Kategori: Cinsellik

  • Tecavüz ve vajinismus

    Tecavüz ve vajinismus

    Aile içi cinsel tacizler “ensest” olarak bilinir. Malesef vajinismus sorununda en dirençli olgular ensest sonrası gelişmektedir.

    Cinsel taciz, tecavüz, çocukluk dönemindeki cinsel istismarlar, şiddet görme, ensest ilişkiler vajinismusa neden olabilmektedir. Bu tür cinsel travmalar, vajinismus haricinde cinsel isteksizlik, ağrılı cinsel ilişki ve orgazm olamama gibi cinsel sorunlarına da neden olabilir. Tecavüz; gönülsüz olan bir kişiyle, şiddet uygulayarak ve aşağılayarak yapılan cinsel ilişki kurma eylemidir. Tecavüz eden erkekle kadın arasında temel etkileşim, fiziksel egemenlik ve boyun eğdirme ilişkisidir. Tecavüz sırasında tecavüzcü, cinsel olarak bazen yetersiz olmakta bu durumda şiddetini daha fazla arttırmaktadır. Tecavüzcülerin neredeyse tümü erkek ve mağdurların tümüne yakın bir kısmı kadındır. Hem tecavüz hem de cinsel tacize uğrayan kadınların tipik tepkileri aşağılanma, yetersizlik hissi, sıkıntı hissi, utanç, öfke, depresyon ve korkudur. Tecavüze uğrayan kadınların büyük bir kısmı, yaşadıkları durumdan kendilerinin sorumlu olup olmadığını ve saldırıyı bir şekilde kendilerinin davet edip etmediklerini sorgulamaktadırlar.

    Etkileri: Yaşanılan tecavüzün tekrar yaşanıyormuş gibi olması, kendini kirletilmiş hissetme, izlenme korkusu, kabuslar, uykusuzluk, yeme alışkanlıklarındaki değişimler, baş ağrıları, bulantı ve kusma, cinsel ilişkiye girmekten kaçınma veya başta vajinismus olmak üzere bazı cinsel sorunlar gelişebilir. Aile içi tecavüz, eş tecavüzü de oldukça yaygın gözükmektedir ve kadınlarda cinsel problemler yaratmaktadır.

    Hera Kadın Sağlığı Merkezinden Op. Dr. Süleyman Eserdağ a göre; Tecavüzlerin % 50 sinden fazlası yetkililere bildirilmemekte ve bu göz önüne alındığında mağdur olan kadınların tedavi görmedikleri öngörülmektedir.
    Fakat yukarıda bahsedilen etkiler tedavi edilmediği taktirde kişiyi depresyona sokarak yaşam boyu silinmeyen izler bırakacak ruhsal sorun halini alabilmektedir.

    Sayın Eserdağ; “Vajinismus hastalarının pek çoğu cinsel ilişkiyi hiç yaşayamazken bazıları zor ve ağrılı şekilde ilişkiye girebilmektedir. Cinsel ilişki başında veya sırasında ağrı, acı, yanma, batma hissetme kaygısı kişinin, kendisini kasmasına neden olabilmektedir. Kasılma derin ise hazzın azalmasıyla vajinal kuruluk ve bunun sonucunda daha fazla acıya yol açarak kişiyi kısır döngüye sokabilmektedir. Bu kısır döngünün sürekliliği de cinsel ilişkiden soğutarak zamanla kişinin cinsellikten uzaklaşmasına yol açabilir. Sizin bu konudaki önerileriniz nelerdir?”.

    ‘’Cinsel travma sonrası vajinismus ve diğer cinsel problemleri yaşayanların mutlaka cinsel terapi almalarını öneriyoruz. Vajinismus rahatsızlığının kesin çözümü bilimsel, etik ve modern tedavi yöntemlerinden geçer. Tedavisi % 100 mümkün olan vajinismusun dört ayrı derecesi vardır: Bir pozitif en hafifi, dört pozitif en ağırı tarif eder. Dört pozitif vajinismuslu hastalarda tedaviye hipnoterapi ile başlanabilir. Diğer durumlarda ise sistematik duyarsızlaştırma tekniği ile bilişsel-davranışçı yaklaşımlar ve gevşeme egzersizleri yeterli olabilmektedir.’’

    ‘’ Unutmayın ki tedaviye karar vermek ve yalnızca adım atmak bile başarmanın yarısıdır.’’

  • Aşkla yapılan seks ziyafet gibidir..

    Aşkla yapılan seks ziyafet gibidir..

     Aşkla yapılan seks ziyafet gibidir.Aşksız olanı ise sıradan bir yemektir.’ Prof. Dr. Mehmet Sungur aşkı anlatıyor…

    Prof. Dr. Mehmet Sungur, romantik bir aşkın cinsel arzuları da artırdığını söylüyor.

    Aşkın cinsellikten haz almanın garantisi olduğunu belirten Sungur, ekliyor: “Aşkla yapılan seks ziyafet gibidir. Aşksız olanı ise sıradan bir yemektir.”

    Bugünlerde çok satanlar listelerinde hızla yükselen ‘Sen, Ben ve Aramızdaki Her Şey, Şeytan Üçgeni: Aşk-Evlilik, Sadakatsizlik’ adlı kitabıyla adından sıkça söz ettiren Psikiyatrist Prof. Dr. Mehmet Sungur, aşkı sıradanlığa bir başkaldırış olarak nitelendiriyor.

    Aşık olan kişi için yaşamın monotonluğunun kaybolduğunu ve sıradan olayların bile olumlu anlamlar kazandığını belirten Prof. Dr. Sungur, ekliyor: “Aşık olduğunuzda daha anlayışlı, daha sabırlı, daha cömert ve daha sevecen olduğumuzu fark ederiz. Bu haliyle aşk, çoğu insanın derinde kendisine sakladığı iyi ve sevecen yönlerini ortaya çıkaran özellikler taşır. Aşkı böylesine arzulanır kılan bir başka neden de sayısız sahteliklerin yaşandığı dünyada eşsiz bir içtenliği simgeliyor olmasıdır.”

