Ekşi Fest 2015'in yıldızı Selda
Bağcan, Tel Aviv'li grup Boom Pam
ile birlikte sahnede olacak. Bu
vesileyle "Selda Bacı" ile buluştuk
ve hem geçmişi hem bugünü
konuştuk
Heja BOZYEL / HT CUMARTESİ
Dünyanın her yerinde plakları çok
yüksek fiyatlara satılıyor. "Selda
Bağcan hayranıyım" diyen yabancı
müzisyenlerin sayısı Tarkan'ı
tanıyanlardan fazla, emin olun.
Üstelik hepsi aşırı saygı duyulan
gerçek müzisyenler. DJ'ler de sürekli
onun şarkılarını çalıyor. Gaye Su
Akyol gibi yeni neslin güzel sesleri,
konserlerde onun şarkılarını
söylüyor. Dünya senelerdir onun
müziğinin peşinde, Türkiye gece
hayatı ise Ahmet Kaya'yı popüler
bir ikon haline getirdiği gibi onu da
popülerleştiriyor artık. Şikâyetçi
değiliz, keşke daha de çok dinlense,
dinlendiği kadar anlaşılsa. Selda
Bağcan ile İMÇ'deki ofisinde
buluştuk ve konuşmaya
doyamadık.
Elijah Wood sizin büyük hayranınız,
çok da ünlü bir Hollywood yıldızı.
Sizden önce sahneye çıkacak...
Şimdi o DJ'lik yapacak. Ben de
merak ediyorum nasıl bir ortam
olacak?
Beni bu kadar beğenen biriyle aynı
atmosferde olmak çok güzel bir
şey. Hoşuma gider.
Bugüne dek size hayranlığını dile
getiren onlarca yabancı müzisyen
oldu. Siz kimlere hayransınız?
Hâlâ o çocukluk seslerimi arıyorum.
Amerikalı şarkıcı Connie Francis'in
üzerimde büyük etkisi vardır. La
Mamma diye bir şarkı söylerdi.
Yıllar sonra onu Pavarotti söyledi.
Şarkıcılığa La Mamma söyleyerek
başladım. Avusturyalı bir şarkıcı
vardı, Caterina Valente. Onun
filminde onu keşfederler şarkıcı
olarak. Ben de Ankara'da
öğrenciyim, gitar çalıyorum, şarkı
da söylüyorum. 14-15 yaşındayım,
hep o filmdeki gibi keşfedilmeyi
bekledim. Türkülere daha sonra
merak saldım. Önce yabancı dilde
söylüyordum. Imperia Argentina
diye bir kadın vardı. 33'lük plakları
vardı. Düşünebiliyor musunuz,
onları bulup çalışırdık. Nasıl bir hırs,
heves. İspanyolca, İngilizce ve
Fransızca 3 dil söylerdim. Tek
kelime Fransızca bilmediğim halde.
Şimdilerde ise Lara Fabian var,
müthiş bir ses. Klasik eğitim almış
besbelli, soprano. Madonna'yı hiç
beğenmezdim fakat bir şarkı
söyledi "Don't Cry for me
Argentina" diye. Petula Clark diye
İngiliz bir şarkıcı vardı, o söylerdi
eskiden. Madonna ondan çalışmış,
biz anlıyoruz tabii kim kimden neyi
çalışmış. Ama çok güzel söylemiş.
Dedim: "Vayyy Madonna da
şarkıcıymış."
Yurtdışındaki hayranlarınız belki
de sözleri anlamadan sizi çok
seviyor. Bunun nedeni ne sizce?
Bu soruyu bana İsrail'de sordular
bir televizyon röportajında, dedim
ki: "Sözlerini bilseler söylemezler."
Gençlerin sizi yeniden hatırlaması,
bu kadar sevmeleri hakkında ne
düşünüyorsunuz? Sizce bunda Gezi
döneminin etkisi var mı?
"Yeniden hatırlaması" lafı hoş değil
onu söyleyeyim, ben hep vardım
zaten. (Gülüyor.) 44. senem bu yıl.
Biz hiç yok olmadık. Ajda Pekkan
benden daha eski, ayakta ve cayır
cayır şarkı söylüyor. Sevmeleri
doğal, Türkiye'nin en iyi
şarkıcılarından biriyim. Gezi
döneminin etkisi kesin vardır çünkü
hep Yuh Yuh çalıyordu
televizyonlarda. Bütün seçim
otobüslerinde var artık.
Bir röportajda "Sosyete beni
komünist diye sevmez" demişsiniz
ama şimdi o sosyetenin çocukları
sizin şarkılarınızla dans ediyor.
Dünya görüşümden ötürü sevmiyor
olabilirler. Fakat şarkılarımı
sevmemek mümkün değil. Ben de
şahsen kapıdan kovsalar bacadan
girdim. Bu ülkede ne kadar
yasaklamaya çalışsalar da kendime
birtakım mecralar buldum.
Çocuklarının beğenmesi çok hoş bir
şey.
Sizi dinlemeye gelecek gençlere ne
söylemek istersiniz?
Türkiye'ye, geçmişe, şimdiye,
geleceğe ve müziğe dair. Gençlerin
güzel müzik kulağı olduğuna
inanıyorum. Neyi severlerse ben de
seviyorum. Mesela Gezi, Türkiye'de
yapılmış en güzel sivil direnişti. En
doğru ve en güzeliydi, çok yazık
oldu. Öyle acımasızca saldırdılar ki.
