- 7 Temmuz 2011
- 5.100
- 201
-
- Konu Sahibi JessicaJoy
- #41
Beni bu konuda asıl rahatsız eden nokta tartıştığınız öğretmenin hatalı hazırladığı sorular. Açıkça söyleyeyim ben sizin yerinizde olsaydım o öğretmeni bana hakaret ettiği için değil yüzlerce öğrencinin geleceğiyle oynadığı ve oynamaya da devam edeceği için şikayet ederdim. Bu tür öğretmenler yüzünden öğrenciler esasen başarılı olabilecekleri konularda başarısız olmuş, çoğu derslerden soğumuş, velilerin bizim çocuk yapamıyor baskılarına maruz kalıp ileride belki istedikleri ve çok rahat geçinebilecekleri işler yerine kıt kanaat istemedikleri işlerde ailesini geçindirmek zorunda kalmışlardır. Çok abartmışım gibi görünse de yazdıklarım aslında hepimiz biliyoruz ki zamanında bazı haksızlıklara uğramasaydık ya da sınav kağıtlarımız tamamen objektif öğretmenler tarafından incelenseydi ya da soruları hakikaten olması gerektiği gibi hazırlasalardı çok farklı bir gelecekte olabilirdik... Şahsen ben 6. sınıfta sosyal bilgiler dersime giren öğretmenimi karnelerimizi almaya 3 gün kaldığı için bu saatten sonra sınav mı okunur deyip 95lik kağıdıma 65 verip ortalamamı etkilediği için buradan kınıyorumAynı şekilde ilkokuldayken eşimi; annesi başı kapalı cahil bir kadıncağız diye ezip sınıfta çalışkan - orta - tembel şeklinde sınıflandırma yapıp aslında gayet başarılı olan eşimi tembel sınıfına yerleştiren, matematik zekası çok iyi olmasına rağmen o dersten nefret ettirip tüm yaşantısını etkileyen, şimdi de beni görünce niye selam vermiyorsunuz diyen o öğretmeni de o zamanlar elimden gelse tüm yetkili makamlara şikayet edip görevinden aldırmak için savaş başlatırdım...
pes vallahi ya ne diyeceğimi bilemedim. Bu arada konuyu bir solukta okudum ve o şahsı erkek olarak canlanmıştım gözümde, ama kadınmış. Bağırıp çağırmasını falan canlandırıyorum şimdi de.. ne kadar itici bi sahnedir o
eski bir öğretmen olarak tavsiyem dilekçe verin bence.sonra insanın içinde kalıyor ve hayıflanıyor.
vakti zamanında bir kurumda çalışırken amirm tarafından sözlü hakarete uğradım, umursamadım sizin gibi davrandım ve pişmanım keşke dilekçe verseydim diye düşünüorum.
nefret ediyoum öyle kaknem öğretmenlerden, soru hazırlamazlar, sınav okumazlar zümreye gelmezler hiçbir halt yapmazlar ama herşeyi en iyi onlar bilir, tecrübelerine güveniyorşar ama sakalı değirmende ağartmış misali işte...
11 zumresi olan bir okul hic gormedigim icin ne sansliyim.Tekim.Oh. Kafa rahat..
Mudurunuz o ortmda ordamiydi? Olanlardan haberi var mi? Olasi bir sorusturmada bu kavga esnasinda olay sahit olanlarin sahitliginden eminsin degil mi?Cunku boyle durumlarda once yangind kul birakmayanlar olay buyuyunce "aslinda oyle degildi"ye donebilirler.
Ben olsam ki okulunuz cok buyuk belli bu defalik gormezden gelirim ama aportta beklerim.Bir daha boyle bir durum olursa affetmem.
Seneye de ayni okulda calisacaksaniz da sene basi zumrenizde sinavlari kim ve nasil hazirlayacginizi kararlastirin.
