B
busra_tuna
Ziyaretçi
- Konu Sahibi busra_tuna
- #1
Tek heceli, ufacık tefecik bir kelime...
Ama aslında öylesine dolu; öylesine derin bir kelime ki... ve ne yazık ki daha anlamını bile tam bilemeden sürekli dillerde, sözlerde, gözlerde... ve bazen hüzünün kuytu köşelerinde...
Acaba var mıdır gerçekten aşkın ne olduğunu bilen... İtiraf etmeliyim ben bile bildiğimi sanmıyorum ve hakkında yazılanları okuyup acaba gerçekliğini yakalayan ve paylaşan var mıdır diye de düşünüyorum. Sanki AŞK sürekli AŞKIMSI bir şeyler ile karışıyor ya da karıştırılıyor gibi geliyor bana... Belki de sürekli giyip çıkardığımız ve bedenleri bir türlü bedenimize uymayan ilişkiler silsilesindendir bu düşüncem... Konuyu bu kadar basite indirgemek belki de doğru değil ama gerçekte de öyle değil mi? Sanki seri sonu mağazaya gidiyoruz ve kendimize en uygun aşkı almaya çalışıyoruz...bulamıyoruz bir türlü.En az defolu olan hangisi ise ya da bir beden küçük veya büyük ama aşk olsun diyoruz...olmuyor işte.. ucuz etin yahnisi yenmiyor; eninde sonunda ya değiştiriyoruz ya da yeni bir aşk arıyoruz..bekliyoruz...Oldu mu tam bedenimize uymalı ve asla modası geçmemeli diyoruz.
Sürekli soruyoruz: Kadın ne ister? Erkek ne ister? Yok yok... aslında insanlar ne ister? Nedir iki yüreği bir araya getiren? Ve nedir bu iki yüreği bir anda birbirinden buz gibi soğutan? Bir süre önce birbiri için deli gibi çarpan yürekler nasıl olur da birdenbire paralize olur? Midemizde günler geceler boyu deli gibi kanat çırpan kelebekler nereye göç ederler aniden? Ve aynı kelebekler bir süre sonra nasıl olur da başka bir bedende aynı çoşku ile daha önce hiç olmamışcasına tekrar kanat çırpmaya başlarlar?
Bakar mısınız çelişkiler silsilesine...
Tatlı ile acı bir arada...
Tıpkı neşe ile hüzünün bir arada olduğu gibi...
Birinin bittiği yerde öbürü başlıyor ya da tam tersi...
Bu mudur AŞK?
Farkında iseniz sevgiden hiç bahsetmiyorum. Ne zamanki gerçek anlamda aşkı tadıyoruz ve birisi bizim için vazgeçilmez oluyor; işte o zaman SEVGİ gündeme geliyor. Dolayısı ile önce aşkı öğrenmek, yaşamak ve devamlılığını sağlamak gerek... Sevmek için.
SEVGİ o kadar çeşitli ki...ve aşkla başlıyor.Ne zaman ki aşkınız bir şekilde sizin için vazgeçilmez oluyor işte o zaman seviyorsunuz hem de deli gibi... Ben daha varlığını öğrendiğim anda kızıma aşık oldum ve kendimi ona adadım ve o benim için vazgeçilmezlerden biri oldu...Ona aşığım ve seviyorum. Annem 42 senedir yaşantımda ve ona da aşığım; herhangi bir şekilde ondan vazgeçmem asla mümkün değil ve onu da seviyorum.
Yaşantıma hiç ummadığım anda deli dolu ama bir o kadar da sevgi dolu bir kadın girdi ve ona aşık oldum ve onu seviyorum...Evet, insan kız arkadaşına, dostuna, ortağına da aşık olur ve o da onun için vazgeçilmez insanlardan biri olabilir, tıpkı bir kızkardeş gibi...
Birçoklarına narsistçe gelebilir ama yaşantımın ve varlığımın bana verilen en büyük armağanların başında geldiğini düşünüyorum ve evet yaşama ve kendime de aşığım....yaşamı ve kendimi seviyorum...Zaten yaşamı ve kendimi sevmezsem başkalarını da sevemem ki...
Gelelim karşı cinse duyulan ya da duyulması arzu edilen o muhteşem aşka ki, bu başlı başına bir muamma...ve eğer gerçeğini yakalama şansına sahip olursanız kesinlikle değerini bilmeniz ve varlığını korumanız gereken bir duygu ve düşünce bütünü...
İnsanlar çiçek gibidir ve her çiçek can suyu ister...İnsan söz konusu olunca can suyu sevgi ve saygıdır...Konu aşk ise can suyu bitip tükenmeyen, her daim yenilenen, gelişen tutkudur...
AŞK, bir sanattır...
Tutkunun okyanuslarında nefes nefese yüzdükten sonra yorgunluktan bitap düşen bedeninizin sarılıp uyumak istediğidir aşk...
