- 23 Aralık 2007
- 397
- 2
Vücudunuzu detoksla arındırın
Son zamanlarda hepimizin sıkça duymaya başladığı bir kelime "Detoks". Detoks nedir ve neden detoksa ihtiyacımız var? Detoks yapan bir kişide ne gibi değişiklikler olur?Detoks; sindirimi hafifleterek, vücudumuzun ağır yiyecekleri sindirmeye harcadığı enerjiyi, toksinlerin atılımı, hücrelerin kendini tamir etmesi ve gençleştirmesine kanalize etmektir.
Sindirim işlemi için vücudumuzun yaptığı milyonlarca iş içinde fazla enerji harcadığı 2. aktivitedir denir. Çok fazla yemek yediğimiz bir sofradan kalktığımızda "üzerime ağırlık çöktü" dememiz aslında vücudumuzun fazla yemek yediğimizde ne kadar zor bir yük altına girdiğinin göstergesidir.
Detoks esnasında ise vücudumuza katı hiç bir yiyecek almayarak, sindirim yapmak yerine, enerjimizin tümünü vücudun tamiri, yenilenmesi ve temizlenmesi için kullanırız. Bu annemizin bize hastalandığımızda ağır yemekler, baklavalar börekler yedirmeyip sadece hafif bir çorba ve bol sıvı vermesine, hastalandığımızda vücudun zihne "iştahsızlık" diye bir sinyal yollayıp sindirim yerine bizi tamir etmekle uğraşmasına, evcil hayvanların bile hastalandıklarında mama yemeyi reddedip çim çiğneyip su içmelerine benzer.
Arabamızı bozulmasın ve daha uzun süre güzel bir şekilde çalışsın diye periodik olarak kilometre bakımlarına gönderiyoruz. Öte yandan bir miktar daha para verdiğimizde yenisi ile değiştirebiliyoruz. Halbuki yeni bir beden satın almamızın imkanı yok. Ancak ona en iyi şekilde bakarak daha uzun süre sağlıklı yaşayabiliriz.
Unutmamamız gereken diğer bir şey de eğer hasta değilsek, bunun tamamen sağlıklıyız anlamına gelmediği. Bir çizgi çizip bir ucuna mükemmel sağlığı diğer ucuna da ölümü koyduğumuzda, hastalıklar bu çizginin ölüme yakın olan tarafında, ufacık bir yerde. O noktaya geldiğimizde ise hepimiz ne yapacağımızı biliyoruz; doktorlara başvurup ilaç kullanmaya başlama, tedavi görmek, ameliyat olmak ve belki hayatımızın sonuna kadar her gün en az bir ilaç alarak hep o çizginin içinde kalmak dışında seçeneğimiz yok. Halbuki asıl önemli olan hastalanmadan sağlık kalitemizi geliştirip, mümkün olduğunca çizginin hastalık tarafına geçmemek. Hastalandığımızda sağlığımızın değerini hatırlamak, çoğu zaman artık çok geç olabilir.
52 senelik bir haftada kendimizin seçtiği 1 haftayı, bedenimizin periodik bakımına, arınmaya ve dinlenmeye ayırmamız, kendimizi bedensel olduğu kadar zihinsel ve ruhsal bir arınmaya almamız, bir nevi inzivaya çekilmemize genel olarak "Detoks" olarak adlandırabiliriz.
Detoks haftasını tamamlamış bir kişi öncelikle kendini daha enerjik ve sağlıklı hisseder. Zaten enerji eşittir sağlık diyebiliriz. Hasta olduğumuzda yataktan kalkmak istemeyiz, kolumuzu bile zor kıpırdatırız öte yandan sağlıklı bir çocuğu bazen gözlerimizle bile takip edemeyiz. Enerji seviyemiz bizim sağlığımızın en basit göstergesidir.
Bu enerjiye ek olarak tüm vücutta bir haftada bile gözle görülür değişikliler olur; saçlarımız, cildimiz parlar, gözlerimizin akı bile daha beyaz olur. Fazla kilolar, vücudun toksinlerden arınması ile atılmaya başlanır. Şişlikler, ödemler iner. Beden ve zihin hafifler ve rahatlar.
"Sabah yataktan zor kalkıyorum, öğleden sonra bir kahve içmeden güne devam edemiyorum, eskiden yaptığım sporları yapamaz oldum, bir iki kilo bile vermek ne kadar dikkat etsem de çok zor, kendimi devamlı yorgun, halsiz hissediyorum" diyenler, sadece bir haftada vücutlarını basit bir sıvı beslenme programı ile nasıl yenilendiğini gördüklerinde çok etkilenirler. O zaman da beslenmenin ve günlük alışkanlıklarımızın kendilerini olumlu veya olumsuz ne kadar etkilediğinin farkındalığında hayat stili değişikliği kararları da verirler.
Bu farkındalık sadece bir haftalık "Detoks" dediğimiz basit bir süreç ile başlar. Tabii tüm bunları vücudumuzda yaşamak için en önemli adım önce tecrübe etmek. Ünlü düşünürün dediği gibi "Ne duyarsan duy, sana ben bile söylemiş olsam, önce kendinde dene ve doğrunu öyle bul."
Gül Kaynak
