Ye-İç-Uyu Döngüsü...

Savaşların topla tüfekle olduğu zaman insanlar anlardı savaşın olduğunu, işgalin olabileceğini, tehlikenin vaziyetini...

Zaman ilerledikçe sinsi olmaya karar verdiler.

''Dostça görünüp zehirleyelim,
Huzur sloganları atarken diğer yandan da huzurdan uzaklaştıralım onları.
Kandıralım ki sömürebilelim!'' dediler.




Medya ile yapmaya kalkıştılar galip gelme savaşını.
Uyuşturdular insanı.
İnsanlar uyuştu.



Baktılar hangi toplumun hangi değeri onu insan kılan, onu değerli kılan, onu öğrenmek için çabaya iten, ona huzur formülü veren?

Teker teker belirlediler ve düğmeye bastılar.

''Onları o değerlerinden uzaklaştırın.''

Ye, iç, uyu döngüsünde hareket eder oldu insan. Bunu yapanlar, yapmaya çalışanlar gayesizdi, para için, şöhret için insanları tek tip yapmaya uğraştı vee...

İnsanoğlu uyuştu, uyuşunca hareket edemedi.

Gözüne sokulan dizilerin, sinemaların, magazin programlarının amaçsız sadece eğlence için yapıldğını zannetti. Amaç; yozlaştırmaktı, kültüründen, değerinden uzaklaştırmaktı.

Okumayan, öğrenmek için çaba sarfetmeyen, aklını kullanıp araştırmayan bir sürü insan var etmekti amaç.

Amaçları içten çökertmekti bizi.
Amaçları bizi biz yapan değerleri yok etmekti.
Amaçları dünyada amaçsız yaşamamızı sağlamaktı.
Amaçları kendi düşüncelerini bizlere enjekte edip, bizleri istedikleri gibi kullanmak, istedikleri yere çekmek, ONLARIN İSTEDİĞİ GİBİ DÜŞÜNMEMİZİ SAĞLAMAKTI.

Başardılar mı?
Bence evet.

Beyinlere takılan prangaların farkına varan özgür ruhlara sesleniyorum...

Farkettiğiniz oyunları herkese anlatın ki, bu oyunlar artık bozulsun.

Söndürün yalancıların mumlarını..SÖNDÜRELİM.

Bitsin yalancıların, asalakların oyunu artık.
BİTİRELİM.

BÜŞRA ŞÜKRAN