- 12 Temmuz 2006
- 658
- 260
- 45
- Konu Sahibi oceanqueen
- #1
Büyük ve kahraman Türk milletinin, bütün çetin ve yiğitçe teşebbüslerde olduğu gibi denizler, okyanuslar üzerinde gösterdikleri atılganlıklar bakımından da ne kadar parlak bir maziye, ne kadar romantik bir macera tarihine sahib olduğunu lâyıkile bilen acaba kaç kişi vardır? Bu tarih, adı unutulmuş eşsiz yiğitlerimizin bütün milletlerin tarihlerinde izler, akisler bırakmış inanılmaz şecaat ve teşebbüs hâdiselerinin yürekler titretici macerası, bugün bizde daha yazılamamıştır.
Bundan üç, dört yüz yıl önce dünyanın bütün uzak, yakın denizlerinde Türk gemicilerinin sahib ve hâkim olarak dolaştıkları göz kamaştırıcı devirden sonra gelen uzun ve karanlık felâketler gecesi içinde her şeyi, her şeyimizi unuttuk. Fakat tarihleri iyi araştırırsanız kahraman Barbaros'un yeni keşfedilmiş Amerikaya gidip Türk imparatorluğu için koloniler edinmek üzere "Kanunî Sultan Süleyman" dan izin istediğini okursunuz; meşhur (Britanika) ansiklopedisinde İslanda adasına aid kısmı okursanız, "Koca Murad"(*) gibi Türk reislerinin bu buzlu sisli kutub bucağına kadar giderek İslanda adasına hücum ettiğini ve bu seferlerin tekrarlandığını hayretlerle görürsünüz; bir filomuzun Hind Okyanusunu da aşarak (Cava) sularına gittiğini, dört yüz yıl önce (Madagaskar) adası karşısında (Mombasa) da bir filomuzun temelli karakol gezdiğini, Yeşilburun, Kanarya, Madeyra adalarının Türk yiğitlerine haraç verdiğini öğrenir, adeta bir hayal, bir destanlar âleminde dolaşırsınız.
Bu akıl ermez işleri yapan Türk teşebbüs ruhu ölmüş müdür? Hayır! Asil milletlerin seciyeleri öyle bir kaç felâket asrının ayağı altında ezilecek elmaslardan değildir. Çanakkale müdafaasıdan beri milletimizin kırk yıl içinde gösterdiği yiğitlikler ve büyüklükler bugünkü Türk çocuklarının, Viyana kapılarını zorlamış dedelerinden zerre kadar aşağı ve eksik olmadıklarını bütün dünyanın gözü önüne koymuştur. Evet, bizim ebediyet tarihine yazarak kahraman dedelerimizin ruhuna gönderdiğimiz yiğitlik destanları, onların bize örnek bıraktıkları kahramanlıklar tarihinin tam karşılığıdır!
Bundan üç, dört yüz yıl önce dünyanın bütün uzak, yakın denizlerinde Türk gemicilerinin sahib ve hâkim olarak dolaştıkları göz kamaştırıcı devirden sonra gelen uzun ve karanlık felâketler gecesi içinde her şeyi, her şeyimizi unuttuk. Fakat tarihleri iyi araştırırsanız kahraman Barbaros'un yeni keşfedilmiş Amerikaya gidip Türk imparatorluğu için koloniler edinmek üzere "Kanunî Sultan Süleyman" dan izin istediğini okursunuz; meşhur (Britanika) ansiklopedisinde İslanda adasına aid kısmı okursanız, "Koca Murad"(*) gibi Türk reislerinin bu buzlu sisli kutub bucağına kadar giderek İslanda adasına hücum ettiğini ve bu seferlerin tekrarlandığını hayretlerle görürsünüz; bir filomuzun Hind Okyanusunu da aşarak (Cava) sularına gittiğini, dört yüz yıl önce (Madagaskar) adası karşısında (Mombasa) da bir filomuzun temelli karakol gezdiğini, Yeşilburun, Kanarya, Madeyra adalarının Türk yiğitlerine haraç verdiğini öğrenir, adeta bir hayal, bir destanlar âleminde dolaşırsınız.
Bu akıl ermez işleri yapan Türk teşebbüs ruhu ölmüş müdür? Hayır! Asil milletlerin seciyeleri öyle bir kaç felâket asrının ayağı altında ezilecek elmaslardan değildir. Çanakkale müdafaasıdan beri milletimizin kırk yıl içinde gösterdiği yiğitlikler ve büyüklükler bugünkü Türk çocuklarının, Viyana kapılarını zorlamış dedelerinden zerre kadar aşağı ve eksik olmadıklarını bütün dünyanın gözü önüne koymuştur. Evet, bizim ebediyet tarihine yazarak kahraman dedelerimizin ruhuna gönderdiğimiz yiğitlik destanları, onların bize örnek bıraktıkları kahramanlıklar tarihinin tam karşılığıdır!