    Şehvetle başlar
    Birbirinden çok etkilenen iki insan arasında kıvılcımlanan duygularla ilgili bir sıralama yapıldığında önce şehvetin, sonra aşkın, en son sırada ise sevginin ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Sungur, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Her şehvet aşka, her aşk da sevgiye dönüşmeyebiliyor. Şehvet cinsel doyum sağlamaya yönelik doğal bir aşerme halidir. Aşk ise, şehvetin belirli bir zaman diliminde idealize edilen bir partnere odaklanmasıdır. Şehvetin özel bir kişiye odaklanabilmesi için cinsel dürtülerin de o kişiye yönelik olarak artmış olması beklenir. Bu bağlamda, aşkın cinsel arzuyu artırması şaşılacak bir durum değildir.”

    Bir ziyafet gibi
    Biyokimyasal açıdan ise, aşık olma sürecinde artan dopaminin, testosteronu da artırdığını belirten Sungur, şöyle devam ediyor: “Testosteron, cinsel arzunun belirleyicisidir. Romantik aşkta salgılanan dopaminin testosteronu artırması, romantik aşkın cinsel arzuyu da artırabildiğine kanıt olarak düşünülebilir. Bu nedenle aşk, cinselliğin haz garantisidir. Aşk içeren cinsellikle, içermeyen cinsellik arasındaki fark; sıradan bir yemekle, ziyafet sofrası arasındaki gibidir.”

    Engeller ve zorluklar aşıklarda ‘Romeo-Juliet’ etkisi yaratır
    Aşkın önündeki engellerin duyguları yoğunlaştırdığına dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Sungur, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Aşık olunan kişinin evli olması, okyanusun diğer tarafında yaşaması, farklı bir dil konuşması, farklı etnik gruplardan gelmesi ya da farklı dini inanışlara sahip olması romantik duyguları azaltmaz. Aşk, ayrılık ve güçlüklerle karşılaşınca daha çok beslenir. Belki de bu yüzden, anne ve babalar çocuklarının aşık olduğu kişiyi benimsemediklerinde ve engellemeye kalkıştıklarında, onları istemeden de olsa uygun görmedikleri kişilere daha da yaklaştırmış olur. Buna; ‘Romeo-Juliet etkisi’ de diyebiliriz. Bu; olumsuz koşulların duyguları kamçılaması halidir.”

    Mutlu evliliğin sırrı aşk değil
    Prof. Dr. Sungur, mutlu evliliğin sırrının kesinlikle aşk olmadığını söylüyor ve ekliyor: “Mutlu bir evlilik için aşk asla yetmez. Evliliğin sağlıklı bir biçimde devam edebilmesi, çiftlerin evliliği romantik bir rüyanın devamı olarak algılamalarını değiştirmeleri ile mümkündür. Evlilik, birbirlerinden farklı geçmişleri, beklentileri, ihtiyaçları, tepkileri ve duyarlılıkları olan iki ayrı bireyin, rutin seyreden bir ilişki içinde uyumla yaşayabilmeleri sanatıdır. Aşk bir görme kusuru, evlilik ise görme kusurunun istem dışı tedavisidir. Aşk ‘ben’leri yok etmek pahasına ‘biz’ olmak, sınırları iyi çizilmiş bir evlilik ise ‘ben’leri koruyarak ‘biz’ olmaktır. Sadakatsizlik ise; ‘biz’i yok etme riskini göze almak demektir.”

    Aşk bir görme kusurudur
    Aşkın bir görme kusuru olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Sungur, ekliyor: “Çeşitli düzeylerde görme kusuru içeren aşkı yaşayan kişiler, aşık olunanda ihtiyaç duyulan her şeyin var olduğuna inanır. Aşıklar bu yüzden birbirlerine, ‘Birbirimiz için yaratılmışız’ veya ‘Sen benim ruh ikizimsin’ gibi sözler söyler. Sanki elmanın iki yarısı uzun zamandır birbirlerini aramış ve nihayet bir araya gelerek bir bütün oluşturmuştur. Hatta öyle bir beraberlikleri vardır ki; bu beraberlikte dış dünyaya duyulan ihtiyaç giderek azalır. Ne var ki ihtiyaçlardan kaynaklanan görme kusuru nedeniyle idealize edilen bu kaynaşma hali, uzun sürmez. Zamanla görme kusuru düzelmeye başlar ve her şeyi olmasını istediğimiz gibi görmekten vazgeçip, olduğu gibi görmeye başlarız. Aşk, hayal edilenle gerçek arasındaki değişiklik fark edilinceye kadar geçen zaman dilimidir.”

  • Kadın bunun için seksten vazgeçiyor!

    Kadın bunun için seksten vazgeçiyor!

    Kozmetik firması Elizabeth Arden kadınlara “Daha genç görünmek için ne yaparsınız ya da nelerden vazgeçersiniz?” diye sordu.

    Kadınların yüzde 76’ı daha genç görünmek uğruna yüzlerine “saçma sapan” şeyler sürebileceklerini söyledi.

    Ankete katılanların yüzde 21’i ise gençlik uğruna 1 yıl boyunca seksten vazgeçebileceklerini belirtti.

    Katılımcıların yüzde 17’sinin yanıtı ise “Haftanın 7 günü işe giderim” oldu.

    Ankette genç görünmeye meraklı kadınların yüzde 63’ünün günlük bakımları için yaşlanma karşıtı ürünler kullanmadığı da ortaya çıktı.

  • Seks güzelleştiriyor

    Seks güzelleştiriyor

    Güzel olmak için yalnızca krem kullanmak, masaj yaptırmak, spor yapmak yada bakım uygulamak gerektiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz! Kadınların seks yaparak da güzelleştiği kanıtlandı. Yapılan araştırmalar cinsel yaşamından memnun olan ve uzun yıllar seks yapan kadınların genç ve güzel kaldığını ortaya çıkarttı.

    Seks sırasında kan basıncının artması, kasların çalışması ve mutluluk hormonunun aşırı derecede salgılanması kalıcı güzellikte önemli etkenler arasında. Haftada 3 defa seks yapan kadınlar, en az 10 yaş daha genç ve güzel görünüyorlar.

