Bir gün bir taksiye atladım ve havaalanından hareket ettik. Sağ
şeritte yol alırken siyah bir araba park ettiği yerden aniden yola,
önümüze çıktı. Taksi şoförü sert bir şekilde frene bastı, kaydı ve
diğer arabaya çarpmaktan milim farkıyla kurtuldu. Diğer arabanın
sürücüsü camdan başını çıkartıp bağırmaya ve küfretmeye başladı. Taksi
şoförü ona gülümsedi ve içten bir şekilde el salladı. Ve gerçekten çok
arkadaşçaydı.
Sordum: 'Neden bunu yaptığınız? Adam neredeyse arabanızı mahvedip
ikimizi de hastaneye gönderecekti.' Taksi şoförü bana, simdi 'Çöp
Kamyonu Kanunu' dediğim şeyi öğretti.
Şoför pek çok insanin çöp kamyonu gibi olduğunu açıkladı. Her tarafta
çöp dolu olarak dolanıyorlar; kızgınlık, öfke ve hayal kırıklığı
dolular. Çöpleri biriktikçe onu bırakacak bir yere ihtiyaç duyuyorlar
ve bazen sizin üzerinize bırakabilirler. Kişisel almayın. Sadece
gülümseyin, onlar için iyi şeyler temenni edin ve yolunuza devam edin.
Onların çöpünü alıp işyerinize, evinize veya sokaktaki diğer insanlara
dağıtmayın.
İşin ana fikri şu ki, başarılı insanlar çöp kamyonlarının günlerini
mahvetmesine ve ellerine geçirmesine izin vermezler. Hayat sabahları
pişmanlıklarla uyanmak için çok kısa, dolayısıyla 'size iyi davranan
insanları sevin, iyi davranmayanlar için dua edin.'
Çeviri: Lale Kulahli
Hayat %10 onunla ne yaptığınız, %90 onu nasıl alıp karşıladığınızdır.
Sevgiyle kalın,