- 16 Ağustos 2010
- 292.953
- 602.707
- 43
Bunun 2 önemli nedeni;
--Soğuk hava ve ani ısı değişimlerinin bağışıklık sistemini zayıflatması
--Bulaşıcılığın bu mevsimde artmasıdır.
Soğuk havalarda kapalı ortamlarda daha fazla zaman geçirilmektedir ve ısı yalıtımı endişesi ile havalandırma yetersiz olmaktadır. Nezle, grip, farenjit(boğaz enfeksiyonu) , larenjit (gırtlak enfeksiyonu), tonsillit (bademcik enfeksiyonu), sinüzit, orta kulak enfeksiyonu üst solunum yolları enfeksiyonları arasında yer almaktadır.
NEZLE;
En sık görülen üst solunum yolu enfeksiyonudur.
Virüsler etkendir.
Burun tıkanıklığı, burun akıntısı, hapşırma, öksürük, halsizlik, hafif ateş yüksekliği ile seyreder.
Tedavide istirahat ve bol sıvı alınması, ağrı kesiciler, burun açıcı spreyler ve burun akıntısını kesmeye yönelik şikayetleri azaltan ilaçlar kullanılır.
Antibiyotik kullanımına gerek yoktur. Şikayetler ortalama 5 günde geçer.
GRİP;
Şikayetler nezle gibidir, ancak daha şiddetli seyreder.
Virüslerle oluşan bir enfeksiyondur.
Kas ağrıları, eklem ağrıları ve halsizlik belirgindir. Şiddetli öksürük, yüksek ateş eşlik edebilir.
Kronik hastalığı olanlarda (kalp hastalığı, şeker hastalığı, bağışıklık sistemini bozan hastalıklar) daha ağır seyredip hızlı ilerleyebilir.
Tedavide istirahat, bol sıvı alımı ve destek tedavisi gerekir.
Grip aşıları gripten koruyabilir ya da daha hafif atlatılmasını sağlar. Riskli hastalar başta olmak üzere herkes sonbahar aylarında grip aşısı yaptırabilir.
FARENJİT;
Boğaz ağrılarının en sık nedenidir. Genellikle virüslerin neden olduğu bir boğaz enfeksiyonudur.
Boğazda kuruluk, yanma, öksürük, ateş, halsizlik gibi şikayetlere neden olur.
Tedavisinde ağrı kesiciler, boğaz spreyi ya da gargaralar ve gerekli durumlarda antibiyotikler verilir.
LARENJİT;
Gırtlak bölgesinin enfeksiyonudur, farenjite benzer şikayetlere ek olarak ses kısıklığı ve boğazda yabancı cisim hissi olur.
TONSİLLİT;
Bademciklerin enfeksiyonudur.
Yüksek ateş, halsizlik, boğaz ağrısı, yutma güçlüğü, boyunda bezelerde şişme gibi şikayetlerle ortaya çıkar.
Tedavisinde antibiyotikler ve ağrı kesiciler kullanılır.
Bademcik enfeksiyonu sonrası nadirende olsa kalp, eklem romatizması gelişebilmektedir, tedavideki ana amaçlardan biri bu tür hastalıkların önüne geçmektir.
SİNÜZİT;
Burun etrafında yerleşik kemiklerin içinde yer alan sinüs adı verilen boşlukların iltihabıdır.
Burun tıkanıklığı, burundan koyu renkli akıntı, geniz akıntısı, ateş, baş ağrısı, ağız kokusu, öksürük gibi şikayetlere neden olur.
Antibiyotikler, ağrı kesiciler ve burnu açmaya yönelik yardımcı tedaviler uygulanır. Varsa burundaki yapısal bozuklukların ve alerjinin tedavi edilmesi de nüksleri önlemede yardımcıdır.
ORTA KULAK ENFEKSİYONU;
Genellikle burun tıkanıklığına neden olan başka bir üst solunum yolu enfeksiyonu sonrasında gelişir.
Kulak ağrısı, ateş, işitme azlığı, kulakta dolgunluk gibi şikayetler izlenir.
