Yeter Ki Kalbi Kırılmasın...?

gozyasi

Hüzün Dostu..!
Kayıtlı Üye
31 Ekim 2006
2.681
2.802
Bir hükümdarın pek çok cariyeleri vardı. İçlerinde pek güzel dilberler bulunmasına rağmen, siyah bir cariyeye daha fazla alaka ve sevgi gösterirdi. Diğerlerinin bunu çekemediğini fark eden padişah, bir gün kendilerine üzeri mücevheratla süsülü birer kristal bardak vermişti. Manevi değeri yanında maddi kıymeti de pek yüksek olan bu bardakları ellerinde tutan cariyeler, hayranlıkla bakarlarken padişah:
- Herkes elindeki bardağı yere vurup kırsın, demişti.
Güzel cariyeler hediyelerini sinelerine bastırarak:
- Efendimizin bu kadar değerli bir hediyesini nasıl kırabiliriz! dediler.



Siyah cariye ise padişahın emrini, hiç tereddüt etmeden ve vakit kaybetmeden der'akab yerine getirdi. Barfdak yere çarpılmış ve param parça olmuştu. Padişah siyah cariyeye hitaben:
- Diğer cariyelerim bu kadar kıymetli bardağı kıramadıkları halde sen neden kırdın? dedi.
Siyah cariyenin verdiği cevap ise çok takdire şayandı:
- Bana efendimin kalbi lazım, kadehin ne kıymeti olabilir. Yeterk ki onun kalbi kırılmasın!


Hükümdar, bu cevabın içerisinde diğerlerine gereken dersi vermiş bulunuyordu.

Yüzü güze fakat özü çirkin bir kadın, kocasının kalbini kırmaya devam ettikçe, kalbte açtığı yaraya güzellik olamaz.
 
Gozyasi paylasimin icin tsk; herkes ruh guzelligine kalp guzelligine onem verebilse keske, yuzu guzelse havaliysa etrafinda donuyorlar aslinda bence kalbi guzel olmali birde dilmi guzel dilbermi derler, insan konusmasinla, karsisina verdigi degerle takdir toplamali
 
Ewet her okuyuşumda hayran kalırım bu hikayeye... Kalp kırmamak için gösterilen nezaket bütün gösterişlerden daha ihtişamlıdır..
 
X