- 4 Ekim 2007
- 248
- 0
- 316
- 43
- Konu Sahibi Cirkin Peri
- #1
İşte gene bahar gelmişti tüm güzelliğiyle.Ağaçlar yavaş yavaş yeşil yapraklarını gösteriyordu yeryüzünde.Güneş artık daha fazla çıkıyordu ve daha fazla ısıtıyordu insancıkların yüreklerini..
Buna rağmen hala sonbaharı yaşıyordu Seherin kalbi.. Nedense sonbaharı yaşamaktan hiç vazgeçmemişti genç kız.. Yaz geliyordu, kış...… Ama o hep sonbahardı..Hep sonbahardaydı.. Her zaman sonbaharın hüznünü taşıyordu kalbi, hep buğuluydu gözleri..Sanki bir şey ufacık bir şeyde bile hazırdı ağlamaya.. Yüreği titrekti her zaman ,yavru bir ceylan gibi korkardı kırılmaktan. Bakışlarını kaçırırdı her zaman insanlardan.. Sanki kaçırmazsa gözlerinden içine işleyeceklerini ve kötülüklerini ona da sunacaklarını düşünürdü ve bu yüzden hiç kafası yerden kalkmazdı yürürken.… Aslında farkındaydı korkularının hastalık derecesinde olduğunun ama zamanında çok kırılmıştı yüreği ve geçer dedikleri halde geçmemişti içinde oluşan yaralar.Arkadaş grubu da var denemezdi Seherin çünkü o yaşıtlarının konuştuğu sevgili muhabbetlerinden oldukça sıkılır; genç olduğunu, yapması gereken şeylerin, düzeltmesi gereken bir düzenin olduğunu savunur sürekli kaçardı, sürekli sıkılırdı konuşulan konulardan.Kaçmasının sebebi gerçekten düzeni düzeltmek mi yoksa geçmişte yaşadığı kırgınlıklar mı o da bilmiyordu aslında.Sadece kaçıyordu hem de arkasına bakmadan süratle kaçıyordu her şeyden…Bazı geceler oturduğu yerde dalardı hayallere.. Hiç bilmediği, hiç tanımadığı birinin omzunda;bilmediği bir yerde, belki sahili izlerken belki bir evde pencere kenarında yağmur damlalarının birbirleriyle oynamalarını seyre dalmışken ağlamak isterdi sınırsızca.Bazı zamanlar diyar diyar gezdiğini görürdü gözü açık gördüğü düşlerinde.Sürekli düşler alemindeydi kısacası..Uyuması veya uyanık olması fark etmezdi onun için hayaller alemine gitmesine.Bazı geceler yüreğindeki o büyük sevgiyi birisiyle paylaştığını görürdü, şşte o anda anlardı aslında gene düşlerine kapıldığını..En çok sadece bir kişiye verdiğini gördüğünde sevgisini bilirdi ki o an hayallerine dalmış gene ve çıkması gerek, gerçek dünyaya dönmesi gerek genç kızın.Pek inanmazdı sevgiye Seher, insanların nedendir bilmediği açıklayamadığı bir sebepten, sürekli yalan üzerine kurulmuş bir dünyada yanlalar üzerine
yaşadığını hissederdi ve kendini bir türlü oturtamazdı o dünyanın içine.Sürekli bir arayış içindeydi,sürekli, durmadan bıkmadan arardı..Yolda yürürken, çalışırken, telefonda annesiyle konuşurken.. Kendisi gibi birilerini arardı sürekli..Farklı olmadığını hissetmek için sürekli arardı.Evet herkesten farklı hissediyordu kendini.. Kimseyle fazla konuşamazdı, bilirdi çünkü kimsenin onu anlamadığını.. Boş bakışlar görmektense susmayı yeğlerdi, bu yüzden hep susardı..Sadece kendisiyle baş başayken konuşurdu durmadan.. En çokta geceleri olurdu kendisiyle konuşmaları.. Ve bu konuşmaları kağıda dökerdi durmadan..Çevresindeki insanlardan bıkmıştı.. Gülen yüzleri görmek istemezdi hiçbir zaman.Sen çok iyisin, sen çok güzelsin sözlerinden nefret etmişti artık;bilirdi ki bu sözlerin ardından hep bir yıkım daha beklerdi inandığı anda onu.Yalancı gülüşler hiç hoşuna gitmezdi bu yüzden.. Bazı geceler söylenen sözler gelirdi aklına,
-İyi ve güzel olmayı ben seçmedim,daha çok kötü ve çirkin olmayı istiyorum.Derdi aynaya bakarken kendine.. Benliği karşısında dururdu ve
-Biliyorum..Derdi ona..Biliyorum ama yapacak bir şey yok.
-Tek istediğim uzak dursunlar benden, gelmesinler yanıma, ben gerçek dostluklar arıyorum anlıyor musun, gerçek sevgiler..Onlarda yok artık dünyada, hepsi birer efsane sadece ve ben efsanelerin gerçek olamayacağını biliyorum;bu yüzden seçtim yalnızlığı bu yüzden kaçar oldum… Anlasınlar istiyorum bir an ve bıraksınlar beni.. Ama yalnızlıkta acıtıyor canımı.. Sadece seninle konuşmaktan da bıktım mesela..
Bu sözlerdeki çelişkiler yerdi genç kızın beynini ve sıkıntıyla dalardı uykuya.Sonra gördüğü düşlerdeki gerçek sevgilerle bir an gülerdi yüzü.Her gün aynı şeyleri yapardı durmadan, işe giderdi, işten dönerdi; bir Türk kahvesi sigara. Sonrada müzik eşliğinde düşüncelerinin esiri olmuş bir şekilde uyku.Hiçbir zaman değişiklik olmuyordu yaşantısında.Yalnızlık bu yüzden bazen acı veriyordu ona.Bu yüzden bazen çok istiyordu yanında gözlerinin içine baktığında mutlu olacağı birilerini.. Ama bu düşünceler hep bir anlık gelirdi aklına..Sonra,
-Yok böyle bir şey kandırma kendini.Derdi ve yazmaya başlardı artık yaşanmayan efsane aşkların, efsane dostlukların öykülerini önündeki deftere… …………
………....
Bir gün işten çıktığında farklı bir şey yapmak istedi canı ve bu sefer kahvesini evde değildi Beyoğlunda içmek istedi genç kız.Bir kafeye girdi, bilmediği bir yerdi hoş zaten hiçbir şey bilmiyordu, çünkü hiçbir yerde evinde bulduğu huzuru bulmuyordu.Girdiği kafe oldukça garip bir yere benziyordu ama nedensiz hoşuna gitmişti burası..Belki lüksten modadan uzak olmasıydı sebebi beklide yerde duran sedirlerden birinde oturması.. Garson geldiğinde hiç düşünmeden,
-Şekersiz bir kahve lütfen..
Dedi ve garsonun gitmesiyle bir türlü okumaktan vazgeçemediği kitabını aldı eline,bu kitabı üçüncü okuyuşuydu belki ama her seferinde daha fazla bir şeyler buluyordu kendinden...
…
-Hmm….Paulo Capriola..Çifte Krallık..Gerçekten güzel bir kitaptı, çok doğru bir seçim yapmışsınız bayan..
Bu sesle irkildi daldığı kitaptan.Ses ilgisini çekmişti çünkü fazla kimse bilmezdi bu kitabı..Daha çok kendisini arayanlar bilirdi onlardan da çok fazla olduğunu düşünmüyordu.. O insanların düşündüğünü bile düşünmüyordu aslında. Bu yüzden kitabın varlığından haberdar olan birinin sesini duyduğu için mutlu oldu bir an.Kaldırdı başını..
-Biliyorum..Dedi sadece ve gene döndü kitaba.
-Biraz ukalayız sanırım…
Bu söze karşılık hiçbir cevap vermedi Seher..Sustu her zaman yaptığı ama adam inatçıydı..Susmasına karşılık aslında onun gitmesini bekliyordu ama o beklenenin tam tersini yapmıştı..