Tüp bebek uygulamasında çoğul gebelik prematüre riskini artırıyor.Teknolojiyi yanlış kullanarak, rahim içindeki fetus sayısını artırmak, çok erken doğumlara neden oluyor. Bu da bebeklerde ölüm ve sakatlık riskini doğuruyor...
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. MuratYurdakök, son yıllarda tüp bebek gibi yardımcı üreme tekniklerinin sık kullanılmasının, çoğul gebeliklere, bunun da prematüre olarak adlandırılan gebeliğin 38. haftasından önce doğumlara yol açtığını söyledi.
Tüp bebek uygulamasında anne adayının gebe kalma olasılığını artırmak için çok sayıda embriyonun rahim içine konmasının, çoğul gebeliklere neden olduğuna dikkati çeken Yurdakök, “İkiz bebeklerde genellikle önemli bir sorun görülmezken, üçüz bebekler çoğu kez gebeliğin 32. haftasında doğuyor. Rahim içindeki fetus sayısı arttıkça bu süre daha da kısalıyor” dedi.
Çok erken doğumların bebeklerde ölüm ya da sakatlık riskini artırdığına işaret eden Yurdakök, şunları kaydetti:
“Çoğul gebelikler, tüp bebek teknolojisinin başarısıdır. Burada sorun, tüp bebek yöntemiyle çoğul bebeklerin sayısının artmasıdır. Bu teknolojiyi yanlış kullanarak, rahim içindeki fetus sayısını artırmak,çok erken doğumlara, bu da ölüme ve yaşam boyu ağır sakat kalabilecek bebeklere neden olabilmektedir. Sağlıklı bir veya iki bebeğe sahip olmak yerine, çeşitli derecelerde sakat kalacakları bilinen dört beş çocuğa sahip olmaya çalışmak, aklı kör eden ihtirasın sonucudur.”
Yurdakök, ayrıca çoğul gebeliklerde doğumların, yalnız çocuk hekimlerinin değil, konularında deneyimli çocuk nörolojisi, göz hastalıkları, odyoloji (işitme), fizik tedavi ve diğer uzmanların bulunduğu yerlerde yaptırılması gerektiği uyarısında bulundu.
“HER YIL 85.000 PREMATÜRE BEBEK DOĞUYOR”
Türkiye’de her yıl 85.000 prematüre bebeğin dünyaya geldiğini belirten Yurdakök, bunların ne kadarının yoğun bakım gerektiren küçük prematüreler olduğunun ise kesin olarak tespit edilemediğini söyledi. Türkiye’de her yıl doğan yaklaşık 1.3 milyon bebekten, en az yüzde10’nun düşük doğum ağırlıklı olduğunu ifade eden Yurdakök, “Bu şekilde doğan bebeklerden kaçının öldüğü ise kesin olarak tespit edilemiyor” dedi.
Türk Neonatoloji Derneği’nin 2004 yılında yaptığı araştırma sonuçları hakkında bilgi veren Yurdakök, şunları söyledi:
“Buna göre, 24’ü üniversite hastanesi olan 26 merkezde vücut ağırlıkları 2000-2500 gram olan bebeklerin yüzde 7’si, 1500-2000 gram olanların yüzde 12’si, 1250-1500 gram olanların yüzde 14’ü, 1000-1250 gram olanların yüzde 20’si, 750-1000 gram olanların yüzde 42’si, 500-750 gram olanların yüzde 60’ı kaybedilmiş. Büyük merkezlerin dışında doğan bebekler arasındaki ölüm oranlarının çok daha fazla olduğu zaten bilinen bir gerçektir.”