- 16 Haziran 2007
- 822
- 203
- 39
Türkiye’yi Türkiye Yapan 50 Yer...
Türkiye, dört imparatorluğa (Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı), onlarca devlete ev sahipliği yapmış topraklar üzerinde yaşayan, genç ve dinamik bir cumhuriyet. Önceki medeniyetlerin mirasını alırken, Türklerin Anadolu’ya girdiği Malazgirt Savaşı’ndan bu yana, Türkiye’nin her karışında izler bıraktı. Cumhuriyetimizin 84’üncü yılını kutlarken, Türkiye’yi Türkiye yapan yerleri yeniden hatırlayalım istedik. Tarihçi Orhan Koloğlu, Prof. Dr. Sina Akşin, yazar Erdoğan Aydın, Prof. Toktamış Ateş ve siyaset bilimci Hasan Bülent Kahraman’ın rehberliğinde, Türkiye’yi Türkiye yapan tarihi, kültürel yöreleri ve siyasete damgasını vuran yerleri araştırdık, derledik...
1. MALAZGİRT OVASI
Bugün Muş’un bir ilçesi olan Malazgirt Ovası’nda 1071’de Bizans İmparatoru Romen Diyojen’e karşı yapılan savaş, Türklerin Anadolu’ya yerleşmesiyle sonuçlandı. Savaşta İmparator Romen Diyojen esir düştü. Malazgirt Ovası’nda kazanılan savaş, aynı zamanda Türklerin göçebelikten, yerleşik tarım toplumuna geçişinin de başlangıcıydı
2. KONYA - MEVLANA DERGAHI
Selçukluların İznik’ten sonraki başkenti Konya, hem Selçuklu, hem de Osmanlı İmparatorlukları’nın belirgin izlerini taşıyor. Ancak bugün tüm dünyada hoşgörünün, kardeşliğin simgesi olmuş Mevlânâ Dergâhı, Haçlı Seferleri’nin yaşandığı dönemde farklı inançları bağdaştıran hoşgörü merkezi oldu.
3. KARAMAN
Türkmen medeniyetinin kurumlaşması ve Türkçenin yazı dili olarak geliştirilmesinin ilk akla gelen mekânlarından biri olarak, Türkiye'nin kültürel tarihinde önemli bir yere sahip. Karamanoğulları Beyliği’nde 1277 yılında çıkarılan fermandan sonra devlet örgütünde yazı dili olarak Türkçe kullanılmaya başladı
4. HACIBEKTAŞ
Kadınlarınızı okutunuz, ilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır” diyen Hacıbektaş-i Veli, 13. yüzyılda, Horasan’ın Nişabur ilçesinden gelip buraya yerleşti. Bugün Nevşehir’in bir ilçesi olan Hacıbektaş, insana ve hoşgörüye dayalı tarikatın merkezi oldu. Bugün ilçede okuma-yazma oranı yüzde 100.
5. SULTANAHMET - AT MEYDANI
Bizans’ın, ardından da Osmanlı’nın en önemli olaylarına tanık olmuş, Sultanahmet’i, Ayasofya’yı, Yerebatan Sarnıcı’nı himaye eden yer. Onunla ilgili öykülere, Bizans 1200’lü yılların Haçlı Seferleri’nde de, Bizans İmparatoriçesi Irene’nin hikâyesinde de, ünlü şehzadelerin sünnet törenlerinde, isyanlarda, kurtuluş savaşı öykülerinde rastlamak mümkün. Türkiye’yi en başından beri Türkiye yapan efsanevi arena, Vaka-i Hayriye ile Yeniçeriliğin kaldırılmasını sağlayıp çağdaşlaşma girişimini başlatan yer.
6. ALANYA KALESİ
Alanya’dan yürüyerek yaklaşık bir saatte çıkılan kale, Selçuklulardan bu yana Anadolu’nun Akdeniz’e açılan kapısı oldu. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat, kaleyi yaptırdıktan sonra sarayını da buraya yaptırdı. Bugün de yerleşime açık olan kale de, kentin su ihtiyacını karşılayacak 400 sarnıç vardı
7. ÇİFTE MİNARELİ MEDRESE
Erzurum’un sembolü, sırları bugün bile çözülemeyen Çifte Minareli Medrese’nin 13. yüzyılda yapıldığı tahmin ediliyor. Mimari yapısı taş oyma ve kabartmaları, çini süslemeleri ile muhteşem bir şaheser. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat’ın kızı Hundi Hatun tarafından yaptırılmış olabileceği düşüncesiyle Hatuniye Medresesi de deniyor. Bezemesinde kullanılan geometrik motifler Selçuklu taş süslemesinin en önemli örnekleri kabul ediliyor.
