Bir imam, bir haham ve bir papaz ormanda geziyorlarmış. Bir gölün kenarına gelmişler.
Hava sıcak mı sıcak. Bakmışlar çevrede de kimse yok, soyunup göle girmişler.
Çıktıklarında bir bakmışlar ki kıyafetleri ortada yok. Aramışlar taramışlar ama bir türlü bulamamışlar.
Sonunda haham, “Benim evim ormanın içinde. Benim eve gidelim, ben size giyecek bir şeyler veririm,” deyince beraber ormanın içinde anadan üryan hahamın evine yürümeye başlamışlar.
Tam eve yaklaştıkları sırada bir grup kadın belirmiş.
Papaz hemen önünü kapatmış. Haham da hemen papaz gibi yapmış.
İmam ise yüzünü kapatmış. Kadınlar geçtikten sonra hahamla papaz imama neden önünü kapamadığını sormuşlar.
İmam: “Sizi bilmem ama benim cemaatte beni yüzümden tanırlar.”
Hava sıcak mı sıcak. Bakmışlar çevrede de kimse yok, soyunup göle girmişler.
Çıktıklarında bir bakmışlar ki kıyafetleri ortada yok. Aramışlar taramışlar ama bir türlü bulamamışlar.
Sonunda haham, “Benim evim ormanın içinde. Benim eve gidelim, ben size giyecek bir şeyler veririm,” deyince beraber ormanın içinde anadan üryan hahamın evine yürümeye başlamışlar.
Tam eve yaklaştıkları sırada bir grup kadın belirmiş.
Papaz hemen önünü kapatmış. Haham da hemen papaz gibi yapmış.
İmam ise yüzünü kapatmış. Kadınlar geçtikten sonra hahamla papaz imama neden önünü kapamadığını sormuşlar.
İmam: “Sizi bilmem ama benim cemaatte beni yüzümden tanırlar.”