Suzy Menkes: Göz Alıcı Parlaklık
Suzy Menkes, Paris Antika Bienali’nde Piaget’in sergilediği koleksiyonu yorumluyor
Piaget Lüks Mücevher Koleksiyonunda yer alan ve Antika Bienali’nde sergilenecek kolyenin detayları
Paris’te Vendome meydanında kafamı kaldırıp safir mavisi gökyüzünde süzülen bembeyaz bulutlara baktım, adeta lanetlenmiş gibi hissediyordum. Bunun nedeni, meydanın ortasında yer alan muhteşem sütunu bir yapı iskelesine dönüştüren yapı çalışması değildi, restorasyon aşamasında olan Ritz Oteli de değildi, zarif girişi beyaz alçı panel benzeriyle kaplanmış olan Cleef&Arpels mağazası hiç değildi.
Öfkem, Fransızların mücevher ve dekoratif sanat objelerinin yer aldığı ünlü festivali Antika Bienali’nin 11 Eylül’de; tam olarak benim moda haftasının ilk ayağında yer almak üzere New York’ta olacağım günlerde yapılıyor olmasıydı.
Yeniden etkisini gösteren rüzgâr ve şiddetini arttıran yağmur altında Piaget’nin vitrinine diktim gözlerimi. Ve sonra küçük bir mucize gerçekleşti. Satış danışmanlarından biri, daha önce yaptığım gazetecilik ziyaretlerinden tanıyıp beni içeriye davet etti.
“Bienalde yer alacak Piaget koleksiyonunun hepsi elimizde, görmek ister miydiniz?” diye sordu.
O ne büyük keyifti! O nasıl bir renk patlamasıydı; turkuaz ve lapis lazulinin (lacivet taşı) göz kamaştırıcı birleşimi, 60’lar ve 70’ler ile Elizabeth Taylor’ın en çekici zamanlarını yaşadığı altın çağlarından ilham alan tasarımlar…
Bienal için tasarlanan 125 parçanın her biri çarpıcı biçimde farklıydı. Kolombiya zümrüt taşıyla ve Arizona turkuaz taşını birleştirmişler, kabason ve yastık kesim gibi farklı kesim tekniklerini zümrüt taşında bir arada kullanmışlar, Seylan safirlerinde damla kesim kullanmışlardı.
Paris’te gri başlayan günüm aydınlanıyordu.
Ben bir kenarına damlataşlar gibi beyaz elmas ve onun üzerine sıra halinde küçüklü büyüklü yuvarlak turkuaz taşları dizilmiş altın kelepçe bileziği seçtim.
Üzerine markiz kesim elmas dizilmiş altın ve turkuaz kelepçe bilezik
Soldaki: Kenarında 18 karat pembe altın, üzerinde 22 markiz kesim elmas, 8 yuvarlak kesim elmas ve 13 turkuaz bonucuk bulunan kolye
Sağdaki: kolyenin materyalleri orijinal tasarımın üzerinde duruyor
Başka bir sautoir(uzun) kolye üzerinde daha çok turkuaz boncuk bulunuyordu. Dövülerek işlenmiş altın kenarlar, ortada yer alan turkuaz taşın çiçeğin etrafında bir yıldız yağmuru gibi duran altın ve elmasları öne çıkarıyordu. Başka bir kolyede ise elmastan yapılmış bir ip aşağı doğru uzanıyor ve yuvarlak ucunda bir saat yer alıyordu. Bu kolyenin kenarları elmaslarla kaplıydı ve yaka şeklinde olduğu için resmi bir havası vardı.
793 yuvarlak kesim elmas ve 56P Piaget kuvars ile bezenmiş, 18 karat beyaz altın milanese mesh kolye saat
İçi kadife kaplı mücevher kutuları önüme geldikçe git gide parlaklaşan elmasların esiri oluyordum! Piaget, mükemmel bir işçilik ile kesilmiş olan bu taşlara Göz alıcı Parlaklık ismini vermiş. Mücevhercilikte böyledir, insanı etkileyen yalnızca konsept değil aynı zamanda işçiliktir.
