Umutsuzluk

kirazmevsimi

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
15 Kasım 2010
81
0
36
Bursa
Aslında sadece içimi dökmek istiyorum şuan çünkü çok darlandım. İnşallah doğru yerdeyimdir.
Bendeki hep aynı şeyler. Doktorum sürekli, sen sıkıntılanınca ya grip oluyorsun, ya migrenin azıtıyor diyor. Doğru düzgün bir depresyon bile yaşamıyorum yani, paaat diye acilde buluyorum kendimi. Az öncede gribim dayanılmaz olunca hastanelere koşturdum :53:
Bünyemin hassaslığını koydum bir kenara artık.
Denyo bir sevgilim vardı. Dile kolay... Tam 4 yıl. Askerliğini bekledim. Onsuz bir saniyem bile geçemez sanıyordum. Bütün varlığımı ayaklarına serdim resmen. Aşk kadınıyız ya güüüüya! Yemişim aşkını.
Ondan sonra hiç birşey eskisi gibi olmadı. Ben sıfırlandım. Nötr oldum. Kimseyi sevemiyorum artık. Kimseye aşk anlamında bakamıyorum. Gelen teklifleri geri çeviriyorum. Neyi, kimi bekliyorum böyle, bilmiyorum.
O benim tüm özgürlüğümü elimden almıştı, aslında en çok bu yüzden ayrıldım. Ben evlense bile özgür kalmayı tercih edecek biriyim. 7-24 evini temizleyip kocasına hizmet edecek biri değilim. Benmde kendime ait bir yaşantım olsun istiyorum. Ama o denyo evliliğe benim baktığım gibi bakmıyordu. Evlenecektik ve ben 4 duvara mahkum kalacaktım. Bunu kendiside açık yüreklilikle dile getirdi sağolsun. Annem gibi olacaksın dedi. Makyaj yok, saç-baş yok, hemen bebek, belki zorla kapatılacaktım. Çocuklarım ve kocam için ömrümü feda etmem istendi. Yapamadım.
Evlilik hayallerim kayboldu. Tek başıma ve yalnız yaşamak istiyorum. Kimseye tahamülüm yok. Ben bu kadar şirret ve dengesiz değildim.
Her kadın hayatına böylemi devam eder sonuna dek? Kocan ve çocukların için kendini tamamen tüketmekmidir? Sosyal anneler yokmu? Gerçkten anlayışlı kocalar yokmu? Nolur bir umut ışığı... Yalnız yaşlanmak istemiyorum. Biri bana gerçekten karısını düşünebilen ve onun özgürlüklerini elinden almayacak kocaların varlığından haberdar etsin.
Nitekim bu umutsuzluk yüzünden gebericem ben.
 
benzer şeyleri yaşamışız sanırım.. yaklaşık üç buçuk yıl sevgililik dönemi bunun içinde askerlik bekleme de dahil.. bitelik nerdeyse 8 ay olacak sanırım yeni yeni topluyorum kendimi...
aşk evlilik hayaller bunlar sadece başkalarında iken güzelmiş gibi.. benim başıma gelemezmiş gibi..
bugünler de geçecek ama.. herşeyden önce anne olmak istiyorum o yüzden geçmeli..
çok düşünme bu konuları. tabiki sosyal anneler var.. benim yakın arkadaşım mesela iki çocuklu hem çalışan hem gezen hem eğlenen hem de çok eğlendiren bir kadın.. hayattan lezzet almasını biliyor..
benim şu an idolüm o..
eminim bugünler bu düşünceler de geçecek arkadaşım kendine yüklenme..
 
