- Konu Sahibi geceninperikizi
- #41
Bence birbirinizi biraz daha tanımak için en az bir yıl daha zamana ihtiyacınız var.
Var bu akreplerde bişey... :)
Var bu akreplerde bişey... :)
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Merhaba,
Uzun yıllardır KK okuyucusuyum, buradan öğrendiğim çok şey oldu, aynı zamanda çok şeye de güldüm, şaşırdım. Ben de şimdi sizinle bir derdimi paylaşmak ve fikrinizi almak istiyorum. Hesabımı da bu sebeple açtım, açtığım gibi de yazmaya başladım. Niyetim fikrinizi almak ve biraz olsun içimi ferahlatmak. Yazdıklarımı ve ilişkim hakkında vereceğim ayrıntıları kullanarak hesap sormak için yorum atmanıza gerek olmadığını, konudan çıkmanızın yeterli olduğu unutmayın :)
23 yaşındayım. Yaklaşık 10 aydır 7 yaş büyük -30 yaşında- bir akrep erkeği ile beraberim. Genç yaşına rağmen işini, gücünü, konumunu, maddi, manevi olarak herşeyini garantilemiş, çalışkan, çok denebilecek düzeyde yakışıklı ve karizmatik, nazik, centilmen, cömert, kaliteli, romantik, zevklerimin, hobilerimin, bakış açılarımın tamamen uyduğu hasılı arayıp da bulamayacağım biri diyebileceğim bir adam. (Hayır, abartmıyorum kızlar, keşke abartı olsa.) Çok çok olgun, sanki 40 yaşında bir babanın olgunluğu var, çok fazla mantıklı, biraz da kıskanç, hırslı biri. Bulunduğu konum gereği beni görmeyecek, hatta dönüp bakmayacak biri aynı zamanda. Yani biriydi, birden birşey oldu ve ilk tanışmamızda bu adam bana aşık oldu. İlk günden itibaren tam gaz denilebilecek bir ilişkiye başladık.. Bu sürede ben ilk kez bir adama içimi açtım, duvar gibi duran bir kadın olarak ben yeri geldi omzunda ağladım, beni bebeğiymişim gibi sevdi. Yanındayken kendimi gerçekten bebekmişim gibi, prensesmişim, kraliçesiymişim gibi hissettiriyor, ilgisi, tutkusu had safhada. Benden de tek istediği aşırı ilgim, sevgim, heyecanım. Sevgisini çok güzel gösteriyor, hatta olur ya erkekler kasılır, eder, bu adam öyle değil. Benim değil misin, kimse umurumda değil diyor deyimi yerindeyse, hakkında korkuyoruz, sinirlidir denilen adam benim yanımda liseli aşıklara dönüşüyor. Her isteğim anında oluyor, anında değilse sürpriz oluyor, gülmeyi seviyor, üstüme titriyor. Bu 10 ay içinde hiç kavgamız, tartışmamız olmadı. Yaklaşık 6 aydır da yüzeysel olarak cinsellik yaşıyoruz, her bir araya gelişimizde gerçekten ateş barut misali sevişmeden ayrılamıyoruz birbirimizden, ve tutkumuz, zevklerimiz, herşeyimiz aynı diyebilirim. Bu tutku söneceğine gittikçe daha da alevleniyor, inanılmaz boyutlara ulaşıyor gittikçe. Bu arada ailesiyle, iş ve diğer arkadaşlarıyla tanıştım, şu an ev bakıyor, ben tamam desem şu an evleneceğiz, fakat sorunum da burada..
Kendi içimdeki düşüncelerimle, belki de evlilik fobimle baş edemiyorum ben kızlar. Yanındayken bu düşünceler geliyor ama hemen gidiyor, elini tutuyorum, öpüyorum geçiyor. Fakat uzaktayken, ayrılınca ayrıntılarda boğulacak gibi oluyorum. Sanki bazen sevişmek için seviyormuşum gibi geliyor, bundan çok utanıyorum, gerçekten çok utanıyorum. Kendi kendime ya beni sevmezse, ya ilgisi biterse, evlenince ya böyle olmazsa, ya bana da sinirli birine dönüşürse diye düşünüyorum sürekli. Evliliğe dair en ufak bir isteğim yok, haliyle çocuk gibi vesaire planım da yok. Aynı evde yaşayalım, gülelim, sevişelim, beraber uyanalım, uyuyalım, tamam ama evlilik böyle değil, kızdığımda, kızdığında ben bir adamla bir evde, bir yatakta küs olmak, düşman olmak, kırgın olmak istemiyorum. Bilmiyorum belki de hayal kırıklığına uğramaktan korkuyorum. Bunları onunla paylaşmayı denedim, anlayışla dinledi, hiç kesmeden hatta gülümseyerek dinledi ve bana ulaşamadığım için ona aşık olduğumu, ama elde ettiğimi, kendime aşık ettiğimi ve bu yüzden heyecanımın geçtiğini, elimde hissettiğimi söyledi. Ama bunda hani kırıcı değildi, yumuşakça söyledi. Hayır dedim, öyle olsa yanına giderken elim ayağıma dolaşır mı, süslenir miyim, özenir miyim hiç? Bunu söylediğimde de mesajlarımda, gözlerime baktığında içimde onu çok sevdiğimi gördüğünü ve buna inandığını, ama böyle konuştuğunda hiç sevmemişim gibi hissettirdiğimi söyledi. Çok seven tarafın o olduğunu söyledi.. Nasıl üzüldüm, ağladım.. İçimdeki bu salak düşünceler yüzünden ben bu adamın heveslerini, kalbini kırıyorum. İleride mutsuz etmekten çok korkuyorum.
