Ben kendimi niye anlatamıyorum bir türlü, gerçekçiyim ben arkadaş, iyi de konuşsam kötü de konuşsam, hislerden de bahsetsem gerçekçiyim. Mistik konulara ilgim var ama bu gerçekleri ayıramadığım anlamına gelmiyor, hani bi lafımdan bi bahsimden çıkarımlar yapıyorsunuz ya ondan diyorum.
Ne yaşadığımı düşündüğümü ben biliyorum. Duygusal davranıyorsam mantıksız değilim, mantıklı davranıyorsam duygusuz değilim, ne nedir biliyorum. Sadece o an içimden gelen davranış bu, böyle istiyorum, ya da o olaya bu tepki gerekiyor benim için, ya da sadece sabır gösteriyorum vs vs işte, anlamı var her şeyin. Her olayda her şeyi dökmüyorum her yönümü göstermiyorum diye mi bu kalıplar, ne gerek var. Bir anlamı da yok ki, alttan alttan kurmak değil olay, kendimce yerine göre. Mesela özümde çok sinirliyim ama göstermiyorsam yanlış mı? Bence doğru.
Ne polyannayım ne aşırı mantıkçıyım. Nedir bu kalıplara sokma derdiniz.
Bazen bile bile güzel görmeye çalışırım, ama çok dikkatsiz de olmam, çok düşünmem bir etki almadıkça, çünkü çok düşünürsem şüpheye düşersem negatif yaşarım, negatif görürüm, mutsuz olurum bu enerjiyi hayatıma yayarım kendime ederim, bu yüzden bazen derim ki "aman yahu, kim kötü davranırsa davransın, ben davranmayayım da.." Ve yine bile bile susarım bazen, bilmediğimden ya da saflıktan değil her zaman.. Bir de bazen çok sert olacağımdan susarım bu sefer de fazla yumuşak durabilirim. Ben kendi iyimi de bilirim kötümü de.
Ve bir şeyden eminim, his denen şey var, en azından benim için, mantık dışı bir şey değil.
Bu çevremdeki insanlardan biri bunu okusa, kesin yine bir kalıba sokar eminim. Yok takıntı, yok çok düşünüyor yok ıvır zıvır. Ben analizi de severim bak evet, düşünmeyi de severim. Ama fark şu, "farkındayım" bir şeylerin.
Sıkıntım ne, eskiden çok vardı da yorgunluktan azaldı şimdi, iyice can sıkacağını hissetmedikçe zorlamıyorum bir süredir; kendimi anlatma isteğim. Bir de böyle çeneme vuruyor sıkıntım.
Neyse, ok, kib by!