Ne zamanki, dünyaya, kurallara, topluma ve akla gelebilecek her türlü engele rağmen keşke'siz çünkü'süz haykırabilirseniz;
SANA AŞIĞIM diye ... işte o zaman AŞK, AŞKTIR....:asigim:
Ama aslında öylesine dolu; öylesine derin bir kelime ki... ve ne yazık ki daha anlamını bile tam bilemeden sürekli dillerde, sözlerde, gözlerde... ve bazen hüzünün kuytu köşelerinde...
Acaba var mıdır gerçekten aşkın ne olduğunu bilen... İtiraf etmeliyim ben bile bildiğimi sanmıyorum ve hakkında yazılanları okuyup acaba gerçekliğini yakalayan ve paylaşan var mıdır diye de düşünüyorum. Sanki AŞK sürekli AŞKIMSI bir şeyler ile karışıyor ya da karıştırılıyor gibi geliyor bana... Belki de sürekli giyip çıkardığımız ve bedenleri bir türlü bedenimize uymayan ilişkiler silsilesindendir bu düşüncem... Konuyu bu kadar basite indirgemek belki de doğru değil ama gerçekte de öyle değil mi? Sanki seri sonu mağazaya gidiyoruz ve kendimize en uygun aşkı almaya çalışıyoruz...bulamıyoruz bir türlü.En az defolu olan hangisi ise ya da bir beden küçük veya büyük ama aşk olsun diyoruz...olmuyor işte.. ucuz etin yahnisi yenmiyor; eninde sonunda ya değiştiriyoruz ya da yeni bir aşk arıyoruz..bekliyoruz...Oldu mu tam bedenimize uymalı ve asla modası geçmemeli diyoruz.
Sürekli soruyoruz: Kadın ne ister? Erkek ne ister? Yok yok... aslında insanlar ne ister? Nedir iki yüreği bir araya getiren? Ve nedir bu iki yüreği bir anda birbirinden buz gibi soğutan? Bir süre önce birbiri için deli gibi çarpan yürekler nasıl olur da birdenbire paralize olur? Midemizde günler geceler boyu deli gibi kanat çırpan kelebekler nereye göç ederler aniden? Ve aynı kelebekler bir süre sonra nasıl olur da başka bir bedende aynı çoşku ile daha önce hiç olmamışcasına tekrar kanat çırpmaya başlarlar?
Bakar mısınız çelişkiler silsilesine...
Tatlı ile acı bir arada...
Tıpkı neşe ile hüzünün bir arada olduğu gibi...
Birinin bittiği yerde öbürü başlıyor ya da tam tersi...
Bu mudur AŞK?
Farkında iseniz sevgiden hiç bahsetmiyorum. Ne zamanki gerçek anlamda aşkı tadıyoruz ve birisi bizim için vazgeçilmez oluyor; işte o zaman SEVGİ gündeme geliyor. Dolayısı ile önce aşkı öğrenmek, yaşamak ve devamlılığını sağlamak gerek... Sevmek için.
SEVGİ o kadar çeşitli ki...ve aşkla başlıyor.Ne zaman ki aşkınız bir şekilde sizin için vazgeçilmez oluyor işte o zaman seviyorsunuz hem de deli gibi... Ben daha varlığını öğrendiğim anda kızıma aşık oldum ve kendimi ona adadım ve o benim için vazgeçilmezlerden biri oldu...Ona aşığım ve seviyorum. Annem 42 senedir yaşantımda ve ona da aşığım; herhangi bir şekilde ondan vazgeçmem asla mümkün değil ve onu da seviyorum.
Yaşantıma hiç ummadığım anda deli dolu ama bir o kadar da sevgi dolu bir kadın girdi ve ona aşık oldum ve onu seviyorum...Evet, insan kız arkadaşına, dostuna, ortağına da aşık olur ve o da onun için vazgeçilmez insanlardan biri olabilir, tıpkı bir kızkardeş gibi...
Birçoklarına narsistçe gelebilir ama yaşantımın ve varlığımın bana verilen en büyük armağanların başında geldiğini düşünüyorum ve evet yaşama ve kendime de aşığım....yaşamı ve kendimi seviyorum...Zaten yaşamı ve kendimi sevmezsem başkalarını da sevemem ki...
Gelelim karşı cinse duyulan ya da duyulması arzu edilen o muhteşem aşka ki, bu başlı başına bir muamma...ve eğer gerçeğini yakalama şansına sahip olursanız kesinlikle değerini bilmeniz ve varlığını korumanız gereken bir duygu ve düşünce bütünü...
İnsanlar çiçek gibidir ve her çiçek can suyu ister...İnsan söz konusu olunca can suyu sevgi ve saygıdır...Konu aşk ise can suyu bitip tükenmeyen, her daim yenilenen, gelişen tutkudur...
AŞK, bir sanattır...
Tutkunun okyanuslarında nefes nefese yüzdükten sonra yorgunluktan bitap düşen bedeninizin sarılıp uyumak istediğidir aşk...
Ne zamanki, dünyaya, kurallara, topluma ve akla gelebilecek her türlü engele rağmen keşke'siz çünkü'süz haykırabilirseniz;
SANA AŞIĞIM diye ... işte o zaman AŞK, AŞKTIR....:asigim: