Son kullanma tarihi geçmiş, bayatlamış bir tarayıcı kullanıyorsanız. Mercedes kullanmak yerine tosbaya binmek gibi... Websiteleri düzgün görüntüleyemiyorsanız eh, bi zahmet tarayıcınızı güncelleyiniz. Modern Web standartlarını karşılayan bir tarayıcı alternatifine göz atın.
Vücudumuzda ne işe yaradığını dahi bilmediğiniz 7 kısım
Fiziksel ve kimyasal yapılardan oluşan sistemler bütünü vücudumuzu gerçekte ne kadar tanıyoruz? İnsan varlığının devamı için uyumlu çalışan bir çok öğeden oluşan ve ana birimi hücre olan insan vücudunda ilk defa duyacağınız kısımları sizlerle paylaşıyoruz.
1. Filtrum
Dudaklarınızın hemen üzerinde bulunan çukura verilen isimdir. Üst dudakta ortaya çıkan bu yapı hemen her canlıda vardır. Ancak işlevi henüz tam olarak anlaşılamamış olsa da çoğu bilim adamı tarafından “işlevselliğini kaybetmiştir” yorumunda bulunulur. Fakat bazı bilim adamları tarafından da dudaktaki kas faaliyetleriyle ilgili olduğu söylenmektedir.
Filtrum (İngiltere'de rabbus olarak da bilinir), çoğu memelide bulunan ve genellikle "rhinarium" denen nemli ve kıllı bölgeyi de barındıran bir yapıdır. Tıpkı burun deliklerimiz gibi bir yarıktır ve atalarımızda burna girmeden önce havanın nemlendirilmesi gibi bir işlevi vardır. Yüzümüz, annemizin karnındayken henüz bir pirinç tanesi boyundan, bir fasulye tanesi boyutuna büyüyene kadar geçen dönemde oluşur.
İnsanda filtrum, embriyolojik gelişimde nazomedyal (üst dudak ve burnu barındıran, embriyoda henüz bunlara ayrışmamış olan yapı) ile maxillary bölgenin birleşmesi sırasında oluşur. Bu birleşmenin düzgün gerçekleşmemesi sonucu "tavşan dudaklılık" dediğimiz hastalık meydana gelebilir. Bu, filtrum ile ilgili tek hastalık değildir: Eğer filtrum düzleşmiş veya yassı olursa, Fetal Alcohol Sendromu (FAS, mental bir hastalık) ve Prader-Willi Sendromu'ndan (15. kromozomda meydana gelen genetik bir hastalık) şüphelenilebilir.
Baş parmak ile işaret parmağının "v" şekline getirilip, gerildigi zaman, baş parmağın el bilegine yakin kısmında el üstünde meydana gelen çukura denir. Baş parmak kasının bu çukura etken olduğu için vücudumuza pek bir faydası yoktur.
Halk arasında dil bağı olarak bilinen Frenulum kısalığı dilin alt kısmında bulunan yumuşak dokunun olması gerektiğinden daha kısa olmasıdır. Yanlış bir inanışla genellikle çocuklarda görülen, konuşma gecikmesinin nedeni olarak adlandırılır. Dilin alt kısmında bulunan yumuşak doku, dilin ağız tabanına tutunmasını sağlamaktadır. Fakat bazı durumlarda bu doku gerektiğinden daha kısa yada daha kalın olabilir. Bu durumda dili ağız tabanına daha yakın tutar ve hareketlerini kısıtlar.
Doğumdan önce embriyolojik gelişim sürecinde anne karnındaki 4.haftada dilin 2/3 ön kısmı gelişir. İlk başta 3 adet dil tomurcuğu belirir. Bu tomurcuklardan uç kısımdakiler sağ ve sol olarak hızla büyüyerek orta hatta birleşirler. Bu aşamada dil henüz ağız tabanından ayrılarak serbest hale gelmemiştir. İlerleyen haftalarda dil ağız tabanından serbestleşerek hareketli hale gelir sadece frenulum denen bağ ile ağız tabanına tutunur. İşte bu dönemde meydana gelen bozukluk sonucu dili ağız tabanına bağlayan frenulum ya tam olarak serbestleşemez ya da hücre çoğalmasıyla kalın bir hal alarak dilin serbestleşmesini engeller. Bu durum Ankiloglossi (Dil Bağı/ Hipertrofik Frenulum Linguale/ Kısa frenulum) olarak adlandırılır.
Dil bağı için küçük bir müdahale gereklidir. Hastaların hemen tamamında lokal anestezi ile ufak bir bistüri/makas yardımıyla dil bağı kesilebilir. İşlem sonrası kanama veya Ağrı görülebilirse de genellikle ağrısız ve kanamasız bir müdahaledir. Lokal anestezi ile yapıldıysa işlem sonrası hasta hemen yemek yemeye ve su içmeye başlayabilir. Çok nadiren özellikle işlemden korkan ve iknası veya sabit tutulması mümkün olmayan çocuklarda veya çok büyük dil bağı varlığında genel anestezi ihtiyacı doğabilmektedir. Genel anestezi altında da işlem aynı şekilde yapılır. Büyük veya geniş dil bağında ise dil bağı kesildikten sonra dikiş gerekebilir.
Sadece tırnak ucundaki beyaz kısım değil, tırnağın dibindeki beyaz kısıma da bu isim verilir. Tırnağın dip kısmında, tırnağın yapımından sorumlu hücreler yer alır. Bu kısmın beyaz görünmesinin 2 sebebinin olduğu sanılmaktadır. Birinci sebep, burada tırnak tabakasının daha ince olması ve yeni oluşan tırnak hücrelerinin daha yoğun şekilde bulunmasıdır. ikinci sebep ise buradaki bağ dokusunun gevşek olmasından dolayı ışığın farklı yansıtılmasıdır. Çoğu kimse tırnaktaki beyaz lekeleri vitaminsiz kalmakla ilişkilendirir. Fakat beyaz lekeler mineral eksikliğinden kaynaklanıyor.
Ön dişlerle dudak arasında bulunan yumuşak dokulara dudak bağı denir. Alt ve üst ön dişleirmizin üstünde ve yanakta arka bölgede birden fazla bulunur. Küçük çocukların ağız sağlığı konusunda en sık karşılaştığı problemlerden biri dudak bağıdır. Çocuğun sınırlı ya da sıkı bir bağ dokusuna sahip olması yaşamını olumsuz olarak etkileyebiliyor. Dil ve dudak bağları bebeklerde emme, çocuklarda ise; yeme ve konuşma bozukluklarına yol açabiliyor. Gerektiğinden daha kalın ve daha büyük yapıya sahip olabilen dudak bağları başta çocuklar olmak üzere çoğu kişinin yaşamını kötü yönde etkileyebiliyor.
Baş ve işaret parmaklarımızın arasında kalan bölge ve mesafeye denir. L harfine benzeyen o boşluğa masaj yaparsanız ağrılarınızın ve halsizliğinizin geçtiğini göreceksiniz.
Kaşlarımızın arasında kalan bölgeye Glabella adı verilir. Tıpta bu terimin açıklaması Alın kemiğinin iki kaş çıkıntısı arasında kalan kısmında bulunan ve antropolojide önemi olan hafif bir kabartı, kaşarası, kaşlararası tümseğine verilen addır.