- 15 Mayıs 2012
- 3.095
- 2.708
- 83
- 34
- Konu Sahibi pelinyaman28
-
- #1
http://sosyal.hurriyet.com.tr/Yazar...lu-ayaga-kalk-yazisidir-Suclulari-acikliyorum
Bu bir suçlu ayağa kalk yazısıdır: Suçluları açıklıyorum
ŞİRKET SUÇLUDUR!
Çünkü...
-Üretimi arttırmaya odaklanmış, işçi güvenliğini hiçe saymıştır.
-Maliyeti düşürmeye odaklanmış, kölelik düzeni kurmuştur.
-Daha fazla üretim/daha düşük maliyet sloganıyla hareket ederek kazaya davetiye çıkarmıştır.
-İşçilere kömür madenlerinde hiçbir işe yaramayan gayet uyduruk gaz maskelerini münasip görmüştür.
-Daha fazla kömür üretimine odaklanmış, teknolojik yatırıma yönelmemiştir.
-Yaşam odası, kaçış odası gibi kurtarıcı önlemlere yatırım yapmamıştır.
*
ENERJİ BAKANLIĞI SUÇLUDUR!
Çünkü...
-O madeni, o şirkete kiralarken işçi güvenliği meselesine zerre önem vermemiştir.
-O şirketin işletme projesine onay vermiştir.
-Daha düne kadar o şirketi, yere göğe sığdıramayan bir durumdaydı.
-Şartnameye Ne kadar kömür üretirsen, o kadar satın alırım yazarak o şirketi üretimi arttırmaya teşvik etmiştir.
-Şartnameye Üretimi arttır ama önlem almak koşuluyla diye bir kayıt koymayı aklının ucundan bile geçirmemiştir.
*
ÇALIŞMA BAKANLIĞI SUÇLUDUR!
Çünkü...
-Etkin bir denetim yapmamış.
-Eksikleri tespit edip giderilmesi yönünde tutum almamış.
-Müfettişler ocaklara bile inme gereği duymadan raporlar yazmış.
-Sensör eksikliği, gaz maskesi sorunu... Hiçbiri yok raporlarda.
-Facianın ana nedeni sayılan üç yıldan beri için için yanan kömür... Hiçbir teftiş raporunda bu duruma yer vermemiş.
*
SENDİKA SUÇLUDUR!
Çünkü...
-İşverenin patronajı altına girmiş.
-İşçinin can güvenliğini savunmamış.
-Eksikleri, ihmalleri, riskleri dile getirmemiş.
-Dayıbaşı denilen ilkel sistemleri andıran bir sistemin kurulmasına göz yummuş.
-Taşeron uygulamasına razı olmuş.
-Ses etmemiş, itiraz etmemiş, Dur dememiş, mücadele etmemiş.
İnat ve ısrarla yuh çekelim
AKİT gazetesi, O patronun damadı Yahudi manşetiyle çıktı geçen gün.
Patron dedikleri, facianın gerçekleştiği madenin işletmecisi...
*
Akit gazetesine daha önce defalarca yuh çekmişliğim var.
Hatta ben yuh çekmekten bıktım, onlar nefret suçu işlemekten bıkmadı.
*
Ne yapacağız?
Bırakalım da ne halleri varsa görsünler mi diyeceğiz?
Tabii ki hayır!
*
Bir ülkede nefret suçuna imza atanların ısrar ve kararlılıkları, onlara yuh çekenlerin ısrar ve kararlılıklarının üzerine çıkarsa...
O ülkeden hiçbir hayır gelmez.
*
İşte bu nedenle:
Yuh diyorum, hem de bin kere yuh diyorum.
Medya olarak biz de suçluyuz
HEPSİ suçlu da biz çok mu masumuz?
Medya olarak biz de suçluyuz.
*
Bunlar da bizim suçlarımız:
-Faciadan önce yazılan sayısız rapora kulaklarımızı tıkadık.
-Taşeronluk sisteminin doğurduğu sorunlara zerre kadar dikkat kesilmedik.
-Maden işçisinin çalışma koşullarındaki inanılmaz dramı ancak faciadan sonra keşfedebildik.
-Üretim zorlaması adı verilen belayı ancak faciadan sonra fark edebildik.
-Şirketin işçi ölümleri pahasına yaptığı maliyet düşürme/üretim arttırma uygulamasına aferin çektik.
-Sendikadan, işçi haklarından, işçi güvenliğinden falan... Alabildiğine uzak durduk.
*
NOT: Medya diyorum ya... Her durumda hükümeti temize çıkarma ya da her durumda hükümeti yerin dibine batırma aygıtlarını kastetmiyorum. Onlar medya falan değil.
İmama tepkide Ali Şen çok haklı
BİR cenaze töreni...
17 yaşındaki genç bir çocuk bir kazada hayatını kaybetmiş.
Aile perişan, anne perişan, baba perişan, dede Ali Şen perişan...
İmam almış mikrofonu eline dua ediyor.
Uzattıkça uzatıyor:
-Malazgirt Zaferinden giriyor, Fatihin İstanbulu fethetmesinden çıkıyor.
-Kurtuluş Savaşından giriyor, atalarımızın elde ettiği başarılardan çıkıyor.
-Kahraman ordumuzdan giriyor, muazzam polisimizden çıkıyor.
Ve en sonunda Ali Şen isyan ederek...
Yeter, yeter! Masalı kes! diye haykırıyor.
*
Ali Şenin tepkisi az bile.
Ben olsam daha fazlasını gösterirdim.
Fıtrattan değil, işte bunlardan
CUMHURBAŞKANLIĞI Devlet Denetleme Kurulunun 2011 yılında hazırladığı rapora göre Türkiyede maden kazalarının nedenleri:
-Risk değerlendirmesi yapılmaması...
-Taşeronluk uygulaması...
-Üretim zorlaması...
-Geçmiş kazalardan ders alınmaması...
-Çalışanlarda CO maskesi bulunmaması...
-Gaz izleme ve ikaz sistemlerinin yetersizliği...
-Havalandırma yetersizliği...
-Kamu birimleri denetimlerinin etkinsizliği...
-Maden işletmelerinde iç denetim hizmetlerinin yetersizliği...
-Madenlerdeki kaçamak yolu ile ilgili yetersizlikler.
-Mesleki eğitim ve iş güvenliği kültürü noksanlıkları...
*
(Bu maddeler Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulunun 2011 yılında hazırladığı Maden Kazalarını Araştırma Raporundan alınmıştır. Özellikle bakınız: Sayfa 572.)
Bu bir suçlu ayağa kalk yazısıdır: Suçluları açıklıyorum
ŞİRKET SUÇLUDUR!
Çünkü...
-Üretimi arttırmaya odaklanmış, işçi güvenliğini hiçe saymıştır.
-Maliyeti düşürmeye odaklanmış, kölelik düzeni kurmuştur.
-Daha fazla üretim/daha düşük maliyet sloganıyla hareket ederek kazaya davetiye çıkarmıştır.
-İşçilere kömür madenlerinde hiçbir işe yaramayan gayet uyduruk gaz maskelerini münasip görmüştür.
-Daha fazla kömür üretimine odaklanmış, teknolojik yatırıma yönelmemiştir.
-Yaşam odası, kaçış odası gibi kurtarıcı önlemlere yatırım yapmamıştır.
*
ENERJİ BAKANLIĞI SUÇLUDUR!
Çünkü...
-O madeni, o şirkete kiralarken işçi güvenliği meselesine zerre önem vermemiştir.
-O şirketin işletme projesine onay vermiştir.
-Daha düne kadar o şirketi, yere göğe sığdıramayan bir durumdaydı.
-Şartnameye Ne kadar kömür üretirsen, o kadar satın alırım yazarak o şirketi üretimi arttırmaya teşvik etmiştir.
-Şartnameye Üretimi arttır ama önlem almak koşuluyla diye bir kayıt koymayı aklının ucundan bile geçirmemiştir.
*
ÇALIŞMA BAKANLIĞI SUÇLUDUR!
Çünkü...
-Etkin bir denetim yapmamış.
-Eksikleri tespit edip giderilmesi yönünde tutum almamış.
-Müfettişler ocaklara bile inme gereği duymadan raporlar yazmış.
-Sensör eksikliği, gaz maskesi sorunu... Hiçbiri yok raporlarda.
-Facianın ana nedeni sayılan üç yıldan beri için için yanan kömür... Hiçbir teftiş raporunda bu duruma yer vermemiş.
*
SENDİKA SUÇLUDUR!
Çünkü...
-İşverenin patronajı altına girmiş.
-İşçinin can güvenliğini savunmamış.
-Eksikleri, ihmalleri, riskleri dile getirmemiş.
-Dayıbaşı denilen ilkel sistemleri andıran bir sistemin kurulmasına göz yummuş.
-Taşeron uygulamasına razı olmuş.
-Ses etmemiş, itiraz etmemiş, Dur dememiş, mücadele etmemiş.
İnat ve ısrarla yuh çekelim
AKİT gazetesi, O patronun damadı Yahudi manşetiyle çıktı geçen gün.
Patron dedikleri, facianın gerçekleştiği madenin işletmecisi...
*
Akit gazetesine daha önce defalarca yuh çekmişliğim var.
Hatta ben yuh çekmekten bıktım, onlar nefret suçu işlemekten bıkmadı.
*
Ne yapacağız?
Bırakalım da ne halleri varsa görsünler mi diyeceğiz?
Tabii ki hayır!
*
Bir ülkede nefret suçuna imza atanların ısrar ve kararlılıkları, onlara yuh çekenlerin ısrar ve kararlılıklarının üzerine çıkarsa...
O ülkeden hiçbir hayır gelmez.
*
İşte bu nedenle:
Yuh diyorum, hem de bin kere yuh diyorum.
Medya olarak biz de suçluyuz
HEPSİ suçlu da biz çok mu masumuz?
Medya olarak biz de suçluyuz.
*
Bunlar da bizim suçlarımız:
-Faciadan önce yazılan sayısız rapora kulaklarımızı tıkadık.
-Taşeronluk sisteminin doğurduğu sorunlara zerre kadar dikkat kesilmedik.
-Maden işçisinin çalışma koşullarındaki inanılmaz dramı ancak faciadan sonra keşfedebildik.
-Üretim zorlaması adı verilen belayı ancak faciadan sonra fark edebildik.
-Şirketin işçi ölümleri pahasına yaptığı maliyet düşürme/üretim arttırma uygulamasına aferin çektik.
-Sendikadan, işçi haklarından, işçi güvenliğinden falan... Alabildiğine uzak durduk.
*
NOT: Medya diyorum ya... Her durumda hükümeti temize çıkarma ya da her durumda hükümeti yerin dibine batırma aygıtlarını kastetmiyorum. Onlar medya falan değil.
İmama tepkide Ali Şen çok haklı
BİR cenaze töreni...
17 yaşındaki genç bir çocuk bir kazada hayatını kaybetmiş.
Aile perişan, anne perişan, baba perişan, dede Ali Şen perişan...
İmam almış mikrofonu eline dua ediyor.
Uzattıkça uzatıyor:
-Malazgirt Zaferinden giriyor, Fatihin İstanbulu fethetmesinden çıkıyor.
-Kurtuluş Savaşından giriyor, atalarımızın elde ettiği başarılardan çıkıyor.
-Kahraman ordumuzdan giriyor, muazzam polisimizden çıkıyor.
Ve en sonunda Ali Şen isyan ederek...
Yeter, yeter! Masalı kes! diye haykırıyor.
*
Ali Şenin tepkisi az bile.
Ben olsam daha fazlasını gösterirdim.
Fıtrattan değil, işte bunlardan
CUMHURBAŞKANLIĞI Devlet Denetleme Kurulunun 2011 yılında hazırladığı rapora göre Türkiyede maden kazalarının nedenleri:
-Risk değerlendirmesi yapılmaması...
-Taşeronluk uygulaması...
-Üretim zorlaması...
-Geçmiş kazalardan ders alınmaması...
-Çalışanlarda CO maskesi bulunmaması...
-Gaz izleme ve ikaz sistemlerinin yetersizliği...
-Havalandırma yetersizliği...
-Kamu birimleri denetimlerinin etkinsizliği...
-Maden işletmelerinde iç denetim hizmetlerinin yetersizliği...
-Madenlerdeki kaçamak yolu ile ilgili yetersizlikler.
-Mesleki eğitim ve iş güvenliği kültürü noksanlıkları...
*
(Bu maddeler Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulunun 2011 yılında hazırladığı Maden Kazalarını Araştırma Raporundan alınmıştır. Özellikle bakınız: Sayfa 572.)