Tedavisinde antibiyotikler sıklıkla kullanılır. Orta kulak iltihabı sonrasında kulak zarında delinme ve orta kulakta sıvı birikimi gelişebilir, bu nedenle iyileşme doktor kontrolünde takip edilmelidir.
Üst solunum yolu viral enfeksiyonları bebeklerde nadir görülürken, küçük çocuklarda yılda ortalama 6-7 nezle-grip enfeksiyonu oluşur. Yetişkinlerde görülme sıklığı, yaklaşık olarak yılda 2-3 enfeksiyon şeklindedir. Yaşlılarda da sıklık benzerdir, ancak komplikasyon olasılığı yüksektir.
ÜST SOLUNUM YOLLARI ENFEKSİYONLARINDAN KORUNMA
Özellikle kış aylarında ve geçiş dönemlerinde özen gerekir. Ancak bu hastalıklardan mutlak korunma mümkün değildir.
Üst solunum yolu enfeksiyonları sıklığını azaltmak için alınabilecek önlemler, takıntı haline getirmemek ve sosyal ilişkileri bozmamak kaydıyla, şu şekilde özetlenebilir:
-Düzenli, dengeli ve doğal beslenmek, özellikle C vitamini yönünden zengin gıdaların alınması
-Düzenli sıvı alımı,
-Düzenli uyku, düzenli yaşam sağlamak.
-Düzenli şekilde hafif tempoda egzersiz yapmak.
-Ani sıcak-soğuk hava değişikliğinden kaçınmak.
-Kapalı ortamları düzenli şekilde havalandırmak.
-Sosyal ilişkileri yaralamadan, nezleli gripli insanlarla yakın temastan kaçınmak.
-Hava durumu takip edilerek uygun giysilerin giyilmesi
-Hasta kişiler öksürme ve hapşırma sırasında ağız ve burun bölgesini mendille kapatmalıdır.
-Riskli yerlerde (hastane, kreş, bakımevi, kışla, okul vb.) bulunan ve çalışan hasta kişilerin maske kullanması
-Hasta kişiler etrafa bulaşı engellemek için, mümkün olduğunca kalabalık ortamlarda bulunmamalıdır.
GRİP AŞISI
Grip aşısı, etkinliği açısından tartışmalar olsa da, uzun dönemdir kullanılan, bireysel sağlık ve toplum sağlığı açısından getirileri olan koruyucu bir uygulamadır.
Bu aşının zaafiyetleri, yalnız birkaç virüse karşı bağışıklık sağlaması ve aşı uygulamasının her kış yenilenmesi ihtiyacıdır.
Her yıl Dünya Sağlık Örgütü tarafından, önceki yıl dünyada en fazla grip salgını yapmış 3 virüs suşu belirlenir, ilkbahar aylarında bu virüslere karşı aşı geliştirilir, yaz aylarında piyasaya verilir ve kışa yakın sonbahar aylarında bu aşı uygulanır. Aşılanan kişi bu 3 virüs suşuna karşı 2-3 hafta içinde bağışıklık geliştirir, böylece bunların yapabilecekleri enfeksiyonlardan korunmuş olur. Ancak doğaldır ki başka virüs suşları, aşılı kişilerde de grip oluşturabilir.
Aşılanma neticesinde tüm grip vakaları önlenemese de aşılı kişilerin grip olma ihtimalleri düşer, aynı şekilde toplumda büyük salgın ihtimalleri kısmen azalmış olur.
Grip aşısı uygulanması, mutlak korunmanın mümkün olmadığının bilinmesi kaydıyla; yaşlılarda, kalp hastalıkları-solunum sistemi hastalıkları-diabet gibi müzmin rahatsızlığı olanlarda, bağışıklık zaafiyeti durumlarında ve sağlık personelinde daha anlamlıdır. Ancak aşı uygulamalarının tıbbın diğer konularında olduğu gibi, hekime danışılarak vaka bazında kararlarla yapılması sağlıklı yöntemdir.
Kaynak: doktor sitesi