- 17 Ağustos 2006
- 4.400
- 1.883
Türk mucizesini sonunda bilim adamlarıda kabul etti..Takdir-i ilahi yaklaşımı..
Başımıza gelen her olayı,her hastalığı,her musibeti bu sözcükle açıklamazmıyız?
Şimdi tıp dünyası da bu sihirli sözcüğün arkasına sığındı..
Doktorlar, ortalama ömrün,hastalıklardan uzak bir yaşamın,çevre,beslenme alışkanlıkları,egzersiz,düzenli tıbbi kontrollere bağlı olduğunu söylüyorlardı..
Şunu ye bunu yeme,sonra baktılar ki olmuyor,eceli gelen ölüyor veya kansere yakalanıyor,araştırmayı derinleştirdiler..
Gen faktörünü buldular..Yaşam süresini de hastalıkları da buna bağladılar..
Kanserin de,kalp hastalıklarının da aileden geldiğini söylediler..Ne kadar iyi beslanirsen beslen..Ne kadar düzgün yaşarsan yaşa,geninde varsa kurtuluş yok..Ailende85_90'ı gören varsa kurtardın ..60'ı bulan yıkılıyorsa (Afedersiniz) ayvayı yedin..
Ancak,gen faktörünü beynimize sokan bilim adamları konunun peşini bırakmadı..
Aynı genetik özelliğe sahip aynı çevrede yaşamış, aşağı yukarı aynı yemekleri yiyen tek yumurta ikizlerinin hali kafaları karıştırdı..Biri gayet sağlıklıydı ,dinçti..Diğeri yakasını hastalıktan kurtaramıyordu..
Hastalıklarla uğraşan önce öldü..İkizi 10 yıl fazla yaşadı..Demek ki sadece gen faktörü,iyi beslenme,çevre koşulları,düzgün yaşam yetmiyormuş..
Bir faktör daha olmalıydı?
Sonunda buldular..
Şans...
Şansın varsa kansere de yakalanmıyorsun..Şansın varsa uzun yaşıyorsun..
Yani bizim çok uzun yıllar önce bulduğumuz meşhur Takdir_i ilahi kavramının benzeri.. Onlar adına şans diyor..
Ama biz onlardan daha ilerdeyiz..Şans faktörünü sadece tıpla sınırlı tutmadık..Yaşamın her alanına yaydık..
İstanbul'dan Antalya'ya araba ile gitmeye karar verdiniz..Şansınız varsa gidersiniz
Hatalı sollamaya kurban gitmekveya belediyenin açtığı çukura düşmek şanssızlıktır..Düğünde maganda kurşunundan kurtulma,maçtan kazasız belasız dönmekte şanstır..
Teröre kurban gitmemek,kapkaç saldırısına uğrayıp ölmemek de şanstır..
Hastanede doktor bulmak bile şanstır..
Başımıza gelen her olayı,her hastalığı,her musibeti bu sözcükle açıklamazmıyız?
Şimdi tıp dünyası da bu sihirli sözcüğün arkasına sığındı..
Doktorlar, ortalama ömrün,hastalıklardan uzak bir yaşamın,çevre,beslenme alışkanlıkları,egzersiz,düzenli tıbbi kontrollere bağlı olduğunu söylüyorlardı..
Şunu ye bunu yeme,sonra baktılar ki olmuyor,eceli gelen ölüyor veya kansere yakalanıyor,araştırmayı derinleştirdiler..
Gen faktörünü buldular..Yaşam süresini de hastalıkları da buna bağladılar..
Kanserin de,kalp hastalıklarının da aileden geldiğini söylediler..Ne kadar iyi beslanirsen beslen..Ne kadar düzgün yaşarsan yaşa,geninde varsa kurtuluş yok..Ailende85_90'ı gören varsa kurtardın ..60'ı bulan yıkılıyorsa (Afedersiniz) ayvayı yedin..
Ancak,gen faktörünü beynimize sokan bilim adamları konunun peşini bırakmadı..
Aynı genetik özelliğe sahip aynı çevrede yaşamış, aşağı yukarı aynı yemekleri yiyen tek yumurta ikizlerinin hali kafaları karıştırdı..Biri gayet sağlıklıydı ,dinçti..Diğeri yakasını hastalıktan kurtaramıyordu..
Hastalıklarla uğraşan önce öldü..İkizi 10 yıl fazla yaşadı..Demek ki sadece gen faktörü,iyi beslenme,çevre koşulları,düzgün yaşam yetmiyormuş..
Bir faktör daha olmalıydı?
Sonunda buldular..
Şans...
Şansın varsa kansere de yakalanmıyorsun..Şansın varsa uzun yaşıyorsun..
Yani bizim çok uzun yıllar önce bulduğumuz meşhur Takdir_i ilahi kavramının benzeri.. Onlar adına şans diyor..
Ama biz onlardan daha ilerdeyiz..Şans faktörünü sadece tıpla sınırlı tutmadık..Yaşamın her alanına yaydık..
İstanbul'dan Antalya'ya araba ile gitmeye karar verdiniz..Şansınız varsa gidersiniz
Hatalı sollamaya kurban gitmekveya belediyenin açtığı çukura düşmek şanssızlıktır..Düğünde maganda kurşunundan kurtulma,maçtan kazasız belasız dönmekte şanstır..
Teröre kurban gitmemek,kapkaç saldırısına uğrayıp ölmemek de şanstır..
Hastanede doktor bulmak bile şanstır..
Son düzenleme: