YAŞAMAK
Bir şarkımıdır yaşamak. Yoksa bir çile ve hüzün yumağımıdır? En yağmurlu gecelerden arta kalan, bazen yürek dolusu sevmekmidir birilerini..?
Dalından düşen bir yaprağın ardından koşmak, belkide sırılsıklam ıslanmaktır; umarsızca ince ince yağan bir yağmurun ıpıslak kallarındamıdır yaşamak..?
Bazen en lirik bir şiirmidir yaşamak... Bir kaşı kara, saçı kara, kirpiği kara ve illada bir gözü karanın en deli yağmurlarına tutulmakmıdır yaşamak yoksa...?
Bir minyatürün gözlerinden dökülen kara bir gecenin ortasında yapayalnız kalmakmıdır yaşamak...Yüreğinde eylül güneşleri taşırken bir de kervansaray avlusunda, gölgesini yitirmiş içi boş çınarlar altında hüsnü aşk kadar muhayyel ya da muktedir bir sevi düşünde... ve ummandan bir gemiyle, ateşten bir denizi geçmekmidir yaşamak..?
Bazen masmavi derinliklerden göllere yağan bir yağmurdur yaşamak.. Bakarsın kıyıya vuran yalnızlık ve bazan da en deli yağmurlarda bir çift kara gözüsandalsız ve küreksiz geçebilmektir yaşamak...
Sonra yağmur şarkıları söylemek, bir de gülümseyebilmektir... Hayata karşın... Güneşli ama yağmurlu bir günde...
Dahası, kutsal kitaplar adına, yeşil kanatlı yağmur kuşları adına, bir çift kara göz hatırına... en önemlisi daha söylenmeyen ve dasha yürekte devinişi süren yazılamamış şiir hatırına leylü nehar' a katlanmaktır belki de.. Yaşamak dediğimiz şey.