    İyi bir cinsel hayatın, beyin için de yararı büyük. Bunun sebebi ise beynin cinsel ilişki sırasında normalden çok daha fazla çalışıyor olması. Üstelik seksle birlikte başağrısı, stres gibi sorunlar da son buluyor. Kısacası, hem genç ve güzel kalmak hem de sağlığınızı korumak için uzmanlar seksi öneriyor.

  • Seksin güzelliğe etkileri

    Seksin güzelliğe etkileri

    Güzelleşmek için uzun saatler ve tonlarca para harcıyoruz. Peki, ama neden hayatın bize sunduğu doğal nimetlerden faydalanmıyoruz? Bu nimet ne mi? Tabii ki, seks.

    Seks, güzelliğinizi artırır. Neden mi?

    Doğal makyaj

    Her sabah evden çıkmadan makyaj yapıyorsunuz ve gün içinde tazelemeye ihtiyacınız oluyor, değil mi? Oysa günde sadece 15 dakikada yanaklarınız doğal yollardan pembeleşecek, dudaklarınız harika bir parlaklığa sahip olacak ve cildiniz parlayacak. Nasıl mı? Tabii ki seksle. Çünkü seks doğal bir makyajdır.

    Cleveland Kliniği’nden Dr. Michael Roizen, “Seks esnasında heyecanlanırsınız ve damarlarınız genişler. Bu da size kırmızı yanaklar, kanlı canlı ve parlak bakışlar kazandırır” diyor. Bir ekleme de biz yapalım: Seksin bu kanlı canlı bir yüz yaratma etkisi saatler sürer. Makyaj kadar kısa değildir ömrü.

    Cildinizi korur

    Güneş ışığına fazla maruz kaldığınızda cildiniz kırışıklıkların oluşması ya da artması sorunuyla karşılaşır. “Kalp krizini kalbinizdeki kırışıklık gibi düşünürseniz cildinizdeki kırışıklık da o derece büyük etkiye sahiptir” diyor Dr. Roizen. İyi kan akışı, cildinizi besler ve oksijen sağlar; bu da kırışıklık oluşumunu önler. Şimdi, bu cildinizi gençleştiren kan akışını neyin artırdığını bir düşünün. Evet, doğru tahmin ettiniz; seks.

    Seks, duruşunuzu düzeltir

    Hepimiz biliyoruz ki bir kadında en seksi duran şey, kadının kendine güven duyuyor olması. Amerikalı seksolog Mary Jo Rapini’ye göre kendinden emin bir şekilde topuklarını yere vurabilmek kadını havalı hale getiriyor. Rapini, “Bir erkeğe ‘Bir kadında en çekici olan taraf ne sence?’ diye sorduğumda, saydığı üç şeyin ilki kadının hareketleri oluyor” diyor.

    Daha cilveli olduğunuzda ister istemez daha feminen bir yürüyüşe sahip oluyorsunuz. Başınız dik, kalçalarınız bir o yana bir bu yana salınır halde, kelimenin tam manasıyla çalım atıyorsunuz. İşte bu tür bir kendine güven gösterisi, ancak seksin cazibesine kapılmakla mümkün olur.

    Seks saçları güzelleştirir

    Bu söyleyeceğimiz size çok dolaylı gelse de seks, saçların daha sağlıklı bir kafa üzerinde durmasını sağlar. Dr. Roizen, “Her saç kökü bir kan damarına sahiptir ve kan akışınız iç ve dış güzelliğin en büyük belirleyicisidir” diyor. Kan akışının hızlanması, saçlarınızın beslenmesi demektir. Kan akışının hızlanmasını da elbette seks yaparak sağlayabilirsiniz.

    Strese seks şifası

    Amerikalı seksolog Mary Jo Rapini, “Seks en büyük şifadır” diyor. Orgazm olmak, rahatlamayı ve nefes almayı öğrenmek demektir. Eğer düzenli olarak seks yapıyorsanız, bu rahatlatıcı etkiler birikir ve uzun vadede stresinizi azaltır. Rapini, “Normal bir seks aktivitesi 3 ila 20 dakika sürer. 20 dakika bile olsa bu çok uzun bir süre değildir ama etkileri tüm gün sürer. Hatta günlerce sürebileceğini bile söylemek mümkün” diyor. Ve tabii tansiyonun düşmesi yüzünüzün güzelliğine katkıda bulunacaktır.

    Göğüslere dirilik kazandırır

    Seks boyunca daha havalı olursunuz. Öyle ki göğsünüz yüzde 25 genişletir, meme uçlarınız bir santim kadar yukarı kalkar. Daha ne olsun!

    Seks egzersizdir

    Spor salonuna gitme konusunda kendinizi motive etmekte güçlük çekiyor olabilirsiniz. Ama unutmayın, seks size müthiş kardiyo çalışma imkanı sağlar. Üstelik sıradan bir spor salonunda sıkıcı aletlerle meşgul olmanın tatsızlığındansa seksin cazibesi çok daha yüksektir.

    Gençlik kaynağı

    Bir kadın ortalama bir seks hayatına sahipse gerçek yaşı, kimlik yaşından iki yaş daha genç gösterir. Bu da üç ciddi sağlık sorununun oluşma riskini azaltır: kalp hastalıkları, kanser ve depresyon gibi psikolojik sorunlar. Dolayısıyla partnerinizle birlikte seks hayatınızı canlı tutarak, kendinizi korkusuzca zamanın kollarına bırakabilirsiniz.

    Şimdi artık size güzelliğinizin sırrını soranlara yanıt verebilirsiniz!

  • Seks hakkında yeni sırlar

    Seks hakkında yeni sırlar

    Seks hakkında bütün ezberlediklerinizi bir kenara bırakın. Mutlu cinselliğe yaklaşmanızı sağlayacak sırlarla tanışmaya hazır mısınız?