Ohooo hem de bir sürü var eşlerinin özgürlüğünü hiç kısıtlamadan çok iyi eş olan erkekler.
Bu umutsuzluğunuz çok gereksiz. Toparlanmaya bakın bir an önce.
Kötü düşünceler kötülüğü getiriyor gerçekten.
Beyninizden geçenlere, ağzınızdan dökülen kelimelere dikkat edin.
Söylemesi kolay, yapması zor; iyi düşünün iyi olsun.
Bu arada ne kadar seviyor olsanız da sizi kıstılayan bir adama boyun eğmeyip kendi yolunuza devam ettiğiniz için sizi gönülden tebrik ediyorum.
Bu durum zaten güçlü bir insan olduğunuzun göstergesidir.
Ayrılalı ne kadar oldu bilemiyorum ama zamanla başkalarını da sevebileceğinize emin olabilirsiniz.
Hayatta ne güzellikler var. Bakmayı bilmek lazım. ;))
 
Son düzenleme:
Ayrılalı 5 aydan fazla oldu. Ayrılmayıda ben istedim. Biliyordum ileride başıma gelecekleri, kendi kendimi yakan bir kız olmak istemedim.
Bunları duymak iyi geliyor. Bir an büyük bir umutsuzluğa kapılmıştım açıkçası.
 
....Denyo bir sevgilim vardı. Dile kolay... Tam 4 yıl. Askerliğini bekledim. Onsuz bir saniyem bile geçemez sanıyordum. Bütün varlığımı ayaklarına serdim resmen. O benim tüm özgürlüğümü elimden almıştı, aslında en çok bu yüzden ayrıldım. Ben evlense bile özgür kalmayı tercih edecek biriyim. 7-24 evini temizleyip kocasına hizmet edecek biri değilim. Benmde kendime ait bir yaşantım olsun istiyorum. Ama o denyo evliliğe benim baktığım gibi bakmıyordu. Evlenecektik ve ben 4 duvara mahkum kalacaktım. Bunu kendiside açık yüreklilikle dile getirdi sağolsun. Annem gibi olacaksın dedi. Makyaj yok, saç-baş yok, hemen bebek, belki zorla kapatılacaktım. Çocuklarım ve kocam için ömrümü feda etmem istendi. Yapamadım.
Evlilik hayallerim kayboldu.
Tek başıma ve yalnız yaşamak istiyorum. Kimseye tahamülüm yok. Ben bu kadar şirret ve dengesiz değildim.
Her kadın hayatına böylemi devam eder sonuna dek? Kocan ve çocukların için kendini tamamen tüketmekmidir? Sosyal anneler yokmu? Gerçkten anlayışlı kocalar yokmu? Nolur bir umut ışığı... Yalnız yaşlanmak istemiyorum. Biri bana gerçekten karısını düşünebilen ve onun özgürlüklerini elinden almayacak kocaların varlığından haberdar etsin.
Nitekim bu umutsuzluk yüzünden gebericem ben.

Sizi kandırıp evlendikten sonra gerçek yüzünü göstermemiş ki adam, dediğiniz gibi dürüst davranmış, şanslıymışsınız...

Sizinki bağımlılık olmuş, alışkanlık olmuş, vazgeçememişsiniz, göz göre göre dört yılınızı harcamışsınız...

Buradan da anlaşılıyor ki size başkası değil, bizzat kendiniz zarar vermişsiniz...

Doğal olarak umutsuz olmanız için bir sebep yok...

Siz asıl kendini olduğundan farklı gösterip ileride gerçek yüzüyle karşılaşmaktan korkun evleneceğiniz adamın... Kendinizden korkun, sonu olumsuz olacağını bile bile yine yıllarınızı feda eder misiniz birine "hayatımda biri olsun" düşüncesiyle...

Bakın ayrılalı beş ay olmuş, sorunun kaynağı o olsaydı şu an hayatınızın harika devam ediyor olması gerekirdi. Bu da yukarıdaki iddiamı destekliyor, olumsuzluklara odaklanarak ve doğru adımlar atamayarak hayatı kendi kendinize zorlaştıran sizsiniz...

Kişi kendi kıymetini bildikten sonra bekar olsun, evli olsun, anne olsun kimse hayatına karışamaz... Siz izin vermedikten sonra kimse sizi yıpratamaz... Kişinin en büyük dostu da düşmanı da kendisidir... Anneniz, babanız, eşiniz, arkadaşlarınız... Hepsi hayatınızda misafir ve siz müsaade ettiğiniz sürece hayatınızda kalacaklar... "Kendi elinizden tutarsanız" mutsuz günleriniz, hastane ziyaretleriniz bitecek gibi görünüyor... :kkk:
 
Haklısınız.
Ama şöyle bir durum varki... O 4 yıl sapasağlam geçmedi elbette. Çok kez ayrılıp barışmalarımız oldu, sayısını ben bile bilmiyorum. Her seferinde aynı şeyden korkup kaçıyordum. Sonra beni bir şekilde değiştiğine inandırıyordu. Sanırım benim ilk kez bu kadar kesin bir karar almamdaki neden büyümem oldu. Çünkü biz, ben 17 yaşımdayken başladık bu ilişkiye. O zaman insan nasıl diyeyim, kör cahil oluyor sanırım aşk konusunda... :37: Şimdi daha farklı düşünüyorum. Belki şuanki umutsuzluğumda bu yaşımın cehaletinden. Muhtemelen bir süre sonra bu hallerimede bakıp güleceğim, farkındayım. Ama insanın o anki psikolojisi neyse, o anı etkiliyor. Hayatımın en güzel, en saf senelerini böyle birşey için harcadığıma şuan ben bile inanamıyorum. Tabiki şimdi körü körüne bir umutsuzluğum yok. Sadece şu var, evlenebileceğime, birine o kadar güvenebileceğime dair bir umut kaybı oluştu bende. Birazda etrafımdaki her evliliğin aynı şekilde devam etmesi tetikliyor. Herkes aynı, herşey aynı çünkü. Herkes aynı şekilde evliliğini devam ettiriyor buralarda. Yıka, yedir, giydir, temizle... Bütün anneler ve bütün kadınlar evlerinde... Hiç birinin sosyal yaşamı yok. Ve bizede hep aynı şeyle bakıyorlar, SİZDE BİZİM GİBİ OLACAKSINIZ! Bunun içinde daha umut dolu bakabilmek biraz zor, anlayacağınız üzere...
 
Etrafınızdaki bütün kadınlar ve annelerin aynı olmasının sebebi onlara da vaktiyle "Siz de bizim gibi olacaksınız!" demeleri ve onların da buna inanmaları...

Kişi neye inanırsa ona yaşıyor...

"Sen yapamazsın, sen beceremezsin!" denen çocukların okullardaki silik, karneleri zayıflarla dolu halleri gibi...

Akvaryumda ortaya cam konduğunda yeme ulaşamadığını gören balığın cam kaldırıldıktan sonra yine cama çarpacağı korkusuyla yeme uzanmayışı gibi...

Fiş takılı olmadığı halde marketteki derin dondurucuda kilitli kalan adamın korkudan donarak ölmesi gibi...

Umarım siz iyiye inanarak diğerlerine örnek olursunuz... Zor olduğunu biliyorum... Ama zor olmasa bu kadar arzulanmazdı değil mi? :68:
 
evlendim. yine arkadaşlarımla haftasonları buluşuyorum bir problem olmuyor. evlendikten sonra ofis açtım kendime eşim hiç bir zaman karşı çıkmadı, hatta benim ofis açtığım dönemde çok sıkışacağımızı bildiğimiz halde eşim bu ofisi açabilmem için elinden geleni yaptı. ben neyin hayalini kurduysam gerçekleştirebilmem için ön ayak hep oldu hep destek çıktı. kılığıma kıyafetime makyajıma hiç karışmadı. bazen nasıl güzel mi giyeyim mi bunu diye sorduğumda giy aşkım sormana gerek yok diyen biri :69:

