Yargı AKP’ye bağlandı, hukuk ve parlamento baypas edildi

Saraylim

Vazgec gonul.. Vazgec sesini duyan yok
Kayıtlı Üye
21 Ocak 2012
6.955
19.368
İBRAHIM ASALIOĞLU, CAHIT KILIÇ, RESUL CENGIZ ANKARA, KOCAELI, DENIZLI
28 Aralık 2014, Pazar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, yargıya doğrudan talimat vermesine muhalefet sert tepki gösterdi. CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay, parlamento ve yargının baypas edildiğini anlatırken, MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan, “Bağımsız yargının temellerine dinamit konulmuş, AKP’ye bağımlı bir yargı oluşturulmuştur.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, kendisi için Memur Sen tarafından düzenlenen ‘Yeni Türkiye Yolunda’ sempozyumunda yaptığı skandal konuşma muhalefetin de tepkisini çekti. Erdoğan, söz konusu konuşmasında, Anayasa’nın yargı bağımsızlığını düzenleyen 138. maddesini yok sayıyor, yargıya açıkça talimat veriyordu. Medyaya darbe operasyonu kapsamında Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın tutuklanmasını savunan Erdoğan’a göre, Karaca ‘suçlu’ydu! Hakkında hiçbir mahkeme kararı olmayan Karaca’yı ‘legal görünümlü illegal örgütün’ üyesi yaptı! Ardından, “Belki onunla (Karaca) beraber başka alınanlar da olacaktır.” diyerek, hakkında yakalama kararı istenen Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı’nın da ‘tutuklanması’ için adeta yargıya talimat verdi. Erdoğan’ın bu konuşmaları muhalefetin sert tepkisine neden oldu. İşte o görüşler:

HAKİMLER VİCDANLARIYLA KARAR VERİR

CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay:
“Cumhurbaşkanı açıkça bir Anayasa suçu işliyor. Anayasa’mıza göre kimse yargıya görüşülmekte olan bir davayla ilgili talimat veremez. Türkiye Cumhuriyeti’nin oturmuş gelenekleri ve teamülleri var. Bütün gelenekleri, teamülleri ve Anayasa’yı çöpe atan tek adam yönetimini yürüten bir cumhurbaşkanı ile karşı karşıyayız. Sivil diktatörlükle yönetilir hale geldik. Parlamento baypas, yargı baypas, yürütme cumhurbaşkanının vesayeti altında. Demokrasimiz açısından iç karartıcı bir durum. Cumhurbaşkanının toplumu bu şekilde kamplaştırması, kutuplaştırması, özgür basına bu tür saldırılarda bulunması, yolsuzluklara karşı olanları tutuklamalar, onlara karşı uygulanan şiddet, siyasi partileri hakim kararıyla aramalar artık Türkiye’de demokrasiden bahsedemeyeceğimizin açık kanıtıdır. Bu kamplaşma ve kutuplaştırma politikası Türkiye’yi iç savaşa götürür. Bir an önce ülkenin hukuk devletine dönmesi lazım. Artık Türkiye’de yargı yürütmenin sopası haline gelmiştir. Hakimler vicdanlarıyla hareket etmeli, kararlarını vicdanlarına göre vermeli. Yargıyı da, emniyeti de bürokrasiyi de Anayasa’ya göre ve vicdanlarının sesini dinleyerek görev yapmaya çağırıyorum. Ama manzara vahim. AKP’ye karşı olan herkes darbeci, her şey darbe! AKP’nin de bir an önce bu paralel ve darbe paranoyasından kurtulmasını diliyorum.”

BAĞIMSIZ YARGININ TEMELİNE DİNAMİT KONULMUŞTUR

MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan:
“Bölücüler Türkiye’nin içinde cirit atıp bu hükümetin gözü önünde kendi paralel devletlerini kurarken, AKP işi gücü bırakıp kendi paralel yargısını, hukukunu kurma derdine düşmüştür. 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonları sonrasında yaşanan gelişmeler tamamen hukuk katliamıdır. Bağımsız yargının temellerine dinamit konulmuş, AKP’ye bağımlı bir yargı sistemi oluşturulmaya başlanmıştır. Türkiye hukuka uymayan, hukuku kendine uydurmaya çalışan garabet bir akılla yönetilmektedir. Hukuk adamlarını, hâkimleri, savcıları birbirine düşüren, adalet kurumlarını kamplara ve taraflara bölen bizzat bu iktidarın kendisidir. ‘Benim savcım, benim hâkimim’ mantığı ile adalet dağıtılamaz. Hâkim de savcı da bu milletin ve toplumun ortak vicdanının sesi olmak durumundadır. Adaletin içine siyaseti sokmak Türkiye’ye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Adalet bir milletin en büyük hazinesidir. Üzerine titrememiz gereken yegane dayanağımız adil bir hukuk sistemidir. Deprem olur yeniden yaparız, ekonomi çöker yeniden kurarız. Fakat adalet terazisi bir kere şaşarsa, milletin adalete olan güveni bir kere sarsılırsa bunu yeniden onarmamız artık mümkün olmaz.”

