- 12 Temmuz 2006
- 687
- 23
- 52
Oscar Wilde'in dedigi gibi bircoklarimiz yalnizca gunu kurtarir, Varolmakla yetinir,ve kendi agirligi altinda ezilir. Degistiremeyecegi gercekleri Oldugu gibi kabul etmek,ve bu degismezlikten kendine yeni bir yasam sevinci Yaratmak da yurek ister, degistirebilecegini degistirmeye calismak da.
Sanildigi Gibi insani korkutan dunya,zorluklar, yasamin kosullari ya da baskasi degildir,insan kendisinden korkar en cok. Kendi duygularindan, kendi gucsuzluklerinden,kendi zaaflarindan, kendi acilarindan, kendi coskularindan urker, yasama her dokunusunda,duygularinin alevlenip kendini yakacagindan cekinir, onun icin kacar yasamdan, asktan kacar, ofkeden, hareketten,sevincten, kendisinden kacar.
Korku yuzunden yasanmamis bir yasami ellerinde tasimaktan yorularak, kendisine uydurdugu binbir mazeretle yasama arkasini donmeye, gizlenmeye ugrasip, gizliden gizliye yokolmaya cabalar. Korku kendine acimayi da getirir,kendini zavallilastirmaya baslar yasamdan korktukca, yasamla yuzyuze gelmektense agir agir erimeyi tercih eder. Korktukca azalir gucu, korkuyla yaralanan bedeni artik en kucuk dokunusta aciyla inler, her acida korkusu biraz daha artar ve girdap gibi icine ceker onu gucsuzluk, kendi korkusuna kader der sonra, korkuyu degistirilemez bir gercek alnina yazilmis bir yazgi olarak gorur.
Yeni bir askin dusuncesi bile titretir onu, kalabaliktan korktugu kadar yalnizliktan da korkar, hayatin hicbir haline dayanamaz durumlara gelir. Sirtinda tasiyamadigi hayati, onunde yasanacak gunleri ile, kendi gecmisi ile gelecegi arasinda SIKISIR kalir artik.Kendi duygulariyla kusatilir, dondugu her yanda bir dusman gibi kendi duygulari cikar karsisina, su yana donse orada bir mutluluk vardir ama o mutlulugu degil, mutlulugun ardinda sezilen aciyi gorur, bu yana dondugunde bir isyanin sevki vardir ama o isyanin cekiciligini degil, isyan icin odenecek bedelin agirligini farkeder, beri yaninda bir ask bekler onu ama o askin arkasindan gelebilecek terkedilme ihtimaline diker gozlerini. Her kipirtiyla orselenebileceginden cekindiginden.
Yasamak cesaret ister, belki de bu yuzden dunyaya gelenlerin cok azi yasar, cogunlugu kipirdamaz bile, yasama yaklasabilmek icin tek bir adim bile atmaya yetmez cesareti. Ona sevinci gosterseniz, "ya sonra" diye sorar, aski gosterseniz,gene ayni sorudur onun aklini kurcalayan, "ya sonra", ofke, cosku,dostluk, sevisme, baskaldiri, direnme, hep ayni soruyu surukler pesinden."ya sonra"...Bilinmeyen bir "ya sonra" icin bilinenlerin hepsini iskalamayi kabullenir.
Ama ne garip, duygularindan, yasanacaklarin "sonrasindan" korkanlar,acidan sakinanlar ceker en buyuk aciyi, yasanmamis butun duygularizehirli sarmasiklar gibi boy atip ruhlarina dolasir, "sonrasi umurumda degil"deyip yasamla kucak kucaga gelenlerden cok daha fazla yarayi yasayamadiklari icin alirlar. Yakinip dururlar, cektikleri acilardan sozederler,aciyi da cekerler gercekten ama acidan korktuklari icin bunca aciyi cektiklerini goremezler bir turlu. Yasamanin cesaret istedigini farketmezler. Onun icin cok az insan yasar,cogunluk yalnizca gunu kurtarir, yasanmamis gunlerin altinda inleyen caresiz bir kole gibi yitik bir hayati tasir gucsuz omuzlarinda.
Kendi gerceklerimiz, kendi duygularimizdir bizi boylesine urkuten, cataldiliyle tislayan bir yilan gormus bir tavsan gibi bizi hareketsiz birakan. Ve ne kadar cok korkarsaniz, korkunuz o kadar artar.Ne kadar yasarsaniz, cesaretiniz o olcude bilenir.Yasamiyorsaniz eger, bu baskalarindan dolayi degildir.Sizi gucsuzlestiren, sizi caresizlestiren, sizi isyanlardan alikoyan degistiremeyeceklerinizi kabul etmenize engel olan, degistirebileceklerinizin ustune gitmenize izin vermeyen,sizi yasatmayan, kendi korkunuzdur.
Yasamak, cesaret ister cunku...
Sanildigi Gibi insani korkutan dunya,zorluklar, yasamin kosullari ya da baskasi degildir,insan kendisinden korkar en cok. Kendi duygularindan, kendi gucsuzluklerinden,kendi zaaflarindan, kendi acilarindan, kendi coskularindan urker, yasama her dokunusunda,duygularinin alevlenip kendini yakacagindan cekinir, onun icin kacar yasamdan, asktan kacar, ofkeden, hareketten,sevincten, kendisinden kacar.
Korku yuzunden yasanmamis bir yasami ellerinde tasimaktan yorularak, kendisine uydurdugu binbir mazeretle yasama arkasini donmeye, gizlenmeye ugrasip, gizliden gizliye yokolmaya cabalar. Korku kendine acimayi da getirir,kendini zavallilastirmaya baslar yasamdan korktukca, yasamla yuzyuze gelmektense agir agir erimeyi tercih eder. Korktukca azalir gucu, korkuyla yaralanan bedeni artik en kucuk dokunusta aciyla inler, her acida korkusu biraz daha artar ve girdap gibi icine ceker onu gucsuzluk, kendi korkusuna kader der sonra, korkuyu degistirilemez bir gercek alnina yazilmis bir yazgi olarak gorur.
Yeni bir askin dusuncesi bile titretir onu, kalabaliktan korktugu kadar yalnizliktan da korkar, hayatin hicbir haline dayanamaz durumlara gelir. Sirtinda tasiyamadigi hayati, onunde yasanacak gunleri ile, kendi gecmisi ile gelecegi arasinda SIKISIR kalir artik.Kendi duygulariyla kusatilir, dondugu her yanda bir dusman gibi kendi duygulari cikar karsisina, su yana donse orada bir mutluluk vardir ama o mutlulugu degil, mutlulugun ardinda sezilen aciyi gorur, bu yana dondugunde bir isyanin sevki vardir ama o isyanin cekiciligini degil, isyan icin odenecek bedelin agirligini farkeder, beri yaninda bir ask bekler onu ama o askin arkasindan gelebilecek terkedilme ihtimaline diker gozlerini. Her kipirtiyla orselenebileceginden cekindiginden.
Yasamak cesaret ister, belki de bu yuzden dunyaya gelenlerin cok azi yasar, cogunlugu kipirdamaz bile, yasama yaklasabilmek icin tek bir adim bile atmaya yetmez cesareti. Ona sevinci gosterseniz, "ya sonra" diye sorar, aski gosterseniz,gene ayni sorudur onun aklini kurcalayan, "ya sonra", ofke, cosku,dostluk, sevisme, baskaldiri, direnme, hep ayni soruyu surukler pesinden."ya sonra"...Bilinmeyen bir "ya sonra" icin bilinenlerin hepsini iskalamayi kabullenir.
Ama ne garip, duygularindan, yasanacaklarin "sonrasindan" korkanlar,acidan sakinanlar ceker en buyuk aciyi, yasanmamis butun duygularizehirli sarmasiklar gibi boy atip ruhlarina dolasir, "sonrasi umurumda degil"deyip yasamla kucak kucaga gelenlerden cok daha fazla yarayi yasayamadiklari icin alirlar. Yakinip dururlar, cektikleri acilardan sozederler,aciyi da cekerler gercekten ama acidan korktuklari icin bunca aciyi cektiklerini goremezler bir turlu. Yasamanin cesaret istedigini farketmezler. Onun icin cok az insan yasar,cogunluk yalnizca gunu kurtarir, yasanmamis gunlerin altinda inleyen caresiz bir kole gibi yitik bir hayati tasir gucsuz omuzlarinda.
Kendi gerceklerimiz, kendi duygularimizdir bizi boylesine urkuten, cataldiliyle tislayan bir yilan gormus bir tavsan gibi bizi hareketsiz birakan. Ve ne kadar cok korkarsaniz, korkunuz o kadar artar.Ne kadar yasarsaniz, cesaretiniz o olcude bilenir.Yasamiyorsaniz eger, bu baskalarindan dolayi degildir.Sizi gucsuzlestiren, sizi caresizlestiren, sizi isyanlardan alikoyan degistiremeyeceklerinizi kabul etmenize engel olan, degistirebileceklerinizin ustune gitmenize izin vermeyen,sizi yasatmayan, kendi korkunuzdur.
Yasamak, cesaret ister cunku...