- 3 Mayıs 2015
- 22
- 8
- 39
-
- Konu Sahibi JessicaJoy
- #61
Zümredeki diğer arkadaşlar hatalı sorular ve öğrencilerin düşük notlarına rağmen olayı kapattılar.
Sadece ben tepki gösterip iletişimi kestim, o günden beri selam sabah yoktu aramızda.
Soruları hazırladığımız arkadaşım ve ben karşısındayız, diğer iki arkadaşımız derste...
Yani "Nasıl bensiz hazırlarsınız" diyerek bağırdığı kişi benim, ben ve arkadaşım.
Yani "atlamadım" atlamanın hakkını verecek şekilde hakaretle kavgaya iştirak etmedim.
"Bana kızınızı bırakıp geleceğinizi söylemediniz" diyerek giriş yaptım ki hakaretler sıralandı.
Haliyle arkadaşıma ve bana bağırırken uzaktan izlemek pek mümkün olmadı.
Umursamamak?
Bu bir his, inanmak için kendiniz hissetmeniz lazım, inandırıcı gelmemesini anlayabiliyorum.
Dilekçe vermeyi düşünmüyorum.
Tek sebep değil ama umursanmadığının bir göstergesi olabilir arkadaş için...
diğer arkadaşlarınız neden dilekçe vermenizi istiyor biliyorsunuz bence..sanırım kendi bıkkınlıklarını sizi öne sürerek halletmeye çalışıyorlar..olgun tavrınıza devam edin tavrın devamı olmadığı sürece de dilekçe işini askıya alın..öğretmen hanım edepsiz biri ise başı önde gezeceğine daha da saldırganlaşacaktır öyle olması durumunda dilekçeyi bireysel olarak değil zümre olarak vermeyi teklif edin.Cevaplar için teşekkür ederim.
Dilekçe vermem yönünde tavsiye verenler olmuş, dediğim gibi son sınav hazırlanması durumu başta olmak üzere bir tatsızlık olmazsa dilekçe vermeyi düşünmüyorum.
Yine de bu önerinin sözlü şiddete karşı bir duruş olarak öne sürülmesini takdir ettiğimi de belirteyim, şu noktada içimde biriken kin, öfke veya haddini bildirme arzusu olsaydı ben de öyle yapardım.
Umurumda olmasa konu açmayacağımı söyleyen bir arkadaşımız da olmuş.
Bu forumun arkadaşımıza yasal bir yaptırım gücü yok, toplu lanetleme seansı için de yazmadım.
Konu açma sebebim olayın muhatabı diğer arkadaşımın dilekçe vermem konusundaki ısrarıydı, burada meslektaşlarım ve veliler olduğunu biliyorum, olanları onlarla paylaşmaktı.
Buradaki dert "arkadaşım saçımı çekti ve yıkıldım" değil, eğitim verilen ve seçkin olması gereken bir ortamın Cennet Mahallesine dönmüş olması ki büyük oranda anlaşılmış bu.
Karşı tarafa benzer hakaret içeren kavgaları yüzünden kin duyan birçok öğretmen ve şahit, sendika başkanı arkadaşımın teklif ve desteği başta olmak üzere, hırslı velilerin baskısıyla tek soru değişti diye soruşturma geçirenlerin olduğu bir okulda dört öğretmenin uyguladığı sınavı değil de başına buyruk hazırladığı ve çocukların notlarını düşüren bir sınav uygulamışlığı yani resmi belge, bu sebeplerden içini sağlam verilerle doldurabileceğim ve derhal işleme konacak bir dilekçe yazma imkanım varken umurumda olsaydı burada konu açmak yerine yasal işlem yapardım, umurunda olan insanın yapacağı belki de yapması gereken budur.
Konuyu parça parça ya da üstünkörü değil de anlayarak okuyanlar ilk soru değişiminin öğrenciler lehine ve çoğunluğun kararı olduğunu ayrıca bu arkadaşımızın o soruları hazırlarken de "tostunuzu yiyin de beyninize kan gitsin ne biçim sorular bunlar" diyerek yine ben ve diğer üç arkadaşıma hakaret ettiğini ardından soruları eve götürüp değiştirdiğini, her soruda birden fazla doğru seçenek ya da doğru cevabı olmayan seçeneklerle, günler sonra getirdiği ve sınava bir gün kaldığı için de aceleyle değiştirmek ve uygulamak durumunda kaldığımızı yani öğrencilerin geçerliliği olan bir sınava tabi tutma isteğimizi anlamışlar.
Çok teşekkür ederim dikkatinize, ilginize.
Bence kendi bildiğiniz yolda ilerleyin, diğerleri gibi kendisinden dert yanıp muhatap olmayı sürdürmek veya yazdığınız gibi tartışmalarda aynı şekilde karşılık vermek yerine, ilişiğinizi daha öncesinde kesmişsiniz zaten. O yüzden arkadaşınızın dediği gibi "şimdi vermezsen sonra içinde kalır." durumu sezmedim ben. Madem kendileri dilekçenin veya şikayetin bu kişinin düzelmesi için yardımcı olacağını düşünüyorlardı, zamanında adımlarını doğru atıp öncü olsalardı. Bu "örnek olma, doğruyu yapma" işlerinin yaptırılmaya çalışılmasından hiç hoşlanmıyorum ben.
diğer arkadaşlarınız neden dilekçe vermenizi istiyor biliyorsunuz bence..sanırım kendi bıkkınlıklarını sizi öne sürerek halletmeye çalışıyorlar..olgun tavrınıza devam edin tavrın devamı olmadığı sürece de dilekçe işini askıya alın..öğretmen hanım edepsiz biri ise başı önde gezeceğine daha da saldırganlaşacaktır öyle olması durumunda dilekçeyi bireysel olarak değil zümre olarak vermeyi teklif edin.
Bir arkadaş yorum yazmış olay esnasında güldüm diye "Terbiyesiz, bağırıp çağıranlardan daha tehlikelisin, kışkırtmak için gülmüşsün sinsi" vs demiş bana.
Oysa bu benim yaratılış özelliğim saydığım bazı durumlarda ters tepki vermem, olgunluktan da değil incinmem ve etkilenmem de ondan.
Anlattığım olayda arkadaşın haksız olmasına rağmen ağzından tükürükler saça saça hakaret etmesi komikti, güldüm.
O yorumu yazan arkadaşa da güldüm mesela, lüzumsuz sinir harpleri gülünç geliyor bana.
Bağırıp çağıranlara ve böyle davrananlara karşılık olarak bağırılıp çağrılmasına o kadar alışmışız ki...
Birisi hakarete aynı karşılığı vermeyince yapay, sinsi ya da anormal görünüyor.
Millet olarak da sorunumuz bu zaten, herkes cinnet halinde.
Bağırıp çağırıp rahatlıyor ya da kendine çatan olursa en sert karşılığı vererek iyi hissediyor.
Bu nedenle bir sürü tatsızlık, huzursuzluk oluyor, reelde, sanalda, yok yere.
Ama sizinle aynı durumdayız.
Ben de aileme, arkadaşlarıma, sevdiğime böyle olamıyorum maalesef, bu benim de zayıf noktam.
Yani çok sevdiğim insanlara karşı böyle sakin bir duruşum yok.
Ama hatalarını görüp anlaşamadığımıza hükmettiğim ya da ilk kez karşılaştığım, tanımadığım insanlara karşı böyleyim çünkü içime dokunmuyor, sözleri, tavırları, bir yaşanmışlık yok ki neyi umursayayım...
Oysa asıl anlayış ve iyi niyeti sevdiklerim hak ediyor ama onların hatalarına tahammül edemiyorum maalesef.
Belki siz de sevdiklerinize karşı benden daha hassassınızdır, yine de umarım ikimiz de herkese karşı anlayışlı olmayı başarırız.