Yargı, cumhurbaşkanı’nın talimatına göre karar veremez

CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan:
“Ben hukukçuyum. Yürütmenin, bakanların, cumhurbaşkanının bu ülkede yargıya talimat vermesi, yargıya baskı anlamına gelebilecek tavassutta bulunması bile bir müdahaledir. Yargı bağımsızsa, hakim ve savcılar vicdanlarına ve delillere göre karar verecek, cumhurbaşkanının isteğine göre karar vermeyecek. Onu yaparsa o zaman bağımsız bir yargıdan söz edilemez. Devrin başbakanı, şimdiki cumhurbaşkanı geçmişte de bunu yapmıştı, ‘bu soruşturmanın savcısıyım’ diyecek kadar ileri gitmişlerdi. Şu anda Zaman Gazetesi’ne dönük özel bir soruşturma söz konusu. Bu soruşturmada Ekrem Dumanlı serbest bırakılmak zorunda kaldı çünkü ortada delil yoktu. Ama savcı hâlâ tutuklatmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanı da verdiği demeçlerle soruşturmanın tutuklu olarak yürütülmesi gerektiğinden bahsediyor, yani yargıya baskı yapıyor. Tarihî günler yaşıyoruz. Ben en azından yargı mensuplarının her şeye rağmen vicdanlarını yitirmediklerini, vicdanlarına ve hukuka uygun karar vereceklerini düşünüyorum. Böyle temenni ediyorum. İnşallah bu baskı süreci önümüzdeki yıl yapılacak seçimlerle sona erecektir. Herkesin güven duyduğu bir yargı olacak. Şu anda en karanlık dönemi yaşıyoruz, havanın aydınlanacağı günlerin yakın olduğunu düşünüyorum.”

Yargıya baskı anlamına gelebilecek sözleri kabul etmek mümkün değil

MHP Genel Başkan Yardımcısı Emin Haluk Ayhan: “AKP’nin temel direkleri sarsılmaya başladı. Sayın Cumhurbaşkanı’nın şimdiki sözleriyle iki yıl önceki sözleri hep çelişiyor. Felsefe konusunda, iki yıl önceki sözleriyle şimdiki arasında çelişkiler ortada. Yargıya baskı anlamına gelecek sözleri kabul etmek mümkün değil.”

Hitler ve Mussolini’yi örnek alıyor

MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan:
“Bundan sonra Erdoğan’ın her söylediğini, demokrasiyi askıya almış bir ülkenin başındaki adam olarak algılıyorum. Zira demokrasi içerisinde yönetildiğini iddia eden hiçbir ülkede, cumhurbaşkanı ve başbakanlar bu tip söylemlerde bulunmazlar. Hitler’e, Mussolini’ye çok özenmiş. Ama Hitler ve Mussolini özenirken, onların sonlarına da baksın. Dünyada diktatörlerin sonları çok kötü oluyor. Benim fark ettiğim şu; korkan adamın davranış biçimleri bunlar. Kendisiyle ilgili endişeleri olan insanların davranış biçimleri bunlar. Ama gerçek anlamda psikologlar cumhurbaşkanının son dönemdeki durumunu doğru teşhis etmeleri lazım.”
http://www.zaman.com.tr/politika_yargi-akpye-baglandi-hukuk-ve-parlamento-baypas-edildi_2267142.html
 
Anayasa maddeleri yok sayiliyor, mahkeme hukumleri gecersiz sayiliyor, bu tutuklansin, su isletme kapatilsin talimatlari havalarda ucusuyor. Biz de "eskiden de boyleydi" deyip oturup tiyatroyu seyrediyoruz. Ben Anayasa hukumlerinin yok sayildigi, mahkeme kararlarinin hukumsuz oldugu, iktidarin menfaat ve talimatlarina uymadigi hallerde itibar edilmedigi ve yok sayildigi donemleri hatirlayamadim ama.. her halde yaslaniyorum, ondandir.
 
son dönemdeki durumunu iç açıcı görmüyorum,sinir sisteminin yıprandığı ap açık ortada,ayrıca adolf hitlerin örnek alınacak bir durumu yok adam başarısızlığa uğrayınca kendini vurdu
 


Ya AKP mitingine katilirsin, ya da cezayi yersin.. AKP kanunlari is basinda.. Artik ceza isten atilma mi olur, surulme mi onu Tayyip bilir..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…