Benim aldığım pantolonun görselini ekliyorum. Bu rengi ve siyahı beni baya kurtarıyor işte.Teşekkürler canım ben de network fabrika ve Beymen bakıyorum aldıklarımın arasında bir de chima nın ürünleri iyiydi bugüne kadar yine öyle yapayım o zmn. Bir de bahsettiğin kaplama pantalonlara baktım da kamu kurumuna pek uygun olmaz parlak gibi duruyor ama ellemedim gözümle görmedim. Çok kullanışlı duruyor da yine normal kumaş alacağım sanırım ben :)) bu arada takipçilerinden biri olarak kreş seçimini nasıl yaptım adlı bir yazı bekliyorum
Benim de beğendiğim renk bu oldu canım gayet hoş ne çok resmî ne spor
Ben lazer işini hamilelikten önce halletmiştim. Çok büyük rahatlık gerçekten. Bacaklar ve koltuk altı tamamen bitti. Kollarımdaki zayıf tüyler kaldı sadece.Benim de beğendiğim renk bu oldu canım gayet hoş ne çok resmî ne sporbir tane edinebilirim işte giymesem de dışarıda giyebilirim.. aslında lazere gitsem etek elbise tek parça kombin derdi olmadan çok rahat da işte epilasyon lazım ona da sürekli
Bu BES olayı yamuk olmaz inşallah ben de 500 gibi bir miktar ödüyorum ama çok da emin değilim artık.Uzun Vadeli Hedeflerim
1. Kızım İçin Para Biriktirmek: Kızımın Doğumunda takılan tüm altınları gr altın hesabına atmıştık ancak ev peşinatımız çıkışmayınca oradaki parayı kullanmak durumunda kaldık. Öncelikle kızıma olan borcumu geri ödeyip, her ay 2 gr altını kızım için açtığım bu hesapta biriktireceğim. Üniversiteyi bitirdiğinde ona vermek istiyorum. İsterse yurt dışında master yapsın, isterse iş kursun, canı ne istiyorsa onu yapsın diye.
2. Rahat Bir Emeklilik Geçirmek: Ülkedeki emekli maaşları hepimizin malumu. Emeklilk döneminde biraz daha konforlu yaşayabilmek için eşim ve benim için ayrı ayrı BES hesabı açtırdık. Her ay 200'er lira yatırıyoruz.
Ne kadar değerli bilgiler bunlar. Paylaştığın için çok teşekkür ederim sevgiliÖfke Nöbetleri
Kızım anlamsız öfke nöbetlerine kapılınca veya saçma sapan şeyler için tutturunca sakinliğimi koruyabilmek için geliştirdiğim kendimi telkin etme yöntemlerim:
- İşyerinde Patronumun saçma sapan tüm davranışlarını tolere edebiliyorum. Ona bağırıp çağıramıyor, tehdit edemiyor ve hönküremiyorum. Peki benim kızım patronumdan daha az mı değerli ki kızıma bunları yapmayı kendime hak görüyorum?
- Daha 4 yaşındaki bir çocuktan, 30 yaşındaki insan gibi davranmasını bekliyorsam problem çocukta değil, benim beklentilerimdedir.
- Kızım iyice saçmaladığında, evlat katili olmama ramak kala "Bugüne Şükür" cümlesini içimden hiç durmadan tekrarlıyorum. Benim için sihirli bir cümle bu. Aklıma hasta çocuğunun başında çaresizce bekleyen anneler geliyor ve duygu durumum hemen değişiyor.
- Ağzımdan kötü birşey çıkacağını hissettiysem "Şu an kızgınım, sonra konuşalım" diyerek kendimi tuvalete kitliyorum:) Elimi yüzümü yıkıyorum bir kendime geliyorum. Söylemediklerim için kendimi tebrik ediyorum:))
- İnsanların yanında kriz çıkardıysa mutlaka "Gel seninle içerde bir konuşalım" diyerek kızımı alıp çıkıyorum. Toplum içerisinde tüm dikkatlerin bize dönmesi beni geriyor, daha agresif tepkiler vermeme sebep oluyor. Durumdan vazife çıkaran insanlar fütursuzca kızımı uyarmaya ve bana akıl vermeye başlıyor. İş iyice içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Evde akrabalar bile olsa kızımı alıp arka odaya gidiyorum. İnsanların yanında çocuğumu uyarmıyorum.
- Krizler kriz anında çözülmüyor. Bu nedenle o an sadece krizi atlatıp, temel problemi ve vermek istediğim mesajı gece yatarken anlattığım masalların içine dahil ediyorum. Mesela oyuncaklarını paylaşmayan bir yavru kedinin nasıl yalnız kalıp, sıkıldığını sonrasında yaptığı yanlışı fark edip oyuncaklarını paylaştığında arkadaşları ile çok eğlendiğini anlatan bir masal uyduruyorum:)
ben de onu soracaktım canım, hatta aynı şehirde olduğumuz için isim bile verir özelden belkiTeşekkürler canım ben de network fabrika ve Beymen bakıyorum aldıklarımın arasında bir de chima nın ürünleri iyiydi bugüne kadar yine öyle yapayım o zmn. Bir de bahsettiğin kaplama pantalonlara baktım da kamu kurumuna pek uygun olmaz parlak gibi duruyor ama ellemedim gözümle görmedim. Çok kullanışlı duruyor da yine normal kumaş alacağım sanırım ben :)) bu arada takipçilerinden biri olarak kreş seçimini nasıl yaptım adlı bir yazı bekliyorum
selamlar paylaştıklarınızı okudum başucu kitabı gibi konunuz merakla takip ediyorumÇocuğuma iyi bir anne olmaya çalışırken, kadınlığımı, insanlığımı unutmamak için kendimi beslemeye, kendime bakmaya, hayata sıkı sıkı tutunup, kürekleri çekmeye devam ediyorum. Hayattaki ana hedefim “Daha az tüketmek. Daha mutlu yaşamak.” olarak özetlenebilir. Bu hedefi gerçekleştirmek için günlük rutinimde, aşağıda belirttiğim konu başlıklarında kendimi geliştirmeye, yeni şeyler öğrenmeye ve bu öğrendiklerimi uygulamaya gayret ediyorum.
Burada paylaşacaklarım, bu hedeflere ulaşma yolculuğumun, 34 yılda öğrendiğim ve deneyimlediğim şeylerin bir dökümü. Ayrıca bir şeylerin konsantrasyonumu bozmasına izin vermeden “bugün”ü üretken, amaçlarım doğrultusunda ve keyifli geçirmek için gün içerisinde yaptıklarım.
- Sağlıklı Yaşam
- Mümkün Olduğunca İyi Annelik
- Düzenli ve Sade Bir Ev
- İyi Görünmek
- Verimli İş Hayatı
- Para Yönetimi
- Toplumsal Fayda
Sadece gündelik hayatlarımızın değil, dünyanın da gidişatı gösteriyor ki sorgulamadan kabul ettiğimiz doğrular, belki de sandığımız kadar doğru değil. Doğrunun ve yanlışın ötesinde başka türlü bir şey isteyenler için temiz bir sayfa açabilmek umuduyla...
Çok teşekkürler canım. Çocuk karşısında sakin durabilmek benim en çok mücadele ettiğim konulardan biri.Ne kadar değerli bilgiler bunlar. Paylaştığın için çok teşekkür ederim sevgilielecda
İyi ki buralardasin.
