Teoman ///Söz Müzik Teoman

seaBahAR

Nosce Te İpsum
Pro Üye
13 Nisan 2007
15.554
36.070
1.123
1copy5kp6.jpg


Teoman'ın "Söz Müzik Teoman" albümü, Türkiye'nin ilk "düet best of" albümü..

Hit olmuş 14 Teoman şarkısını, Türkiye'nin sevilen sanatçıları seslendirmiş.

Albümün içeriği şöyle:

1 - paramparça - sezen aksu
2 - gönülçelen - yalın
3 - kim? - candan erçetin
4 - rüzgar gülü - yaşar
5 - istanbul’da sonbahar - nil karaibrahimgil
6 - sürpriz - emre aydın
7 - senden önce senden sonra - izel
8 - güzel bir gün - mirkelam
9 - duş - irem candaş
10 - iki çocuk - yavuz bingöl
11 - bugün - kreş
12 - istasyon insanları - harun tekin
13 - kişisel bir şey- rashit
14 - gökdelenler- hayko cepkin


Teoman'ı, benim gibi her albümünü alacak kadar sevenlerdenseniz ; baştan aşağıya cover çalışması olan bu albüme ısınmanız biraz zor olur.. Ben zorlandım açıkçası..

Şarkılar zaten bildiğimiz Teoman şarkıları.. Bildiğini, bildiği gibi duymak isteyince insan kısa devre yapıyor herhalde.. Genel olarak şarkıların altyapısında değişiklik yapılmadığını söyleyebilirim.

Şarkıları defalarca dinledim. Sadece 5 şarkıcıya geçiş verebiliyorum kendimce..
Nil Karaibrahimgil * Yaşar * Kreş * Hayko Cepkin * Mirkelam

Bu beşin içinde de en başarılısı Mirkelam ve elbette yine bana göre..

Teoman'a, her zamanki gibi aklına eseni yapmaya devam ettiği için teşekkürler... Hep böyle kal Teoman.
 
Otobüs ve tren yolculuklarında bünyeye iyi gelen şarkılar vardır. Aslında iyi olmanın dışında, geride bıraktıklarını düşünmek için fırsat veren, valizini almış giderken, pencereden baktığında kafanı bulandıran sorulara cevap arayan şarkılardır bunlar.

O an cevapları aramaktansa yola kendini bırakmayı kafayı koymuşsundur,hiçbir şeyi düşünmek istemeden, sadece ilerleme isteğiyle dolusundur. Ama ne tuhaftır ki olayı dramatikleştirmek istercesine de ‘tren’i seçmişsindir mesela. Müzik çalar, sözler acıtır bir şekilde, ama yol hep devam eder…

Türkiye’de rock müziği adına yapılanlarda önemli bir rolü olan Teoman’ın şarkıları da yolculuk şarkıları arasında keyifle yerini alabilir.

11 yıllık müzik hayatında Türk müziğine önemli besteleri ve söz yazarlığı olan Teoman’ın ‘tribute’ albümü henüz çıktı piyasaya. 14 şarkıcının yeniden yorumladığı Teoman şarkıları, farklı kimliklere girerek Teoman sevmeyenlerce hemen eleştiri oklarına maruz kaldı. Maruz kaldı çünkü şöyle bir düşünce var; ‘tribute’ albüm artık yaşını başını almış, müzikte şöyle en az bir 25 yılını doldurmuş, öğrenciler yetiştirmiş, kitleleri çok zaman peşinden koşturmuş bir ustanın yapması gereken bir albüm konsepti demek. Ancak Teoman, bekleyememiş, 11 yılını ‘matah’ sayıp sözlerini ve bestelerini yaptığı şarkıları Türkiye’de çok sevilen şarkıcılara söyletmişti. İşte Teoman’ın yanlışı buydu. (!)

AntiTeomancılar tarafından Teoman’ı karalamak kolaydı, şarkıları da öyle. Ama gelin görün ki o 14 şarkı bir şekilde söylenmişti ve devamı da gelecekti. Üstüne üstlük geçtiğimiz yıl Bülent Ortaçgil gibi bir müzik ‘ozanı’na bile şarkılarını söyletme başarısı gösteren Teoman’ın iyiki de canı bu albümü yapmak istemiş, bir de üstüne kitap hazırlamış, fotoğraflarını, sözlerini, bestelerini koymuş.

Neyse, yol şarkıları diyorduk biz, cd’ye geçelim. İlk şarkı, yine Teoman şarkısı söylemiş Müslüm Gürses’in olağanüstü yorumladığı ‘Paramparça’ şarkısının Sezen Aksuvari yorumuyla başlıyor. İspanyol rüzgarını kaptırmış bir düzenlemeyle, klasik bir Sezen yorumunun birleştiği iyi bir başlangıç.

Ancak yine de insan dinlerken Müslüm tarzını arıyor. Şarkının ‘arabesk’ havası, Müslüm Gürses’in taburede oturup acı acı söylediği “Bugün benim doğumgünüm, hem sarhoşum, hem yastayım, bir bar taburesi üstünde, babamın öldüğü yaştayım” sözlerini daha bir gerçek kılıyordu sanki.

Yalın’ın hiçbir şarkıda değişmeyen, her şarkı birbirinin aynısıymış hissi veren yorumuysa, ilk defa böyle bir albümde yer almasına rağmen değişmemiş. Yine Yalın kendi şarkılarını söylüyor gibi. Fazla esprisi yok ‘Gönülçelen’ in… Düzenlemesi de şarkının aslını aratmıyor değil.

Candan Erçetin’in söylediği ‘Kim’ şarkısı bir o kadar etkili, kulaklara huzur verecek cinsten. Titrek, hüzünlü bir kadının şarkısıymış gibi, kırık dökük sözlerle ‘sonbahar’ı anımsatıyor şarkı. Nil’in söylediği İstanbul’da sonbahar’daki gibi ‘şehrin üstüne dökülen sarı yapraklar’ ruhu var.

Şarkının en vurucu sözüyse ‘Biz büyür dünya değişirken, birbirimizi düşünüp başkalarıyla… sevişirken” Teoman’da arka fondan usulca giriyor bu sözlere.

Nil Karaibrahimgil riske girmemiş. Bildiğimiz Nil’ce şarkılardaki gibi. En hüzünlü Teoman şarkıları top 5 listesinde yerini kolayca alabilecek ‘İstanbul’da Sonbahar’ la buyurmuş albüme. İnce ince, içimize işleye işleye söylemiş şarkısını.

Albümün göze çarpan önemli isimlerinden biri İzel. Teoman’ın müzik hayatında en kaliteli şarkılarından ‘Senden Önce Senden Sonra’ ya kattığı yorum çok başarılı. Müziğin kalbini yakalamış “Daha kaç vücut gerekli, benim seni unutmama”derken, ürpermeniz olası.

Arkada giderek yükselen müziğin vuruşlarını da unutmamak gerek. Piyanonun ezgisi, İzel’in buğulu sesi, Teoman’ın dahil oluşu, albümün en iyi şarkılarından birini ortaya koyuyor. Adeta yeniden yaratılmış bir şarkı Senden Önce Senden Sonra. Üstelik düet düşüncesi de güzel.

İki kişinin birbirine itirafı, haykırışı, özlemi ve yitirilmiş bir aşkın çaresizliği olarak düşünecek olarak, İzel ve Teoman, şarkıyı hikayeleştirmiş sanki. Özellikle kulaklıkla dinlemeniz ve sesi biraz açmanız, bu yazının tavsiyesidir.

Mirkelam’ın söylediği ‘Güzel bir Gün’ ve Emre Aydın’ın ‘Sürpriz’ şarkılarında fazla sürpriz yok! Ama not düşmek gerekir ki; insan ister istemez, Mirkelam’dan daha farklı bir yorum bekliyor. Bülent Ortaçgil’in ‘Çiçekler’ini ve Ezginin Günlüğü’nün ‘İstanbul’una kattığı farklılık öylesine güçlüydü ki, Teoman’ın şarkısında onu bekliyorsunuz.

Hayko Cepkin’i duydunuz ya da duymadınız. Seversiniz ya da sevmezsiniz. Ancak ‘Gökdelenler’i mutlaka dinlemelisiniz. Yüzünüze tokat gibi çarpan sert bir girişle başlayan şarkı, yine en sert haliyle başlayıp finalini yapıyor.

Harun Tekin’in 'İstasyon İnsanları’, daha önce Bülent Ortaçgil’den dinlemiş olanlar için biraz sönük olabilir. Kreş grubundan ‘Bugün’ de olursa olur, olmazsa olmaz dedirtenlerden.

Bir de Yaşar ‘Rüzgar Gülü’ nü söylüyor ki, ilk dinleyişte Yaşar olduğunu çıkaramıyorsunuz. Sesinde oynamalar yapmaya çalışmış şarkıcının çatlak sesi bu defa neredeyse tamamen çatlamış. Soğuk, uzak ve bir o kadar sislerle çevrili bir ses ama sanki biraz zorlama olmuş hissini de veriyor.

Yavuz Bingöl’ün söylediği ‘İki Çocuk’ şarkısı için ‘tanışma’ diyelim. “El sallamıştı annesine, bayram izni dönüşünde. Hissetmiş miydi oğlunu, kurşun kalbi deldiğinde?” Teoman’ın yazdığı şarkılar içinde diğerlerinden ayrılan bir şarkı, hiç kuşkusuz.

Albümün 9. şarkısı olmasına rağmen, yazının inatla sona sakladığı ‘Duş’, İrem Candar’ın nefes kesen sesiyle girişini yapıyor “Bu aşk, bizi nereye savurursa, o kadar acıtacak canımızı…”

Kadın (İrem Candar) en alaycı tonunu verirken sesine, adam (Teoman) çıkageliyor ansızın. Sözler edepsiz, siz de edebinizi unutuyorsunuz bir yerde. Şarkı sizi alıp götürüyor, peşine düşüyorsunuz, fazla hınzır.

Teoman’ın bu albüm hakkındaki önyargılara kafayı takacağı yok hiç kuşkusuz. Zaten gerek de yok. Bu kadar “söz- müzik Teoman” olunca, yuhlamalar yerine alkışları duymak daha doğru geliyor sanki. Ancak cd’nin tek kötü yanı keşke daha çok şarkı olsaydı albümde dedirtmesi. Öyle bir boşluk, bir eksiklik yaratıyor 14 şarkı . “Papatya, O, Yağmur, Sessiz Eller, İki Yabancı, Mutlu Son Yoktur, gibi şarkılar da olsaydı ya” dedirtiyor.

Çünkü yol uzun, daha çok şarkı gerekiyor ama iyi ki sözü müziği Teoman yazmış, iyi ki bu şarkıları bu 14 isim söylemiş.


Nilüfer TÜRKOĞLU
 
Back