- 12 Temmuz 2006
- 2.779
- 184
Ağırlıkları sadece 20 gram... Ancak, sanki buna inat, hormon üretmek gibi son derece önemli bir işleve sahipler. Dolayısıyla "az" veya "aşırı" çalıştıklarında vücudumuzun tüm sistemini alt üst edebilecek kadar güçlüler. Peki, tiroit bezlerinin normal düzeyde çalışmalarını sağlamak için ne yapmalı, nelere dikkat etmeli? İşte sorularınızın cevabı...
İştahınız artmasına rağmen kilo kaybediyor musunuz? Peki ya sinirleriniz ne durumda? En olmadık şeyler karşısında hemen sinirleniyor ve çevrenize bağırıp, çağırıyor musunuz?
Bunlar yetmiyormuş gibi bir de elleriniz titriyor, ağzınız kuruyor ve sık sık idrara çıkma ihtiyacı duyuyorsanız, aman dikkatli olun. Büyük bir olasılıkla tiroitleriniz aşırı çalışmaya başlamış olabilir. Nedir bu tiroitler diyorsanız, sizi hemen bilgilendirelim...
Boynun ön kısmında bulunan kelebek şeklindeki tiroit bezleri, T3 ve T4 hormonlarını üretmekle görevli. Bu hormonlar da vücudun tüm bölgelerindeki organlara, hücrelere ve dokulara ulaşarak etkilerini gösteriyor. Böylelikle metabolizma hızı düzenleniyor, vücut sıcak ve soğuğa karşı adaptasyon kazanıyor. Ayrıca, bağırsak veya üreme organları gibi pek çok sistem hatasız olarak çalışıyor, saç ve cilt kalitesi sağlanıyor.
Vücutta bu dengenin kurulabilmesi için hormon üreten böbreküstü bezleri, yumurtalıklar ve tiroit bezlerinin tam bir uyum içinde çalışması gerekiyor. Ancak kalıtım, mikrop, ısı değişikliği, iyot eksikliği ya da fazlalığı, radyasyon gibi faktörler, tiroit bezlerinin çalışma sistemini bozarak çeşitli hastalıklara yol açıyor. Tiroit bezi hastalıkları, basit guatrdan yaşantımızı tehdit eden tiroit kanserine kadar değişiyor. En sık rastlanan hastalıkları ise, tiroit hormonları üretimindeki düzensizlikler oluşturuyor. Tiroit hormonları "hızlı"salgılanması "hipertiroidizm", "yavaş"salgılanması ise "ipotiriodizm" olarak adlandırılıyor.
Tiroit bezlerinin tedavisinde erken teşhis son derece önem taşıyor. Çünkü hastalık geç teşhis edildiğinde tiroit bezi iyice tahrip oluyor ve ciddi sorunlar meydana gelebiliyor. Tiroit hastalıkları ülkemizde çok sık rastlanan bir sorun. Ancak yaşam tarzımızda ve beslenmemizde yapacağımız basit değişikliklerle, bu hastalıklardan korunmamız mümkün. Metropolitan Florence Hastanesi'den Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Selçuk Can, "yavaş" ve "hızla"çalışan tiroit bezlerine karşı korunma yollarını sizler için tek tek anlatıyor!
Hızlı çalışırsa...
Tiroit bezinin hızlı çalışmasına "Hipertiroidi" halk arasında ise "iç guatr" veya "zehirli guatr" da deniliyor. Hızlı çalışan tiroit bezi maalesef kolaylıkla teşhis ve tedavi edilemiyor. Çünkü bu hastalığa sıcak nodül, iç guatr, enfeksiyon ve ilaç kullanımı gibi pek çok faktör yol açıyor. Tabii vücuda aşırı iyot yüklenmesi de tiroit bezinin çalışmasını hızlandıran bir başka etken. Bu hastalık metabolizmayı hızlandırdığı için, kişi aşırı yemesine rağmen aldığı tüm besinleri yakıyor ve kilo kaybetmeye başlıyor. Hipertiroidi aynı zamanda kişinin aşırı sinirli olmasına da yol açabiliyor. Ayrıca, gözlerde ileri doğru fırlama, göz kapaklarında şişme, çift görme ve şaşılık gelişebiliyor.
Yavaş çalışırsa...