Hiç bir insana karşı böyle umursamaz olamadm. Ve sanırım bu benim zayıf noktam. Bu yönünüzü çok beğendim. Ama yine de dilekçe verilmesinden yanayım ben. Biz de hastanede bu tarz gerginlikler yaşıyoruz hastalarla. Ilk başlarda şikayetçi olmuyordum ama artık oluyorum ve herkes gereken cezayı alıyor. Olması gereken de buymuş diye düşünüyorum.
Çok özür dilerek söylüyorum, umurunda olmasaydı atlamazdın olaya. Uzaktan izler ve bu durumu yaşamazdın. O yüzden ''Umurumda değil.'' demen pek inandırıcı gelmedi bana.
Şu an uğraşmak değil, hakkını düşünüyorsan dilekçeni vermelisin.
Peki kendiniz bilirim. Allah bu tür insanların şerrinden korusun. Ne diyebilirim.Zümredeki diğer arkadaşlar hatalı sorular ve öğrencilerin düşük notlarına rağmen olayı kapattılar.
Sadece ben tepki gösterip iletişimi kestim, o günden beri selam sabah yoktu aramızda.
Soruları hazırladığımız arkadaşım ve ben karşısındayız, diğer iki arkadaşımız derste...
Yani "Nasıl bensiz hazırlarsınız" diyerek bağırdığı kişi benim, ben ve arkadaşım.
Yani "atlamadım" atlamanın hakkını verecek şekilde hakaretle kavgaya iştirak etmedim.
"Bana kızınızı bırakıp geleceğinizi söylemediniz" diyerek giriş yaptım ki hakaretler sıralandı.
Haliyle arkadaşıma ve bana bağırırken uzaktan izlemek pek mümkün olmadı.
Umursamamak?
Bu bir his, inanmak için kendiniz hissetmeniz lazım, inandırıcı gelmemesini anlayabiliyorum.
Dilekçe vermeyi düşünmüyorum.
Tek sebep değil ama umursanmadığının bir göstergesi olabilir arkadaş için...
Kendiniz bilirsiniz pardon, yorgunluguma verin.Peki kendiniz bilirim. Allah bu tür insanların şerrinden korusun. Ne diyebilirim.
Bu zümre toplantıları falan da hep böyle geçiyor herhalde. Eşim de hep gelip böyle şeyler anlatıyor. Ama böyle bir durumda diğer hocaların müdahale etmemesi hiç olmamış. Eşim olsa yerin dibine sokardı o hocayı. Kendi açısından değil, başka hocalar kendi hakkını savunmayıp sessiz kaldığında da, onların savunuculuğunu yapıyor haklı olarak. Burası biraz daha farklı sanırım. Yerli, yani doğulu olmayan öğretmenlere kötü davranıyor diğer öğretmenler. Eşim de çoğu aday olduğundan pek de ses etmediklerinden onları savunuyor haklı olarak. Bence dilekçe ver. Aklı başına gelsin. Yaptığı yanına kalmasın.Bu bir öğretmenler odası konusudur ve sözlü şiddet içerir. Uzundur, detaylıdır, okuyanın gözlerine sağlık...
Meslektaşlarımın, öğretmenler odasında bir şekilde bulunmuş velilerin, kendi anılarıyla öğretmenlerini ve durumu değerlendirecek hanımların görüşlerini bekliyorum.
Kalabalık bir okuldayız, her branşta on birden fazla öğretmen var ve sınav hazırlama, evraklar vs konusunda ortak hareket etmemiz gerekiyor.
Aramızda yaşça en büyük olan arkadaşımız soru hazırlama işini kendi tabiriyle "biz gençlere" bıraktı. Tarz olarak öğrencilerin düşük not almasını istediğini ifade ettiği ve zorlayıcı olduğu için biz de bu durumun öğrenciler lehine olduğuna inandık, rahatsız olmadık ve keyifli bir zümreyiz, şimdiye kadar soruları mutlu mesut hazırladık.
Bir gün soru hazırlama toplantısına katılmak istedi. Biz soruları hazırlarken memnuniyetsiz konuştu, beğenmedi ve bu kez sınıflardan birini kendi hazırlamak istedi, bizler de kabul ettik. Ertesi gün gelmesi gereken sorular günler sonra geldiğinde çoktan seçmeli (şıklı) soruların her birinin birden fazla doğru cevabı olduğunu gördük. Sınava sadece bir gün kaldığı için de problemli soruları değiştirerek sınavı o şekilde yaptık ve o da bunu fark edince sorularının beğenilmediğini iddia ederek tartıştı bizimle.
Sonrasında diğerleri muhabbeti sürdürürken ben kendisiyle iletişimi kestim çünkü herkesin içinde zümremizi bu şekilde lanse etmesinden rahatsız oldum, o da benim bu tavrımdan rahatsızdı tabii ki...
Son sınavda ipler tamamen koptu. Kendisine soru hazırlamak için odaya geçtiğimizi söylememize rağmen gelmedi, biz de geçip işimizi bitirdik. Döndüğümüzde kontrol etmesini, isterse sorularda değişiklik yapabileceğini söyledi bir arkadaşımız ve o an orada bulunan öğretmenlerin (yaklaşık yirmi kişi) önünde cümbüş başladı.
"Benim neden haberim yok, nasıl bensiz geçersiniz, ben kızımı bıraktıktan sonra gelecektim" diye bağırmaya başladı. Arkadaşıma öyle bağırdığını görünce "Bana öyle bir şey söylemediniz" dememle "Seni muhatap almıyorum da ondan, herkesi etkin altına alıyorsun, herkes senin dediğini yapıyor, senin burnun havada, terbiyesiz, hadsiz" diye bağırıp çağırması bir oldu. Ben gayet sakin dinledim ve şimdiye kadar böyle bağırıp çağırarak, hakaret ederek kavga ettiğini gördüğüm çok öğretmen olduğundan hiç istifimi bozmadım, gülümseyerek "böyle olacaksam hiç terbiyeli olmayayım, içinizde kalan başka şeyler varsa onları da söyleyin, rahatlarsınız, ruhunuza iyi gelir" dedim, hakarete devam ederse yasal olarak hakkımı arayacağımı da ekledim. "Sahte sahte gülme" diye bağırdı, yalandan gülüyorum sandı ama gerçekten dedikleri umurumda bile olmadı, kendisi benim için hiçbir şey ifade etmiyordu önceki tavırlarından ötürü.
Dilekçe verip idare tarafından hatta ötesi, müfettişler tarafından ifade verdirmek durumunda bırakabilirim. Sendikamı bizzat devreye sokarak dilekçe vermeksizin de uyarı almasını sağlayabilirim ama bunların hiçbirine gerek duymuyorum çünkü zerre kadar umursamıyorum, o gün oradaki tüm öğretmenlerin hakaretle cevap vermediğim için ne kadar olgun davrandığımı ifade etmelerinden gayet memnunum ve öğretmenler odasında süklüm püklüm dolaşmak durumunda kalmasını izlemekten daha büyük bir cezaya gerek görmüyorum zaten kavgalı olduğu onca kişi varken bir de bu olayın herkesin önünde onun karakterini bir kez daha ortaya koymasını yeterli buluyorum.
"Edepli edebinden susar edepsiz ben susturdum sanır" durumu da değil, gerçekten benim için hiçbir şey ifade etmeyen biri söz konusu...
Sorum şu: Siz ne düşünüyorsunuz? Hiç umurunuzda olmamasına rağmen "Dur şununla uğraşayım" der miydiniz? Bugün bir arkadaşım ısrarla "Dilekçe vermek için ne bekliyorsun, kadın neler dedi" diye tutturdu, benim umursamazlığımda sizce de bir problem var mı?