- 28 Şubat 2009
- 521
- 22
ayol bu dün kü piiirenses mi :) Gözlerının altıda mosmor...Sarı saçlı çingene gibi olmuş valla.Hiç beğenmedim ben bu kadında sarı saçı.Menude bır erkege göre fena değil... Yalnız tadına bakmadan tabı konuşmak kolay :)
14 aldı sanırım 2 2 7 3 tü puanlama özge ve öbür bayan2 verdi pirinses 7 verdi
diğer erkekte 3
pirinses taktik yaptı yani
çünkü cengo sustu onun evindeyken
pirenses eşşşkisözlüğe düşmüş kızlar allah düşürmesin:gitme:
# gerçek sarışındır.
# ben hayvanlar alemini çok severim eşim kapattığı zaman rahatsız olurum diyerek hayvan sevgisinde son noktaya ulaşmıştır.
# diğer yarışmacı kadının ayağında tüylü çizmeler var. sen nasıl hayvanseversin bu kürk ne diye saldırdı. lan peluş işte ciddi mi acaba derken karşısındaki de senin üstünde de zebra deseni var (üstünde de siyah beyaz çizgili saten bir elbise var) dedi, o öbürüne sen de dün leopar deseni giydi dedi. lanet olsun içinizdeki hayvan sevgisine be.
# yanlış görmediysem adı pirenses'tir.
# kibariye - ışın karaca orta şut karışımı bişi. yapmacık..
# (yemekteyiz'e o kadar saydım sövdüm ama bugün izledim.)
aslen tokat'lıdır. her haliyle dişi burhan altıntop...
# kafasında ışıltılı bir taçla domates karıştırırken gördükten sonra hayatın anlamını bulduğum datlı birenzez_28_ist
# halkın arasındaki şaka gibi insanlardan. ya da fikir sahibi olmadan zikir sahibi olanlardan.
saçaklı patates adlı ara sıcak masaya gelir, yarışmacılardan ikisi:
+ bunun içinde kaşar peyniri olmalı di mi?
derler. pirenses hanım da kendinden çok emin bir tavırla:
- evet, kaşar olur.
der. ardından diğer iki yarışmacıdan biri:
+ bilmiyorum. hiç denemedim.
ve bizimki:
- ben de bilmiyorum, ilk defa duydum.
e ablacım ilk defa duyduysan, niye "evet, kaşar olur." diyosun?
gene aynı gün; hayatında hiç sufle denemediğini belirtmene rağmen ordan birisi sert olmuş dedi diye, yemek yapan yarışmacıya ne diye yükleniyorsun?
ayrıca kadının kıyafetinin desenine laf eden sen. evinde dana derisi desenli koltuğu olan gene sen! sonra yarışmacı kalkıp bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diyince afra tafra yapman doğru mu?
son olarak prenses ya da ekrandaki gibi yazayım pirenses, sadece senin ismin. adı prenses olan herkes prenses olamaz. aklından çıkarma!
# ona göre herkes rol yapıyor kendisi gerçek kimliğini ortaya koyuyor. eğer gerçek kimliği buysa allah bu kadının kocası olan ya da olacak kişiye sabır versin. gerçekten çok ihtiyacı olacak.
# bir kaç haftadır yıllardır bilinçaltıma itmiş olduğum rahatsız edici bir durumun su üstüne çıkması olayı ile rahatsızım. normalde kafayı üşütmeden yaşayabilmek için gün içinde karşılaştığım akıl almaz durumları normalleyen bir dönüştürücüye, bir dekodere sahipmişim gibi düşünüyorum. bu dekoder olması gereken--> durum--> sonuç arasındaki ilişkiyi belli bir dengede tutuyor. fakat bi kaç haftadır bu kafayı bir türlü tutturamadığımı fark ettim. olması gereken--> e olması gereken? --> e ama olması gereken bu değil --> delir! komutu içerisinde tam da deliremeden de öyle taş kesmiş olanı biteni izliyorum. izlediklerim "en az üç çocuk! belinize kuvvet" ve "her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok" türünden açıklamalarla dolu ana haber bültenlerinden mahallenin konuşmayı televizyondan öğrenmiş veletlerine kadar geniş bir skalada çeşitlilik gösteriyor. arada kendime gelip mantıklı cümleler kurabildiğim anlar da olmasa hayattaki yirmi yedinci yılımı dolduramadan eblek oldum diye gidip malulen emekliliğimi isteyeceğim. yemekteyiz prenses, bitkisel hayatta olduğumdan sık sık şüpheye düştüğüm* bir hayatı bana hediye eden türkiye boş kümesi içerisinde beynimdeki dekoderden geçmeyi başaran bir başka fantastik figür oldu ömrüne bereket. kimbilir şu yazıyı okusa mesela bu kadar satırın gerçekten kendisi için yazılmış olduğunu düşünüp mutlu bile olabilirdi.