    1- Seksin duraklama dönemi vardır
    Seks hayatında üç aylık bir duraklama normaldir. Hatta çiftlerin yüzde 24’ü hayatlarının bir döneminde üç ay ilişkiye girmiyorlar. Seks, günlük hayatlarının bir parçası olmaktan çıkıyor. Bu durumda eşlerin birbirine masaj yapması ve nelerden hoşlandığından söz etmesi, uyuyan duyguları yeniden harekete geçirmeye yardımcı oluyor.

    2- Kadınlar zihnen daha çok aldatıyor
    Araştırmalar kadınların erkekleri zihnen daha sık aldattıklarını ortaya koyuyor. Kadınların yüzde 80’i tanıdıkları bir erkekle ilgili fanteziler kurarken, erkeklerin yüzde 75’i yalnızca pornografik görüntüleri hayal ediyor. Erkekler için beğendikleri bir kadınla seks yapmayı hayal etmek zor değil, ancak porno dergilerinde gördükleri kızlar dururken o kadar çaba sarf etmeye değmez. Kadınlar ise fantezi nesnelerine kanlı canlı bir karakter eklemek istiyorlar.

    3- Yaşlanmak orgazmda zirve yapmaktır
    Yaşlanmak seks hayatının bitmesi değil, orgazm olma şansının zirve yapması anlamına geliyor. Yeni bir araştırma, 36-45 yaş aralığındaki kadınların yüzde 63’ünün her seks yaptıklarında orgazma ulaştıklarını gösteriyor. Daha genç kadınlardaysa bu oran yüzde 28. 65-74 yaş arasındaki kadınların bile yüzde 53’ünün cinsel hayatları aktif şekilde devam ediyor.

    4- Kadınlar da porno sever
    Tahmin edilenin aksine kadınlar da cinsel hayatlarını renklendirmek için erkekler kadar porno izliyorlar. Üstelik pek çoğu porno eşliğinde sevişecek kadar cesaretli. Eğer siz de merak ediyor ama aşırı şiddet içeren görüntülerle karşılaşmaktan korkuyorsanız, seçim konusunda eşinizden yardım alın.

    5- Cinsel güdüleriniz genetik olabilir
    Boş bir beyaz sayfa gibi değil, bazı donanımlarla doğuyoruz. Dolayısıyla seks güdülerimizin genetik olma ihtimali var. Kadınların yüzde 30’u kolay, yüzde 60’ı zor tahrik olurken, yüzde 10’u da ortalama bir tahrik olma kapasitesine sahip. Siz bu yelpazenin neresindesiniz?

    6- Evli erkek kadın avcılığını bırakır
    Bilimsel araştırmalar erkeklerin evlendikten sonra kadın avcılığı isteklerinin düşüşe geçtiğini gösteriyor. Çünkü testosteron seviyesi evli erkeklerde, evli olmayanlara kıyasla daha düşük oluyor. Uzmanlar bu düşüşü, evli erkeklerin, kadını için diğer erkeklerle rekabete girmek zorunda olmamalarına bağlıyor.

    7- Nezaket tutkunun katilidir
    Çiftler yatak odası dışında bir yerde sevişmeyi başlatmak ya da yatakta oral seks yapmak istediğinde, birbirlerine çekinmeden açıkça izin verirlerse, cinsel iletişimdeki duvarlar yıkılıyor. Cinsel düğümün çözümü ‘izin’den geçiyor.

    8- Seks değil öpüşmek evliliği kurtarır
    Bir araştırmaya göre her gün öpüşen çiftlerin boşanma olasılığı, her gün seks yapanlardan daha düşük. Dolayısıyla seks değil, öpüşmek ilişkiyi onarıyor. Zira öpüşmek, aşk ve sevgi belirtisiyken; seks spor, basit bir rahatlama ya da egemenlik kurma yöntemi olarak algılanabilir.

    9- Cinsel isteksizliğe karşı tropikal meyveler
    Tropikal meyvelerin büyük bölümünün afrodizyak etkili olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış durumda. Hindistan cevizinin testosteron aktivitesini artırdığı, ananasın cinsel bir uyarıcı olduğu ve zencefilin cinsel organlarda kan dolaşımını hızlandırarak kadınlar üzerinde Viagra benzeri bir etki yarattığını biliyor muydunuz? Ayrıca çinko bakımından zengin olan kabuklu deniz ürünleri de sperm üretimine yardımcı oluyor.

    10- Emziren bir arkadaş libidonuzu artırabilir

    Kokuların cinsel hayatımız üzerinde güçlü bilinçaltı etkileri olduğunu biliyor muydunuz? Süt veren kadınların yaydığı koku, etraflarındaki tüm kadınların libidosunu yüzde 50 artırabiliyor. Feromon hormonları kadınlara, “Artık senin de hamile kalma zamanın geldi” mesajı veriyor ve sekse yönlendiriyor.

  • Seks yapmak sanat mıdır?

    Seks yapmak sanat mıdır?

    Cinsel Sağlık Evlilik ve Aile Danışmanlığı Derneği’nden (CİSEAD) Dr. Cenk Kiper, ilkel ve sanatsal seks ayrımını kaleme alıyor…

    Cinsel Sağlık Evlilik ve Aile Danışmanlığı Derneği’nden (CİSEAD) Dr. Cenk Kiper’in bu yazısı, “neden seks?” sorusuna yanıt arıyor.

    Seks veya cinsel arzu insanın içinde var olan bir duygudur. Cinsel arzuyu hormonlarımız sağlar, evet ama onlar fiziksel olarak cinsel arzu duymamızı sağlar, duygusal olarak da cinselliğe ve cinsel ilişkiye ihtiyaç duyarız.

    Cinselliği yaşamanın nedenleri şunlardır:
    Üremek,
    Zevk,
    Paylaşım,
    İletişim,
    Sosyal rol,
    Sevgi gösterimi,
    Duygusal tatmin,
    Karşı tarafı mutlu etme isteği,
    Yalnızlık,
    Görev olduğu için,
    Meraktan,
    Karşı tarafı kendine bağlayabilmek için,
    Sarhoşluktan,
    Güç ve iktidar sahibi olabilmek için,
    İntikam için.

    Bunların içinde en önemlisi ve bizim de bildiğimiz üremek ve zevktir. Ama diğerleri de farkında olmasak dahi aynı öneme sahiptir.