Güven sorunu mu, evlilik fobisi mi, aşırı mantık ve kendini teslim edememek mi nedir bilmiyorum, ama konuşun benimle ne olur. Kaybetmek istemiyorum ama "işte bu" diyemiyorum, demek gerekir, demeliyim ama diyemiyorum.. Deliler gibi sevmek istiyorum, belki içimde seviyorum ama bu mantığım, bu düşüncelerim beni delirtecek.
Teşekkür ederim.
İçim şişti, aynı ben... Evlenmek denince sanki evliliği bitiren her şeyin sonu gibi geliyor. Bu da hep bu çevreden kaynaklanıyoe. Bir şatafat şaşaaa, kızı süslemeler, evi püslemeler, prenses gelinlikler düğün olup bitiyor ertesi gün her şey balkabağı. Herkes normal davranıyor sanki kız bin yıllık evli. Sonra bakıyorsun o kız kilo almış, mutsuz, boşanmak istiyor falan. Ayrıca sanki sevgilinin elde ediş biçimi.. Bunların hepsi çok saçma şeyler ama mutlu son diye inandırılmış ya evlilik de bana son gibi geliyor. Mutlu oluyor olmuyor o kısım kumar işte.Merhaba,
Uzun yıllardır KK okuyucusuyum, buradan öğrendiğim çok şey oldu, aynı zamanda çok şeye de güldüm, şaşırdım. Ben de şimdi sizinle bir derdimi paylaşmak ve fikrinizi almak istiyorum. Hesabımı da bu sebeple açtım, açtığım gibi de yazmaya başladım. Niyetim fikrinizi almak ve biraz olsun içimi ferahlatmak. Yazdıklarımı ve ilişkim hakkında vereceğim ayrıntıları kullanarak hesap sormak için yorum atmanıza gerek olmadığını, konudan çıkmanızın yeterli olduğu unutmayın :)
23 yaşındayım. Yaklaşık 10 aydır 7 yaş büyük -30 yaşında- bir akrep erkeği ile beraberim. Genç yaşına rağmen işini, gücünü, konumunu, maddi, manevi olarak herşeyini garantilemiş, çalışkan, çok denebilecek düzeyde yakışıklı ve karizmatik, nazik, centilmen, cömert, kaliteli, romantik, zevklerimin, hobilerimin, bakış açılarımın tamamen uyduğu hasılı arayıp da bulamayacağım biri diyebileceğim bir adam. (Hayır, abartmıyorum kızlar, keşke abartı olsa.) Çok çok olgun, sanki 40 yaşında bir babanın olgunluğu var, çok fazla mantıklı, biraz da kıskanç, hırslı biri. Bulunduğu konum gereği beni görmeyecek, hatta dönüp bakmayacak biri aynı zamanda. Yani biriydi, birden birşey oldu ve ilk tanışmamızda bu adam bana aşık oldu. İlk günden itibaren tam gaz denilebilecek bir ilişkiye başladık.. Bu sürede ben ilk kez bir adama içimi açtım, duvar gibi duran bir kadın olarak ben yeri geldi omzunda ağladım, beni bebeğiymişim gibi sevdi. Yanındayken kendimi gerçekten bebekmişim gibi, prensesmişim, kraliçesiymişim gibi hissettiriyor, ilgisi, tutkusu had safhada. Benden de tek istediği aşırı ilgim, sevgim, heyecanım. Sevgisini çok güzel gösteriyor, hatta olur ya erkekler kasılır, eder, bu adam öyle değil. Benim değil misin, kimse umurumda değil diyor deyimi yerindeyse, hakkında korkuyoruz, sinirlidir denilen adam benim yanımda liseli aşıklara dönüşüyor. Her isteğim anında oluyor, anında değilse sürpriz oluyor, gülmeyi seviyor, üstüme titriyor. Bu 10 ay içinde hiç kavgamız, tartışmamız olmadı. Yaklaşık 6 aydır da yüzeysel olarak cinsellik yaşıyoruz, her bir araya gelişimizde gerçekten ateş barut misali sevişmeden ayrılamıyoruz birbirimizden, ve tutkumuz, zevklerimiz, herşeyimiz aynı diyebilirim. Bu tutku söneceğine gittikçe daha da alevleniyor, inanılmaz boyutlara ulaşıyor gittikçe. Bu arada ailesiyle, iş ve diğer arkadaşlarıyla tanıştım, şu an ev bakıyor, ben tamam desem şu an evleneceğiz, fakat sorunum da burada..
Kendi içimdeki düşüncelerimle, belki de evlilik fobimle baş edemiyorum ben kızlar. Yanındayken bu düşünceler geliyor ama hemen gidiyor, elini tutuyorum, öpüyorum geçiyor. Fakat uzaktayken, ayrılınca ayrıntılarda boğulacak gibi oluyorum. Sanki bazen sevişmek için seviyormuşum gibi geliyor, bundan çok utanıyorum, gerçekten çok utanıyorum. Kendi kendime ya beni sevmezse, ya ilgisi biterse, evlenince ya böyle olmazsa, ya bana da sinirli birine dönüşürse diye düşünüyorum sürekli. Evliliğe dair en ufak bir isteğim yok, haliyle çocuk gibi vesaire planım da yok. Aynı evde yaşayalım, gülelim, sevişelim, beraber uyanalım, uyuyalım, tamam ama evlilik böyle değil, kızdığımda, kızdığında ben bir adamla bir evde, bir yatakta küs olmak, düşman olmak, kırgın olmak istemiyorum. Bilmiyorum belki de hayal kırıklığına uğramaktan korkuyorum. Bunları onunla paylaşmayı denedim, anlayışla dinledi, hiç kesmeden hatta gülümseyerek dinledi ve bana ulaşamadığım için ona aşık olduğumu, ama elde ettiğimi, kendime aşık ettiğimi ve bu yüzden heyecanımın geçtiğini, elimde hissettiğimi söyledi. Ama bunda hani kırıcı değildi, yumuşakça söyledi. Hayır dedim, öyle olsa yanına giderken elim ayağıma dolaşır mı, süslenir miyim, özenir miyim hiç? Bunu söylediğimde de mesajlarımda, gözlerime baktığında içimde onu çok sevdiğimi gördüğünü ve buna inandığını, ama böyle konuştuğunda hiç sevmemişim gibi hissettirdiğimi söyledi. Çok seven tarafın o olduğunu söyledi.. Nasıl üzüldüm, ağladım.. İçimdeki bu salak düşünceler yüzünden ben bu adamın heveslerini, kalbini kırıyorum. İleride mutsuz etmekten çok korkuyorum.
Güven sorunu mu, evlilik fobisi mi, aşırı mantık ve kendini teslim edememek mi nedir bilmiyorum, ama konuşun benimle ne olur. Kaybetmek istemiyorum ama "işte bu" diyemiyorum, demek gerekir, demeliyim ama diyemiyorum.. Deliler gibi sevmek istiyorum, belki içimde seviyorum ama bu mantığım, bu düşüncelerim beni delirtecek.
Teşekkür ederim.
İşte bekleme diyemiyorum kendime, bu heyecan varken, böyle tatlı şeylerle bir yola çıkası elbette geliyor insanın ama dediğim gibi.. Haklısınız, sevenin kıymeti sevmeyen gelince anlaşılıyor. Ama ben sevenin kıymetini bilememekten yada bu sevgiye kanıp yanılmaktan korkuyorum.. Elimde değil.
Abarttığımı düşünmüyorum, bu özelliklerini yazmasam gelecek yorumlar da ona göre olacaktı. Hayal dünyasında yaşasam sevindirik olup balıklama atlamam gerekir bence. Karşıma alıp konuştuğumda yolun sonunda benim kafa karışıklığım ve belki de tamamiyle bitmesi var ilişkimin.abarrtığın için olmasın bunlar? sanırım cidden hayal dünyasında yaşıyorsun sen bence ilk önce bundan uyanmalısın ve karşına alıp arkadaşınla bunları konuşmalısın sanırm en iyi cevabı verecek insan o.