8. ÇALDIRAN
Erdoğan Aydın, Çaldıran kasabasının Türkiye için önemini şöyle anlatıyor: “Osmanlı ile Safevi devleti arasında 23 Ağustos 1514’teki Çaldıran Savaşı, herhangi bir askeri zafer olmanın çok ötesinde, Anadolu'nun kültürel yapısında köklü değişim sağladı. 15. yüzyıl Anadolu’su, Alevi inançlı bir toplumsal özellik gösteriyordu. Türkmen Safevi devleti ile devşirme Osmanlı arasında Çaldıran’da gerçekleşen savaş, Anadolu'nun bu doğal inanç yapısını Sünni/Hanefi bir dönüşüme uğratmanın eşiği oldu.”
9. BURSA
Osmanlı’nın başkenti, İstanbul’un fethine kadar Osmanlı’nın en önemli kenti olma özelliğini sürdürdü. Osmanlı’nın ilk sultanlarının istirahatgâhı, türbeler, külliyeler ve camiler kenti, sadece tarihi eserleri değil, yeşilliği, kaplıcaları, sanayi ve turizm merkezi Uludağ, Türkiye’nin en önemli kentlerinden biri.
10. EDİRNE
Osmanlı’ya 1353’ten itibaren 91 yıl boyunca başkentlik etmiş şehir. Avrupa Ortaçağ karanlığındayken Edirne Saraylar, hanlar, hamamlar inşa edilmişti. Mimar Sinan’ın inşa ettiği Selimiye Camii, gerçek bir sanat eseri kabul ediliyor.
11. İSTANBUL
Tarihçi İlber Ortaylı, Osmanlı’yı Yeniden Keşfetmek kitaplarından birinde, “Paris, Londra gibi Avrupa kentleri kent değilken İstanbul kentti” diye yazar. Kente (Polis) adını veren İstanbul, Osmanlı’ya başkentlik etti, Türkiye Cumhuriyeti yıllarında en önemli kent olma özelliğini korudu. Hâlâ taşı toprağı altın, hâlâ güzel, hâlâ çekici... İçinden deniz geçen kent.
12. TOPKAPI SARAYI
Sadece Türkiye için değil, dünya için de önemli. Günümüze kadar gelebilmiş sarayların en eskisi ve en genişi. Osmanlı İmparatorluğu’nun 1478’den 18. yüzyıla kadar yönetim yeri. Her dönemde eklenen ve yenilenen yapılarla Saray, Osmanlı devlet kurumlaşmasının yansıması oldu. Sarayda kullanılan mutfak eşyalarından sultanların kaftanlarına, mücevherlerden mozaiklere kadar her şey Osmanlı’nın ihtişamını yansıtıyor. Topkapı Sarayı Haremi yüzyıllarca üzerine şiirler, romanlar yazan, özellikle Oryantalist sanatçılara ilham kaynağı oldu. Osmanlı’nın en büyük sanatçıları burada himaye edildi, en büyük isyanlar Saray’ın kapısında çıktı, en büyük devlet adamları burada yetişti. İktidarından korkulan şehzadeler burada hapsedildi.
13. FATİH CAMİİ
İstanbul’un yedi tepesinden birinde, Havariyun kilisesi kalıntıları üzerine Fatih döneminde inşa edilen külliyenin içinde yer alan camii, tarihte birçok olaya, isyana tanıklık etti, ilk Türkçe ezan 1932’de burada okundu.
14. SULTANAHMET CAMİİ
İznik çinileriyle bezeli, Ayasofya’nın müzeye dönüştürülmesinden sonra İstanbul’un birinci camii sıfatını kazanan Sultanahmet, Türkiye’nin altı minareli ilk camisi oldu. Sultan I. Ahmet’in Sedefkar Mehmet Ağa’ya yaptırttığı camii çinilerinin renginden ötürü, dünyada ‘Blue Mosque’ Mavi Camii olarak biliniyor
15. SÜLEYMANİYE CAMİİ
En büyük hükümdarın (Kanuni Sultan Süleyman), en büyük mimara yaptırdığı ölümsüz eser. Klasik Osmanlı mimarisinin en önemli örneği. 1557 yılında tamamlanan cami, o günden bu yana sayısız deprem geçirdi, ancak bir duvarında bile çatlak oluşmadı. Süsleme açısından sade, ama teknik açıdan zengin… Cami, içindeki kandil islerini temizleyecek hava akımına uygun inşa edildi. Yağ lambalarından çıkan islerin tek bir noktada toplanmasını sağlayan bir hava akımı yaratıldı ve bu isler mürekkep yapımında kullanıldı. İstanbul’a o eşsiz siluetini kazandıran camii, bugün de, görenlerin nefesini kesiyor