16/09/2015 - Gülden AYDIN
Türkiye’deki Suriyeli binlerce sığınmacı, 240 kilometrelik İstanbul-Edirne otoyolunda dramatik bir kaçış yürüyüşüne başladı. Güneş altında, asfalt sıcağında kavrula kavrula. Aç, susuz. Çocuk, kadın, erkek, yaşlı...
Edirne'ye 80 kilometre kala sığınmacı grupları sıklaşıyor. On kişilik bir gruptaki gençler Şam Üniversitesi’nden arkadaşlar. Elektronik bölümünden Ali, “Üç gündür yürüyoruz. Asfalt sıcağında ve susuz. Üç güne kadar varırız Edirne’ye. Oradan sınırı aşıp Almanya’ya gideceğiz” diyor. Otostop yapmak istediklerini ancak hiçbir aracın kendilerini almadığını söylüyor. Bizimle konuşarak kaybettikleri zamanı telafi için koşar adım yola koyuluyorlar.
BAŞKA YERDE HAYATIMIZ YOK
20 kilometre sonra bir köprünün gölgesinde dinlenen bir aile... Halepli lokantacı Çerho ile eşi Hendirin, beş küçük çocuğu ve babasıyla beş gün önce İstanbul’dan yola çıkmışlar. “Kararlıyız. Almanya’ya gideceğiz. Başka bir yerde hayatımız yok. Almanya’da çocuklarımıza gelecek ve mektep var” diyorlar. Aracımıza doğru yürürken Çerho arkamızdan sesleniyor: Su lazım!
IŞİD’DEN KAÇAN KÜRTLER
Yolda bir gruba, Suriye’nin hangi şehrinden olduklarını sorduğumuzda, sert bir şekilde “Arap değil, Kürt’üz” diyorlar. Afrin’den, Azez’den gelmişler. IŞİD, yakın akrabalarını katletmiş: “Bizim hedefimiz Hollanda. Orada özgürlük ve demokrasiyle yaşayacağız.”
HİCRET KAFİLELERİ
Edirne gişelerine yaklaştığımızda küçük grupların yerini, kafileler alıyor. Manzara dayanılır gibi değil. Yürümekten ayakkabısı parçalananlar, yalınayaklar, ağlayan bebekler, tüm varlıklarını doldurdukları kulpu kopmuş valizi başının üstünde taşıyanlar... Savaşın yurdundan ettiği insanların hicreti.
Bebeğim boğulmayacak
Edirne otoban gişelerini gösteren tabelaların olduğu noktada jandarma barikat kurmuş. Barikatı görenler, yolun üst tarafına koşuyor. “Yed vahde - birlik istiyoruz” diye slogan atılıyor. 1500’e yakın sığınmacı, gölgeliklere sığınmış, bekliyor. Kürtler ve Araplar birbirlerinden ayrı oturuyor. Her iki gruba da sözü geçen biri diyor ki, “Avrupa’ya gidene kadar kalacağız. 1 gün, 1 hafta, 1 ay, 1 sene. Zaten ev yok, yurt yok.” Bebeğini emziren bir kadın ise “Artık dönmek yok. Bebeğim suda boğulmasın diye yaya yürüdük günlerdir. Dönmek olur mu? Çok yorgunuz” diyor.
Otogara akın var
EDİRNE üzerinden Avrupa’ya geçmek isteyen mültecilere Trakya tarafına giden otobüs firmaları bilet satmayınca İstanbul Otogarı’nda yoğunluk oluştu. Yüzlerce mülteci, bilet satılmamasına tepki gösterdi. Türkiye Otobüsçüler Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Tekeli “Bazı firmalar, diğer yolcuları rahatsız oluyor diye mültecileri taşımak istemiyor” dedi.
ÖLMEK VAR DÖNMEK YOK
Hüseyin Aljumaa isimli bir sığınmacı, şöyle konuştu: “5 gün önce bilet almıştık. Ama bilet aldığımız halde bugün iptal ettiler. Neden diye sorduğumda “Suriyelinin gitmesi yasak” dediler. Sonsuza kadar buradayız, geri dönmek yoktur. Edirne’ye gitmek istiyoruz.” (DHA)
BÜYÜKLER ÇADIR KURDU, ÇOCUKLAR SAKLAMBAÇ OYNADI...
Suriyeli mültecilerin önce Edirne'ye, oradan da Almanya'ya gitmek için Bayrampaşa'daki Büyük İstanbul Otogarı'nda bekleyişleri sürüyor.
Havanın kararmasıyla birlikte, Otogar'da bekleyen mültecilerden bazılarının çadır kurduğu görülürken, bazılarının da yere battaniye sererek oturduğu veya yattığı dikkat çekti.
