- 25 Ekim 2013
- 1.371
- 1.676
O zaman saflari sikilastirsiniz ben de gelirim aranıza :)eh tamam o zaman. yanlız dikkat et kontes malum sizin cenah bugün kontes ilan ettiğine yarın paralelci diyor, kim vurduya gidersin valla.
Sonrada çıkar burada işidin barbarlıgından bahsedersiniz peki soruyorum size şu cümlelerinizle sizin o zalim barbar işidden ne farkınız var?! İnsanların asılmasından bu kadar zevk ve gurur duyacak bir kadının varlığına inanamazdım demek ki böyleleri de varmışyalnız o savaşın sonunda sopayı yerseniz, yine İstiklal Mahkemelerinde asılırsanız böhhüüü demokrasi çok faşik diye ağlamak yok bu sefer, baştan anlaşalım.
Çok güzel ve yerinde bir yorum olmuş tebrik ederimatatürkü her türlü kirli pis işlerine alet edenlerin şimdi çıkıp da bizlere laf söylemeye hakkı yok.2 agaç için dünyayı ayağa kaldıran her yeri yıkıp yakan Şerefli Polisime taş atan ve hamile olan eşini dul doğmamış çocugunu yetim bırakanlar soruyorum size şuanda Askerim Polisim Şehid ediliyor ''NEREDESİNİZ''?! İnsanın değeri 2 ağaç kadar bile mi değil?!..
atatürkcü geçinenler şimdi 35 bin fidanımın katili olan pkk bir olup şerefli Türk askerine karşı geliyorlar..
okypete verecek cevabınız çok ise bir tanesini verseymişsiniz malum bir çok yerde çok da güzel diyologa giriyorsunuz hayırdır burada neden kaçındınız? Bana çıkıp kadın hakkından söz edeceksin ama ben sana Kadına değerinin laiklikle değil İslamla verildiğini söyleyince susacaksınız ilginç doğrusuSanırım sizde de süleyman demirel olma özentisi var.malum şahısta başörtülü okumak isteyenler arabistana gitsin demişti yıllar önce ama şimdi başörtülü olarak öz yurdumda okuyabiliyoruz. BU ÜLKEYİ ELİ OJELİ MİNİ ETEKLİ KADINLAR KURTARMADI Kİ,NEDEN BEN BENİM ÜLKEM OLAN YERİ BIRAKIP BAŞKA ÜLKEYE GİDEYİM?!!
Benim isveç diye kısaltarak yazmam bir türk olarak size neden bu kadar çok agır geldi acaba?! Kadının hayvan gibi değer görmesi nasıl olur biliyor musun? Develet eliyle açılan genelevlerde fuhuş yaptırarak erkeklere bir malmış gibi sattırarak olur!.. O beğenmediğin Arabistan dan dünyaya yayılan din olan ''İSLAM'' Anneye Öf bile denilemez diyerek Kadına Olan 'SAYGIYI'' ögretiyor. Cennet Anaların Ayakları Altındadır diyerek Cenneti kazanmanın yolunun ''KADINDAN'' geçtiğini söyleyerek erkeklere Eşlerinize karşı iyi olun,Çocuklara da Annelerinize karşı saygılı hürmetli olun diyerek Kadını ''YÜCELTİYOR'' ve gerçek değerini veriyor. Kadına değeri ne irandan nede Arabistan sadece ve sadece ''DİNİ EĞİTİMDEN'' öğrenip alabilirsiniz. nasıl ki şimdiki kemaliz ve laik geçinenler bunu kullanıp insanlara zulüm ediyorsa, bazı kendini bilmezler de ''DİNİMİZİ'' kendi kafalarına göre yorumlayıp kullanıyor
Gurur duyun dedenizlevalla sizin dedenizi bilmem de benim dedem Çerkez Ethem'in çetesindeydi, ölene kadar da oyunu CHP'ye verdi, Atatürk'le Ethem'in yollarının ayrılmasına rağmen.