# ekşiye eşki, göstermeye görsetmek diyen bi garip pirensestir kendileri.
:roflol::roflol::roflol::roflol::roflol:
pirenses eşşşkisözlüğe düşmüş kızlar allah düşürmesin:gitme:
# gerçek sarışındır.
# ben hayvanlar alemini çok severim eşim kapattığı zaman rahatsız olurum diyerek hayvan sevgisinde son noktaya ulaşmıştır.
# diğer yarışmacı kadının ayağında tüylü çizmeler var. sen nasıl hayvanseversin bu kürk ne diye saldırdı. lan peluş işte ciddi mi acaba derken karşısındaki de senin üstünde de zebra deseni var (üstünde de siyah beyaz çizgili saten bir elbise var) dedi, o öbürüne sen de dün leopar deseni giydi dedi. lanet olsun içinizdeki hayvan sevgisine be.
# yanlış görmediysem adı pirenses'tir.
# kibariye - ışın karaca orta şut karışımı bişi. yapmacık..
# (yemekteyiz'e o kadar saydım sövdüm ama bugün izledim.)
aslen tokat'lıdır. her haliyle dişi burhan altıntop...
# kafasında ışıltılı bir taçla domates karıştırırken gördükten sonra hayatın anlamını bulduğum datlı birenzez_28_ist
# halkın arasındaki şaka gibi insanlardan. ya da fikir sahibi olmadan zikir sahibi olanlardan.
saçaklı patates adlı ara sıcak masaya gelir, yarışmacılardan ikisi:
+ bunun içinde kaşar peyniri olmalı di mi?
derler. pirenses hanım da kendinden çok emin bir tavırla:
- evet, kaşar olur.
der. ardından diğer iki yarışmacıdan biri:
+ bilmiyorum. hiç denemedim.
ve bizimki:
- ben de bilmiyorum, ilk defa duydum.
e ablacım ilk defa duyduysan, niye "evet, kaşar olur." diyosun?
gene aynı gün; hayatında hiç sufle denemediğini belirtmene rağmen ordan birisi sert olmuş dedi diye, yemek yapan yarışmacıya ne diye yükleniyorsun?
ayrıca kadının kıyafetinin desenine laf eden sen. evinde dana derisi desenli koltuğu olan gene sen! sonra yarışmacı kalkıp bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diyince afra tafra yapman doğru mu?
son olarak prenses ya da ekrandaki gibi yazayım pirenses, sadece senin ismin. adı prenses olan herkes prenses olamaz. aklından çıkarma!
# ona göre herkes rol yapıyor kendisi gerçek kimliğini ortaya koyuyor. eğer gerçek kimliği buysa allah bu kadının kocası olan ya da olacak kişiye sabır versin. gerçekten çok ihtiyacı olacak.
# bir kaç haftadır yıllardır bilinçaltıma itmiş olduğum rahatsız edici bir durumun su üstüne çıkması olayı ile rahatsızım. normalde kafayı üşütmeden yaşayabilmek için gün içinde karşılaştığım akıl almaz durumları normalleyen bir dönüştürücüye, bir dekodere sahipmişim gibi düşünüyorum. bu dekoder olması gereken--> durum--> sonuç arasındaki ilişkiyi belli bir dengede tutuyor. fakat bi kaç haftadır bu kafayı bir türlü tutturamadığımı fark ettim. olması gereken--> e olması gereken? --> e ama olması gereken bu değil --> delir! komutu içerisinde tam da deliremeden de öyle taş kesmiş olanı biteni izliyorum. izlediklerim "en az üç çocuk! belinize kuvvet" ve "her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok" türünden açıklamalarla dolu ana haber bültenlerinden mahallenin konuşmayı televizyondan öğrenmiş veletlerine kadar geniş bir skalada çeşitlilik gösteriyor. arada kendime gelip mantıklı cümleler kurabildiğim anlar da olmasa hayattaki yirmi yedinci yılımı dolduramadan eblek oldum diye gidip malulen emekliliğimi isteyeceğim. yemekteyiz prenses, bitkisel hayatta olduğumdan sık sık şüpheye düştüğüm* bir hayatı bana hediye eden türkiye boş kümesi içerisinde beynimdeki dekoderden geçmeyi başaran bir başka fantastik figür oldu ömrüne bereket. kimbilir şu yazıyı okusa mesela bu kadar satırın gerçekten kendisi için yazılmış olduğunu düşünüp mutlu bile olabilirdi.
