- 27 Ağustos 2012
- 787
- 833
-
- Konu Sahibi peaceofmind
- #21
Akıllı,kültürlü bir kadın olduğunuz kendinizi ve olayları yorumlama tarzınızdan çok belli..öncelikle kendinizi çok güzel ifade etmişsiniz .Sizin eşiniz sizin gibi bir insan değil ve hiçbirzaman da olamıcak.tabi tedavi görüp,çabaladığı kısmı katmıyorum çünkü bu tarz insanlar asla hasta olduklarını kabul etmezler başkalarını hasta ederler.Ama eşinizi de suçlamıyorum çünkü öyle aile ortamında büyüyen bir çocuk tabiki böyle biri olacaktı.işte sizin çocuğunuzda eşinizle büyümeye devam ederse ne yazik ki böylesi psikolojisi bozuk ve çarpık ilişkiler yaşayan bir insan olacak.Bırakın çocuğun önünde bağırmasını çocuk annesinin ,babasının hislerini hisseder.sırf sorun çıkmasın diye susan bir anne hangi çocuğa iyi gelmiş ki? Gelse bana gelirdi :) sizinde benim annem gibi yanıldığınız bir nokta var.Siz sanıyorsunuz ki susar,alttan alırsanız durum düzelicek ama ne yazik ki mekanizmalar öyle işlemiyor.durum daha da şiddetlenicek,sınırlar daha da zorlanmaya başlanıcak.Burda bencilliklerini kendilerine bile itiraf edemeyen güya çocuğu için(!) boşanamadığını iddia eden anneler görüyorum.Hayır çocuğunuz için boşanın.
Üstte yazdığım kısım ; sadece evladınızla ilgili olan kısım.Bu işin birde sizle ilgili olan kısmı var..Kendinizi ve mutlulugunuzu öyle geri plana atmışsınız ki neredeyse ben bile sırf cocukla ilgili birşeyler yazmışım.Siz ömrünüzü böyle mi geçirmek istiyorsunuz? Sizin cinselliğini,kadınlığını,hayat arkadaşlığını dolu dolu yaşayan insanlardan ne farkınız var?belliki çstün yanlarınız bile var.eşinizin kadın modeli annesi..ve ne yazik ki o kadın değil kum torbası..asıl kadın sizsiniz ama karşınızda bunu farkedebilcek kapasitede biri yok.benim verebileceğim tek tavsiye boşanmanız.çünkü düzelebilmesi için yıllarca düzenli terapi yapması lazım ve bu tarz insanlar asla yapmazlar olan sizin ömrünüze olur
Teşekkür ederim yanıtınız için.
Ben çocuğum için evli kalacak bir kadın değilim. Mutsuz bir annenin mutlu ir çocuk yetiştirebileceğine inanmıyorum. Çocuğum için içimin yandığı kısım, bu gerçeklere keşke onu dünyaya getirmeden gözüm açılsaydı kısmı. Onu bu çatışma ortamına ben getirmiş oldum bu durumda.
Eşim benim ilk ciddi ilişkimdi, kadın erkek ilişkilerini hiç bilmeden, hiç anlamadan evlendim, orası benim hatam.
Çok da kör kütük aşıktım, yaşanan pek çok şeyi sineye çektim, iyi yanlarına odaklandım. Çünkü dalgalı bir profil seyretti eşim, bir çok iyi, bir çok kötü. Ve iyiler hep çoğunluktaydı, kötüler yılda üç beş kez olurdu. Ama doğumdan sonra işler rayından çıktı.
Doğumdan sonra bana yaşattıkları ile sanki gözümden bir perde kalktı, aşkın tozu dumanı dindi, elimde ne var diye bakıyorum bu ilişki için: arada yaptığı ufak tefek hoşluklar dışında çok bir şey yok. İyi bir insan , kötülemek istemiyorum. Ama beraber yapamıyoruz, doğum sonrasındaki tüm tavırları bunu imkansız hale getirdi. En büyük konulardan biri de cinsellik, neden benim evli bir kadın olarak bunu yaşamaya hakkım yok? Şu anda geçmiş yıllara dönük öyle büyük öfke var ki içimde. Yani diğer tüm sorunları bir yana bırakıyorum, yıllarca beni kadınlığımdan mahrum bırakıp bu anlamda aşağıladığı için bile boşanmam mantıklı. Yaşım daha 33, sağlıklıyım. Hayat neler getirir bilinmez, belki yeniden severim.
Bir sürü şey var zihnimde, kalbimde ama, ne kelimeler ne de zaman yetiyor...
Borderline kişilik bozukluğu hakkında bilginiz var mı? Ya da yapısı..(hafif derecesi) yoksa bir internetten okuyun.bir kötü bir iyi uçtan uca salınması,özellikle hayatındaki iyi olaylarda(evlilik,doğum vs) bağlanma korkusu çığrından çıktığı için kavga çıkarma,kötüleşme falan..okuduğunuz maddelerden hepsini karşılamak zorunda değil sadece 5 i uysa yeter.ve o maddeler en uç hastalar için yazılmış.neyse siz okuyunca hissedersiniz zaten uyumlu olup olmadıgını..çok merak ettim açıkçası
Ortada tek bir yanlış karar var, o da bu evliliğe başlamak.
Yaşadıklarınıza benzer şeyler yaşadım, ben de sizin gibi en başından yanlış karar verdim. Ama sonrasında "kol kırılır, yen içinde kalır" diyerek kimseye birşey aksettirmedim. İçimde yaşadım çoğu şeyi.
Evlilik özveridir dedim, hemen bitirmek olmaz dedim, kolaya kaçmak demek bu dedim.
Ama tek taraflı demelerle olmuyor.
Tek taraflı özveriyle olmuyor.
Ben boşandım, 2 çocukla hem de.
Dediğim gibi tek yanlış kararım bu evliliğe başlamaktı.
Allah hakkınızda hayırlısını versin. Evliliğin yürümediğini kabullenme süreci en zor olanı, ondan sonrası çok daha kolay geçiyor inanın.
beni piraye kitabi animsatti eşiniz diyarbakirli olmasina rağmen.. kitabi okumuşum.. piraye boşanmişti dişciydi.. senin gibi egitimli biriydi... o kitap aklıma geldi hayırlısı olsun...
Evet, Piraye'yi ben de okudum, orda da geçerdi hatta, "Delale min" diye severdim ben de eşimi.
İyi niyetlerle ne hayallerle başlanıyor ilişkilere, sonuç böyle hüsran olunca, sanki toprak ayağımın altından kayıyor gibi haftalardır, özellikle son günlerde. Başım dönüyor.
Hepsi bitsin gitsin geride kalsın istiyorum, bir an önce normal, huzurlu kendime döneyim.
hikayeniz o kitaba benziyor anlattığına göre.. dicle diye kızı vardi çok küçüktü boşandıklarinda. adam üstüne kuma almişti o kumadan engelli bir kızı olmuştu oğlan bebek istiyordu kocasinin ailesi.. kısır demişlerdi pirayeyi. işte sonunda okuduğumda agladim.. ne pirayeymiş dedimdiyarbakir dediğinde hep aklima Piraye gelir.. benim için diyarbakir demek piraye demek gelir. diyarbakirin güzelliği kültürü felan...
aşiret ailedense eşiniz böle büyümüş aşiretler baskıcı sinirli olur...
işiniz varsa kafan rahat derim...