Endokrin Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Erbil, tiroid ameliyatlarının öncesinde ve sonrasında komplikasyon ihtimalini en aza indirmek için dikkat edilmesi gerekenleri anlattı, riskli bir ameliyat olmadığını söyledi.
“Her ameliyatta görülebilen genel riskler tiroid ameliyatında da geçerlidir. Ortaya çıkma ihtimali olan genel riskler ise hastaların kalp ve akciğer hastalıklarına ya da sistemik rahatsızlıklarına bağlı olan risklerdir. Ameliyattan önce anestezi konsültasyonu ile bu riskler ayrıntılı olarak araştırılır. Bazı hastalarda ameliyattan sonraki süreçte 24 saat yoğun bakımda kalınması şartıyla ameliyata onay verilir. Böylece hastaların ameliyat sonrasında ortaya çıkabilecek komplikasyon riskleri açısından yakından takibi edilmeleri sağlanır. Özellikle akciğer ve kalp hastalıkları nedeni ile risk grubu içinde olan hastaların ameliyat sonrası kalp ve solunum parametreleri çok yakından izleneceği için komplikasyon riski en aza indirilebilir. Bu sayede gerekli önlemler alınarak anında müdahale edilebilir.”
Tiroid nodüllerinde ne zaman ameliyat gerekir?
“Büyük guatr, boyun bölgesinde
estetik kusur oluşturabileceği gibi nefes almada zorluk veya yutma güçlüğüne de neden olabilir. Çok sayıda tiroid nodülünden oluşan guatr, büyük değilse ve tetkikler sonucu kanser kuşkusu yoksa ameliyat edilmez. İç guatr ise göğüs boşluğuna doğru inen guatrdır ve zamanla büyümesi, solunum sıkıntısına neden olabilir. Bu durumda hastaların %1’inde, göğüs boşluğunun açılarak ameliyat yapılması gerekebilir. Zehirli guatr rahatsızlığındaysa tiroid nodülleri fazla tiroid hormonu salgılayıp hipertiroidiye yol açabilir. Bu rahatsızlıkta hormonlar normal düzeye indirildikten sonra cerrahi tedavi yapılması önerilir. Basedow hastalığı dediğimiz diğer tiroid bezi rahatsızlığına gelince, immün sistemle ilgili bir mekanizma ile tiroid bezinin fazla hormon salgılama halidir. Bu hastaların %10’unda gözlerin dışarı fırlaması görülebilir ve sadece bir bölümüne cerrahi tedavi yapılır. Son olarak tiroid nodüllerinde, ultrasonografi ve iğne biyopsisi tetkikleri sonucunda kanser saptanırsa, tartışmasız ameliyat gerektirir.”
Tiroid ameliyatlarında ses kısıklığı riski düşüktür.
“Tiroid ameliyatlarının ardından ses kısıklığı oranı deneyimli cerrahlarda %1’in altındadır. Ses tellerini hareket ettiren sinir, tiroid bezinin çok yakınından geçer. Tiroid ameliyatları sırasında bu sinir özel cihazlarla aranır ve bulunduktan sonra korunarak tiroid bezi çıkartılır. Ses kısıklığı ise ameliyat sırasında dokularda gelişen şişlik nedeniyle oluşur ve hastaların %95’inde ödem gerileyince düzelir. Kalıcı ses kısıklığı çok çok ender görülür.”
Prof. Dr. Yeşim Erbil “Ayrıca hastalarımızda ameliyatın ardından kalsiyum düşüklüğü riskine dikkat edilmesi gerekir. Vücudun kalsiyum dengesini düzenleyen paratiroid bezler, tiroid bezine yapışık durumdadır. Ameliyat sırasında damarların bağlanması ile bazı hastalarda paratiroid bezlerin kanlanması geçici olarak azalabilir. Bu durum kanda kalsiyum oranının düşmesine yol açar. Kanda kalsiyum miktarının azalması parmak uçlarında, dudak kenarlarında uyuşma, karıncalanma bazen de kasılma görülebilir. Bu durumda hastaya kalsiyum tablet tedavisi uygulanarak 1-2 hafta içinde düzelme sağlanır. Yara izi kalma konusunda gelince boyun bölgesi kanlanması çok yoğun olduğu için yara izi kalma riski çok düşüktür.”
Kaynak: pembenar