Psikolojik sağlamlık dediğimiz şey aslında sizin belirsizliğe olan tahammül gücünüzdür. Belirsizlik bizim hayatımızda yer alan bir gerçek. Bu hayatta yarın hayatınıza ne geleceği her zaman belirsizdir. Misal bugün virüs korkusu ile yaşarken yarın bambaşka bir haber alıp gündeminizi onunla meşgul edebilirsiniz. Bilim öngörü gücümüzü artırabilir ancak başımıza gelebilecek her şeyi öngörmemiz, bilmemiz mümkün değildir.
Şu günlerde belirsizliğe tahammül etmek hiçbirimiz için kolay değil. Böyle dönemlerde kaygınızın, stresinizin, korkunuzun, hatta depresyon düzeyinizin arttığını hissedebilirsiniz. Burada bir adım önde olanlar, belirsizliğe tahammül gücü fazla olanlar oluyor. Belirsizliğe nasıl tahammül ederiz peki? Rutinimizi bozmamak, rutinimiz bozulduysa bile yeni bir düzen kurabilmek, bize anlamlı gelecek uğraşlar bulmak, yalan yanlış bilgileri yaymak yerine birbirimizle dayanışmak, dertleşmek ve sosyal destek aramak... Bunlar psikolojik sağlamlığımızı artıracak şeyler.
Gerçeklerden kaçınmak, var olanı inkâr etmek, öfkelenmek, saldırganlık, içe kapamak, strese girmek... Bunlar size yardımcı olmaz. Aksine belirsizliğe olan tahammülsüzlüğünüz daha da azalır, endişe sizi yer bitirir ve en sonunda vücudunuz aslında var olmayan sahte belirtiler dahi üretmeye başlayabilir. Zihninizin size hükmettiği kadarsınız, bunu unutmayın. Tek başınıza başa çıkamıyorsanız psikolojik destek alın, artık online psikoterapiler de revaçta. İzole olmak dünyanın sonu değil, bu gelip geçici bir önlem. Şu an size hiç geçmeyecekmiş gibi geliyor ama günün birinde klasik yaşantımıza geri döneceğiz.
Ne diyor Seneca, "Başlayan her şey biter"