- 27 Ağustos 2012
- 787
- 833
-
- Konu Sahibi peaceofmind
- #1
Merhaba,
Pek çok derdin arka planı gibi benim sorunum da çok uzun, çok dolu ve karmaşık bir hikayenin sonucu ortaya çıktı. Elimden geldiğince özet biçimde yazmayı deneyeceğim:
Deliler gibi aşık olup evlendim. Yurt dışında yüksek lisans yaparken şimdi eşim olan insanla tanıştım. Flört ve nişanlılık dönemimizi ayrı kıtalarda geçirip, sonunda evlenip aynı çatı altına girdik; ben 25, eşim 30 yaşındaydı o zaman. Oldukça farklı insanlar olduğumuzu evlenmeden önce de biraz fark etmiştim ama evlendikten sonra bu farkın nasıl dehşet boyutlarda olduğunu çok net gördüm.
Sessiz, sakin, kurallara uyan, çatışmadan kaçınan bir yapım var, ailem de öyle. Onun ailesi ise çok farklı, şiddetin, çatışmanın içinde büyümüşler, bağırışırlar, hakaret ederler, 70 küsür yaşında babası 60 küsür yaşında annesi hala birbirine fiziki şiddet uyguluyorlar ara ara.
Evlenir evlenmez, torun baskısı başladı, zaten eşim de çok çocuk sahibi olmak istiyordu. Ben çocuk sahibi olmayı hiç bir zaman istemedim, o duygu bana gelmedi bir türlü işte, olmadı. İşimi, hayatımı olduğu gibi çok seviyordum, status quo beni çok mutlu ediyordu.
Yaşım 32 olmuştu, evlilikte 7. seneye girmiştik. Herkesin baskıları sonunda aktif direnişi bıraktım, hamile kaldım. Ve sonunda şükürler olsun sağlıklı bir kız bebeğim var.
Öncesinde eşimle yılda bir kaç kez şiddetli çatışma yaşardık, hiç anlayamadığım sinirli bir canavara dönüşüp beni kırardı, ama bir şekilde aşardık, hep artıları eksileri düşünürdüm, çünkü genel halimiz gerçekten aşk dolu ve saygılıydı.
Ancak doğumdan sonra, eskiden gözümün içine bakan aşk dolu adam gitti, bir canavar geldi. Özellikle lohusalığımda annem yanımdayken, çılgına döndü abuk sabuk tepkiler, zalimce anlamsız davranışlarla kendinden çok soğuttu – süt veriyorum ne olur yavrumun rızkına mani olacaksın, stres sütü azaltıyor diye yalvarmama rağmen sabahlara kadar beni ağlattı, annen gitsin bu evden diye krizler çıkardı, çok ihtiyacım olan ilacı getirmedi, ve daha onlarca korkunç örnek. Annem gitti -başka şehirde yaşıyor- ama aramız düzeleceğine daha da kötü oldu. Her ufacık konu dehşetli tartışmalara dönüştü, bebek uyurken kasten kapıları çarpıyor, saygısız ve kaba davranıyor ve tüm saçmalıklarına rağmen ses çıkarmayıp alttan alan taraf ben, çatışma çıkarıp bağırıp çağıran taraf da o oluyor. Artık onu kızdırmayayım, sorun çıkmasın, yine bağırmasın, çocuğun psikolojisi etkilenmesin diye yumurta kabukları üzerinde yürümekten, hem bana hem de gıyabında aileme olan saygısız söz ve tutumlarına katlanmaktan çok bunaldım. Boşanmak istediğimi söyledim. Önce tamam dedi, sonra bebeğimiz var, evlilik terapisini deneyelim dedi, peki dedim.