Havalara uçurmuyor işte, ah çok isterdim öyle olsun ama mesela düşünüyorum, yok yani öyle bir havaya uçma durumu yok. Güldürüyor, mutlu ediyor ama dediğim gibi.. Yaşı itibariyle sanırım anladığım kadarıyla beklemek istemiyor. Bilmiyorum. Teşekkür ederim.Bence henüz bekar olarak yaşamak istediğiniz Şeyler var ve evliliğe hazır değilsiniz, eğer hazır olsaydınız bu kadar seviyorum Dediğiniz adamdan gelen teklif sizi endişelendirmek yerine havalara uçururdu mutluluktan. 23 yaş günümüzde hele de çalışan biriyseniz evlenmek için erken bi yaş oluyor zaten, eğer üniversite mezunuysanız tahminen mezun olalı bile bir iki sene ancak olmuştur, insan çalışırken kazandığını biraz yemek, gönlünce harcamak istiyor Haklı olarak. Biraz gezip biraz eğlenmek bu arada biraz olgunlaşmak, birbirinizi de daha iyi tanımak iyi gelebilir. eğer karşınızdaki adam sizi gerçekten çok seviyorsa o da bekler iki üç sene daha, sonuçta erkeklerin evlenmek için acele etmelerini gerektiren cinsellik dışında pek bir şey yok. Hakkınızda Hayırlısı olsun
Bundan bazen ben de korkuyorum, fakat 4 4 lük bir adam olduğunu düşünmüyorum, büyütmemişim demekki :)Bence gozunuzde erkek arkadasinizi buyutmussunuz gozunuzde 4 4 luk bi adam canlanmis
Evet, fakat oturmayan o şeyi aylardır bulamıyorum ben. Belki de bu yüzden düşüncesiz, tamamen relax olarak yaşayamıyorum. Kendim de düşünüyorum dediğiniz gibi, saçmalıyorum desem de geçmiyor bu düşünceler. Korku çok fazla, pişman olurum, yanlış yaparım, mutsuz olurum, cicim ayıdır gelir geçer, buna kanarım gibi korkular belki. Hayır, bir insan kendini illa ki belli edermiş, bir davranışıyla bir tavrıyla sezdirirmiş, ama benim sezgilerim kapandı her halde, hiç bir şey yok. Şüphe gibi birşey de değil ama bu içimdeki şeyden kurtulamıyorum. İyiyken düşme korkusu olabilir dediğiniz gibi.Bir insanla çok uyumlu olmanız, tutkunuzun yüksek olması ona gerçekten aşık olacağınız, o kişinin doğru kişi olacağı anlamına gelmez, bana ince bir çizgi var gibi geliyor arada.. Çekiminiz var ama eksik, oturmayan bir şeyler var burada da mantığınız sizi rahatsız ediyor sanki. Belki böyledir şöyledir diye zorluyor, bahane üretiyor olabilirsiniz.. Çünkü sonra pişman olmaktan korkuyorsunuz, saçmalıyor muyum diyorsunuz?
Bir diğer ihtimalde dediğiniz gibi her şey bu kadar iyiyken düşmekten bir de onu üzmekten, ona tam karşılığını verememekten, evlilikten de korkmuş olabilirsiniz.
Şüpheniz varsa zamana bırakın içinize sinmiyorsa bir şeyler bir anlamı vardır derim, evlilik konusu için de kendisiyle konuşun zamana bırakalım diye...
Ben iyi yanlarını yazdım, açıkcası kötü yanını da görmedim desem yalan söylemiş olmam. Yan yana yatmak, yan yana olmak meselesi değil, evet dört dörtlük de olmaz, ama bu ilişkinin bu haline alışıp sonradan etrafımdaki standart sıkıcı hatta bir dargın bir barışık dertli ilişkilerden birine sahip olmak istemiyorum. Herşey çok iyi, ama ileride bunun böyle kalmamasına, bu adamın bambaşka birine dönüşmesine, standartlar bu kadar yükselmişken birden düşmesine dayanamam çünkü ben.hiç bir ilişki dört dörtlük olmaz.. evlilik fobisi bende de var açıkcası. ben de hep bir ömür nası aynı adamla yan yana yatcam ya diyorum ( kendi başıma kalmaya aşırı düşkünüm ) ama sevdiğin zaman hepsi oluyor..
bu kadar fobi edinmemek gerek. hayatta -bence- hiç bir şeyi bu kadar çok düşünmemek gerek. zaten anlattıklarınıza göre eş adayınız mükemmel biri. ya da siz hep iyi yanlarını anlatmışsınız bilemiyorum. bu şartlarda mutsuz olmak pek de kulağa yakışır gelmiyor.
"..hayal kırıklığına uğrayıp üzülmekten korkuyorsunuz." Fazlasıyla evet. Yaşım 23, ileride yanlış bir kararla bir yola çıkıp keşke demek, keşke evlenmeseydim daha iyisi olurdu demek istemiyorum.. Korkum bu galiba. Kendimi ona bırakmam gerektiğini biliyorum, hatta bana düşünmeyi yasakladı bu adam, düşününce cozuttuğum ve kendimi incittiğim için :) Bu kendimi tutmama olayını ise çözemiyorum işte.. Ve farkındayım, bazen öyle tatlı anlarda öyle ani çıkışlar yapıyorum ki görüyorum gözlerinde hevesini kırdığımı, hayallerini söndürdüğümü açık açık görebiliyorum. O an ruh halim değişmiyor ama yanından gelince üzülüyorum çok.. Bazen soruyorum diyorum, çok mu seviyorsun, neden seviyorsun, hep sevmen lazım diye ara ara şakayla karışık söylüyorum. Bana karşımda gördüğüm herşeyin benim eserim olduğunu ve olacağını, bende gördüklerinden ötürü böyle bir adama dönüştüğünü söylüyor. E beni yine bir korku alıyor, ben biraz bu düşüncelerimi söylesem, ne bileyim birşey olsa uzaklaşacak mı benden? Herşey benim eserimse ben hep sahip çıkmak zorundayım, hep böyle sevgi dolu mu olmak zorundayım yani? Korkutuyor sonra bunlar beni.Bence siz erkek arkadaşınızı gözünüzde büyütmüşsünüz.
Karşınızda 4 4 lük bir hatasız bir adam var.
Yazdıklarınız bunu doğruluyor
"Genç yaşına rağmen işini, gücünü, konumunu, maddi, manevi olarak herşeyini garantilemiş, çalışkan, çok denebilecek düzeyde yakışıklı ve karizmatik, nazik, centilmen, cömert, kaliteli, romantik, zevklerimin, hobilerimin, bakış açılarımın tamamen uyduğu hasılı arayıp da bulamayacağım biri diyebileceğim bir adam. (Hayır, abartmıyorum kızlar, keşke abartı olsa.) Çok çok olgun, sanki 40 yaşında bir babanın olgunluğu var, çok fazla mantıklı, biraz da kıskanç, hırslı biri. Bulunduğu konum gereği beni görmeyecek, hatta dönüp bakmayacak biri aynı zamanda. Yani biriydi, birden birşey oldu ve ilk tanışmamızda bu adam bana aşık oldu. İlk günden itibaren tam gaz denilebilecek bir ilişkiye başladık.. Bu sürede ben ilk kez bir adama içimi açtım, duvar gibi duran bir kadın olarak ben yeri geldi omzunda ağladım, beni bebeğiymişim gibi sevdi. Yanındayken kendimi gerçekten bebekmişim gibi, prensesmişim, kraliçesiymişim gibi hissettiriyor, ilgisi, tutkusu had safhada. Benden de tek istediği aşırı ilgim, sevgim, heyecanım. Sevgisini çok güzel gösteriyor, hatta olur ya erkekler kasılır, eder, bu adam öyle değil. Benim değil misin, kimse umurumda değil diyor deyimi yerindeyse, hakkında korkuyoruz, sinirlidir denilen adam benim yanımda liseli aşıklara dönüşüyor. Her isteğim anında oluyor, anında değilse sürpriz oluyor, gülmeyi seviyor, üstüme titriyor."
Ve siz de bu mükemmelik karşısında eziliyorsunuz her an büyünün bozulacağını hissediyorsunuz.
Haklısınız bence sizin yerinizde olsam ben de böyle hissederdim kendimi size benzettim.
Normalde yorum yapmam yapmadığım halde nedense size yorum yapmak istedim.
Önce şunu kabullenin: Kimse mükemmel değildir herkesin bir kusuru muhakkak bulunur.
Siz nasıl kusurluysanız onun da mutlaka kusurları vardır.
Biraz rahatlayın evlilik düşüncesini akışına bırakın.
Sizi seven bir adam var bunun tadını çıkarın aynı zamanda onu tanımaya çalışın.
Kimse size hadi yarın evlenin demiyor.
Bağlanmaktan da korkuyosunuz kendinizi o adama bırakmamışsınız sanki hayal kırıklığına uğrayıp üzülmekten korkuyorsunuz.
Bence biraz kendinizi rahatlatmanız lazım.
Gerekirse tekrar evlilik teklifi aldığınızda hazır olmadığınızı söyleyin olup biter.
Zamana ihtiyacınız var zaman geçtikçe onu tanıdıkça kafanızdaki bu takıntılar azalıcaktır ve tabi biraz da kendinizi ona bırakın üzülecekseniz de üzülürsünüz bunu siz yaşamadıkça bilemeyiz sırf üzülmek korkusuyla da kendinizi tutmayın belki karşınızda sizi gerçekten seven ve güvenen biri vardır bilemeyiz.
Takipteyim.
Bu arada daha önce erkek arkadaşınız oldu mu?