Bu olayları yapanlar, ölüm
emirlerini verenler nasıl can
verecek?
?DENİZ GEZMİŞ'LE AŞK YAŞAMADIM,
TANIŞMIYORDUK'
12 Eylül dönemi 3 kez
tutuklanmışsınız, 500 yıldan fazla
ceza istemi olmuş hakkınızda.
Bugün olsa yine o şarkıları,
özellikle Koçero'yu söyler miydiniz?
Söylerdim tabii ki.
Kenan Evren'in ardından hakkınızı
helal ediyor musunuz?
Valla "Hakkımı helal etmiyorum"
desem mi bilmiyorum. Bana düşer
mi böyle demek? Çünkü daha fazla
ceza alanlar, idam edilenler, onların
yakınları, 11 sene hapiste kalan
arkadaşlarım var. Onlar desin bu
lafı, ben ucuz kurtuldum sayılır.
Bir röportajınızda "Evren'i bile
affederim ama Prof. Dr. Sulhi
Dönmez'i asla" demişsiniz.
Affettiniz mi ikisini de?
Asla affetmem. Çünkü o dönem,
650 bin kişi gözaltına alındık.
Benim için "Şarkılarında komünizm
propagandası var" demiş. Bir köylü
yazmış şarkıyı, ben söylüyorum. O
adam komünizm bilmez. Sen nasıl
rapor yazıyorsun? Halbuki başka bir
profesör var, Prof. Kayahan İçel. O
da benim için iyi rapor vermiş. O da
profesör, bu da profesör.
Deniz Gezmiş'le aşk yaşadığınız
doğru mu?
1971'de 45'lik plaklarım çıktı.
Mapushanelere Güneş Doğmuyor
diye bir türkü söylüyorum Neşet
Ertaş'ın. Onu söyleyince "Aaa bu
sevgilisine söylüyor" dediler.
Deniz'ler de hapiste beni
dinlerlermiş. Yani hiç tanışamadık.
?CEM KARACA'YI REZİL ETTİLER'
Sizin döneminizde güzel isimler
var. Cem Karaca mesela sizin kadar
sevilmenin tadını çıkaramadı.
Adaletin Bu Mu Dünya dediğiniz
oldu mu hiç?
Yurtdışından 7 sene sonra, 1987'de
geldi Cem Karaca. Geldiğinde
"Özal'ın eteğini öptü" dendi. Ama
bir reverans olarak Semra Özal'ın
elini öpmüş. Bu çok abartıldı
basında. Ben bile yüklendim ona.
Ama hırpaladığıma çok üzüldüm.
Sonra yeniden arkadaş olduk hatta
son albümü bizden çıktı. O kadar
parayla işi olmayan, gönlü geniş bir
adam ki, hak ettiği şekilde değer
vermediler. Erken gitti, yokluktan
gitti.
'O kadın Nazlı Ilıcak'tı'
İlk gittiğiniz plakçılar sesinizi
beğenmemiş zamanında. "Sizden
şarkıcı olmaz" demişler...
Umudunuz kırılmadı mı hiç?
Umudum hiç kırılmadı. Sesimi
beğenmeyen Saner Plak'ın sahibi
Adnan Saner'di. Erkan Özerman ile
onun huzuruna çıkmıştık. Katip
Arzuhalim'i söyleyerek gitar çaldım.
Adam inanılmaz bir şekilde
beğenmedi. O dönemde gitar çalan
kadın yok, öyle bir ses de yok. Gitar
çalan bir kadın beni çok etkiler bir
kere ama o adam etkilenmedi. O
gün Erkan Abi beni uçak saatime
kadar bir eve bıraktı. O evde bir
kadın gördü beni, artık nasıl
yıkıldıysam "Ne oldu size böyle,
dünyanın sonu gelmiş gibi
duruyorsunuz" dedi. Anlattım
konuyu, "Daha çok gençsiniz, daha
hayatta neler olacak. Hiç moralinizi
bozmayın" dedi. O kadın Nazlı
Ilıcak'tı.
İMÇ'nin son neferlerinden birisiniz.
Burada çalışmaya nasıl başladınız,
İMÇ'de kadın olarak nasıl
karşılandınız o yıllarda?
1971'den beri İMÇ müdavimiyim.
Önce plak firmalarının sanatçısı
olarak burada şirketlerimizi
ziyarete gelirdik. 85'te kardeşimin
Değişim Plak isimli bir şirketi vardı,
ona ortak oldum. 88'de kendi
firmam Majör Müzik'i kurdum. İlk
albümüm Özgürlük ve Demokrasiyi
Çizmek toplatıldı. O dönemde
Ahmet Kaya, Baş Kaldırıyorum'u
yapmıştı. "Siz misiniz baş kaldıran"
diye 17 albümü bir günde
topladılar. Maddi olarak çok büyük
zarara uğradık. Belimiz 4-5 sene
doğrulmadı. Ama plak yapan kadın
yapımcı olarak bir tek ben varım
Türkiye'de.
YENİ PROJELER YOLDA
Kitap projeniz vardı, o ne oldu?
Yeni yayın evimizin ismi Edebiyyat.
Eskiler "Edebiyyat" derdi edebiyata,
oradan aklıma geldi. Yakın
zamanda yeni projelerimiz olacak.