Ah ki ah... Ben dizi seyretmem hanımefendi. Hatta rüya da görmem :)Muhteşem yüzyıl gibi dizileri izleyerek beyniniz yıkanmış sizin Osmanli yi araştırın sonra yorum yapın klasik osmanlı yorumu harem cariyelik Bayatladi bunlar artik
Osmanlı toplumunda kadının statüsü incelenmek istendiğinde Osmanlı Devleti’nin coğrafi sahası, 600 yıllık tarihinin her aşaması ve her bir yüzyılı araştırma konusu olabilecek niteliktedir. Türk töresinin ve İslâmî unsurların bir sentezinin oluşturduğu Osmanlı medeniyetinin üç kıtaya yayılmasında, devletin bir dünya devleti olmasında Osmanlı kadınının da erkeği kadar katkısı olmuştur.
Devletin kuruluşundan itibaren Anadolu Bacıları (Bacıyân-ı Rum) ile başlayan, Osmanlı kadınlarının siyasî, askerî, hukukî ve sosyal, ekonomik ve kültürel faaliyetlerinin tam olarak anlaşılabilmesi için Osmanlı Devleti arşiv kaynaklarının; şeriyye sicillerinin, vakfiyyelerin, tapu tahrir defterlerinin, tereke defterlerinin, o dönemle ilgili yazılan klâsik eserlerin, seyahatnamelerin yeterince incelenmesi gerekmektedir. Osmanlı kadınının statüsünün incelenmesinde dönem sınırlamasına da dikkat edilmesi gerekmektedir. Osmanlı kadınının sadece Tanzimattan sonra faal olduğunu farzederek yapılan çoğu -popüler- araştırmalarda Osmanlı tarihinin daha önceki dönemlerinde Osmanlı kadını çoğunlukla yok farzedilmektedir. Tanzimat dönemi ile ortaya çıkan farklılıkları anlayabilmek için klâsik dönem üzerinde yapılan araştırmaları da incelemek gerekir.
Mekan, zaman ve sosyal tabaka açısından geniş bir yelpazeye sahip, Osmanlı kadını içinde haremdeki, köy, kasaba ve şehirdekinin yanında müslim, gayri-müslim, Arabı, Acemi, Rumu, Ermenisi ve Türkmenine kadar uzanan bir çeşitlilikte mevcuttur.
Osmanlı toplumunda kadın denildiğinde ilk akla gelen kesim haremdeki kadın olmuştur. Harem hakkında edinilen bilgiler Avrupalı gezginler, İstanbul’a gelen büyükelçiler, sarayda hizmet etmiş esirler tarafından yazılan; ancak gerçekte, söylentinin ve hayalin birbirine karıştığı eserlerden öğrenilenlerden oluşmaktadır.
Harem halkı, “sultan unvanını taşıyanlar (valide sultan, haseki sultan, şehzadeler ve sultan kızlar), haremde bulunan idareci - eğitici kadro ve en son olarak hizmetliler grubundan oluşuyordu.Padişahın özel hayatını sürdürdüğü Harem-i hümayun; aynı zamanda Enderun kısmı ile erkeklerin, harem kısmı ile kadınların eğitim gördüğü bir mekan idi. Her iki bölümde ilerleyebilmenin şartı, liyâkat ve zekâ idi, hareme alınan cariyelerin saray görgülerini öğrenmeleri, terbiye ve nezaket konusunda bilgi sahibi olmaları amacıyla eğitimlerine dikkat edilirdi. Harem de kadınlara okuma-yazma, Kur’an-ı Kerim ve Türkçe öğrenmelerinin yanında nakış işlemek, dikiş dikmek, dantel işlemek, örgü örmek gibi meziyetler de kazandırılıyordu.
Harem hiyerarşisi içinde ğitim süresi Enderunda olduğu gibi yedi sekiz yıllık bir eğitimden oluşuyordu, her kademede başarılı olanlar bir üst eğitime geçerlerdi. Bu sistem içinde yükselen kadınlar farklı bilgi ve becerilere sahip oluyorlardı. Padişah eşlerinin hemen hemen hepsinin odasında bir kitaplığı vardı. Günlerinin büyük çoğunluğunu okumakla ve okudukları kitaplar hakkında sohbet ederek geçirirlerdi. Özellikle tarih kitapları okuyanların yanında musikiye aşina olanlar da vardı. Bu açıdan valide sultanların çeşitli dönemlerde menfi-müsbet manada sarayda etkili olmalarında aldıkları eğitimin de etkisi büyüktür.
Padişah kızlarının -sultanların- eğitimi ile ise kendi anneleri, dadı ve kalfalar uğraşırlardı. Okuma çağına geldiklerinde padişahın emri ile ilk derslere başlanırdı. Kur’an-ı Kerim’i okuma, Arapça, Farsça derslerinin yanında matematik, tarih, coğrafya dersleri verilirdi. XIX. yüzyıldan sonra bu derslere Fransızca, musiki, piyano dersleri de eklenmiştir.
Osmanlı da sadece haremdeki kadın değil; Anadolu kadınının da hukukî, sosyal, ekonomik alanlarda haklarını kullandıklarına dair örnekler bulunmaktadır.
Aileye verilen öneme bağlı olarak bu müessesenin kurulması, devamı için devlet tarafından birtakım tedbirler alınmıştır. İslâm hukukunun uygulandığı Osmanlı Devletinde evlenmelerin kadı huzurunda yapılması ve yazılı hale getirilmesi ile kadınların güvence altına alındığı görülmektedir. Fetvâlarda, izinnâmelerde ve sicillere kaydedilmiş nikah akidlerinde evlenecek kızın bu evliliğe razı olması şartı getirilmiştir. Dönemin kayıtları incelendiğinde hakkında kayıt tutulmayan evlenme akidlerinin geçersiz sayıldığı ortaya çıkmaktadır. Osmanlı Devletinde evlenme, boşanma, miras konularında kadınlar mahkemelere başvurarak haklarını aramışlardır.
Mahkemelere kadınların başvurmalarının başlıca sebebleri; İslam hukukuna göre hakları olan miras, nafaka ve mehir konusunda alacakları ve anlaşmazlıkları halletmek idi. Kadınlar nikah akdi sırasında boşanma selâhiyeti isterlerse bu haklarını kullanabiliyorlardı. Şiddetli geçimsizlik kadının boşanma talebinde ilk sırayı alıyordu. Gaziantep’de Ümmühan adlı bir kadın mahkemeye başvurarak kocası Osman b. Ali’den mehrinden ve iddet parasından vazgeçerek ayrılmıştır. Ancak kadın daha sonra ödediği bedelin ağır olduğunu belirterek bu miktarı ödemesinin zor olduğunu ve haksızlığın giderilmesini talep etmiştir.
Erkeklerin eş ve çocuklarının geçimini temin ile mesul olmasının bir sonucu olarak ortaya çıkan nafaka hakkı erkeğin kadına karşı bir mesuliyeti idi. Bursa’da Abdullah oğlu Mehmet İzmir’e giderken ailesinin nafakasını karşılama konusunda bir akrabasını kefil tayin etmiş, ancak bu kişi vazifesini yerine getirmeyince Mehmet’in eşi Kerime Hatun mahkemeye başvurarak hakkını istemiştir.
Ölen şahsın kimliği, varisleri, aile fertleri, çocuk sayısı, anne ve baba, kardeşler ve mirasa dahil edilen diğer akrabalar hakkında bilgi sahibi olduğumuz tereke defterleri üzerinde Ankara, Kayseri, Konya, Sivas, Amasya, Adana, Diyarbakır, Edirne, Manisa ve Trabzon şehirlerinde yapılan bir araştırmada 1350 tereke defterinden 246 tanesi kadınlara aittir. Bunlar içinde 10 kadın köyde, diğerleri ise şehirde yaşamaktadır.
Şeriyye sicillerinde yapılan incelemelerin büyük çoğunluğunda çok eşliliğin yaygın olmadığı, birden fazla eşle evliliğin en önemli sebebinin ise; evlat sahibi olma, kız çocuğu olanlar arasında da erkek evlat sahibi olma arzusu vardı.
Sosyal yardımlaşma ve dayanışma anlayışının ilk örneğini bulduğumuz, “çıplak milleti giydirmek, aç milleti doyurmak” ifadesi Türk-İslâm devletlerine vakıflar yoluyla toplumun ihtiyaçlarının karşılanması şeklinde devam etmiştir. Toplumda karşılıklı sevgi ve saygı anlayışı ile hiçbir zorlama olmadan sahip olduğu imkanlardan diğer insanların da yararlanmasını isteyen kadınlar, vakıflar yolu ile kurdukları cami, mescid, han, hamam, medrese, kütüphane, hastahane, köprü, sebillerin Anadolu’nun hemen hemen her köşesine nakşedilmesinde de büyük rol oynamışlardır. Özellikle kadınların bu konuda en az erkekler kadar istekli olmaları da ayrı bir önem taşımaktadır.
Yoksul kızlara çeyiz verilmesi ve düğün yapılması, okul çocuklarına gıda, elbise, yakacak yardımı, yoksullara yemek verilmesi, borçluların borçlarının ödenmesi, mahallelerden köylere kadar su ihtiyacının sağlanması gibi farklı sahalarda faaliyette bulunan hizmet amaçlı vakıflar kurulmuştur. Böylece sadece aile kadınlarını değil yetim, yoksul, mahkumları da içine alan kadınlara imkanlar sağlanmakta idi.
Saray çeşitli yönleri ile halka önderlik etmiştir ki, bunların başında valide sultanların başını çektiği hayır müesseseleri olan vakıflar da gelir. Osmanlının ilk zamanlarında kadınlar tarafından yaptırılan önemli bir vakıf kuruluşu Manisa’da Hafsa Sultan tarafından yaptırılan külliyedir. Külliye içinde bulunan hastahanede ruh hastaları musıki ile tedavi ediliyordu. Bu aynı zamanda kadınların ekonomik haklarını dilediklerince kullanmalarına bir örnekti. Bugün Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivinde yer alan 30.000 vakfiyyenin içinde kadınların kurduğu vakıfların sayısı hiç az değildir
Ankara Şeriyye Sicilerine göre burada kurulan 151 vakıftan 43 tanesi, 1546 tarihli İstanbul Tahrir defterlerine göre ise 2517 vakfın 913’ü kadınlara aittir.
Kadınlar, ekonomik hakları bakımından tıpkı erkekler gibi eşit haklara sahipti. Kazandığı para kendisine aitti ve dilediği gibi kullanabilirdi. Kadınların gelirlerinin başında, evlenirken nikah akdi sırasında belirlenen mehir, miras payı ve diğer yollardan elde edilenler bulunuyordu. İslâm hukukuna göre mal ayrılığı prensibine bağlı olarak kadınlar bu gelirlerini istedikleri gibi çeşitli yatırımlarla değerlendirmişlerdir. XVII. asırda Kayseri’de mülk sahibi olan erkekler ile kadınların sayısının birbirine yakın olduğu tespit edilmiştir. Kadınlar ticarî haklarını da bizzat ya da vekilleri vasıtasiyla mahkemelere başvurarak aramışlardır.
Toplumda kadının iktisadî faaliyetinin bir yönü de; tarımın başlıca geçim kaynağı olmasından dolayı, ekim, dikim, hasat, satış konularında kadınlar erkeklerle aynı, kimi zaman daha önde olmuşlardır. Kırsal kesim kadını bu açıdan anaerkil yapıyı sürdürmektedir. Şehirlerde yaşayan kadınlar ise bu kez el emeklerini değerlendirerek isimlerini duyurmuşlardır. Manisa’da şehre getirilen pamuğu ip haline getiren ve tezgahlarda dokuyan kadınlar şehirde çıkrık sayısı artınca bundan mağdur duruma düşmüşler ve çıkrıkların sayısının sabit tutulması için mahkemeye başvurmuşlardır. Şehirlerde yaşayan kadınlar ise dokumacılık, ip eğirme, örgücülük gibi işlerde çalmışmışlardır. Bursa’da mum imaliyle uğraşan Fatıma Hatun loncaya kaydedilmek için mahkemeye başvurmuştur.
Osmanlı Devletinin klâsik dönemine bugünden bakarak kadınların siyasî, ekonomik, askerî, kültürel haklarının olmadığını belirtmek mümkün değildir. İncelenen Osmanlı kaynaklarına dayanarak Osmanlı kadınının işlevsiz bir yapıya sahip olmadığını söylemenin yanında mükemmel olduğunu da iddia etmemek gerekir. 600 yıllık Osmanlı Devletinin arşiv kaynaklarının henüz yeterince incelenmemesi, Osmanlı Devleti açısından da daha pek çok keşfedilecek mevzuun olduğunu göstermektedir. Buna bağlı olarak Osmanlı kadınının Türk- İslâm kültürünün temel taşlarının bugünlere taşınmasında önemli bir role sahip olduğunu göz ardı etmemek gerekir. Biraz tarih öğrenin ayrıca sizin atalarinz kim osmanli yi karalama sevdasına tutulmussunuz
ben şuna karar verdim saraylım sen bence tayyibi kıskanıyorsunn..Benim paylasimimin hic bir yerinde Sozcu gazetesi yok.. nerden cikariyorsun?
RTEye gelince.. Her halde bu ulkeye hizmet edecek, yol yapacak, kopru yaptiracak.. Kendinden once gelenlerin de yaptigi gibi.. Adam bos araziye basbakan gelmedi sonucta. Onu bos bos koltukta otursun, sefa sursun, ahkam kessin diye de secmedi bu millet, basbakanken aldigi 14 milyar maasi babamizin hayrina vermiyorduk degil mi? Bedava yapmiyor ne yapiyorsa, ucretini aliyor.
Sen de calisiyorsundur belki.. Milyonlarca insan calisiyor bu ulkede.. Patronlarina hizmet ediyorlar, iyi kotu bir is beceriyor, karsiliginda da ucret aliyorlar. Sen isyerinde istedigin kadar basarili sayil, kasadan bir kac milyari hic ettigin soylentisi o isyerinde yayilirsa en iyi ihtimalle isin asli sorusturulana ve o hesaplar didik didik incelenene dek uzaklastirma alirsin, hatta diger isciler arasinda bu olay sakiz olduysa bunu bile beklemez patron, kovulursun.. Hani? Hani?
Bu kadar da degil.. Sen calistigin isyerinde adamin milli degerlerine hakaret edersen, musterileri asagilar doversen sana aninda kapiyi gosterirler, "ama adam su projeyi de basari ile teslim etti" demezler, yerini dolduracak biri bulunur illa ki koca sehirde.. Hani? Hani?
Oyle basit degil iste.. Yol yapti, insaat yapti ile bitmez bu isler.. Adalet islemezse halk koca ulkede samar oglanina cevirir adami..
Ilahi :)Sizin istediğiniz yönetim şekli cumhuriyet değil iken mevcut düzeni bozup yeniden cumhuriyet kuracaksınız öyle mi ? O bölünmeler ve kaoslar nelere sebebiyet verir haberiniz var mı ? Yeni bir cumhuriyet sevdasına öykünüp bir anda bir başka ülkenin sömürgesi olmak mıdır arzunuz ?
Dedelerimiz neden bu uğurda savaş verdi ? Kurtuluş Savaşı mücadelesi nedir açın okuyun naçizane.
Düzeni bozup kaos ortamından yeni bir düzen çıkarabileceğini umut edenler bu uğurda kendi canlarını ve en yakınlarını kaybetmeyi göze alıyorlar demektir. Gerçekten Türkiye Cumhuriyetini bu denli sevmiyor musunuz ? ( bu sorunun en naif ve kibar halidir )
Su cumleden sonra okumayi biraktim.Benim isveç diye kısaltarak yazmam bir türk olarak size neden bu kadar çok agır geldi acaba?!
Benim atalarim köklü osmanlıya dayanıyor 1300 lu yıllara acaba ataniz geçmişi ailesi soyu hakkındaki bilgilerinizide paylasirmisiniz rica etsemAh ki ah... Ben dizi seyretmem hanımefendi. Hatta rüya da görmem :)
Osmanlı'yı da asla kötülemem. Bunu bizzat Osmanlı ve 1. Dünya Savaş'ı seminerlerinde İlber hocanın tezleri ile dinledim.
Kanıtlı yani :)
Benim atam Anıtkabir'de yatıyor sizinkini bilemem :)
Ilahi :)
Bir de kurtuluş Savaşı nedir diye sormuşsunuz.
İngiliz oyunu İngiliz
değer miydi bir AVM için gençlerin öldürülmesine, insanların gözünü çıkarmaya, gençlerin, yetişkinlerin gidip oturup kitap okuduğu bir yeri ranta açıp orayı rezil etmeye çalışmaya.atatürkü her türlü kirli pis işlerine alet edenlerin şimdi çıkıp da bizlere laf söylemeye hakkı yok.2 agaç için dünyayı ayağa kaldıran her yeri yıkıp yakanŞerefli Polisime taş atan ve hamile olan eşini dul doğmamış çocugunu yetim bırakanlar soruyorum size şuanda Askerim Polisim Şehid ediliyor ''NEREDESİNİZ''?! İnsanın değeri 2 ağaç kadar bile mi değil?!..
Atatürkçiler mi gönderdiHabur'dan davullarla zurnalarla inenlerin ayağına Devletin Savcısını? Atatürkçüler mi dedi Sayın Öcalan diye? Atatürkçüler mi dedi birkaç Mehmet şehit oluyor diye bu süreç bitmez diye. daha düne kadar kürtçülerle kucak kucağa olanları siz Kürtlerden oy alamadınız diye unutabilirsiniz ama biz unutmayız, tarih bir tık kadar uzakta.atatürkcü geçinenler şimdi 35 bin fidanımın katili olan pkk bir olup şerefli Türk askerine karşı geliyorlar..
Pagan Araplarda kadına verilmeyen hangi hak İslamla verilmiştir, tek bir tane söyleyin. ama şunu unutmadan, Deve Kervanı olan Hz. Haticeyi ve sonra mirastan yarım pay alan kadınları unutmadan ama!okypete verecek cevabınız çok ise bir tanesini verseymişsiniz malum bir çok yerde çok da güzel diyologa giriyorsunuz hayırdır burada neden kaçındınız? Bana çıkıp kadın hakkından söz edeceksin ama ben sana Kadına değerinin laiklikle değil İslamla verildiğini söyleyince susacaksınız .
o zamanlar mini etek, oje mi vardı da o kadınlar kullanmadı? ülkeyi kurtaran kadınların arasında sadece İslamcılar yoktu, Atatürk sevdalısı, Atatürk öldüğünde yas tutan, ağlayan, oğlunun adını Mustafa, Kemal koyan kadınlar da vardı. İslamcıların Kurtuluş Savaşındaki varlığını bu kadar önemsemeyin, düşündüğünüz kadar fazla olsalardı bu kadar kısa sürede eterne edilemezlerdi.ilginç doğrusuSanırım sizde de süleyman demirel olma özentisi var.malum şahısta başörtülü okumak isteyenler arabistana gitsin demişti yıllar önce ama şimdi başörtülü olarak öz yurdumda okuyabiliyoruz. BU ÜLKEYİ ELİ OJELİ MİNİ ETEKLİ KADINLAR KURTARMADI Kİ,NEDEN BEN BENİM ÜLKEM OLAN YERİ BIRAKIP BAŞKA ÜLKEYE GİDEYİM?!!
İsveç diye kısaltamazsınız çünkü İsveç ve İsviçre farklı ülkeler, bilmediğiniz kavramları kullanıyorsanız, gelen eleştiriyi de kabul edeceksiniz.Benim isveç diye kısaltarak yazmam bir türk olarak size neden bu kadar çok agır geldi acaba?! Kadının hayvan gibi değer görmesi nasıl olur biliyor musun? Develet eliyle açılan genelevlerde fuhuş yaptırarak erkeklere bir malmış gibi sattırarak olur!.. O beğenmediğin Arabistan dan dünyaya yayılan din olan ''İSLAM'' Anneye Öf bile denilemez diyerek Kadına Olan 'SAYGIYI'' ögretiyor. Cennet Anaların Ayakları Altındadır diyerek Cenneti kazanmanın yolunun ''KADINDAN'' geçtiğini söyleyerek erkeklere Eşlerinize karşı iyi olun,Çocuklara da Annelerinize karşı saygılı hürmetli olun diyerek Kadını ''YÜCELTİYOR'' ve gerçek değerini veriyor. Kadına değeri ne irandan nede Arabistan sadece ve sadece ''DİNİ EĞİTİMDEN'' öğrenip alabilirsiniz. nasıl ki şimdiki kemaliz ve laik geçinenler bunu kullanıp insanlara zulüm ediyorsa, bazı kendini bilmezler de ''DİNİMİZİ'' kendi kafalarına göre yorumlayıp kullanıyor
Benim atalarim köklü osmanlıya dayanıyor 1300 lu yıllara acaba ataniz geçmişi ailesi soyu hakkındaki bilgilerinizide paylasirmisiniz rica etsem
neden o savaş çıkarsa muhaliflerin nasıl tasviye edileceğini sanıyorsunuz? diyelim ki bir savaş çıktı ve laikçiler! kaybetti, ne yapacak sanıyorsunuz islamcılar, çok güzel yarıştınız tebrik ederiz, diye elimizi sıkacaklarını mı? bizi kılıçtan geçirecekler. Savaşın gerçeği bu.Sonrada çıkar burada işidin barbarlıgından bahsedersiniz peki soruyorum size şu cümlelerinizle sizin o zalim barbar işidden ne farkınız var?! İnsanların asılmasından bu kadar zevk ve gurur duyacak bir kadının varlığına inanamazdım demek ki böyleleri de varmış
Hanımefendi, siz nasıl kutsalınıza laf söylendiğinde sinirleniyorsanız ben de benim kendime göre kutsalım olan Atatürk'ün adı "kirli pis işler" veya "genelevlerde fuhuş" ile birlikte anıldığında sinirleniyorum. Lütfen birbirimizi iki tarafın da kazanmasının mümkün olmadığı bir tartışmayla kırmayalım.atatürkü her türlü kirli pis işlerine alet edenlerin şimdi çıkıp da bizlere laf söylemeye hakkı yok.2 agaç için dünyayı ayağa kaldıran her yeri yıkıp yakan Şerefli Polisime taş atan ve hamile olan eşini dul doğmamış çocugunu yetim bırakanlar soruyorum size şuanda Askerim Polisim Şehid ediliyor ''NEREDESİNİZ''?! İnsanın değeri 2 ağaç kadar bile mi değil?!..
atatürkcü geçinenler şimdi 35 bin fidanımın katili olan pkk bir olup şerefli Türk askerine karşı geliyorlar..
okypete verecek cevabınız çok ise bir tanesini verseymişsiniz malum bir çok yerde çok da güzel diyologa giriyorsunuz hayırdır burada neden kaçındınız? Bana çıkıp kadın hakkından söz edeceksin ama ben sana Kadına değerinin laiklikle değil İslamla verildiğini söyleyince susacaksınız ilginç doğrusuSanırım sizde de süleyman demirel olma özentisi var.malum şahısta başörtülü okumak isteyenler arabistana gitsin demişti yıllar önce ama şimdi başörtülü olarak öz yurdumda okuyabiliyoruz. BU ÜLKEYİ ELİ OJELİ MİNİ ETEKLİ KADINLAR KURTARMADI Kİ,NEDEN BEN BENİM ÜLKEM OLAN YERİ BIRAKIP BAŞKA ÜLKEYE GİDEYİM?!!
Benim isveç diye kısaltarak yazmam bir türk olarak size neden bu kadar çok agır geldi acaba?! Kadının hayvan gibi değer görmesi nasıl olur biliyor musun? Develet eliyle açılan genelevlerde fuhuş yaptırarak erkeklere bir malmış gibi sattırarak olur!.. O beğenmediğin Arabistan dan dünyaya yayılan din olan ''İSLAM'' Anneye Öf bile denilemez diyerek Kadına Olan 'SAYGIYI'' ögretiyor. Cennet Anaların Ayakları Altındadır diyerek Cenneti kazanmanın yolunun ''KADINDAN'' geçtiğini söyleyerek erkeklere Eşlerinize karşı iyi olun,Çocuklara da Annelerinize karşı saygılı hürmetli olun diyerek Kadını ''YÜCELTİYOR'' ve gerçek değerini veriyor. Kadına değeri ne irandan nede Arabistan sadece ve sadece ''DİNİ EĞİTİMDEN'' öğrenip alabilirsiniz. nasıl ki şimdiki kemaliz ve laik geçinenler bunu kullanıp insanlara zulüm ediyorsa, bazı kendini bilmezler de ''DİNİMİZİ'' kendi kafalarına göre yorumlayıp kullanıyor
bizim kalbimiz büyük kontes, gel alırız amaO zaman saflari sikilastirsiniz ben de gelirim aranıza :)