Aşık değilsem o ilk zamanlardaki neydi o halde? Ben kendim tanıştım, kendim yandım tutuştum, yanındayken hala aynı heyecan, aynı haller. Fakat çok aşık olanlar gibi değil bu yani mekanik birşey gibi resmen..Bence sen aşık değilsin "işte bu" diyememen de bu sebepten Hani evet fiziksel çekim vardır, seviyorsundur ama çok aşık olsan korkmazdın bence. Aşık olduğun adamla bir ömür geçirme fikri neden korkutucu gelsin ki insana? Bana adamın bu özelliklerinden dolayı "evet doğru insan o onunla olmalıyım çünkü mükemmel biri istemiyor olamam" modundasın gibi geldi
Layık değilimden ziyade beni anlamaz, sıkılırız, birbirimizi kırarız ve gördüğüm evler, çiftler gibi oluruz düşüncesi daha çok. Mükemmel olmamı istiyor, işimde yükselmemi istiyor ve önümde bu imkan sınırsız açık, istesem şu an yapabileceğim birşey. Fakat o söyledikçe korkuyorum mesela, sanki ben öyle olmasam, yükselmesem beni sevmeyecek gibi geliyor. Geçen günlerde "Hiç olsam, hiç yükselmesem, normal bir işim olsa mesela sevmeyecek misin beni?" dedim, tanıştığımızda beni zaten tanımadığını, işimi, karakterimi, konumumu bilmediğini, dolayısıyla zaten bir hiçken sevdiğini söyledi. Ben onu sevdikçe, yanında oldukça ne olursam olayım seveceğini söyledi. Ben buna ne kadar inandım peki? Çok az. Adam herşeye o kadar mantıklı cevaplar veriyor ki çürütemiyorum bile.İçten içe onun bu kadar mükemmel olabilcegine inanmadığınız için de olabilir bu sebepsiz korku.
Veya bu adama layık değilim ilerde evlenince rutine bağlarız ve benden soğur o zaman daha pişman olabilirim düşüncesi de olabilir. Kalbinizin kırılacağını düşünmeniz yani...
Eğer böyle bir durum yoksa evliliği gozunuz den çok buyutmusunuz sebepsiz yere. Bir evin tek hanımı olmak baba evinden ciktiktan sonra bir çok noktada fazladan özgürlük bile sağlıyor.
Öfkeli halini biliyorum, ama o haline asla katlanamayacağımı, çekemeyeceğimi, normal insanlara sinirlendiği gibi bana sinirlenmemesi gerektiğini, kendini kontrol etmesi gerektiğini açıkca söyledim. Sinirli biriyle yapamayacağımı uzun uzun ciddi olarak anlattım. Bu konuları konuştuk. 10 ayda tartışmamış olmamızın da kötü olduğunu düşünmüyorum ben, tartışılacak hiç bir şeyimiz olmadı çünkü. Şükür ki olmadı.Evlenmeyin ozaman.uzunn uzadiya sevgilinizin mukemmel olusunu okuduk.evlilik fobiside bahane olmus.ha bu arada 10 ayda hic tartismamaniz bana gore iyi degil
Siz birbirinizin ofkeli halini neye kizim kizmadigini nasil kustugunu nasil gonlunun alinacagini bilmeyecek bi ciftsiniz.buda iyi bisey degil
Ah, bu akrepler.. Ve ben akrep kadınlarını hiç sevmezdim, akrep erkekleri hakkında hiç iyi şeyler duymazdım fakat gördüklerim de deyimi yerindeyse eşlerini yaşatıyor :) Kaçırmama mevzusunu ise kime anlatsam söylüyor ama işte.. Özgür ruh onda yok gibi. Fakat ben de var. Şu zamana kadar hiç bir kıskançlığına eğilmedim, hatta sıkılıyormuşum gibi hissediyorum dedim. Biliyor bunu. Ya çıksa benden 80000 kez tartışma çıkardı, herşey benden oluyor. Kafama sıkıcam en sonundaAkreplerin dayanilmaz cazibesi
Biraz daha zaman verin kendinize, henüz evlilik boyutuna ulasmis bir ciddilik yok sanırım, bu zamanda parasi, yakisikliligi, iyiligi, comertligi, isi gücü yerinde hepsi bir arada birini bulmak zor kacirmayin derim
Hem de bu denli değer veren birini bulmak cidden zor ama akrep erkeklerinin tüm özelliklerini tasiyor sevgilin, evlilikte biraz özgür ruhlu olurlar sadece tek sıkıntı bu olur ama sizde bu da yok
İspat edebilmesi nasıl olabilir ki arkadaşım? Yani çocuk değiliz, romantik bir ilişkiden isteyebileceğim her şey var. Acaba içimde eksikliğini duyduğum birşey var da ondan mı bu çekincem?Sen ona aşık değilsin diye değil, o sana aşık diye korkuyorsun bence. Yani şöyle ki senin gözünde bu kadar ''mükemmel'' bir adam geldi sana aşık oldu. Ve sana kendini çok özel hissettirdi. Evlenip rutine bağlayınca benden soğursa, ben de sıradan gelirsem ona diye korkuyorsun bence. Sevmediğinden falan değil. Şu noktada sen değil onun bir şeyler yapması lazım. Belki de sana sevgisini tam olarak ispat edememiştir?
