- 25 Kasım 2006
- 8.868
- 19
ilk ziyaretimizde kalabalıktık.müdüre hanım her birimizi birer odaya götürdü.
bana yaşı epeyce yaşlı bir hanım odası düştü.içeri girdim çok sıcaktı,
yaşlılar çok mu üşüyor acaba diye düşünürken kapıyı kapatırmısınız ben çok üşürüm dedi.
duvarda siyah beyaz çok eski fotoğraflar zamanında dünya güzeli diyebileceğiniz okadar güzel.
tanışma faslı ve sormadığım hald, neden orada bulunduğu az ve öz
kendi tercihi olduğunu o kadar.
hep eskiler vardı anlattıklarında ve eski onlarca fotoğraf ama en güzelleri en zarifleri.kendini öyle hatırlamak istiyordu sanırım
renkli fotoğrafları asla göstermedi sıkı skı tutuyordu onları, bir iki hamle yaptım
onlar güzel değil dedi.
hediyelerimi beğendi. çerçeve,şal ve kutuda şekerlemeler.şalı omuzuna, bir fotoğrafını çerçeveye.koydu.
veda vakti geldi. tekrar uğrarım dedim hep öyle derler dedi sen bana sorular sormadın.banada ısrarla anne gerçekten oraya gitmek istiyormusun diye sormadılar dedi çok hüzünlendim anladı
en çok neye üzülüyorum biliyormusun dedi.bu fotoğraflara ne olacak yırtıp atacaklar benden sonra.
ben saklarım dedim ağzımdan çıkıverdi tabiki çok beğendim verirseniz hepsini alırım .şimdi olmaz dedi anlamıştım ölümümden sonra demek istemişti
ziyaretlerimi sıklaştırdım tek başıma çok memnun oluyordu.bir kaç kez de
yemeğe gittik,deniz kenarında oturduk.
hep anlatıyordu ama çok eskileri bu eve geldiği kadarını sonrası yoktu.bende hiç sormuyor sadece dinliyordum anlatmak istiyordu anılarını öylede güzel anlatıyorduki
evimize gelmeyi asla kabul etmedi sadece teşekkür etti.biliyordum sıcak bir yuva görmeğe dayanamıyacaktı.o sıcaklığı unutmak istiyordu.
bir sabah müdüre hanımaradı başınız sağolsun dedi bekliyordumda bu kadar çabuk değil
gittim kurdeleye bağlanmış tüm fotoğrafları verdi elime...ve bana anlatmadığı sormadığım soramadığım içinde herşeyi yazılı olan anı defterini
şimdi daha çok seviyorum onu o zarif kadını
ve farklı adreste ziyaret ediyorum onu. nur içinde yatsın.
yeşilimin hikayesi...:çiçek:
bana yaşı epeyce yaşlı bir hanım odası düştü.içeri girdim çok sıcaktı,
yaşlılar çok mu üşüyor acaba diye düşünürken kapıyı kapatırmısınız ben çok üşürüm dedi.
duvarda siyah beyaz çok eski fotoğraflar zamanında dünya güzeli diyebileceğiniz okadar güzel.
tanışma faslı ve sormadığım hald, neden orada bulunduğu az ve öz
kendi tercihi olduğunu o kadar.
hep eskiler vardı anlattıklarında ve eski onlarca fotoğraf ama en güzelleri en zarifleri.kendini öyle hatırlamak istiyordu sanırım
renkli fotoğrafları asla göstermedi sıkı skı tutuyordu onları, bir iki hamle yaptım
onlar güzel değil dedi.
hediyelerimi beğendi. çerçeve,şal ve kutuda şekerlemeler.şalı omuzuna, bir fotoğrafını çerçeveye.koydu.
veda vakti geldi. tekrar uğrarım dedim hep öyle derler dedi sen bana sorular sormadın.banada ısrarla anne gerçekten oraya gitmek istiyormusun diye sormadılar dedi çok hüzünlendim anladı
en çok neye üzülüyorum biliyormusun dedi.bu fotoğraflara ne olacak yırtıp atacaklar benden sonra.
ben saklarım dedim ağzımdan çıkıverdi tabiki çok beğendim verirseniz hepsini alırım .şimdi olmaz dedi anlamıştım ölümümden sonra demek istemişti
ziyaretlerimi sıklaştırdım tek başıma çok memnun oluyordu.bir kaç kez de
yemeğe gittik,deniz kenarında oturduk.
hep anlatıyordu ama çok eskileri bu eve geldiği kadarını sonrası yoktu.bende hiç sormuyor sadece dinliyordum anlatmak istiyordu anılarını öylede güzel anlatıyorduki
evimize gelmeyi asla kabul etmedi sadece teşekkür etti.biliyordum sıcak bir yuva görmeğe dayanamıyacaktı.o sıcaklığı unutmak istiyordu.
bir sabah müdüre hanımaradı başınız sağolsun dedi bekliyordumda bu kadar çabuk değil
gittim kurdeleye bağlanmış tüm fotoğrafları verdi elime...ve bana anlatmadığı sormadığım soramadığım içinde herşeyi yazılı olan anı defterini
şimdi daha çok seviyorum onu o zarif kadını
ve farklı adreste ziyaret ediyorum onu. nur içinde yatsın.
yeşilimin hikayesi...:çiçek: