• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Yeni furya... Vegan ya da Veganlık...

pamukcuk

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
22 Nisan 2008
440
0
116
47
Kocaeli
Vegan ya da Veganlık, 1944'te Londra'da hala işlek halde olan, Vegan Society'yi oluşturan yedi vejetaryen tarafından türetilmiş bir beslenme kültürüdür.

Bazen "sıkı vejeteryanlık" diye de adlandırılan veganlık, en basit tanımıyla, hayvansal herhangi bir ürünü tüketmeyi reddetmektir. Çoğu vegan, hayvanlardan türetilen, dolayısıyla üretilmesi için hayvanların kullanıldığı yiyecek ürünlerini tüketmediği gibi, yapımında deri, kemik, jelatin, yün vb. hayvansal maddelerin kullanıldığı yiyecek dışı maddeleri de kullanmaz.

Vegan sözcüğü ayrıca bu öğretiye bağlı kimselerin tüketebileceği ürünler için de kullanılır. Örneğin "pilaki vegandır" denilebilir.

Öğretiye sıkı sıkıya bağlı kimi veganlar, fotoğraf filmi jelatin içerdiğinden, analog fotoğraf çekmeyi, şeker kamışından üretilen şeker, işlenirken hayvan kemiklerinden türetilen bir tür filtreden geçirildiği için, şeker kullanmayı rededebilirler. Öte yandan, daha gevşek veganlar, tümüyle hayvansal bir ürün olduğu halde bal yemeyi veganlığa aykırı saymayabilirler.

Veganlığın sınırları çok kesin ve net bir şekilde çizilmemiştir. Ama vegan olmak için minimum koşulun, üretilmesi için hayvanların herhangi bir şekilde acı çektiği bütün ürünlerin reddi olduğu söylenebilir. Mesela inek sütü vegan değilken, bir annenin kendi isteğiyle çocuğuna verdiği süt vegandır.

Veganlığın benimsenme sebepleri
Etik nedenler:Hayvanların yiyecek elde etmek amacıyla yetiştirilmesi, mutlu olabilecekleri bir ortam yerine, daracık, kalabalık bir ortamda bütün hayatlarını geçirmeye zorlanmaları, veganların hayvan ürünlerini tüketmeyi reddetmelerinin temel sebeplerinden biridir. Fabrika veya depo benzeri ortamlarda tutulan bu hayvanlar verim amacıyla her türlü işkence ve eziyete (örneğin tavukların gagalarının kesilmesi, ineklerin makinalarla zorla gebe bırakılması vb.) maruz kalmaktadırlar.


Sağlıkla ilgili nedenler :Et ve süt ürünleri, içerdikleri yüksek kolestrol nedeniyle kalp sağlığı açısından zararlı olabilmektedirler. Ayrıca pek çok modern hastalık (deli dana, kuş gribi, vb.) hayvan ürünlerinden bulaşmaktadır. Oysa vegan beslenme düzeni kalp sağlığı için faydalı olduğu gibi yüksek oranda vitamin ve anti-oksidant içerdiğinden bağışıklık sistemini de güçlendirir. Ancak vegan beslenme düzeninde yeterli protein, B vitamini (özellikle B 12), ve kalsiyum alınmasına dikkat gösterilmelidir.


Çevresel nedenler :"Endişeli Bilimciler Birliği" tarafından yapılan bir çalışma, Dünya çapında kirliliğin otomotiv sanayinden sonra ikinci büyük nedeninin et endüstrisi olduğu sonucuna vardı. Özellikle dünya çapında her yıl milyarlarca büyükbaş hayvan tüketildiği düşünülürse, sadece dışkı probleminin bile nasıl bir çevresel sorun olduğu ortaya hemen anlaşılabilir.

Ayrıca hayvan ürünleri, bitkisel ürünlerden düşük verime sahiptir. Et için yetiştirilen bir dananın hayatı boyunca tükettiği mısır miktarı o danadan kesildiğinde çıkan etin doyuracağından çok daha fazla (12 kat kadar) insanı doyurabilir. Yani veganlar, çok sayıda insanın bitkisel ürünleri tercih etmesiyle dünyadaki açlık sorununun da anında çözeceğini düşünmektedirler.


Felsefi temelleri :Klasik batı felsefesinin hayvanları otomatlar olarak gören baskın öğretisi Aristo'ya kadar dayanır. Modern çağlarda da tek tek neredeyse bütün filozoflar benzer görüşleri tekrarlamışlardır. Bunların içinde Descartes özellikle "hayvanların acı çekme yetisinden yoksun olduğunu" öne sürmesiyle dikkat çeker. Büyük dinler de aynı şekilde hayvanların Tanrı tarafından 'biz yiyelim diye' yaratılmış canlılar olduğunu öne sürmektedir. Büyük dinlere göre, hayvanlar seçim yapmazlar, bu yüzden cennet cehennem onlar için değildir. Eski Hint öğretilerinin bu genel yaklaşıma tek büyük istisnayı oluşturduğunu söyleyebiliriz.

Postmodern dönemde, özellikle Jaques Derrida yazdığı makalelerle hayvan sorunsalını derinlemesine irdeleyen filozoflardandır. Ayrıca Peter Singer'ın "Animal Liberation" (Hayvan kurtuluşu) adlı kitabı bu konudaki temel felsefi sorunları genel okuyucunun anlayabileceği bir dilde açıklamıştır. Bu kitap batıda özellikle radikal hayvan hakları hareketlerinin el kitabı olarak görülür.

Singer, toplumumuzun bilinçaltında var olan insan şovenizmini ortaya koymaya çalışır. Tüm hayvanların (dolayısıyla insanın da) eşit saygı gördüğü bir toplumu ahlaki olarak savunur. Bu felsefi yaklaşımın kaçınılmaz pratik sonucu (yamyamlığı vs. reddettiğimizi varsayarsak) veganlıktır .
 
bana göre bir yaşam tarzı değil ama yinede paylaşmak istedim etsiz sütsüz peynirsiz yumurtasız bir hayat düşünemiyorum
 
Güzel paylaşım canım emeğine sağlık.a.s.
Çoguda doğru ama ben etsiz yapamam bea...

Helede kurban bayramı yaklaşmışken...:asigim:
 
Ben de et yemiyorum ama vegan da kalamıyorum. İnsanın belli bir noktada protein ihtiyacı oluyor, ve birçok maddi durumu iyi veganın aldığı pahalı vitaminlerden ve sütsüz peynirlerden alabilecek durumum da yok. Soyayı kıyma yerine kullanabiliyorum ama sütünü kolayca bulamıyorum. Bazen de yoğurt ve peynir aldığım oluyor.
 
Back