# ekşiye eşki, göstermeye görsetmek diyen bi garip pirensestir kendileri.
:roflol::roflol::roflol::roflol::roflol:
pirenses eşşşkisözlüğe düşmüş kızlar allah düşürmesin:gitme:
# gerçek sarışındır.
# ben hayvanlar alemini çok severim eşim kapattığı zaman rahatsız olurum diyerek hayvan sevgisinde son noktaya ulaşmıştır.
# diğer yarışmacı kadının ayağında tüylü çizmeler var. sen nasıl hayvanseversin bu kürk ne diye saldırdı. lan peluş işte ciddi mi acaba derken karşısındaki de senin üstünde de zebra deseni var (üstünde de siyah beyaz çizgili saten bir elbise var) dedi, o öbürüne sen de dün leopar deseni giydi dedi. lanet olsun içinizdeki hayvan sevgisine be.
# yanlış görmediysem adı pirenses'tir.
# kibariye - ışın karaca orta şut karışımı bişi. yapmacık..
# (yemekteyiz'e o kadar saydım sövdüm ama bugün izledim.)
aslen tokat'lıdır. her haliyle dişi burhan altıntop...
# kafasında ışıltılı bir taçla domates karıştırırken gördükten sonra hayatın anlamını bulduğum datlı birenzez_28_ist
# halkın arasındaki şaka gibi insanlardan. ya da fikir sahibi olmadan zikir sahibi olanlardan.
saçaklı patates adlı ara sıcak masaya gelir, yarışmacılardan ikisi:
+ bunun içinde kaşar peyniri olmalı di mi?
derler. pirenses hanım da kendinden çok emin bir tavırla:
- evet, kaşar olur.
der. ardından diğer iki yarışmacıdan biri:
+ bilmiyorum. hiç denemedim.
ve bizimki:
- ben de bilmiyorum, ilk defa duydum.
e ablacım ilk defa duyduysan, niye "evet, kaşar olur." diyosun?
gene aynı gün; hayatında hiç sufle denemediğini belirtmene rağmen ordan birisi sert olmuş dedi diye, yemek yapan yarışmacıya ne diye yükleniyorsun?
ayrıca kadının kıyafetinin desenine laf eden sen. evinde dana derisi desenli koltuğu olan gene sen! sonra yarışmacı kalkıp bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diyince afra tafra yapman doğru mu?
son olarak prenses ya da ekrandaki gibi yazayım pirenses, sadece senin ismin. adı prenses olan herkes prenses olamaz. aklından çıkarma!
# ona göre herkes rol yapıyor kendisi gerçek kimliğini ortaya koyuyor. eğer gerçek kimliği buysa allah bu kadının kocası olan ya da olacak kişiye sabır versin. gerçekten çok ihtiyacı olacak.
# bir kaç haftadır yıllardır bilinçaltıma itmiş olduğum rahatsız edici bir durumun su üstüne çıkması olayı ile rahatsızım. normalde kafayı üşütmeden yaşayabilmek için gün içinde karşılaştığım akıl almaz durumları normalleyen bir dönüştürücüye, bir dekodere sahipmişim gibi düşünüyorum. bu dekoder olması gereken--> durum--> sonuç arasındaki ilişkiyi belli bir dengede tutuyor. fakat bi kaç haftadır bu kafayı bir türlü tutturamadığımı fark ettim. olması gereken--> e olması gereken? --> e ama olması gereken bu değil --> delir! komutu içerisinde tam da deliremeden de öyle taş kesmiş olanı biteni izliyorum. izlediklerim "en az üç çocuk! belinize kuvvet" ve "her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok" türünden açıklamalarla dolu ana haber bültenlerinden mahallenin konuşmayı televizyondan öğrenmiş veletlerine kadar geniş bir skalada çeşitlilik gösteriyor. arada kendime gelip mantıklı cümleler kurabildiğim anlar da olmasa hayattaki yirmi yedinci yılımı dolduramadan eblek oldum diye gidip malulen emekliliğimi isteyeceğim. yemekteyiz prenses, bitkisel hayatta olduğumdan sık sık şüpheye düştüğüm* bir hayatı bana hediye eden türkiye boş kümesi içerisinde beynimdeki dekoderden geçmeyi başaran bir başka fantastik figür oldu ömrüne bereket. kimbilir şu yazıyı okusa mesela bu kadar satırın gerçekten kendisi için yazılmış olduğunu düşünüp mutlu bile olabilirdi.
# ekşiye eşki, göstermeye görsetmek diyen bi garip pirensestir kendileri.
:roflol::roflol::roflol::roflol::roflol: