3)DOĞUM SONRASI
Doğum sonrası uygulamalar;
1)Çocuğun göbeği ve eşi,
2)Loğusalık,
3)Al karası inanışı,
4)Kırk basması inanışı,
5)Kırklama işlemi etrafında kümelenmiş durumdadır.
Çocuğun Göbeği ve Eşi
Hamile kadının yediği içtiği şeylerin, baktığı kişi, hayvanların ve nesnelerin çocuğu etkileyeceği tasarımı ve inancı varsa, çocukla göbeği ve eşi arasında da aynı inanç söz konusudur.Bu nedenle çocuğun geleceğini, ilerdeki işini ve geleceğini etkileyeceği inancıyla göbek gelişigüzel atılmaz.Bu uygulamaya örnek olarak göbek;
1)Cami duvarına, cami avlusuna gömülür.(Dinci olsun diye)
2)Okulun duvarına, bahçesine atılır.(Okusun diye)
3)Ahıra gömülür.(Hayvan sever olsun diye)
4)Suya atılır.(Kısmetini dışarıda arasın diye) verile bilinir.
Çocuğun sonu,arkadaşı,eşi,yoldaşı gibi adlarla tanımlanır.Çocuğun sonuna çocuktan bir parça hatta çocuğun kendisi gözüyle bakıldığı için doğumdan sonra genellikle temiz bir beze sarılarak,temiz bir yere gömülmektedir.
Günümüzde doğumlar hastanelerde gerçekleştiği için eşle ilgili geleneksel uygulamalar tamamen yok olmuş durumdadır. Göbekle ilgili adet ve inanmalar günümüzde de yaygınlığını sürdürmektedir.
Loğusalık
Anadolu’da yeni doğum yapmış ve henüz yataktan kalkmamış kadına;loğusa,lohsa,emzikli,loğsa,nevse,kırklı gibi adlar verilmektedir.Doğumdan sonra kadının yatakta kalma süresi; kadının fizyolojik durumuna, doğumun güç ya da kolay olmasına,iklime,çevre koşullarına,ailenin ekonomik durumuna ve gelinin sevilme durumuna bağlıdır.
Loğusalık süresi içerisinde kadının çeşitli doğa üstü güçlerin etkisinde olduğu Anadolu’da yaygın bir inanıştır.Geleneksel kesimde sıkça kullanılan “kırklı kadının kırk gün mezarı açık olur söylencesi” bu inanışı desteklemektedir.
Al Karısı İnanışı
Loğusa ve kırklı çocuklara sataştığı ve kimi zaman da onları öldürdüğü tasarımlanan alkarısı; al, cazı, cadı, al anası, al kızı, al karası, koncoloz, goncoloz, kara koncoloz gibi adlarla tanımlanmaktadır.
Anadolu’da ahır, samanlık, değirmen, terkedilmiş virane yerlerde, su kuyusu, su kaynakları ve loğusa kadın ve kırklı çocuğun yalnız olduğu yerlerde bulunduğuna inanılan al karısından korunmak için halk birtakım uygulamalara baş vurmaktadır.
Bu uygulamalara örnek olarak;
- Loğusa ve kırklı çocuğun bulunduğu yere süpürge, Kuran-ı Kerim, soğan, sarımsak, nazarlık asılması,
- Loğusa veya kırklı çocuğun yastığının altına iğne veya çuvaldız sokulması,
- Loğusa ve kırklı çocuğun yastığının altına kama, orak, bıçak vb. gibi kesici aletlerin konulması
- Loğusa ve kırklı çocuğun bulunduğu yere ekmek ufağı ve su konulması verilebilir.
Al karısına ilişkin uygulamalar geçmişteki uygulamalara göre daha az olmasına rağmen günümüzde de devam etmektedir.
Kırk Basması İnanışı
Anadolu halkı loğusayla kırklı çocuğun doğumdan sonraki kırk gün içerisindeki hastalıklarına ve ileriki aylardaki gelişim eksikliğine; kırk basması, kırk düşmesi, kırk karışması, loğusa basması, aydaş gibi adlar vermektedir.
Kırk günlük dönem içerisinde loğusa ve kırklı çocuğa birtakım canlı ve nesnelerin zarar vereceği inancı yaygındır. Kırk baskınlığını önlemek için yapılan pratik ve uygulamalar oldukça yaygındır.
Kırk baskınlığını önlemek için;
- Anne ve çocuk kırk gün dışarı çıkarılmaz,
- Loğusa kadın ve kırklı çocukların birbirleriyle karşılaştırılmamasına dikkat edilir,
Anadolu’da çocuğa kırk basması çocuğun gelişmemesi ve zayıflamasıyla ilişkilendirilmekteydi.Kırk baskınlığını giderme yolunda da dinsel,büyüsel birtakım pratik ve uygulamalara baş vurulmaktaydı.Günümüzde artık bu türden uygulamalar yok denecek kadar azdır.
Kırklama
Loğusa ve kırklı çocuğa kırk basmaması için loğusanın ve çocuğun serbeste çıkması için; kırk gün içerisinde genellikle kadın ve çocuğun yıkanması biçiminde yapılan uygulamaya “kırklama” adı verilmektedir.Yaygın olarak kullanılan “kırklama” tanımlanmasının dışında bu olaya halk arasında; “kır dökme”, “kırk çıkarma” vb. adlar da tanımlanmaktadır.
Anadolu’da kırklama işlemi en yaygın olarak kırkıncı gün yapılmaktadır.Bu süre yörelere göre farklılık göstermekte; 7., 20., 30., 37., 39., 41. günlerde de kırklama yapılmaktadır.Bu işlem yörelere göre şekilde bazı farklılıklar gösteriyor olmasına karşın içerikte aynı amaca yönelik bir uygulamadır.Doğumla ilgili adet ve uygulamalar içerisinde kırklama işlemini geçmişte olduğu gibi günümüzde de değişmez bir kural olarak geçerliliğini sürdürmektedir.