‘Korktuğunuz şeyi yapın, korkunun ölmesi kaçınılmazdır’.
Sizin de önemli bir sunum ya da konuşmadan önce karnınız ağrıyor, ağzınız kuruyor, elleriniz terliyor, kalbiniz çarpıyor veya nefesiniz kesiliyorsa hiç endişelenmeyin, son derece normalsiniz! Asıl Soru: savaşmak mı, vazgeçmek mi? Buna karar vermeniz gerekiyor. ‘Korktuğunuz şeyi yapın, korkunun ölmesi kaçınılmazdır’.
* Topluluk önünde konuşma korkusunu yenmenin ilk adımı: Kabul etmek. Evet, sizin böyle bir korkunuz var ve bu durum içinizdeki potansiyelin dışarı çıkmasını engelliyor, sizi rahatsız ediyor ve hatta utandırıyor! Kabul edin, rahatlayın…
* Denemekten korkmayın. Unutmayın, iyi bir konuşma yapmak için iyi bir konuşmacı olmanız gerekmiyor. Öncesinde iyi hazırlanmak ve konuya hakim olmak şartıyla herkes ama herkes iyi bir konuşma yapabilir. Sadece denemelisiniz. Belki ilk sefer 10 üzerinden 10 alacağınız bir sunum olmaz ama en zor olan da ilk seferdir. Ünlü filozof Emerson demiş ki; ‘Bir şeyi bir kere yaptıysan ikinci kez de yapabilirsin. İkinci kez de yapabildiysen, artık bunu bir alışkanlık haline getirebilirsin.’
“Anlattıklarınızdan keyif almak, o anı zevkle yaşamak ve enerji dolu bir performans sergilemek için yapıcı heyecan duymalısınız.”
* Katil heyecanı yapıcı heyecana dönüştürmeye çalışın. Sahneye çıktığınız anda ağzınız kilitlenir, beyniniz durur ve nerde olduğunuzu bile unutursunuz. Bunun adı: katil heyecan. İlk dakikaları atlatsanız bile konuşma sırasında içinizden sürekli olarak ‘bitse de kurtulsam’ dersiniz ki bu, çok tehlikeli bir durumdur çünkü yüzünüzdeki gerginlik, sesinizdeki titreme izleyiciye birebir yansır, onlar da sizinle birlikte gerilir ve sıkılarak tıpkı sizin gibi konuşmanızın bitmesini beklerler.
Anlattıklarınızdan keyif almak, o anı zevkle yaşamak ve enerji dolu bir performans sergilemek için yapıcı heyecan duymalısınız. İçinizde varolan enerjiyi dışa çıkarmalı, onun rüzgarıyla ilerlemelisiniz. Bunun yolu da pozitif telkinden geçer. Konuşmanızı hazırladıktan sonra iyice prova yapmanız, sonrasında da ‘bu işi en iyi şekilde başaracağım’ diye kendinize defalarca hatırlatmanız gerekiyor. Asla negatif düşünmeyin ve şunu da aklınızdan çıkarmayın; Sizin içinizde ne olduğunu kimse bilmiyor!
Sizin içinizde ne olduğunu kimse bilmiyor!
* Sunum sırasında kendinize asla dışarıdan bakmayın. Sahneye ilk çıktığınızda ‘Eyvah, kimbilir ne kadar ne kadar heyecanlı görünüyorum’ diye düşünürseniz yine kendinizi dibe sürüklemiş olursunuz. ‘Korkuyu arkanızda bırakın ve harekete geçin!’ Karşınızdakileri sizi izleyen onlarca çift göz değil de, bir tarladaki mısır koçanları olarak hayal etmeye çalışın.
Bir anda cok heyecanlanıp ne söyleyeceğinizi unuttuysanız…
* Bir anda cok heyecanlanıp ne söyleyeceğinizi unuttuysanız; tek bir kişiye bakın, birkaç saniye düşünün ve kafanızdakileri toparlayın. Sonra derin bir nefes alın biraz tutun sonra verin.. Dik durun, gülümseyin ve tekrar konuşmaya baslayin. Konsantre olduktan sonra, o an’ın dışına asla çıkmayın. Bol şans
Fulya AKBUĞA
Alıntıdır.
Sizin de önemli bir sunum ya da konuşmadan önce karnınız ağrıyor, ağzınız kuruyor, elleriniz terliyor, kalbiniz çarpıyor veya nefesiniz kesiliyorsa hiç endişelenmeyin, son derece normalsiniz! Asıl Soru: savaşmak mı, vazgeçmek mi? Buna karar vermeniz gerekiyor. ‘Korktuğunuz şeyi yapın, korkunun ölmesi kaçınılmazdır’.
* Topluluk önünde konuşma korkusunu yenmenin ilk adımı: Kabul etmek. Evet, sizin böyle bir korkunuz var ve bu durum içinizdeki potansiyelin dışarı çıkmasını engelliyor, sizi rahatsız ediyor ve hatta utandırıyor! Kabul edin, rahatlayın…
* Denemekten korkmayın. Unutmayın, iyi bir konuşma yapmak için iyi bir konuşmacı olmanız gerekmiyor. Öncesinde iyi hazırlanmak ve konuya hakim olmak şartıyla herkes ama herkes iyi bir konuşma yapabilir. Sadece denemelisiniz. Belki ilk sefer 10 üzerinden 10 alacağınız bir sunum olmaz ama en zor olan da ilk seferdir. Ünlü filozof Emerson demiş ki; ‘Bir şeyi bir kere yaptıysan ikinci kez de yapabilirsin. İkinci kez de yapabildiysen, artık bunu bir alışkanlık haline getirebilirsin.’
“Anlattıklarınızdan keyif almak, o anı zevkle yaşamak ve enerji dolu bir performans sergilemek için yapıcı heyecan duymalısınız.”
* Katil heyecanı yapıcı heyecana dönüştürmeye çalışın. Sahneye çıktığınız anda ağzınız kilitlenir, beyniniz durur ve nerde olduğunuzu bile unutursunuz. Bunun adı: katil heyecan. İlk dakikaları atlatsanız bile konuşma sırasında içinizden sürekli olarak ‘bitse de kurtulsam’ dersiniz ki bu, çok tehlikeli bir durumdur çünkü yüzünüzdeki gerginlik, sesinizdeki titreme izleyiciye birebir yansır, onlar da sizinle birlikte gerilir ve sıkılarak tıpkı sizin gibi konuşmanızın bitmesini beklerler.
Anlattıklarınızdan keyif almak, o anı zevkle yaşamak ve enerji dolu bir performans sergilemek için yapıcı heyecan duymalısınız. İçinizde varolan enerjiyi dışa çıkarmalı, onun rüzgarıyla ilerlemelisiniz. Bunun yolu da pozitif telkinden geçer. Konuşmanızı hazırladıktan sonra iyice prova yapmanız, sonrasında da ‘bu işi en iyi şekilde başaracağım’ diye kendinize defalarca hatırlatmanız gerekiyor. Asla negatif düşünmeyin ve şunu da aklınızdan çıkarmayın; Sizin içinizde ne olduğunu kimse bilmiyor!
Sizin içinizde ne olduğunu kimse bilmiyor!
* Sunum sırasında kendinize asla dışarıdan bakmayın. Sahneye ilk çıktığınızda ‘Eyvah, kimbilir ne kadar ne kadar heyecanlı görünüyorum’ diye düşünürseniz yine kendinizi dibe sürüklemiş olursunuz. ‘Korkuyu arkanızda bırakın ve harekete geçin!’ Karşınızdakileri sizi izleyen onlarca çift göz değil de, bir tarladaki mısır koçanları olarak hayal etmeye çalışın.
Bir anda cok heyecanlanıp ne söyleyeceğinizi unuttuysanız…
* Bir anda cok heyecanlanıp ne söyleyeceğinizi unuttuysanız; tek bir kişiye bakın, birkaç saniye düşünün ve kafanızdakileri toparlayın. Sonra derin bir nefes alın biraz tutun sonra verin.. Dik durun, gülümseyin ve tekrar konuşmaya baslayin. Konsantre olduktan sonra, o an’ın dışına asla çıkmayın. Bol şans
Fulya AKBUĞA
Alıntıdır.