Sırada bir moda editörü olarak benim bile mücevhercilikte ilk kez duyduğum terim geliyor: “jüpon dizim”. Baget kesim elmaslar bir zemin üzerine tırnaklar içinde yerleştirilince buna jupon dizim deniyormuş.
Mücevherlerin güzelliğini ve mükemmel işçiliğini resmedeyim derken akıllı telefonum bile aklını kaybetti. Bu ince işçilik bana, her iki yılda bir yapılan Bienal arasında geçen zaman dünyayı gezip farklı taşlar bularak ve hassas bir işçilikle bu taşları bir araya getirerek geçiyor olmalı diye düşündürttü.
Göz kamaştıran parlaklıkta markiz kesim elmaslarla bezenmiş bir Piaget harikası olan ear cuff küpeye bakarken Piaget’nin imzası haline gelmiş İsviçre yapımı saatlerine bakan erkek müşteriyi fark etmedim bile.
Üzerinde 28 markiz kesim elmas ve 20 yuvarlak kesim elmas bulunan 18 karat beyaz altın ear cuff küpe. Resimde bu küpeyi Mary Phelip’in kulağında görüyoruz.
Bu sene 140. Yılını kutlayacak olan şirket, belki de koleksiyondaki göz alıcı parlaklığı İsviçre’nin Jura Dağları’ndan gelen kar kristallerinden ilham almıştır. Koleksiyon, dramatik bir yaş günü koleksiyonu olarak yaratılmış olabilir.
Dekoratif sanat objelerinin ve mücevherlerin yer alacağı Paris Antika Bienali Grand Palais sarayı’nın büyülü atmosferinde gerçekleşecek. Fuarın tasarımını iç mimar Jacques Grange yaptı ve kapısı Eylül’ün 11 ile 21’i arası tüm ziyaretçilere açık.
Ben New York’tan hayalini kuruyor olacağım.
alıntıdır
Suzy Menkes, Paris Antika Bienali’nde Piaget’in sergilediği koleksiyonu yorumluyor
Piaget Lüks Mücevher Koleksiyonunda yer alan ve Antika Bienali’nde sergilenecek kolyenin detayları
Paris’te Vendome meydanında kafamı kaldırıp safir mavisi gökyüzünde süzülen bembeyaz bulutlara baktım, adeta lanetlenmiş gibi hissediyordum. Bunun nedeni, meydanın ortasında yer alan muhteşem sütunu bir yapı iskelesine dönüştüren yapı çalışması değildi, restorasyon aşamasında olan Ritz Oteli de değildi, zarif girişi beyaz alçı panel benzeriyle kaplanmış olan Cleef&Arpels mağazası hiç değildi.
Öfkem, Fransızların mücevher ve dekoratif sanat objelerinin yer aldığı ünlü festivali Antika Bienali’nin 11 Eylül’de; tam olarak benim moda haftasının ilk ayağında yer almak üzere New York’ta olacağım günlerde yapılıyor olmasıydı.
Yeniden etkisini gösteren rüzgâr ve şiddetini arttıran yağmur altında Piaget’nin vitrinine diktim gözlerimi. Ve sonra küçük bir mucize gerçekleşti. Satış danışmanlarından biri, daha önce yaptığım gazetecilik ziyaretlerinden tanıyıp beni içeriye davet etti.
“Bienalde yer alacak Piaget koleksiyonunun hepsi elimizde, görmek ister miydiniz?” diye sordu.
O ne büyük keyifti! O nasıl bir renk patlamasıydı; turkuaz ve lapis lazulinin (lacivet taşı) göz kamaştırıcı birleşimi, 60’lar ve 70’ler ile Elizabeth Taylor’ın en çekici zamanlarını yaşadığı altın çağlarından ilham alan tasarımlar…
Bienal için tasarlanan 125 parçanın her biri çarpıcı biçimde farklıydı. Kolombiya zümrüt taşıyla ve Arizona turkuaz taşını birleştirmişler, kabason ve yastık kesim gibi farklı kesim tekniklerini zümrüt taşında bir arada kullanmışlar, Seylan safirlerinde damla kesim kullanmışlardı.