Suriyeli çocuklar ise Otogar'ın içinde bulunan caminin bahçesinde saklambaç oynayarak vakit geçirdi. Akşam ezanının okunmasının ardından Suriyeli mülteciler namaz kıldı.
Çevik Kuvvet polisinin Otogar'da aldığı önlemler de sürüyor. (DHA)
TARLADA UYUYORLAR
Avrupa’ya gitme umuduyla Yunanistan sınırındaki Edirne’ye yürüyerek gelen ancak jandarma ve polis ekiplerince otoban gişelerine 1 kilometre kala durdurulan Suriyeli mültecilerin bekleyişi sürüyor. Durduruldukları yol kenarındaki tarlalık alana dağılan yaklaşık 800 kişilik mülteci grubu geceyi tarlada uyuyarak geçiriyor.
Yanlarındaki bebek ve çocuklarıyla 18 derece olan havada uyumaya çalışan mültecilere İHH ve AFAD Edirne ekiplerince battaniye dağıtıldı. Dört aylık Nesim isimli bebeğini battaniyeye sararak ısıtmaya çalışan Suriyeli baba, Yunanistan’a gitmek istediklerini ancak polislerin kendisine izin vermediğini söyledi. Suriyeli mültecilerden Ahmet Latif ise tek isteklerinin Avrupa ülkelerine gitmek olduğunu ifade ederek, “Edirne’ye geldik ancak polis bizi salmıyor. Bizde geceyi burada tarlada uyuyarak geçiriyoruz. Bizi buradan kimse gönderemez. Burada ölürüz ama yeniden İstanbul’a dönmeyizö dedi. Bazı mültecilerde ateş başında oturarak soğuktan korunmaya çalıştı. Jandarma ekipleri de güvenlik tedbirlerini arttırdı. Gece gruptan ayrılmak isteyenlere de izin verilmedi.
EDİRNE’YE 2 BİN SURİYELİ GELDİ
Otobandaki 800 kişilik mülteci grubunun yanı sıra şehit otogarı ve kent merkezindeki parkta da yaklaşık 2 bin Suriyeli’nin olduğu belirtildi. Polis ve jandarma ekiplerince dün geceden itibaren otobüslerle geri gönderilenlerin sayısının ise 4 bin 500 olduğu bildirildi. (DHA)
Kadir Topbaş: İnsanlık ayıbı olarak tarihe geçecektir
http://m.hurriyet.com.tr/Haber?id=30084557
Türkiye’deki Suriyeli binlerce sığınmacı, 240 kilometrelik İstanbul-Edirne otoyolunda dramatik bir kaçış yürüyüşüne başladı. Güneş altında, asfalt sıcağında kavrula kavrula. Aç, susuz. Çocuk, kadın, erkek, yaşlı...
Edirne'ye 80 kilometre kala sığınmacı grupları sıklaşıyor. On kişilik bir gruptaki gençler Şam Üniversitesi’nden arkadaşlar. Elektronik bölümünden Ali, “Üç gündür yürüyoruz. Asfalt sıcağında ve susuz. Üç güne kadar varırız Edirne’ye. Oradan sınırı aşıp Almanya’ya gideceğiz” diyor. Otostop yapmak istediklerini ancak hiçbir aracın kendilerini almadığını söylüyor. Bizimle konuşarak kaybettikleri zamanı telafi için koşar adım yola koyuluyorlar.
BAŞKA YERDE HAYATIMIZ YOK
20 kilometre sonra bir köprünün gölgesinde dinlenen bir aile... Halepli lokantacı Çerho ile eşi Hendirin, beş küçük çocuğu ve babasıyla beş gün önce İstanbul’dan yola çıkmışlar. “Kararlıyız. Almanya’ya gideceğiz. Başka bir yerde hayatımız yok. Almanya’da çocuklarımıza gelecek ve mektep var” diyorlar. Aracımıza doğru yürürken Çerho arkamızdan sesleniyor: Su lazım!
IŞİD’DEN KAÇAN KÜRTLER
Yolda bir gruba, Suriye’nin hangi şehrinden olduklarını sorduğumuzda, sert bir şekilde “Arap değil, Kürt’üz” diyorlar. Afrin’den, Azez’den gelmişler. IŞİD, yakın akrabalarını katletmiş: “Bizim hedefimiz Hollanda. Orada özgürlük ve demokrasiyle yaşayacağız.”
HİCRET KAFİLELERİ
Edirne gişelerine yaklaştığımızda küçük grupların yerini, kafileler alıyor. Manzara dayanılır gibi değil. Yürümekten ayakkabısı parçalananlar, yalınayaklar, ağlayan bebekler, tüm varlıklarını doldurdukları kulpu kopmuş valizi başının üstünde taşıyanlar... Savaşın yurdundan ettiği insanların hicreti.
Bebeğim boğulmayacak
Edirne otoban gişelerini gösteren tabelaların olduğu noktada jandarma barikat kurmuş. Barikatı görenler, yolun üst tarafına koşuyor. “Yed vahde - birlik istiyoruz” diye slogan atılıyor. 1500’e yakın sığınmacı, gölgeliklere sığınmış, bekliyor. Kürtler ve Araplar birbirlerinden ayrı oturuyor. Her iki gruba da sözü geçen biri diyor ki, “Avrupa’ya gidene kadar kalacağız. 1 gün, 1 hafta, 1 ay, 1 sene. Zaten ev yok, yurt yok.” Bebeğini emziren bir kadın ise “Artık dönmek yok. Bebeğim suda boğulmasın diye yaya yürüdük günlerdir. Dönmek olur mu? Çok yorgunuz” diyor.
Otogara akın var
EDİRNE üzerinden Avrupa’ya geçmek isteyen mültecilere Trakya tarafına giden otobüs firmaları bilet satmayınca İstanbul Otogarı’nda yoğunluk oluştu. Yüzlerce mülteci, bilet satılmamasına tepki gösterdi. Türkiye Otobüsçüler Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Tekeli “Bazı firmalar, diğer yolcuları rahatsız oluyor diye mültecileri taşımak istemiyor” dedi.
ÖLMEK VAR DÖNMEK YOK
Hüseyin Aljumaa isimli bir sığınmacı, şöyle konuştu: “5 gün önce bilet almıştık. Ama bilet aldığımız halde bugün iptal ettiler. Neden diye sorduğumda “Suriyelinin gitmesi yasak” dediler. Sonsuza kadar buradayız, geri dönmek yoktur. Edirne’ye gitmek istiyoruz.” (DHA)
BÜYÜKLER ÇADIR KURDU, ÇOCUKLAR SAKLAMBAÇ OYNADI...
Suriyeli mültecilerin önce Edirne'ye, oradan da Almanya'ya gitmek için Bayrampaşa'daki Büyük İstanbul Otogarı'nda bekleyişleri sürüyor.
Havanın kararmasıyla birlikte, Otogar'da bekleyen mültecilerden bazılarının çadır kurduğu görülürken, bazılarının da yere battaniye sererek oturduğu veya yattığı dikkat çekti.
Suriyeli çocuklar ise Otogar'ın içinde bulunan caminin bahçesinde saklambaç oynayarak vakit geçirdi. Akşam ezanının okunmasının ardından Suriyeli mülteciler namaz kıldı.
Çevik Kuvvet polisinin Otogar'da aldığı önlemler de sürüyor. (DHA)
TARLADA UYUYORLAR
Avrupa’ya gitme umuduyla Yunanistan sınırındaki Edirne’ye yürüyerek gelen ancak jandarma ve polis ekiplerince otoban gişelerine 1 kilometre kala durdurulan Suriyeli mültecilerin bekleyişi sürüyor. Durduruldukları yol kenarındaki tarlalık alana dağılan yaklaşık 800 kişilik mülteci grubu geceyi tarlada uyuyarak geçiriyor.
Yanlarındaki bebek ve çocuklarıyla 18 derece olan havada uyumaya çalışan mültecilere İHH ve AFAD Edirne ekiplerince battaniye dağıtıldı. Dört aylık Nesim isimli bebeğini battaniyeye sararak ısıtmaya çalışan Suriyeli baba, Yunanistan’a gitmek istediklerini ancak polislerin kendisine izin vermediğini söyledi. Suriyeli mültecilerden Ahmet Latif ise tek isteklerinin Avrupa ülkelerine gitmek olduğunu ifade ederek, “Edirne’ye geldik ancak polis bizi salmıyor. Bizde geceyi burada tarlada uyuyarak geçiriyoruz. Bizi buradan kimse gönderemez. Burada ölürüz ama yeniden İstanbul’a dönmeyizö dedi. Bazı mültecilerde ateş başında oturarak soğuktan korunmaya çalıştı. Jandarma ekipleri de güvenlik tedbirlerini arttırdı. Gece gruptan ayrılmak isteyenlere de izin verilmedi.
EDİRNE’YE 2 BİN SURİYELİ GELDİ
Otobandaki 800 kişilik mülteci grubunun yanı sıra şehit otogarı ve kent merkezindeki parkta da yaklaşık 2 bin Suriyeli’nin olduğu belirtildi. Polis ve jandarma ekiplerince dün geceden itibaren otobüslerle geri gönderilenlerin sayısının ise 4 bin 500 olduğu bildirildi. (DHA)
http://m.hurriyet.com.tr/Haber?id=30084557