Kendinizi “vazgeçilmez” mi sanıyorsunuz?
Vazgeçilmez olmanın tek bir kuralı vardır. Pratik düşünürsek bu iki kuralda olabilir. Nasıl vazgeçilmez olurum sorusunun cevabı çok açık.
Sıkı tutunun vazgeçilmez olmanın formülü burada:
Sizi terk etmemiş, hala yaşayan birer anne ve babaya sahip olmak! Ailelerimiz için ve sadece onlar için vazgeçilmeziz. Başka biri için değil! Evlilikler biter, şirketler iflas eder, şirketler boşanır, ortaklar ayrılır, okuldan atılırsınız, spor kulübü kapanır, işten atılırsınız, ev arkadaşlarınız sizi dışarı atar… Adil olmadığını bildiğimiz dünyada her şey eriyip bitebilir, size verilen sözler tutulmayabilir, güveninizin üstüne karlar yağar, öyle şeyler oluverir ki kendinizden geçersiniz.
“Ben şirketim içim vazgeçilmez bir elemanım” söylemi doğru olabilir. İçinizden geçen buysa doğrudur; fakat bu bir zaman dilimi içerisinde belli bir proje için geçerlidir. Sonra yine vazgeçilmez değilsiniz…
Kendini vazgeçilmez sanan bir dolu insanla karşılaşıyorum, üzüntüden titriyorum neredeyse… Kendini vazgeçilmez sanmakla kendine değer vermek arasında o kadar çok fark var ki. Kendine değer vermek sizi korur, mutlu eder, büyük düşünmenizi sağlar, kendinizi düşünmenizi gerektirir. Kendini Vazgeçilmez sanmaksa şartların değişmeyeceğini hayatın bir bayram yeri olduğunu, sizin sultan olduğunuzu sanmanıza neden olur, kendinizi geliştirmenizi durdurur, aynı insanlara muhtaç olmanızı sağlar, değişimi yok sayarsınız…
Kendini “vazgeçilmez” sananların vazgeçilmezleri nedir ki? Kendileri…
Not:Alıntıdır..