Paris’te gri başlayan günüm aydınlanıyordu.
Ben bir kenarına damlataşlar gibi beyaz elmas ve onun üzerine sıra halinde küçüklü büyüklü yuvarlak turkuaz taşları dizilmiş altın kelepçe bileziği seçtim.
Üzerine markiz kesim elmas dizilmiş altın ve turkuaz kelepçe bilezik
Soldaki: Kenarında 18 karat pembe altın, üzerinde 22 markiz kesim elmas, 8 yuvarlak kesim elmas ve 13 turkuaz bonucuk bulunan kolye
Sağdaki: kolyenin materyalleri orijinal tasarımın üzerinde duruyor
Başka bir sautoir(uzun) kolye üzerinde daha çok turkuaz boncuk bulunuyordu. Dövülerek işlenmiş altın kenarlar, ortada yer alan turkuaz taşın çiçeğin etrafında bir yıldız yağmuru gibi duran altın ve elmasları öne çıkarıyordu. Başka bir kolyede ise elmastan yapılmış bir ip aşağı doğru uzanıyor ve yuvarlak ucunda bir saat yer alıyordu. Bu kolyenin kenarları elmaslarla kaplıydı ve yaka şeklinde olduğu için resmi bir havası vardı.
793 yuvarlak kesim elmas ve 56P Piaget kuvars ile bezenmiş, 18 karat beyaz altın milanese mesh kolye saat
İçi kadife kaplı mücevher kutuları önüme geldikçe git gide parlaklaşan elmasların esiri oluyordum! Piaget, mükemmel bir işçilik ile kesilmiş olan bu taşlara Göz alıcı Parlaklık ismini vermiş. Mücevhercilikte böyledir, insanı etkileyen yalnızca konsept değil aynı zamanda işçiliktir.
Sırada bir moda editörü olarak benim bile mücevhercilikte ilk kez duyduğum terim geliyor: “jüpon dizim”. Baget kesim elmaslar bir zemin üzerine tırnaklar içinde yerleştirilince buna jupon dizim deniyormuş.
Mücevherlerin güzelliğini ve mükemmel işçiliğini resmedeyim derken akıllı telefonum bile aklını kaybetti. Bu ince işçilik bana, her iki yılda bir yapılan Bienal arasında geçen zaman dünyayı gezip farklı taşlar bularak ve hassas bir işçilikle bu taşları bir araya getirerek geçiyor olmalı diye düşündürttü.
Göz kamaştıran parlaklıkta markiz kesim elmaslarla bezenmiş bir Piaget harikası olan ear cuff küpeye bakarken Piaget’nin imzası haline gelmiş İsviçre yapımı saatlerine bakan erkek müşteriyi fark etmedim bile.
Üzerinde 28 markiz kesim elmas ve 20 yuvarlak kesim elmas bulunan 18 karat beyaz altın ear cuff küpe. Resimde bu küpeyi Mary Phelip’in kulağında görüyoruz.
Bu sene 140. Yılını kutlayacak olan şirket, belki de koleksiyondaki göz alıcı parlaklığı İsviçre’nin Jura Dağları’ndan gelen kar kristallerinden ilham almıştır. Koleksiyon, dramatik bir yaş günü koleksiyonu olarak yaratılmış olabilir.
Dekoratif sanat objelerinin ve mücevherlerin yer alacağı Paris Antika Bienali Grand Palais sarayı’nın büyülü atmosferinde gerçekleşecek. Fuarın tasarımını iç mimar Jacques Grange yaptı ve kapısı Eylül’ün 11 ile 21’i arası tüm ziyaretçilere açık.
Ben New York’tan hayalini kuruyor olacağım.
alıntıdır