    Seks bir süreçtir. Bu sürecin sonucu orgazm ve boşalmaktır. Yani seksin amacı boşalmak değildir, boşalmak olmamalıdır; sonucu boşalmaktır. Uzakdoğu cinsel felsefelerinin bazılarında, Taocu sevişme gibi, boşalmadan yaşanan süreç yeterlidir ve boşalma gerçekleşmeden seks bırakılır. Tabii ki burada iki dakikada boşalan, nefsine sahip olamayan erkeklerin olduğu seksten söz etmiyoruz. Cinselliği sanat haline dönüştüren, uzun süre kontrollü kalabilen, kadına zevk vermeyi yaşayan erkelerin veya erkeğe zevk vermeyi yaşayan kadınların sanatından bahsediyoruz.

    Boşalma amacıyla yaşanan seks mekanik sekstir, duygu olmaz ve haz en aza iner. Seksi ilkel yaşayanlar bedensel-fiziksel arzuyu tatmin için sevişirken, sekste sanatı yaşayanlar ‘duygusal’ nedenlerle sevişirler. İlkellerde amaç tatmin olmak, sanatçılarda karşı tarafı tatmin edip tatmin olmaktır. İlkellerde amaç boşalmak sanatçılarda ise süreci yaşamaktır. Kadınlar, bir erkekle ilk sevişmelerinin ardından genelde “Aşık olduğumu fark ettim” derken; erkekler aynı durumda “Skoru artırmak istedim” diyorlar.

    Cinsel ilişkiden duygusal zevk alma oranları
    Dünya genelinde Erkeklerin yüzde 57.6’sı, kadınların ise 49.8’si duygusal olarak tatmin oluyor. Türkiye’deki duruma gelince; erkeklerin yüzde 56.2’si, kadınların ise yüzde 35.9’u yaşadığı cinsel ilişkiden duygusal olarak tatmin oluyor. Bu sonuçlara göre, Türkiye’de partneriyle cinsel ilişkisinin fiziksel olarak zevk verici ve duygusal olarak tatmin edici olduğunu düşünen erkeklerin oranı kadınlara kıyasla çok daha yüksek. Ancak erkeklerin bu konudaki memnuniyetleri yaş dilimi ilerledikçe düşme eğilimi gösteriyor.

    Genelde seksle ilgili konularda erkekler duyarsız ve ilkel oldukları gerekçesiyle suçlanır. Hemen erkeklere yüklenmeyelim. Erkeklerin sekste bu kadar pervasızca davranması ve açık olması sosyal koşullardandır. Kadınlar da erkekler gibi duygulara sahiptirler, sosyal yapı izin vermediğinden rahat davranamazlar, yoksa neler olacağını tahmin bile edemezsiniz.

    Seks yapmanın en önemli nedenlerinden birisi de erkek veya kadın olduğumuzu hissetmek, yani sosyal rolümüzdür. Kadının kadın erkeğin erkek olması için karşı cinse ve cinselliğe ihtiyacımız vardır. Bazen fiziksel olarak istemesek de sadece cinselliğimizi hissetmek için sevişiriz.

    Düzenli ve güvenli seks bize neler sağlar?
    Gevşememizi sağlar.
    Rahat uyumamızı sağlar: Orgazm sonrasında endorfin serbest kalır, bu da beyinde morfin etkisi yaratır, vücut gevşeyip rahatlar. Biz de çok faydalı, dinlendirici bir uykuya dalarız.
    Sıkıntılarımızı unutmamızı sağlar.
    Kendimizi güçlü hissetmemizi, özgüvenimizin artmasını sağlar.
    Enerji harcayarak zayıflamamızı sağlar: 30 dakika süren bir seks seansı boyunca kişi en az 85 kalori yakar.
    Erkeklerde prostat ve prostat kanseri riskini düşürür. Düzenli ve tek partnerle yapılan seks tabii ki…
    Kadınlarda adet dönemlerinin ağrısız geçmesini sağlar. (Düzenli seks kadını rahatlatır ve adet döneminin sorunsuz geçmesini sağlar.)
    Menopozu geciktirir.
    Hayata bağlanmamızı sağlar.
    Genç kalmamızı sağlar.
    Isınmamızı sağlar.
    Terfi etmemizi sağlar.
    İntikam almamızı sağlar.

    Yani seksi yaşamanın nedenleri o kadar çok ki…

    Ne nedenle seks yaparsak yapalım, bunu sağlıklı bir şekilde yaşamak gerekiyor, çünkü süreçleri geri döndürmek elde değil. Bu yüzden sadece seks olsun diye yaşanan bir seks insanda bezginliğe, yorgunluğa ve mutsuzluğa yol açabiliyor. Bu hem kadında hem de erkekte aynı. Bu yüzden seksi gerçek anlamda ve güzelliği ile yaşamak gerekiyor.İlkel seksten sanatsal sekse geçmek gerekiyor.

    Sanatçı yaptığı ile mutlu olan, tatmin olan ve diğerlerine de aynı mutluluğu veren kişidir.

  • Cinsellikte fantezi kurmak gerekli mi?

    Cinsellikte fantezi kurmak gerekli mi?

    Şu fantezi meselesi hala kafa karıştırıcı… Çoğu insanın aklında hala fantezi kurmanın sağlıklı olup olmadığı sorusu yer alıyor. Toplumdaki genel kanı ise erkeklerin fantezisi olabileceği ama kadınların olamayacağı yönünde. Bu ne kadar doğru? Fantezi kurmanın da bir sınırı var mıdır? Hangi fanteziler zarar verir, hangileri seks hayatını geliştirir?

    Dr. Cenk Kiper, “Cinsellikte fantezi kurmak gerekli mi?” sorusuna şöyle yanıt veriyor…

    Bu konuda uzmanlarca yapılan o kadar farklı görüş ve yorum var ki inanılmaz. Yorum yaparken o bölgenin, yörenin veya milletin sosyal yaşantısı, geçmişi, dini ve kültürel öğelerini hesaba katmak gerekir. Bu yüzden başkalarının ne dediği değil bizim ülkemizin gerçekleri bizi ilgilendirir.