Çok teşekkürler yorumunuz için. Ben bu adama, bir taraf hep daha çok sever, özler sonra diğer taraf özlemeyen, az seven olur dedim. Bu yüzden özledim demezdim mesela hiç. Farkındaydı. Sonra birşey oldu, dediğiniz gibi sanki o çok seven ama ben az seven, olsa da olur, olmasa da olur diyen tarafa dönüştüm. Ama bunu bana söylediğinde çok üzülüyorum, içim öyle acıyor ki, ben böyle seven bir insanı nasıl böyle konuştururum diye. Kendimi onun yerine koyuyorum, o böyle düşünse, benim gibi olsa, ne kadar üzülürdüm, benden emin değil, duygularından emin değil, sevgisi bile yalan derdim belkiAslinda zamani asklarin en ilerki leveli budur.
Hep bi taraf diger taraftan daha cok sever.
Su anda belkide gercektn erkek daha cok seviyor.
Ama bu guzel bi duygu degilmidir?
Erkegin sevenini bulmak hic kolay degil bu devirde.
Senin durumun " sevdgim erkek tarafindan cok seviliyorum ama o bnim onu sevmedigimi dusunuyor'.
Burda ondan eminsin, ama bi o kdrda kendinden eminsin.
Uzulmussun onun boyle dusundugune.
Onu seviyosun halbuki.
Bunu sende biliyosun, ama evlilik fobin var.
Bosuna aglamissin.
Ortada sorun yok.
Sen bi evlilik fobini yen zaten o erkek zamanla gorucektir ona olan sevgini.
Uzulme onu sevmedigmi dusunuyor diye.
Ya ben sanırım evli barklı kadın, yani öyle bir kadın olmak istemiyorum. Sevgili gibi, arkadaş gibi, şimdi nasıl geziyorsak, yolda şurda burda şapşirik hareketler yapıyorsak, neşeli neşeli takılıyorsak öyle olalım istiyorum. Hayallerimiz var, bunların hepsini beraber yapalım, keşfedelim, birbirimizin en yakın arkadaşı olalım istiyorum. İşte bu kısım kumar, hayaller paris gerçekler bağcılar durumu var bir de.. Ben hep tatlı görüyorum bu adamı, eve geldiğinde gergin, sıkılgan, benimle ilgilenmeyen, dinlemeyen, eğlenemediğim bir adama nasıl katlanayım? Niye seçeyim? Bunları söyledim, karamsarsın, inanmıyorsun oluyorum. İnanmak değiştirir mi? Hoş bir de olumsuzluğu kendimin çağırması durumu varİçim şişti, aynı ben... Evlenmek denince sanki evliliği bitiren her şeyin sonu gibi geliyor. Bu da hep bu çevreden kaynaklanıyoe. Bir şatafat şaşaaa, kızı süslemeler, evi püslemeler, prenses gelinlikler düğün olup bitiyor ertesi gün her şey balkabağı. Herkes normal davranıyor sanki kız bin yıllık evli. Sonra bakıyorsun o kız kilo almış, mutsuz, boşanmak istiyor falan. Ayrıca sanki sevgilinin elde ediş biçimi.. Bunların hepsi çok saçma şeyler ama mutlu son diye inandırılmış ya evlilik de bana son gibi geliyor. Mutlu oluyor olmuyor o kısım kumar işte.
Evli barklı kadın yaftası var bir de.. Onu giyme, oraya gitme, onu yapma sen artık evli barklı kadınsın diyalogları..
Çünkü yaşınız oturmuş, hayata dair düşünceleriniz oturmuş, bir şeyleri görmüşsünüz, tecrübe edinmişsiniz. Ay ben ev nasıl düzenlenir, sıfırdan bir ev nasıl kurulur onu bile bilemiyorum, endişeleniyorum düşünün Tam bir anksiyete anlayacağınız.. Belki ilk ilişkiniz 30 yaşınızda olsaydı yine uçarak giderdiniz. Bilmiyorum, doğru değilse bile kendimi kaptırmadan, kendimi, ruhumu, kalbimi kaptırmadan göreyim inşallah. Ama böyle seven biri için de Allahım şu kötü huylarımı alsın, iyilerini versin bana.. Kezo muhabbetini de kim çıkardıysa çok kızgınım, öyle olmayacağız diye yaşayamaz olduk hahahaAnlatış biçiminden aklı başında bi tip olduğunu anlayabiliorum. Yazdıklarında 8 9 yıl önceki kendimi gördüm. Hem isterdim evlenmek hem de rüyamda kendimi nikah masasında görsem ohhh rüyaymış die uyanırdım. O zaman benim de kusursuz gördüğüm bi ilişkim vardı. Lakiiiin bitti ve ben nikah masasına uçarak gittiğim ilişkimi 30 yaşında yaşadım. Çook mutluyum 1 yıl oldu iyi ki evlenmişim. Evlilikten deli gibi korkan ben şimdi diyorum ki doğru zaman doğru kişi doğru yaş olmadığındanmış. Mükemmel dediğin o adam doğru kişi değil bunu görüceksin. Yerinde kezo nun biri olsaydı koşarak evlenirdi ama sen farklı bi kızsın aklıbaşındasın. Doğru kararı doğru zamanda alıcaksın bence.
Öncelikle benim yanımda hiç üçüncü kişilere sinirlendiğini görmedim. Yolda bile asabi değildir. Ama fazlasıyla ciddidir, yani bakışlarıyla olsun, bir şey var bilmiyorum ama şey ile olsun gittiğimiz her yerde şeften garsona hepsi bizimle ilgileniyor oluyor bir şekilde. Yani ben adamı hiç sinirli sert görmedim diyebilirim. Zaten en ufak stres anında bir şekilde ben güldürüyorum, kaynatıyorum galiba. Fakat iş arkadaşlarından duyduğum kadarıyla sinirli biriymiş, yani çok sinirli, ciddi, sertmiş. Ailesinden de duydum, bağırmaz, çağırmaz ama zehir gibi bakar, bakışlarıyla yıkar döver deyimi yerindeyse diyenler oldu. Ama dediğim gibi yanımdayken kimseye sert, asabi davrandığını ben görmedim. Mantığımı aldırsam da kurtulsam..Bu kişi gittiğiniz mekanlarda garson olsun vs. yani bir daha hiç görmeyeceği insanlara nasıl davaranıyor asabi mi?
eğer öyleyse sinirli sert yapısı , sana rol mü yapıyor acaba diye şüpheye düşürüp sana güven vermiyor olabilir, yani evlenip de aşk bitince bana da bunlara davranacağı gibi mi davranacak diye düşünüyor olabilirsin
ki genelde üçüncü şahıslara nasıl sa sen de aynı olacaksın diyorlar , o eski kıymet kalmayacağı için
sen de belki tavandan yere inmek istemiyrosundur
yani yanında beğenip, evde düşüncelere daldıgğın kimse mantığına yatmamış kimsedir diye düşünüyorum
ama gene de belki de cok mutlu olacaksın, hayırlısı olsun inşaalah :)
Öncelikle benim yanımda hiç üçüncü kişilere sinirlendiğini görmedim. Yolda bile asabi değildir. Ama fazlasıyla ciddidir, yani bakışlarıyla olsun, bir şey var bilmiyorum ama şey ile olsun gittiğimiz her yerde şeften garsona hepsi bizimle ilgileniyor oluyor bir şekilde. Yani ben adamı hiç sinirli sert görmedim diyebilirim. Zaten en ufak stres anında bir şekilde ben güldürüyorum, kaynatıyorum galiba. Fakat iş arkadaşlarından duyduğum kadarıyla sinirli biriymiş, yani çok sinirli, ciddi, sertmiş. Ailesinden de duydum, bağırmaz, çağırmaz ama zehir gibi bakar, bakışlarıyla yıkar döver deyimi yerindeyse diyenler oldu. Ama dediğim gibi yanımdayken kimseye sert, asabi davrandığını ben görmedim. Mantığımı aldırsam da kurtulsam..
Teşekkürler yorumunuz için :)
Evet, en fenasını gördüm ben çevremde üstelik. 10 dakikalık yola gideceğim diye yolda kediden bakkala eşinin annesinden çocuğuna kadar saydıranlar gördüm düşünün. Allah razı olsun, benim için de dua edin.gerçi hepsinde de illa bir kusur oluyor, hayırlısı olsun mübarek günde bakalım :)
Evet, fakat oturmayan o şeyi aylardır bulamıyorum ben. Belki de bu yüzden düşüncesiz, tamamen relax olarak yaşayamıyorum. Kendim de düşünüyorum dediğiniz gibi, saçmalıyorum desem de geçmiyor bu düşünceler. Korku çok fazla, pişman olurum, yanlış yaparım, mutsuz olurum, cicim ayıdır gelir geçer, buna kanarım gibi korkular belki. Hayır, bir insan kendini illa ki belli edermiş, bir davranışıyla bir tavrıyla sezdirirmiş, ama benim sezgilerim kapandı her halde, hiç bir şey yok. Şüphe gibi birşey de değil ama bu içimdeki şeyden kurtulamıyorum. İyiyken düşme korkusu olabilir dediğiniz gibi.