
    · Vajinal bölgeyi etkileyen ve penetrasyonu zorlaştıran cilt hastalıkları ağrıya neden olabilir.
    · Sentetik iç çamaşırları, fitil, prezervatif, sünger, jel ya da köpük tabletler ve vajinal yıkama materyallerine karşı oluşan alerjik durumlar ağrı yapabilir.
    · Cerrahi ya da radyoterapiye bağlı olarak vajina bölgesinde meydana gelen değişiklikler ağrıya neden olabilir.
    · Doğumdan kaynaklanan anormallikler ağrı sebebi olabilir.

    Aşk kaslarından (pelvik taban kasları) kaynaklanan nedenler:
    · Pelvik enfeksiyonlar sonucu oluşan ağrı
    · Endometriozis nedeniyle oluşan acı hissi
    · Pelvik kırıklar ya da geçirilmiş pelvik kırıklar nedeniyle duyulan ağrı.

    Sindirim sistemi hastalıkları:
     

    · Enflamatur barsak hastalıkları
    · Kabızlık
    · Anüs ve rektum bölgesi hastalıkları

    İdrar yolu hastalıkları:
    · Üretra ya da mesane hastalıkları

    Psikolojik hastalıklar: 

    · Kadının korku ve kaygı duyması, fobik reaksiyonlar sergilemesi, partnerle uyumsuzluk olması, partnere karşı güven duyulmaması, geçmişte cinsel taciz ya da tecavüz yaşaması, ilk gece travması ya da partnerin erken boşalma, ereksiyon gibi sorunlarının olması, partnerin alkolik olması, karşı cinse olan ilgi kaybı, melankolik, güvensiz, asosyal olunması, kişilik bozuklukları, karşı cinse karşı bastırılmış saldırganlık duygusu, doğum sonrası depresyon, vb. nedenler psikolojik olarak diparoniye neden olabilir.

    Disparonin tanısı nasıl konu?

    Disparoni tanısının konulabilmesi için kadının mutlaka bir jinekolojik muayeneden geçmesi gerekmektedir. Daha sonra disparonin nedenlerinin herhangi bir faktöre bağlı olduğunun saptanabilmesi için cinsel terapistten yardım alınması gerekmektedir.

    Disparonin tedavisi nedir?

    Disparoni tedavi edilmediği takdirde kadının karşı cinsle kuracağı ilişkilere zarar vermekte, zamanla vajinismusa neden olmakta, cinsel birleşmeden keyif almayı engellemekte ve kadının kendisine olan saygı ve güvenini zedelemektedir. Jinekoloik muayene sonucu konulan disparoni tanısı devamında yapılması gereken cinsel terapi tedavisinde amaç; disparonin altında yatan psikolojik ya da fiziksel nedenlerin su yüzüne çıkarılarak, bu faktörleri ortadan kaldırmaktır.