Terapiye bir kez çift olarak gittik, birer kez de yalnız gittik. Ama hiçbir işe yaramayacağını düşünüyorum çünkü seanstan gelince hemen bana “Sen çok tepene çıkarmışsın dedi terapist, bütün sorunlar senden kaynaklanıyormuş, sen çok şöyleymişsin, böyleymişsin” vs diyerek güya şaka yollu imalarda bulunuyor, beni suçluyor. Ben ise olayın anlamı bozulmasın diye ona hiçbir şey anlatmadım. Oysa terapist de bana “Evliliğin % 90’ı cinselliktir” dedi, ve bizim bir cinsel hayatımız yok. Çocuktan sonra böyle olmadı, öncesinde de böyleydi. Baştan beri çok aktif olmadık hiç ama ilk iki üç yıl en azından arada sırada ilişkimiz olurdu. Sonrasında sanırım onun kafasındaki kadın modeline uymadığım için –çok güzel yemekler yapıp misafirler ağırlayan, arada çata çat kavgasını edip gerekirse dayağını yiyip oturan ama hiçbir şey olmamış gibi devam eden, evlenir evlenmez çocuk yapıp şu an belki üçüncüye hamile olan vs- zamanla bana karşı bilinçaltına attığı öfkesi onu benden uzaklaştırdı, belki beni bir kadın gibi bile görmüyor bilmiyorum. Biz dönem dönem bu mevzuyu konuştuk, çözmeye uğraştık, bazen düzelir gibi olup yine bozuldu. Bebek de o düzeldi artık dediğim bir dönemde ilişkimize inancım tam iken oldu zaten.
En son hafta sonu yine incir çekirdeğini doldurmayacak bir nedenle huzursuzluk çıkarıp bebeğin önünde ve apartmanın içinde bağırıp çağırıp beni komşulara rezil ettikten sonra benim içimdeki son bağlantı da koptu sanırım, son umut tükendi. Huy canın altındadır, sonsuz saatlerce terapi bu adamı ya da beni değiştiremez, bu ilişkiyi düzeltemez diye düşünüyorum. Dün gece de kendisine söyledim daha fazla vakit kaybetmek istemediğimi, boşanmak istediğimi, tamam dedi.
Şimdi işlemleri başlatacağım, ama içim hem giden yıllarıma, hem 9 aylık yavruma çok acıyor.
Çok uzun oldu farkındayım. Kusuruma bakmayın. Tavsiye mi istiyorum, sadece paylaşmak için mi yazdım bilmiyorum. Boğazımdaki yumru çözülüp gitsin, bu yıkıcı dönem bir an önce geride kalsın istiyorum.
Pek çok derdin arka planı gibi benim sorunum da çok uzun, çok dolu ve karmaşık bir hikayenin sonucu ortaya çıktı. Elimden geldiğince özet biçimde yazmayı deneyeceğim:
Deliler gibi aşık olup evlendim. Yurt dışında yüksek lisans yaparken şimdi eşim olan insanla tanıştım. Flört ve nişanlılık dönemimizi ayrı kıtalarda geçirip, sonunda evlenip aynı çatı altına girdik; ben 25, eşim 30 yaşındaydı o zaman. Oldukça farklı insanlar olduğumuzu evlenmeden önce de biraz fark etmiştim ama evlendikten sonra bu farkın nasıl dehşet boyutlarda olduğunu çok net gördüm.
Sessiz, sakin, kurallara uyan, çatışmadan kaçınan bir yapım var, ailem de öyle. Onun ailesi ise çok farklı, şiddetin, çatışmanın içinde büyümüşler, bağırışırlar, hakaret ederler, 70 küsür yaşında babası 60 küsür yaşında annesi hala birbirine fiziki şiddet uyguluyorlar ara ara.
Evlenir evlenmez, torun baskısı başladı, zaten eşim de çok çocuk sahibi olmak istiyordu. Ben çocuk sahibi olmayı hiç bir zaman istemedim, o duygu bana gelmedi bir türlü işte, olmadı. İşimi, hayatımı olduğu gibi çok seviyordum, status quo beni çok mutlu ediyordu.
Yaşım 32 olmuştu, evlilikte 7. seneye girmiştik. Herkesin baskıları sonunda aktif direnişi bıraktım, hamile kaldım. Ve sonunda şükürler olsun sağlıklı bir kız bebeğim var.
Öncesinde eşimle yılda bir kaç kez şiddetli çatışma yaşardık, hiç anlayamadığım sinirli bir canavara dönüşüp beni kırardı, ama bir şekilde aşardık, hep artıları eksileri düşünürdüm, çünkü genel halimiz gerçekten aşk dolu ve saygılıydı.
