OYUN BİTİYOR. ŞAH DA PİYONDA AYNI KUTUYA!
Maç ortasında kural değişmez de, millete maç yaptırma!
Topa ayakla vurmak gerekirken, elinle müdahale et, kırmızı kart gösteren hakemi oyundan at, hatta vatan haini, çeteci ilan et!
*
Bu işlere ta geldikleri zaman başlamışlardı.
Bir Maliye Bakanları vardı. Kemal Abi! Kemal Unakıtan.
Hakkında naylon fatura iddiaları vardı, yasayı değiştirdiler, kurtuldu.
Başbakan, birçok bakan, milletvekilleri hakkında da davalar vardı. Maç yapılırken elle oynadılar, yasaları değiştirdiler, kurtuldular.
Şimdiki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile merhum Erbakan hakkında Trilyonluk usulsüzlük davası vardı.
Erbakan mahkum oldu, Gül Cumhurbaşkanı!..
*
Daha sonraları, fakir fukara, garip gureba edebiyatı sürerken, Deniz Feneri E.V. yolsuzluğu patladı.
Almanyada mahkûm oldular, Türkiyede ise, soruşturan savcılar tutuklandı!
*
Gezi Olaylarında tüm Türkiye ayağa kalktı.
Ama milletin anasını ağlattılar.
Kadınlar ve genç kızlar dâhil yaşlı genç demeden herkese polis zulmü uyguladılar, gaz sıktılar, copladılar, tecavüz ederiz iddiaları dosyalara girdi.
Başbakan hiçbir polisi görevden almadığı gibi, Polisimiz destan yazdı dedi.
Şimdi, 4 AKPli bakan ile 3 AKPli bakan oğlu hakkında büyük Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu yapılınca ayağa fırladılar:
Bizden habersiz bu iş nasıl yapılır? Devlet içinde çete var!
Demek ki, daha önce Atatürkçü aydınlara, gazetecilere, komutanlara yapılan operasyonlar hep sizin kontrolünüzde idi!
Demek ki, Adalet, yargı bağımsızdır sözünüz büyük bir yalandı!
Şimdi oklar kendilerine dönünce, Hesap verecekler demeye başladılar.
Ama ilk aşamada- hesap verenler hırsız değil, polis oldu!...
Operasyona katılan (belki de katılmayan) polis şefleri, müdürleri patır patır görevden alınıyor!...
*
Yıllar önce yazmıştım:
Dinleyeni de dinlerler!
Başka bir yazımda da Kızılderili atasözünü hatırlatmıştım:
Kimin kimi yiyeceğini suyun akışı belirler. Sular yükselirken balıklar karıncaları, sular çekilirken ise karıncalar balıkları yer! (Bakınız: Sen Uyu Beni Bekleme Türkiye kitabım.)
Herkes birbirini dinlemiş, herkes birbirini yemeyi beklemiş!
Elinde su tabancı olup da birbirine sürekli su sıkan çocuklar gibiler. Kimin kime namluyu doğrulttuğu belli değil.
*
Bu gelişmeler olurken önemli bir şey oldu, ünlü 28 Şubat Davasında hiç tutuklu kalmadı. Çevik Bir ve Erol Özkasnak dâhil son 5 kişi tahliye edildi, tutuksuz yargılanacaklar.
*
Atatürkçülere operasyonlar yapılırken yazılarımla çok uyarmıştım.
Oyun bitince, şah da piyonda aynı kutuya konur!
Geldiğimiz noktada durum daha da vahim.
Kendisini şah sananların aslında küresel piyonlar olduğu ortaya çıktı. Bir kez daha
Şimdi, oyun bitiyor, kendisini şah sananlar ile piyon olanlar aynı ayakkabı kutusuna konuyor
*
GÜNÜN SÖZÜ:
Vallahi, hırsızlığı sabit olan Mahzum kabilesinden Fatıma değil, kızım Fatıma bile olsa, ayrım yapmaz ve cezasını verirdim! Hz. MUHAMMED
(Yurt Gazetesi, 21.12.2013, Cumartesi)
Ceviz Kabuu - Hulki Cevizolu
Maç ortasında kural değişmez de, millete maç yaptırma!
Topa ayakla vurmak gerekirken, elinle müdahale et, kırmızı kart gösteren hakemi oyundan at, hatta vatan haini, çeteci ilan et!
*
Bu işlere ta geldikleri zaman başlamışlardı.
Bir Maliye Bakanları vardı. Kemal Abi! Kemal Unakıtan.
Hakkında naylon fatura iddiaları vardı, yasayı değiştirdiler, kurtuldu.
Başbakan, birçok bakan, milletvekilleri hakkında da davalar vardı. Maç yapılırken elle oynadılar, yasaları değiştirdiler, kurtuldular.
Şimdiki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile merhum Erbakan hakkında Trilyonluk usulsüzlük davası vardı.
Erbakan mahkum oldu, Gül Cumhurbaşkanı!..
*
Daha sonraları, fakir fukara, garip gureba edebiyatı sürerken, Deniz Feneri E.V. yolsuzluğu patladı.
Almanyada mahkûm oldular, Türkiyede ise, soruşturan savcılar tutuklandı!
*
Gezi Olaylarında tüm Türkiye ayağa kalktı.
Ama milletin anasını ağlattılar.
Kadınlar ve genç kızlar dâhil yaşlı genç demeden herkese polis zulmü uyguladılar, gaz sıktılar, copladılar, tecavüz ederiz iddiaları dosyalara girdi.
Başbakan hiçbir polisi görevden almadığı gibi, Polisimiz destan yazdı dedi.
Şimdi, 4 AKPli bakan ile 3 AKPli bakan oğlu hakkında büyük Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu yapılınca ayağa fırladılar:
Bizden habersiz bu iş nasıl yapılır? Devlet içinde çete var!
Demek ki, daha önce Atatürkçü aydınlara, gazetecilere, komutanlara yapılan operasyonlar hep sizin kontrolünüzde idi!
Demek ki, Adalet, yargı bağımsızdır sözünüz büyük bir yalandı!
Şimdi oklar kendilerine dönünce, Hesap verecekler demeye başladılar.
Ama ilk aşamada- hesap verenler hırsız değil, polis oldu!...
Operasyona katılan (belki de katılmayan) polis şefleri, müdürleri patır patır görevden alınıyor!...
*
Yıllar önce yazmıştım:
Dinleyeni de dinlerler!
Başka bir yazımda da Kızılderili atasözünü hatırlatmıştım:
Kimin kimi yiyeceğini suyun akışı belirler. Sular yükselirken balıklar karıncaları, sular çekilirken ise karıncalar balıkları yer! (Bakınız: Sen Uyu Beni Bekleme Türkiye kitabım.)
Herkes birbirini dinlemiş, herkes birbirini yemeyi beklemiş!
Elinde su tabancı olup da birbirine sürekli su sıkan çocuklar gibiler. Kimin kime namluyu doğrulttuğu belli değil.
*
Bu gelişmeler olurken önemli bir şey oldu, ünlü 28 Şubat Davasında hiç tutuklu kalmadı. Çevik Bir ve Erol Özkasnak dâhil son 5 kişi tahliye edildi, tutuksuz yargılanacaklar.
*
Atatürkçülere operasyonlar yapılırken yazılarımla çok uyarmıştım.
Oyun bitince, şah da piyonda aynı kutuya konur!
Geldiğimiz noktada durum daha da vahim.
Kendisini şah sananların aslında küresel piyonlar olduğu ortaya çıktı. Bir kez daha
Şimdi, oyun bitiyor, kendisini şah sananlar ile piyon olanlar aynı ayakkabı kutusuna konuyor
*
GÜNÜN SÖZÜ:
Vallahi, hırsızlığı sabit olan Mahzum kabilesinden Fatıma değil, kızım Fatıma bile olsa, ayrım yapmaz ve cezasını verirdim! Hz. MUHAMMED
(Yurt Gazetesi, 21.12.2013, Cumartesi)
Ceviz Kabuu - Hulki Cevizolu