'Kendine inan', 'istersen yaparsın', bunlar güzel öğütler, ama o kadar basit değil. Yeterli motivasyonu bulamamak, veya motivasyonun ardından disiplin sağlayamamak çok normal, en azından ben yapamamıştım. Çünkü yemek yemek sanıldığından çok daha karmaşık bir konu.
Öncelikle, karbonhidratlar, özellikle şeker ve kızartma bazlı yiyecekler vücutta mutluluk hormonu salgılatıyormuş. Aynı şekilde bir takım bağımlılık yapan maddeler de... Mutluluğa hepimizin ihtiyacı var, ama bunun yolu yemek yemek olmamalı. Ben şöyle düşünüyorum: mutsuzluğumuzun sebebi bir madde eksikliği değil, ve bunu bir maddeyle kapatmaya çalışmak doğru bir yol olmamalı.
Açık söyleyeyim, ben bu konuda çok zorlandım. Etrafımdan klasik cümleleri de çok duydum 'yemek için yaşama, yaşamak için ye'. Tamam, ama nasıl? Dile kolay... Seni çok iyi anlıyorum inan :)
Belki inanmayacaksın ama, ben bu sorunu bilim aracılığıyla çözdüm. Neden yemek yediğimi, psikolojim ve yemek yemem arasındaki bağlantıları detaylıca öğrenince, gereksiz iştahım kendiliğinden kapandı. Bilmem ne çayları veya bilmem ne meyvesiyle değil, bilgiyle.
Peki bu bilgiye nereden ulaşacağım dersen, kendin araştırabilirsin, internette yüzlerce kaynak var, yalnız dikkat etmek lazım, doğru bilginin 10 belki 100 katı yanlış bilgi de var internette. Ben bunu beceremedim, becerebilene ne mutlu :)
Bana bu konuda ... Diyet yardımcı oldu, her şeyi bilimsel temeliyle, makalelerle anlatıyorlar, ve sorunu kökünden çözüyorlar, şiddetle öneririm. Üstüne üstlük diyetisyenleri, psikologları ve doktorları var, her konuda kafan rahat ediyor.