Tiroit bezinin yavaş çalışmasına ise "hipotiroidi" deniliyor. Hipotiroidi, doğurganlık çağındaki her 100 kadından birini etkisi altına alıyor. Vücudumuzun; mikroplarla, virüslerle ve alerjiyle savaşmasını sağlayan bağışıklık sisteminde oluşan bir sorun, tiroit bezine karşı reaksiyon oluşturuyor. Bunun sonucunda mikropsuz bir iltihap gelişiyor ve tiroit bezi tahrip olarak yavaş çalışmaya başlıyor. T3 ile T4 hormonlarının üretiminin azalması da, vücudun dengesini bir anda alt-üst ediyor. Tiroit bezi yavaş çalışan kişi, fiziksel sorunların yanı sıra ruhsal çöküntüye de girebiliyor. Bunun sonucunda; zihinsel işlevler yavaşlıyor, unutkanlık gelişebiliyor ve uykusuzluk had safhaya ulaşıyor. Uzmanlar, hamilelikte tedavi edilmeyen "hipotiroidi"nin, doğacak bebeklerde zeka geriliğine yol açtığına dikkat çekiyor.
Denize girin, iyotlu besinler tüketin
Organlarımızın tam bir uyum içinde çalışmasında "tiroit bezleri" önemli bir işleve sahip. Tiroit bezleri T3 ve T4 hormonlarını; proteinler, aminoasitler ve en önemlisi de iyot maddesini kullanarak üretiyor. Dolayısıyla iyotlu besinleri düzenli olarak tüketmeye özen göstermeniz gerekiyor. İyot eksikliği, guatr oluşumuna da yol açıyor. Guatr, tiroit bezinin büyümesi sonucu oluşan bir hastalık. Ülkemizde her 10 kişiden 3'ünü etkisi altına alıyor. Tedavi edilmediğinde ise zamanla nodülleşme açığa çıkıyor. Nodül, bezelye tanesinden ceviz büyüklüğüne kadar ulaşabilen ve hücrelerin kümeleşip, topluluklar yaratmasıyla oluşuyor. Soğuk ve sıcak olmak üzere ikiye ayrılıyor. Soğuk nodüller yüzde 15 kanser riski taşıyor ve bu nedenle hemen tiriot biyopsisi yapılması gerekiyor. Türkiye'de nodül oranı yüzde 40 gibi yüksek rakamda seyrediyor. İyot eksikliğinin aynı zamanda yeni doğan bebekler üzerinde de önemli etkileri var. İyot eksikliği; düşük, ölü doğum, doğuştan oluşan sakatlık, sağırlık ve zeka geriliğine yol açıyor. Dolayısıyla tükettiğiniz besinler ve tiroit hastalığının erken teşhisi son derece önem taşıyor.
Modern yöntemler devrede!
Tiroit hastalığından şüphelenildiği durumlarda öncelikle hastalık öyküsü alınıyor ve kişi ayrıntılı muayene ediliyor. Ardından testler uygulanarak tiroit hormonlarının seviyeleri ölçülüyor ve tiroit bezinin aşırı mı yoksa az mı çalıştığı saptanıyor. Ultrasonografi, tiroit bezindeki gelişmiş yumruların (nodül) hem yerini hem de özelliklerini (çapı, yapısı) saptamada kullanılıyor. Tiroit hastalıklarının teşhisinde ayrıca sintigrafi yöntemine de başvuruluyor. Böylece guatrın durumu, özellikle de yumruların nasıl çalıştığı belirleniyor. Hipotiroidi sorununda, tiroit hormonları ilaç yoluyla dışarıdan takviye ediliyor. Hipertiroidi ise, tiroit bezinin işlevini yavaşlatan ilaçlar, atom tedavisi ya da ameliyat yöntemlerinden biriyle tedavi ediliyor. Tiroit kanserleri dışında; kozmetik nedenler, tiroide bağlı olarak yutma güçlüğü ve nefes alma probleminin ortaya çıktığı, ses kısıklığı geliştiği durumlarda da ameliyat tercih edilebiliyor.
BELİRTİLERİ NELER? HİPOTİROİDİ
.Halsizlik, çabuk yorulma, hareketlerde yavaşlama.
. Kalp atışlarının yavaşlaması.
. Uyku eğiliminin artması.
. Soğuğa dayanıksızlık.
.Ses kalınlaşması, yavaş ve kısık sesle konuşma.
. Ciltte kalınlaşma, kuruluk, saç dökülmesi, kaşların kenarlardan dökülmesi.Kabızlık, terleme azlığı, guatr
.Yüzde ve göz kapaklarında şişkinlik.
HİPERTİROİDİ
.İştah artışına rağmen kilo kaybı.
. Sinirlilik, çabuk yorulma, guatr
.Terleme, sıcağa tahammülsüzlük.
. Çarpıntı, yüksek kan basıncı.
. Ağız kuruluğu, çok su içme, sık idrara çıkma. kas güçsüzlüğü, ellerde titreme.
. Bakışlarda şaşkınlık veya korku ifadesi. Göz kapağının yukarıya doğru gerilmesi ve göz kapağında şişme. Göz kürelerinin öne doğru belirmesi.
İştahınız artmasına rağmen kilo kaybediyor musunuz? Peki ya sinirleriniz ne durumda? En olmadık şeyler karşısında hemen sinirleniyor ve çevrenize bağırıp, çağırıyor musunuz?
Bunlar yetmiyormuş gibi bir de elleriniz titriyor, ağzınız kuruyor ve sık sık idrara çıkma ihtiyacı duyuyorsanız, aman dikkatli olun. Büyük bir olasılıkla tiroitleriniz aşırı çalışmaya başlamış olabilir. Nedir bu tiroitler diyorsanız, sizi hemen bilgilendirelim...
Boynun ön kısmında bulunan kelebek şeklindeki tiroit bezleri, T3 ve T4 hormonlarını üretmekle görevli. Bu hormonlar da vücudun tüm bölgelerindeki organlara, hücrelere ve dokulara ulaşarak etkilerini gösteriyor. Böylelikle metabolizma hızı düzenleniyor, vücut sıcak ve soğuğa karşı adaptasyon kazanıyor. Ayrıca, bağırsak veya üreme organları gibi pek çok sistem hatasız olarak çalışıyor, saç ve cilt kalitesi sağlanıyor.
Vücutta bu dengenin kurulabilmesi için hormon üreten böbreküstü bezleri, yumurtalıklar ve tiroit bezlerinin tam bir uyum içinde çalışması gerekiyor. Ancak kalıtım, mikrop, ısı değişikliği, iyot eksikliği ya da fazlalığı, radyasyon gibi faktörler, tiroit bezlerinin çalışma sistemini bozarak çeşitli hastalıklara yol açıyor. Tiroit bezi hastalıkları, basit guatrdan yaşantımızı tehdit eden tiroit kanserine kadar değişiyor. En sık rastlanan hastalıkları ise, tiroit hormonları üretimindeki düzensizlikler oluşturuyor. Tiroit hormonları "hızlı"salgılanması "hipertiroidizm", "yavaş"salgılanması ise "ipotiriodizm" olarak adlandırılıyor.
Tiroit bezlerinin tedavisinde erken teşhis son derece önem taşıyor. Çünkü hastalık geç teşhis edildiğinde tiroit bezi iyice tahrip oluyor ve ciddi sorunlar meydana gelebiliyor. Tiroit hastalıkları ülkemizde çok sık rastlanan bir sorun. Ancak yaşam tarzımızda ve beslenmemizde yapacağımız basit değişikliklerle, bu hastalıklardan korunmamız mümkün. Metropolitan Florence Hastanesi'den Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Selçuk Can, "yavaş" ve "hızla"çalışan tiroit bezlerine karşı korunma yollarını sizler için tek tek anlatıyor!
Hızlı çalışırsa...
Tiroit bezinin hızlı çalışmasına "Hipertiroidi" halk arasında ise "iç guatr" veya "zehirli guatr" da deniliyor. Hızlı çalışan tiroit bezi maalesef kolaylıkla teşhis ve tedavi edilemiyor. Çünkü bu hastalığa sıcak nodül, iç guatr, enfeksiyon ve ilaç kullanımı gibi pek çok faktör yol açıyor. Tabii vücuda aşırı iyot yüklenmesi de tiroit bezinin çalışmasını hızlandıran bir başka etken. Bu hastalık metabolizmayı hızlandırdığı için, kişi aşırı yemesine rağmen aldığı tüm besinleri yakıyor ve kilo kaybetmeye başlıyor. Hipertiroidi aynı zamanda kişinin aşırı sinirli olmasına da yol açabiliyor. Ayrıca, gözlerde ileri doğru fırlama, göz kapaklarında şişme, çift görme ve şaşılık gelişebiliyor.
Yavaş çalışırsa...
Tiroit bezinin yavaş çalışmasına ise "hipotiroidi" deniliyor. Hipotiroidi, doğurganlık çağındaki her 100 kadından birini etkisi altına alıyor. Vücudumuzun; mikroplarla, virüslerle ve alerjiyle savaşmasını sağlayan bağışıklık sisteminde oluşan bir sorun, tiroit bezine karşı reaksiyon oluşturuyor. Bunun sonucunda mikropsuz bir iltihap gelişiyor ve tiroit bezi tahrip olarak yavaş çalışmaya başlıyor. T3 ile T4 hormonlarının üretiminin azalması da, vücudun dengesini bir anda alt-üst ediyor. Tiroit bezi yavaş çalışan kişi, fiziksel sorunların yanı sıra ruhsal çöküntüye de girebiliyor. Bunun sonucunda; zihinsel işlevler yavaşlıyor, unutkanlık gelişebiliyor ve uykusuzluk had safhaya ulaşıyor. Uzmanlar, hamilelikte tedavi edilmeyen "hipotiroidi"nin, doğacak bebeklerde zeka geriliğine yol açtığına dikkat çekiyor.
Denize girin, iyotlu besinler tüketin
Organlarımızın tam bir uyum içinde çalışmasında "tiroit bezleri" önemli bir işleve sahip. Tiroit bezleri T3 ve T4 hormonlarını; proteinler, aminoasitler ve en önemlisi de iyot maddesini kullanarak üretiyor. Dolayısıyla iyotlu besinleri düzenli olarak tüketmeye özen göstermeniz gerekiyor. İyot eksikliği, guatr oluşumuna da yol açıyor. Guatr, tiroit bezinin büyümesi sonucu oluşan bir hastalık. Ülkemizde her 10 kişiden 3'ünü etkisi altına alıyor. Tedavi edilmediğinde ise zamanla nodülleşme açığa çıkıyor. Nodül, bezelye tanesinden ceviz büyüklüğüne kadar ulaşabilen ve hücrelerin kümeleşip, topluluklar yaratmasıyla oluşuyor. Soğuk ve sıcak olmak üzere ikiye ayrılıyor. Soğuk nodüller yüzde 15 kanser riski taşıyor ve bu nedenle hemen tiriot biyopsisi yapılması gerekiyor. Türkiye'de nodül oranı yüzde 40 gibi yüksek rakamda seyrediyor. İyot eksikliğinin aynı zamanda yeni doğan bebekler üzerinde de önemli etkileri var. İyot eksikliği; düşük, ölü doğum, doğuştan oluşan sakatlık, sağırlık ve zeka geriliğine yol açıyor. Dolayısıyla tükettiğiniz besinler ve tiroit hastalığının erken teşhisi son derece önem taşıyor.
Modern yöntemler devrede!
Tiroit hastalığından şüphelenildiği durumlarda öncelikle hastalık öyküsü alınıyor ve kişi ayrıntılı muayene ediliyor. Ardından testler uygulanarak tiroit hormonlarının seviyeleri ölçülüyor ve tiroit bezinin aşırı mı yoksa az mı çalıştığı saptanıyor. Ultrasonografi, tiroit bezindeki gelişmiş yumruların (nodül) hem yerini hem de özelliklerini (çapı, yapısı) saptamada kullanılıyor. Tiroit hastalıklarının teşhisinde ayrıca sintigrafi yöntemine de başvuruluyor. Böylece guatrın durumu, özellikle de yumruların nasıl çalıştığı belirleniyor. Hipotiroidi sorununda, tiroit hormonları ilaç yoluyla dışarıdan takviye ediliyor. Hipertiroidi ise, tiroit bezinin işlevini yavaşlatan ilaçlar, atom tedavisi ya da ameliyat yöntemlerinden biriyle tedavi ediliyor. Tiroit kanserleri dışında; kozmetik nedenler, tiroide bağlı olarak yutma güçlüğü ve nefes alma probleminin ortaya çıktığı, ses kısıklığı geliştiği durumlarda da ameliyat tercih edilebiliyor.
BELİRTİLERİ NELER? HİPOTİROİDİ
.Halsizlik, çabuk yorulma, hareketlerde yavaşlama.
. Kalp atışlarının yavaşlaması.
. Uyku eğiliminin artması.
. Soğuğa dayanıksızlık.
.Ses kalınlaşması, yavaş ve kısık sesle konuşma.
. Ciltte kalınlaşma, kuruluk, saç dökülmesi, kaşların kenarlardan dökülmesi.Kabızlık, terleme azlığı, guatr
.Yüzde ve göz kapaklarında şişkinlik.
HİPERTİROİDİ
.İştah artışına rağmen kilo kaybı.
. Sinirlilik, çabuk yorulma, guatr
.Terleme, sıcağa tahammülsüzlük.
. Çarpıntı, yüksek kan basıncı.
. Ağız kuruluğu, çok su içme, sık idrara çıkma. kas güçsüzlüğü, ellerde titreme.
. Bakışlarda şaşkınlık veya korku ifadesi. Göz kapağının yukarıya doğru gerilmesi ve göz kapağında şişme. Göz kürelerinin öne doğru belirmesi.