‘Taksim’e cami’ projesine onay: Altına 180 araçlık otopark ve konferans salonu

Türkiye gündemini ‘zaman zaman’ meşgul eden Taksim’e cami projesine 19 Ocak’ta onay verildiği ortaya çıktı.


Fotoğraf: DHA

Hürriyet’ten Dinçer Gökçe’nin haberine göre İstanbul 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun verdiği cami onayı için ilk etapta bölgedeki dükkanlar tahliye edilecek. Ardından da ruhsatlandırma aşamasına geçilecek.

Kuruldan geçen projenin 1482 metrekarelik bir alanda gerçekleşeceği ifade edilirken caminin taban oturumu da 900 metrekare olarak belirlendi. Planlanan caminin zemin üstü bina yüksekliği 20,7 metre, kubbe yüksekliği 9,6 metre, mahya yüksekliği ise 30,3 metre olarak hesaplandı. Yapılması planlanan caminin, çevredeki iki kilise yüksekliğine denk getirileceği de gelen haberler arasında yer alıyor. Proje alanı ise Maksem’in arka tarafında bulunuyor.

Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait arsa üzerine yapılması planlanan caminin üç kat altına 180 araçlık otopark ve konferans salonu yapılması da planlanıyor.

Gündeme zaman zaman gelen proje için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, darbe girişiminin ardından yaptığı konuşmada şöyle demişti: “Taksim’de, orada maksem var, maksem nedir biliyor musunuz? Suyun taksim edildiği yer, hani o böyle tarihi duvarlar var ya o duvarın tam arkasına da inşallah proje hazır Taksim Camisi’ni de oraya inşa edeceğiz. Taksim’in tamamını yayalaştıracağız. Bütün trafiği yerin altına alacağız. Taksim çok ciddi bir çekim merkezi haline gelmiş olacak. Bir kaç yıl içerisinde Taksim Meydanı bu kadar garip olmayacak, daha zengin olacak, daha güzel olacak, daha farklı olacak.”

http://www.diken.com.tr/taksime-cami-projesine-onay-altina-180-araclik-otopark-ve-konferans-salonu/

Şaşırdık mı?
Meşşajı aldık mı?
Her ne hikmetse bir camiinin altına da aşevi, yoksulların barınması için bir tesis yapmazlar.
Tüm camilerin altı ya bim ya da onun muadili işletme.

Yemin ediyorum ülke Zübük filmine döndü. Orada da din simsarı Zübük, illa cami yapılacak diye tuttururken, rakibi olan başkan adayı camimiz var okul yapalım deyince millet "yuhhh dinsiz" diye bağırıyordu.

Hem zaten bir Sultan Ahmet, bir Süleymaniye yapamayacaksanız hiç yapmayın kardeşim!!

Hiç umudum yok ki güzel bir cami yapılsın...

BEYAZ KURT .!.:

Yemin ediyorum ülke Zübük filmine döndü. Orada da din simsarı Zübük, illa cami yapılacak diye tuttururken, rakibi olan başkan adayı camimiz var okul yapalım deyince millet "yuhhh dinsiz" diye bağırıyordu.

Hem zaten bir Sultan Ahmet, bir Süleymaniye yapamayacaksanız hiç yapmayın kardeşim!!

Genişletmek için tıkla...

Benimde aklıma hep o film geliyor.Günümüze çok uygun.

camii eksiğimiz çok fazla olduğundan projeyi destekliyorum

Eskiklik oldugundan yapmiyor, Taksim simge bir yer, Istanbul'un eglence hayatinin aktigi, sekuler hayat tarzinin egemen oldugu yerdi Istiklal. Islamci zihniyet sekulerlerin yasam alanlarini daratlmanin pesinde, yapilan cami ile istiklal ve cehresinin cevresini degistirme, oraya akan gencligin ayagini kesme derdindeler ki basardilar da, baska da bir dusunceleri yok. Iyi okullarin hocalarinin proje okul adi altinda dagitilmasi da buna dalalet, kendisi yapmaz, yapani bozma derdinde, Camilerin altlarinin isletme olmasina sasirmiyorum ben, parasiz din olmaz, din pahali bir ugrastir, guclenebilmek icin sermaye ister.

chess .!.:

camii eksiğimiz çok fazla olduğundan projeyi destekliyorum

Genişletmek için tıkla...

Camii değil ahlak eksikliğimiz var; o da maalesef camii ile giderilemiyor. Keşke giderilse; camiiye giden, Allah'ın karşısına çıkan insanın tertemiz olması lazım ama olmuyor. Din, insana ahlak kazandırmıyor ne yazık ki.

Eskiden televizyonda bir şehit haberi çıktığı zaman, o geceyi sessiz geçirirdik; annelerimiz ağlardı, biz çocuk aklımızla hüzünlenirdik. Şimdi bir tuşla Survivora geçip bozulan keyfimizi anında düzeltiveriyoruz. İşte bu bir ahlaki çöküştür.

Eskiden siyasi veya toplumsal bir olay olduğunda (örneğin Susurluk kazasının olduğu yılları hatırlayın), köylü kasabalı herkes saat 21:00'da tüm ışıklarımızı söndürerek derin devletin kirli ilişkilerini protesto ederdik. En azından bir karşı duruş sergilerdik. Şimdi her gün bir olay; artık yetişemiyoruz. Kıçımızdan donumuzu alsalar umrumuzda değil. Alıştık herşeye. İşte bu bir ahlaki çöküştür.

Bir değil bin camii yapsanız da bu ahlaki çöküşü engelleyemezsiniz.