ama şu var eşim buluştuğum bütün arkadaşlarımı tanır ve ben eşimle geçireceğim anlarımda kızlarla buluşma ayarlamam. yani pazar eşimde tatildeyken ben eşimle olurum. :61: tabi eşimde aynı şekilde birbirimizi evde yalnız bırakmayız ama ayrı planar yapabiliyoruz. ama tabi çok sık olmuyor çünkü biz gerçekten birlikte vakit geçirmekten çok zevk alıyoruz :61:


biz birbirimizin kıymetini biliyoruz ve bunun ne kadar önemli ne kadar güzel hissettirdiğinin farkındayız bu yüzden hep diri tutmaya çalışıyoruz. doğru insanı bulduğun zaman herşey çok güzel oluyor. umudunu yitirme :)
 
Haklısınız.
Ama şöyle bir durum varki... O 4 yıl sapasağlam geçmedi elbette. Çok kez ayrılıp barışmalarımız oldu, sayısını ben bile bilmiyorum. Her seferinde aynı şeyden korkup kaçıyordum. Sonra beni bir şekilde değiştiğine inandırıyordu. Sanırım benim ilk kez bu kadar kesin bir karar almamdaki neden büyümem oldu. Çünkü biz, ben 17 yaşımdayken başladık bu ilişkiye. O zaman insan nasıl diyeyim, kör cahil oluyor sanırım aşk konusunda... :37: Şimdi daha farklı düşünüyorum. Belki şuanki umutsuzluğumda bu yaşımın cehaletinden. Muhtemelen bir süre sonra bu hallerimede bakıp güleceğim, farkındayım. Ama insanın o anki psikolojisi neyse, o anı etkiliyor. Hayatımın en güzel, en saf senelerini böyle birşey için harcadığıma şuan ben bile inanamıyorum. Tabiki şimdi körü körüne bir umutsuzluğum yok. Sadece şu var, evlenebileceğime, birine o kadar güvenebileceğime dair bir umut kaybı oluştu bende. Birazda etrafımdaki her evliliğin aynı şekilde devam etmesi tetikliyor. Herkes aynı, herşey aynı çünkü. Herkes aynı şekilde evliliğini devam ettiriyor buralarda. Yıka, yedir, giydir, temizle... Bütün anneler ve bütün kadınlar evlerinde... Hiç birinin sosyal yaşamı yok. Ve bizede hep aynı şeyle bakıyorlar, SİZDE BİZİM GİBİ OLACAKSINIZ! Bunun içinde daha umut dolu bakabilmek biraz zor, anlayacağınız üzere...

bunu yıkmak veya böyle olmak sizin ve müstakbel eşinizin elindedir. biz maddi sıkıntılar çektiğimiz dönemlerde bile canımız sıkıldığında evden dışarı çıktık uzak bir semte sadece çay içmeye gittik. ne kadar para harcayabilirsinki bir çay içerken :D
ekmek arası yaptık sahile indik çimlere oturup yedik. aslında öle ufak şeylerdiki yaptıklarımız ama inanılmaz haz alıyorduk çünkü biz beraber olmaktan keyif alıyoruz gittiğin yer harcadığın paranın ne kadar sosyalleştiğinin pek önemi kalmıyor stresini attıktan sonra ...
ev temizliğini sevmiyorum ve eşim bu yüzden hep yardım eder ama bunlar yapılmalı sonuçta. yedir içir giydir. evet olmalı bence çünkü eşinin güzelliği aslında sizin güzelliğinizi yansıtır. amaaan öyle işte nasıl bir evliliğin hayalini kuruyorsan onu gerçekleştirmene izin verecek bir erkeği pembe gözlüklerle değilaşık olduğun ama mantık süzgecinden de geçirdiğin bir adamla yaşayabilirsin ;)
 
Cevaplarınız ve destekleriniz için çok teşekkürler arkadaşlar.
İnanın şimdi böyle evliliklerin varlığını görerek, okuyarak daha mantıklı bakıyorum olaylara, sağ olun var olun :46:
 
Back
X