O yazıda 17.04.2018 tarihli. Aşağıya bırakıyorum:
dün oldum bu ameliyatı. ilginç bir duygu. hele o ameliyathaneye girişte felan yüzü kireç kesiliyor insanın. ayaklar geri geri gidiyor felan. zaten dünyanın en ödlek insanıyım, yani bu ameliyatı ben yaptırdıysam herkes yaptırabilir öyle söyleyeyim. zira ben okuldaki aşıların %80'inden kaçmış bir insanım.
yüzümün bembeyaz olduğunu gören hemşirelerden biri kafamı kaldırıp sen 23 sene bu burunla nası dolaştın diye onore etti hatta. sağolsun.
ne zaman bayıldığını anlamıyorsun lan çok garip. gözünü bir açıyorsun hop servistesin. birileri serum takıyor birileri tansiyon ölçüyor felan.
narkoz dedikleri şeyin çok sağlam kafası var. uyandığımda eniştemin yanağından makas alıyordum mesela.
buz tedavisi felan uyguladım yaklaşık 18 saat. ara ara tabi. şu an çok az denebilecek bir morluk var ve şişlik hiç yok. umarım böyle devam eder.
ama asıl can sıkan şey ne şişlik ne de morluk. burada insanın tadını kaçıran hadise, boğazdaki ağrı ve sürekli ağızdan alınması gereken nefes. bu ikisinin yanına narkoz etkisi geçince gelen burun ağrısı da eklenince evlere şenlik bir durum oluşuyor. öğlen 12'de aldığım ağrı kesicinin etkisi çoktan geçti. gece yarısını nasıl getireceğim onu düşünüyorum.
bir de uyku sorunu var tabi. son 36 saatte 3-4 saat anca uyumuşumdur.
inşallah yüzüm şişmez de en azından ondan yırtmış oluruz. ama şunu tekrar söyleyeyim benim gibi bir insan girmişse bu ameliyata, kesinlikle dünya üzerinde herkes girebilir.
3. gün sabahı: ağızdan nefes almaktan artık midem bulanmaya başladı. bir de hava mı yuttum nedir bir gaz sancısı var dün geceden beri. bu gece sanırım bi 3-4 saat falan uyumayı başardım. şişlik morluk halen yok. bir de bok mu vardı da yaptırdım düşüncesi baş göstermeye başladı hafiften.
Devamı da var