    Hani derler ya her koyun kendi bacağından asılır. Ben o bunu demiş anlamam, benim bildiğim gerçek şudur: Yerinde, zamanında, koşullara uygun hayal kurmak ve fantezi sekse canlılık getirir, fayda verir, ama sınırını aşarsanız daha sonra bunun bedelini ağır ödersiniz.

    Önce bir gerçeği vurgulayalım, sanıldığının aksine kadınların da cinsel fantezileri vardır. Erkekler bunu bazen görmezden gelebilirler, genelde kadınlar bu konuda da az paylaşımcıdırlar. Bunları yakın kız arkadaşlarla paylaşır, kocalarına, partnerlerine söylemezler; çünkü erkekler bu konuda kadınları direk yargılayıcı yaklaşırlar, “Nereden aklına geldi veya daha evvel bunu yaşadın mı?” gibi abuk sorularla sistemi çökertir, sonra da “Cinsel hayatımız çok sönük, sen hiçbir şey katmıyorsun” diye kadını suçlarlar.

    Sonuçta hepimiz rüya görürüz. Bazen hatırlar bazen hatırlamayız. Herkes bazı aralıklarla en masumundan en inanılmazına kadar cinsel içerikli rüya görür. Bu rüyalar sırasında hem kadında hem erkekte boşalma, rahatlama olabilir. Erkeklerde gece kendiliğinden gelen bel suyunun (meni) da çoğu zaman gördükleri erotik düşlerin sonucu olduğu bilinir. Kadınlar da, orgazmla sonuçlanan bu tür düşler görebilirler.

    İnsanların birçoğu mastürbasyon yaptıkları zamanlar ya da cinsel birleşme esnasında hayal güçlerini kullanarak, kafalarında birtakım fantezi sahneleri canlandırırlar. Seçilen bu hayali sahneler, cinsel coşkuyu artıracak niteliktedir.

    Bu hayaller bazen çok net ve belirgin bazen de silik olarak yaşanabilir; hayaldeki ortam ve kişi-kişiler gerçek yer ve kimlikler olabileceği gibi tamamen gerçek dışı da olabilir.

    Ünlü cinsel bilimci Kinsey’e göre, kadınlar daha çok, önceden geçirdikleri denemeleri düşünme, eski anılarını canlandırma eğilimindedirler. Erkekler ise ömürlerinde yapmadıkları ve de düşleri dışında yapamayacakları şeyleri hayal ederler.

    Fanteziler gerekli mi?
    Cinsel arzusu olan her insan genellikle cinsel fantezilere gerek duyar, çünkü cinsel fanteziler heyecanı artırır, odaklanmayı sağlar ve orgazmı daha kolaylaştırır.

    Fanteziler cinsel isteğin uyarılmasında oldukça yardımcı olur. İlişkiye girmeden evvel çoğu insan kendini beyin olarak hazırlama ihtiyacını duyar. Bunu da gireceğimiz cinsel ilişkiye beynimizde canlandırarak yaparız.

    Partnerinizin yakınlığını, sıcaklığını, size dokunuşlarını hayal etmekle başlayabilirsiniz. Partnerinizin yüzünü, gözlerini, dudaklarını kafanızda imajlar halinde görmeye çalışabilirsiniz. Sadece sizin hoşunuza gidecek fiziksel imajları yaratmanız çok önemlidir.
    Çoğu insan, özellikle yaşları ilerledikçe veya ilişkileri olgunlaştıkça, cinsel isteklerinin o kadar çabuk uyarılamadığını görürler. Bu dönemlerde fantezilerin yardımı olabilir.

    Fanteziler nereye kadar normal, nereden sonra tehlikeli?
    Cinsel fanteziler sağlıklı bir cinsel yaşamın göstergesidir, ama sınırı aşarsanız cinsel bir sapkınlığın işareti de olabiliyor!

    Fantezinizdeki sahnelerde kişi ve olaylar eğer sonradan düşününce bile size sıkıntı yaratacaksa uzak durmak gerekiyor.
    Akraba aşkı, kardeş, ana-baba, evlat gibi çok yakın akraba ile cinsel ilişki kurma fantezisi, daha sonra yüzüne bakıp yenge, enişte diyeceğiniz sosyal açıdan farklı iletişim içinde bulunduğunuz kişiler…

    Fahişelik, ırza geçmek, teşhir, mazoşizm, sadizm, çocuklarla, hayvanlarla, ilgili cinsel hayaller ya da fanteziler uygun değildir.

    Çünkü her şey düşünmekle başlar. Hayal dünyanızı kimse sınırlayamaz ama düşünsenize, en yakın arkadaşınızın eşinizle veya kızınızla ilgili cinsel fantezisi olduğunu düşünmek bile ne kadar iğrenç ve güvensizlik yaratıyor.

    Sınır mı? Olmayan kişiler olabilir, eşiniz olabilir ama daha fazlası sonra sıkıntı yaratır. Benden bu kadar, gerisi size kalmış.

  • Kadın ve erkeklerin fantezileri arasındaki farklar

    Kadın ve erkeklerin fantezileri arasındaki farklar

    Fantezi kurmak sadece erkeklere özgü bir durum değil. Yaygın kanının aksine kadınların da bir fantezi dünyası var. Zaten uzmanlar da fantezilerin seks hayatını canlı tutmaya yardım ettiğini söylüyorlar. Peki, ama kadınların ve erkeklerin fantezileri birbirine benziyor mu? Arada ne gibi farklılıklar var?

    İnsanın beyninde cinsel olarak coşkusunu artıracak nitelikte hayaller canlanmasına cinsel fantezi denir. Bu zor, her istediğimizi elimizin altında bulamadığımız ve meşakkatli dünyamızda cinsel fantezi kurmak, yerinde, zamanında ve dozunda yapıldığı sürece keyif verici, zararsız ve hoş bir durumdur.

    Kadınlar ile erkekler arasında fantezilerde dahi farklılıklar var. Peki kadınlarda erkeklerden farklı olarak durum nasıl?

    Şimdiki ilişkilerinde önceki cinsel tecrübelerini düşünürler kadınlar. Her daim olduğu gibi yatakta da duygusallık had safhada, hatta başroldedir; romantikleşirler, yeni tecrübelerden ziyade eskide kalmış haldedirler, yeniyi koklamak istemezler, yasak meyve her daim onlar için yasaktır; hayalde bile.

    Erkeklerin “nerede, nasıl olduğu önemli değil, yeter ki olsun” cümlesi, kadında “nerede ve ne zaman olduğu çok önemli, her şey ölçülü olmalı” cümlesi ile değişir. Cinsel organlara ve beden ile ilgili düşüncelere yer vermezler.

    Erkeklerde fantezi alanı, kimseye hesap vermeyecekleri bir yer olduğu için açılırlar da açılırlar, hayatlarında hiç denemedikleri şeyleri hayal edebilirler. Özellikle bir ünlü ile ilişkiye girmek, pencereler açık seks yapmak, o esnada çeşitli aletler kullanmak, gruba önem vermek, arabada ve her an yakalanma korkusu olan bir yerde partneri sıkıştırmak gibi.

    Erkeklerin fantezileri nereye kadar normal nereden sonra sapkınlık?
    Aslında bir kişi cinsel fantezi kuruyorsa, bu o kişinin sağlıklı bir cinsel yaşamı olduğunun ya da olacağının göstergesidir. Hayatını eğlenceli hale dönüştürebiliyorsanız, monotonluktan uzaklaşıp heyecan katabiliyorsanız, üzerinizdeki baskıları azaltabiliyorsanız, çok ileri gitmemek kaydıyla bu sizin günlük hayatınızı rahat ve huzurlu bir şekilde geçirmenize de yardımcı olur.

    Cinselliğin DAHAsına varırsınız, istediğinizi de, hazzı da, orgazmı da en üst noktalarda yaşarsınız. Kendinize daha çok güvenirsiniz, kısacası hayatınızı kolaylaştırır ve renk katarsınız.

    Evet, kadınlar fantezi dendiğinde şöyle bir dururlar. Bunun sebebi karşı taraftan gelebilecek fantezinin sınırının ne olduğunun bilinmemesidir. Aslında onların hayatında da bu yok mudur? Vardır, hem de alası.

    Ama erkek fantezileri daha haşin ve sert, ucu sivri, kadınlarınkiyse biraz daha yumuşak ve kördür. Kafanıza yatan ve hayat anlayışınıza ters gelmeyecek her şeyi deneyin partnerinizle! O fantezi sonradan sizin fantezinize dönüşebilir.

    Toplumumuzda kadınlar erkeklerin gözüyle bakıldığında bu tür isteklerinin farklı algılanıp haklarında olumsuz düşünüleceğine odaklandıkları için bunları dile getiremeyebiliyorlar. Ama yine tekrarlıyorum aslında kadınların hayal alemi tahmin edersiniz ki daha renkli ve cafcaflı… Erkeğe de iyi ve anlayışlı bir partner olup onu çıkarmak düşüyor.

    Cinsel fanteziler bazen cinsel bir sapkınlığın boyutuna da ilerleyebilir. İşte bu da başka bir noktadan bakış. Bizim fantezideki amacımız neydi? Cinsel uyarılmayı sağlamak, isteği tavan yaptırmak, hazzı yükseltmek gibi hoş karşılanacak şeylerdi, değil mi? Eğer orgazm olabilmek için fantezi zorunluluk haline dönerse işte bu cinsel sapkınlıktır. Bunu en çok kadın bedeninin sadece belli bölgelerinden uyarılabilen erkekler için söyleyebilirim. Sonuçta her iki tarafın da kabul ettiği fantezi en güzel ve özel fantezidir. Eğer bunun sınırı partnerinizi aşar ya da artık sadece kendi isteğiniz haline gelir ve bu yolda da gözünüz dönerse işte bu sorundur.

    Kadının fanteziye erkekten daha düşkün olması sık rastlanan bir durum mu?
    Hayır, çok rastladığımız bir durum değil. Bunun sebebi şu olabilir: Kadınlar ayıp, günah ve yasak üçlüsüyle büyüyüp konuşurken, hareket ederken, hatta sevişirken dikkat edilmesi gerekenler sürekli kafalarına kakıla kakıla kadınlaştıkları için hayatlarında yarıçaptan öteye gidemez. Kod budur, maya budur. Görevini yapar, orgazm olur ya da olmaz ve kapıdan geçip anne kimliğine bürünüp çocuklarına annelik yapar. Bazen de dikkat çekmek uğruna bunu dile getirenler olabilir. Fakat kısa bir konuşma sonrası aslında bunların hiçbirini yapmadığı anlaşılan bir grup vardır.

    Çok nadir de olsa kendisinin aşırılıklarını aktarmak ve uzmana danışmak için gelen kadınlar da yok değil tabii. Bu nefstir, istektir, arzudur, dürtüdür. Tabii ki sekse düşkün, erkeğinden daha çok seks isteyen kadın vardır. Türk erkekleri ve kadınları arasında değerlendirmek gerekirse böyle kadınlar bir elin parmağını geçmez. Bu kadar istekli olan kadın da hiçbir sınır tanımaz.

    Fantezisizlik renksiz bir cinsel yaşam mı demektir?
    Değildir tabii ama fantezi olsa fena olmaz. Fantezi hayata renk katar, heyecan katar, o gün daha mutlu uyanırsınız, daha farklı seversiniz etrafı, farklı bir gözle bakarsınız insanlara, dahasını istersiniz seksin. Heyecanlı bir film izlemek gibidir. Sonunun ne olduğunu ya da olacağını bilmeden sonu beklemek, denemek, istemektir cümlenin sonu ve olay tabii ki kabul ettirmekte biter.

