CİSED ONURSAL BAŞKANI DR. CEM KEÇE: “NE ADAMLIK NE ERKEKLİK NE DE CİNSEL MUTLULUK PENİSTE SAKLI DEĞİLDİR!”
Asırlardır çok büyük anlamlar yüklenen penis, kadınların erkekler konusunda tercihinde olduğu kadar erkekler arasındaki güç gösterilerinde de oldukça büyük önem arz ediyor. Doğru bilinen yanlışlar nedeniyle, pek çok kadın ve erkek tabularını yıkamadığı için hem cinsel yaşamlarında hem de sosyal hayatlarında hüsrana uğruyorlar. Oysa ne adamlık ne erkeklik ne de cinsel mutluluk peniste saklı değil… Cinsel Sağlık Enstitü Derneği (CİSED) cinsel terapistleri, penise yüklenen yanlış düşünceler nedeniyle adamlığı ve erkekliği peniste arayan kadın ve erkekleri aydınlattı…
PENİSLE ERKEK OLUNMAZ!
Toplumsal genel yargıların ve kültürün çok yanlış bir şekilde hem adamlığı ve erkekliği penisle eşleştirdiğine hem de cinselliğin ayıp, yasak ve günah olarak kodlayarak gizlenmesine çanak tuttuğuna dikkat çeken CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe; “Hal böyle olunca, erkeklerin davranış biçimlerini belirleyen ana özellikleri olan sertlikleri, adamlıkları, saygınlıkları, erkeksilikleri, güçlülükleri, dobralıkları ve koruyuculukları, kendilerini cinsel yönden ispatlamaya çalışmayla bir tutuldu. Bu yanlış ‘Erkek cinsel gücünün simgesi penistir!’ düşüncesiyle günümüze kadar geldi. Fakat erkeklik ve adamlık kavramları hiç de böyle değil…” dedi.
ADAM DEDİĞİNİZ…
Adam olmanın kriterlerini anlatan CİSED Genel Başkanı Dr. Cebrail Kısa; “Can Yücel‘in de dediği gibi, erkek dediğiniz kadınını elinin tersiyle değil avucunun içiyle kavrayacak. Kadın bilecek ki, emin ellerdeyim. Adam diyebildiğiniz adamın yanında rahat olacaksınız. Adam dediğiniz ince olacak, kadınını onun kadar düşünecek. Adam dediğiniz ilgi gördüğünde ilgiyle, sevgi gördüğünde sevgiyle karşılık verebilecek. Vurdulu kırdılı, küfürlü davranışlar sergileyen, maço tavırlı kişi değildir adam. Adam dediğiniz, kadınının ruhunu okşamasını bilecek, romantik olacak, kimi gün habersizce kucağında çiçeklerle çıkıp gelecek ve güzel günleri unutmayı marifet saymayacak. Kadını sırf onun için kendine baktığında, sırf ona daha güzel görünmek için giyip kuşandığında, hiçbir şey olmamış gibi davranmayacak. Adam dediğiniz cesur olacak fakat bu cesurluğunu kadınına karşı değil,‘Seni seviyorum!’ derken korkmayarak, başka şeylerin ardına gizlenmeyerek yapacak. Adam dediğiniz,‘Özüyorum!’ diyorsa gelecek,‘Kaybetmek istemiyorum!’ diyorsa kaybetmeyecek. Adam olan ‘Seviyorum!’ dedikten sonra bir sonraki perdede kaçmayacak…” dedi.
PENİSİN BOYU DEĞİL İŞLEVİ ÖNEMLİ!
Toplumsal ve ahlaki değerlerin yerleşmesinde önemli yer tutan penis boyu tabusunun, “erkek”, “erkeklik” “adam”, “adamlık” ve “güçlü adam” kavramlarıyla özdeşleştiğini söyleyen CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör; “Yine insanlık bu tabunun ve fetişe dönüşen organın penceresinden olaylara bakma aptallığına kapıldı. Çünkü erkek soyunduğunda sahnede olan kendisi değil penistir. Penis boyutu günümüzde iyi eğitim almış kişiler arasında bile güç ve otoritenin göstergesi olarak kabul edilebiliyor. Çünkü penis boyu çok yanlış bir şekilde erkek cinselliğiyle özdeşleşti ve cinsel hazzın garantisi olarak algılandı ve erkeklik gücü daha doğrusu bir güç sembolü haline geldi. Aslında bu durum doğru değil ve penisin bir standardı yok. Çünkü kadında döllenmenin olabilmesi için erkeğin spermlerinin kadın vajinasının arkasına ulaşabilmesi gerekiyor. Bunun için ise 10 cm ve üzerinde bir penis boyu yeterli oluyor. Ama unutulmaması gereken şudur: ‘Cinsellikte penisin boyundan çok işlevi önemlidir’.Yüzyıllardan beri penis boyu ile erkeklik gücü arasında bir bağlantı kuruldu. Böylece erkeğin penisi ne kadar büyükse yatakta da o kadar iyi olacağı düşünüldü. Oysaki penis boyu cinsel ilişkide çok da önemli değil. Çünkükadının asıl zevk kaynağı vajinanın 1/3’lük giriş kısmı ve klitorisidir. Dolayısıyla, penisin uzunluğu ile işlevi arasında herhangi bir bağlantı olmadığı gibi erkeklik, güç, sertlik, adamlık, saygınlık, dobralık ve koruyuculuk gibi karakteristik özellikler arasında da herhangi bir bağlantı yok.” dedi.
SEKS ZİHİNDE BAŞLAR VE DEVAM EDER!
Nasıl ki erkeklerin seks algısı genellikle zihinlerinde oluşturdukları görsel şovlardan ibaretse, kadınların da cinsel isteği zihinlerinde birleştirdikleri algılardan geldiğine değinen CİSED Yönetim Kurulu Üyesi Psikolog Kemal Özcan; “Diğer bir değişle, tahrik olmak ve cinsel istek duymak beynin zevk merkezlerinin hareketliliğiyle meydana geliyor. Bu durum erkeklerde daha basittir. Kadınlarda ise bu cinsel istek, arzu ve ardından gelen boşalma veya orgazm sadece penise değil, klitorisin uyarısına ve erkeğin sağladığı güven, sevgi ve şefkat duygusuna bağlı. Bu da âşık oldukları ve kendilerine âşık olan, seven ve arzuladığını hissettiren erkeklerin partnerlerini daha kolay boşalttıkları veya orgazma ulaştırdıklarına bir işaret. Bu nedenle, penis boyunu ya da enini büyütmek için tıbbi yöntemlere, ilaç kullanımlarına ya da geç boşalmak için spreylere başvurmaktansa, kadının beyninde yer edebilme, samimi davranışlar sergileme, kadını rahat ve güvenilir hissettirme, anlayışlı, yol gösterici, şefkatli ve ilgili olabilmeyolunda erkekler kendilerini geliştirmelidir. Ayrıca, erkekler önce kadınların duygularına hitap etmeli, daha sonra kadın vücudunu tanımalı, onların erojen bölgelerini keşfetmeli, dokunmanın verdiği hazza odaklanmalı, onların bedenlerinin en önemli haz noktası olan klitorisin işleyişini öğrenmelidir. Kadın zihnine hükmetmeden, sadece penisin boyutlarıyla sağlanabilen cinsellik tek taraflıdır. Ayrıca, unutulmamalıdır ki, kadın cinselliği, boşalması veya orgazmı oldukça karmaşık ve gizemlidir, rahatlıkla taklit yapılabilir bir karşı bildirimdir.” dedi.CİNSEL TERAPİ CİNSEL SORUNLARA ÇÖZÜM OLUYOR!
Cinsel terapinin cinsel sorunlara çözüm olduğunu söyleyen CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe; “Erkek ya da kadın, çoğu cinsel işlev bozukluklarının temelinde yanlış inanışlar (cinsel mitler, hurafeler), cinsel bilgisizlik ve deneyimsizlik yatar. Ayrıca erken boşalma, iktidarsızlık, cinsel isteksizlik gibi erkek cinsel işlev bozuklukların veya yaşanmakta olan mutsuz cinsel ilişkilerin altında yatan nedenlerin başında, erkeğin kadın bedenini tanımaması, penisinin uzunluğu ile ilgili olumsuz düşüncelere kapılması, abartılı beklentilere girmesi, başarısız olmaktan korkması, kendisine güvenmemesi, penis boyu ve genişliğini takıntı yapması, penisi erkekliğin ve adamlığın simgesi olarak görmesi geliyor. Bu sorunların geçici çözüm yolları ilaç tedavisi, spreyler ve tıbbi müdahalelerken, kalıcı çözüm yolu ise yaşanan sorunların nedenlerinin belirleneceği ve ona göre bir tedavi planının uygulanacağı cinsel terapidir. Cinsel terapi ile cinsel sorunlar yüzde yüz tedavi edilebilir .” dedi.
Kadınlar Kulübü Son Yorumlar