Duydum siziben de onu soracaktım canım, hatta aynı şehirde olduğumuz için isim bile verir özelden belkielecda duy bizii
Canım ilk sayfada İş Hayatı ve Zaman Yönetimi başlığında yazmıştım.selamlar paylaştıklarınızı okudum başucu kitabı gibi konunuz merakla takip ediyorum
harikasınız
zaman yönetimini nasıl yapıyorsunuz nasıl yetişiyorsunuz herşeye bende yapmak istediğim çok şey var ama yetişiyor
gününüzü haftanızı planlarken saatli mi planlıyorsunuz
Onur marketin indirimini bilmiyordum sayenizde öğrenmiş oldum bense bursa da yaşıyorum sizden de öğreneceğim çok şey var demek ki :)Şöyle anlatayım ben bursada yaşıyorum yaşadığım ilde her ayın 16 sında onur markette bir çok üründe sağlam indirimler oluyor tuvalet kağıdı deterjan vs market alışverişini listeyle o gün yapmaya özen gösteriyorum
Meyve ve balık için her hafta sebze için 2 haftada bir giderim pazara da
Kuyafet alışverişim için her ayın 31 inde boynerde sağlam ürünler indirime giriyor ihtiyaçlarımı o günlerde yapıyorum
Markastok diye bir yer var bot mont tarzı birşey alacaksam muhakak ordan alırım mağazada fiyatı 250-300 tl olan mont ve botlar genelde orada 100 tl ye gelir
Çerezi de pazardan açık alıyoruz markete göre daha uygun oluyor
Birde hemen karar verip almıyorum bir süredir o an çok istiyorsam kendime yarım saat mola veriyorum gerçekten ihtiyacım var mı bir sonraki sezon alsam vs diyorum
Düğün dernek dönemlerinde küçük altın takıcaksam 6 ay öncesinde 50 tl 20 tl vs atıyorum kenara
Birde en büyük birikimi 1 tl lerden yapıyoruz
1 sene içerisinde biriktirdiğimiz bozuk paralar kurban ve tatil ihtiyacımızı karşılıyor
Makinaları ekonamik programda çalıştırıyorum su ısıtıcı ve tost makinasını kullanmıyorum
Evdeki tüm lambalar tasarruflu
Birde elektoronik birçok şeyi letgodan satıp kumbaraya atıyorum
Günlerim var 3 tane ordan da sağlam para gelicek bakalım
Benim yaptığım en büyük şey kıyafet alışverişi yapmamak sanırım elimdeki kıyafetlerim insan içine çıkılmaz hale gelene kadar alışveriş yapmayacağım dedim ve gerçekten 2 aydı bir atlet dahi almadım kendime
Merhaba öncelikle çok güzel bir topic paylaşımlarınızı çok beğendim. Çocuğum yok ama okurken güzel hisler bırakıyorsunuz , yüreğinize kaleminize sağlık aklımın bir köşesine yazıyorum yorumlarınızı inşallah olduğunda ben de hayatıma katabilirim. Teşekkür ederim kendi adıma.Ara sıra küçük öyküler, makalemsi şeyler yazıyorum. Geçen yıl çocuklar ile ilgili yazdığım bir yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum.
İÇİMDEN GEÇEN
Kızımla evimizin yakınlarındaki parka gitmek üzere yola çıkıyoruz. İçinde yedek kıyafet, şapka, hırka, su, ıslak mendil, yara bandı, muz, ördekler için bayat ekmek ve kediler için süt olan kocaman bir anne çantası ile birlikte parka vardığımızda daha başlamadan bitmiş vaziyetteyim. Boş bir bank bulup oturuyorum ve izliyorum olanı biteni.
İşte orada, merdivenlerin başında 2 yaşlarında bir kız. Bir süre merdivenlerden koşarak çıkan diğer diğerlerini izledikten sonra bir cesaret atıyor ilk adımını. Düşmediği için mutlu ve etrafına bakınıyor gururla. Tam ikinci adımını atacakken annesi geliyor ve kaldırıyor onu. Merdivenlerin en tepesine koyuyor. Kısa bir şaşkınlık anından sonra ağlamaya başlıyor ve kaydıraktan kaymak yerine başladığı yere geri dönmeye çalışıyor. Anne, anlamsız bir ifadeyle bakıyor. Zaferini çaldın sen onun! Kendi yapabilme ihtimalini aldın elinden, ona ağlıyor. Kim kolayca elde ettiği şeylerden mutluluk duyar ki... Senin için en değerli sonuç, en çok gayret ettiklerinin sonunda elde edilense, bu durum onun için neden farklı olsun ki?
Az ileride başka bir anne, herkesin ortasında çocuğunu tehdit ederek azarlıyor. Korkutarak terbiye ettiğin, itaat ve uyum elde etmek için tehdit ettiğin evladın var ya, kocaman bir adam ya da kadın olduğunda bile kendisini yeterince korkutan kişilere ya itaat edecek ya da isyan edecek. Çünkü çocuk zihninin savunması yoktur. Video kasete benzer. 7 yaşına kadar ne kaydedersen sonra onu izlersin. Küçük düşürülürse, kendini küçümser, suçlanırsa kendini suçlar, ona değersiz davranılırsa hayat boyu kendini değersiz hisseder. Acı çeken acı çektirmeyi öğrenir. Yanlış yaptıkça doğruyu bulur ve hayatı öğrenir. Görevin ise ona sadece rehberlik etmektir. Yol göstericilik esnasında onu incitir, küçük düşürür, “Ben sana demedim mi” dersen, yanlışı görse bile kendi kişiliğini korumak için, senin gösterdiğin yola girmeyecektir. Sonra da hiç sözümü dinlemiyor, diye yakınır durursun etrafına.
Bir baba çarpıyor gözüme. Oğlu kaydıraktan kayar, kendini paralarcasına “Baba bak...” diye bağırırken, gözlerini telefondan kaldırmayan bir adam. Bilmeni isterim ki, saygılı davranmadığın birinden saygı beklemen çok anlamsız olacak çünkü çocukların bir şeyi öğrenmesi için deneyimlemesi gerekir. Anne-babaya saygısızlık genellikle anne-babanın saygınlığını yitirdiği durumlarda ortaya çıkar. Ayrıca güya zaman ayırmış ve onu parka getirmişsin. Kendini ve etrafındakileri kandırabilirsin ama oğlun o zamanın kendine ait olmadığı hisseder. Bugün ona ayırmadığın o zaman, ileride sizi ayırır.
Yanıma bir anne ve kızı oturuyorlar. Üstüne şu hırkayı giymeden oynayamazsın, diyor anne. Kız “Giymeyeceğim işte” diye bağırarak kaçıyor. Kadın bana dönüp kızım çok inatçı, diyor. Diyorum ki içimden, inatlaşmak için iki kişi gereklidir.
Kızım su içmek için yanıma geldiğinde, bir köpek de usulca yanaşıyor banka. Bu sırada başka bir minik, annesinin elinden kurtularak köpeğe doğru koşmaya başlıyor. Annenin bağrışını duyuyorum. “Sakın o pis köpeğe dokunma” diye. Bir an duraksıyor, soran gözlere bakıyor bana. Ben kızıma dönüp “Sevebilirsin” diyorum. Kafamı kaldırmıyorum, çünkü o annenin bana nasıl baktığını çok iyi biliyorum. Kızıma köpeğe biraz süt vermesini söylüyorum. Çocuğunu çekiştirerek ve söylenerek uzaklaşıyor yanımızdan. Dünya sadece bize ait değil sevgili anne ve sen sorumlusun aslında karnı acıkıp sana doğru gelen o köpekten. Evladına merhameti öğretmesi gereken de sensin. Köpekleri taşlamayan, karınca yuvasına basmayan, çiçekleri ezmeyen bir evlat yetiştiremedikten sonra, a’yı bilmiş b’yi öğrenmiş ne önemi var? Ördekleri de besledikten sonra, evimize doğru yola çıkıyoruz, her seferinde nasıl bir anne olmamam gerektiğini öğrenerek…
canım evet okumuştum ve çok hoşuma gitti o bahsettiğin zaman yönetimini iş hayatında uyguladığını düşünmüştüm iş dışında ki hayatınızı da bu şekilde planlıyor sunuz doğru mu anladım şimdiCanım ilk sayfada İş Hayatı ve Zaman Yönetimi başlığında yazmıştım.