    Fetişizm sapkınlık mıdır?
    Fetişizm aslında cinsel anlamı olmayan ama o kişi için simgesel ve cinsel çekicilik kazanmış bir nesne ile cinsel doyum tutkusudur. Örneğin, ayak, topuk, çorap, ayakkabı, kalem, mendil gibi nesneler bilinen fetişist nesnelerdir. Normal insanlarda cinsel organa ya da vücudun tümüne yönelen cinsel ilgi; fetişistte ise fetiş saydığı bölgelere ya da nesnelere yöneliktir. Bu da bir cinsel sapkınlıktır ve özelliği sadece erkeklerde rastlanmasıdır. Çocukluk döneminden gelen bir sorun olmakla beraber ergenlikte ortaya çıkar. Bir defa kurulduktan sonra da bozukluk sürekli hale gelir. Bu erkeklerin orgazma ulaşması bu nesneler olmadan imkansızdır ve cinsel partneri yoksa fetişin varlığı, onu seyretme, cinsel zevki uyarmaya yeterlidir.

    En az 6 aylık bir süre boyunca, kişinin canlı olmayan nesneleri kullanmakla ilgili (örn. kadın iç çamaşırları) yoğun, cinsel yönden uyarıcı fantezileri, cinsel dürtüleri ya da davranışları yineleyici bir biçimde ortaya çıkar.

    Kişi, bu cinsel dürtülerine göre davranır, bu kişinin cinsel dürtüleri ya da düşlemleri (fantezileri) belirgin bir sıkıntıya veya kişilerarası sorunlara neden olursa bu durum tedavi gerektirir.

    Porno izlemek doğal mıdır, porno izletmek ne anlama gelir?
    Pornoyu cinselliğin odak noktası haline getirmekten kaçınarak ya da alacağınız zevke sadece artı değer katmak için izliyorsanız değmeyin keyfinize.

    Kadınların pornoya bakış açısı erkeklerden çok farklıdır. Kadınlar pornoyu utangaç, huzursuz, korku, tiksinti belki de bayağılık gibi duygularla algılarlar. Peki erkekler için zevk veren bu durum kadınlara neden zevk vermiyor?

    Sıra dışı, hatta büyüklük kavramının tam da gözüne vuran fiziksel özelliklerin olduğu, ses sistemini tepe taklak edecek, ekoların, iniltilerin kol gezdiği, genellikle kadınların acı çektiği ama bunu nasıl olup da zevke çevirdiklerini anlamadığımız farklı bir dünya porno…

    Bu dünya erkeği alıştığımız tavırlarından uzaklaştırıyor. Nasıl mı? Elde etmek için günlerce peşinden koşmak yok… Tabii en son aşama seks… Pahalı akşam yemekleri, saatlerce kendini anlatma, ikna edebilme yok! Pornoda amaç erkeği zora sokmadan ve hiçbir götürü yapmadan onun istediği şeyi canlandırmak, bunu yaparken de çekici kadınları kullanmak.

    Eğer eşinizin seks videolarını izlemesi seks yaşamınızı etkilemeye başladıysa endişelenin. Artık sizinle seks yapmıyor ya da bu yöndeki isteği azaldıysa ve partneriniz eskisi gibi hemen tatmin olamayıp yeni isteklerde bulunuyorsa bu, gerçekten aşırı seks videosu izlemesinden olabilir. Eşinizin performansında azalma varsa, farklı ama sizin yapamayacağınız isteklerde bulunuyor ve tek başına seksten giderek daha fazla hoşlanıyorsa, bu sorundur.

    Porno izlemek bir tercihtir. Seyretmek size kazanç sağlıyorsa tabii ki izleyebilirsiniz. Ama biz terapistler pornodan ziyade erotik, daha yumuşak ve tahrik edici filmlerin ilişkinize daha uygun olacağını düşünürüz.

  • Seks sonrası yatma pozisyonları ne anlatır?

    Seks sonrası yatma pozisyonları ne anlatır?

    Erkeğin, sevişmeden sonra uykuya geçiş pozisyonu, kadına dair hisleri hakkında ipucu verir.

    Kuytuya sokulma
    Kadını boynunun içine sokan bir erkek, olabildiğince yakınlaşmak isteyen, duygusal biridir. Bu hareket, güçlü bir güven ve ilgi işaretidir. Öte yandan eğer erkek kadının kuytu köşelerine kendini kıvırıp yerleştiriyor ve orada kıpırdamadan duruyorsa, bu adam pasif biri de olabilir. Kararlarının kadının vermesine ve yönetilmeye ihtiyaç duyuyordur.

    Sarılma
    Sevişme sonrası uykuya geçerken kolunu kadının üzerine atan erkek, geçinilmesi kolay biridir. Kadının istek ve beklentilerinin farkında, bunları gidermeye gönüllüdür. Seks sırasında sarf ettiği efor sonrası tükenmiş bir halde olsa da kadının dokunulmaya ve şefkate ihtiyacı olduğunun farkındadır ve bu ihtiyacı gidermeye çalışıyordur.

    Kaşık pozisyonu
    Erkeğin ve kadının cenin pozisyonunda iç içe geçtiği bu yatma biçiminde erkek kadını sırtından sarıp sarmaladığı için, erkeğin kendine güveni var demektir. Kendine güvenen ve kadınını çok seven bu erkeğin biraz buyurgan olma ihtimali de vardır. Eğer bütün vücudu kadının üzerindeyse ve kadın neredeyse hiç kıpırdayamayacak gibiyse, bu, erkeğin eşini sahiplendiğinin işaretidir. Ters kaşık pozisyonunda, yani kadının erkeği sırtından sardığı yatma şeklinde, erkek eğer kendini kadına daha yaklaştırmak için iterse, bu, o erkeğin eşinden ilgi görmek istediği ve eşine ihtiyacı olduğu anlamına gelir.

    Tek başına yatma
    Sevişme sonrası erkek, kadından bağımsız bir şekilde sırt üstü uzanıyorsa, bu adam bağlanmaktan korkan biri olabilir. Hem fiziksel hem de duygusal olarak aranıza mesafe koymaktan yanadır. Bu tip bir erkekle ilişkiye devam edebilmek için kadının bağımsızlığına düşkün erkeğin fazla üzerine gitmemesi gerekir. Ya da yol yakından yeni bir eş bulması…