Ancak doğumdan sonra, eskiden gözümün içine bakan aşk dolu adam gitti, bir canavar geldi. Özellikle lohusalığımda annem yanımdayken, çılgına döndü abuk sabuk tepkiler, zalimce anlamsız davranışlarla kendinden çok soğuttu – süt veriyorum ne olur yavrumun rızkına mani olacaksın, stres sütü azaltıyor diye yalvarmama rağmen sabahlara kadar beni ağlattı, annen gitsin bu evden diye krizler çıkardı, çok ihtiyacım olan ilacı getirmedi, ve daha onlarca korkunç örnek. Annem gitti -başka şehirde yaşıyor- ama aramız düzeleceğine daha da kötü oldu. Her ufacık konu dehşetli tartışmalara dönüştü, bebek uyurken kasten kapıları çarpıyor, saygısız ve kaba davranıyor ve tüm saçmalıklarına rağmen ses çıkarmayıp alttan alan taraf ben, çatışma çıkarıp bağırıp çağıran taraf da o oluyor. Artık onu kızdırmayayım, sorun çıkmasın, yine bağırmasın, çocuğun psikolojisi etkilenmesin diye yumurta kabukları üzerinde yürümekten, hem bana hem de gıyabında aileme olan saygısız söz ve tutumlarına katlanmaktan çok bunaldım. Boşanmak istediğimi söyledim. Önce tamam dedi, sonra bebeğimiz var, evlilik terapisini deneyelim dedi, peki dedim.
Terapiye bir kez çift olarak gittik, birer kez de yalnız gittik. Ama hiçbir işe yaramayacağını düşünüyorum çünkü seanstan gelince hemen bana “Sen çok tepene çıkarmışsın dedi terapist, bütün sorunlar senden kaynaklanıyormuş, sen çok şöyleymişsin, böyleymişsin” vs diyerek güya şaka yollu imalarda bulunuyor, beni suçluyor. Ben ise olayın anlamı bozulmasın diye ona hiçbir şey anlatmadım. Oysa terapist de bana “Evliliğin % 90’ı cinselliktir” dedi, ve bizim bir cinsel hayatımız yok. Çocuktan sonra böyle olmadı, öncesinde de böyleydi. Baştan beri çok aktif olmadık hiç ama ilk iki üç yıl en azından arada sırada ilişkimiz olurdu. Sonrasında sanırım onun kafasındaki kadın modeline uymadığım için –çok güzel yemekler yapıp misafirler ağırlayan, arada çata çat kavgasını edip gerekirse dayağını yiyip oturan ama hiçbir şey olmamış gibi devam eden, evlenir evlenmez çocuk yapıp şu an belki üçüncüye hamile olan vs- zamanla bana karşı bilinçaltına attığı öfkesi onu benden uzaklaştırdı, belki beni bir kadın gibi bile görmüyor bilmiyorum. Biz dönem dönem bu mevzuyu konuştuk, çözmeye uğraştık, bazen düzelir gibi olup yine bozuldu. Bebek de o düzeldi artık dediğim bir dönemde ilişkimize inancım tam iken oldu zaten.
En son hafta sonu yine incir çekirdeğini doldurmayacak bir nedenle huzursuzluk çıkarıp bebeğin önünde ve apartmanın içinde bağırıp çağırıp beni komşulara rezil ettikten sonra benim içimdeki son bağlantı da koptu sanırım, son umut tükendi. Huy canın altındadır, sonsuz saatlerce terapi bu adamı ya da beni değiştiremez, bu ilişkiyi düzeltemez diye düşünüyorum. Dün gece de kendisine söyledim daha fazla vakit kaybetmek istemediğimi, boşanmak istediğimi, tamam dedi.
Şimdi işlemleri başlatacağım, ama içim hem giden yıllarıma, hem 9 aylık yavruma çok acıyor.
Çok uzun oldu farkındayım. Kusuruma bakmayın. Tavsiye mi istiyorum, sadece paylaşmak için mi yazdım bilmiyorum. Boğazımdaki yumru çözülüp gitsin, bu yıkıcı dönem bir an önce geride kalsın istiyorum.
Son düzenleme: