Günümüzde çeşitli ve ciddi hastalıkların oluşmasına sebep olan stres aynı zamanda tedavi sürelerinin uzamasında, kişinin kendini ruhsal olarak yorgun hissetmesinde, sosyal ilişkilerin gerilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Stres aslında vücudun tehlikeye karşı verdiği kimyasal reaksiyonların toplamıdır.
Vücut, tehlike hissettiğinde kan şekerini yükseltir ve bazı hormonlar salgılayarak kendini tehlikelere karşı savunmak için hazır hale getirir. Bu tehlikenin fiziksel olması şart değildir, kişinin hayal ettiği, var olmayan tehlikelerde aynı kimyasal reaksiyonlara neden olabilir.
Stres beynin olumlu düşünce döngüsünü bozar ve sorunları çözme yeteneğini zayıflatarak beyin hücrelerini azalttır.
Stres beyin hücrelerini öldürür
Stres aşırı ve uzun süreli yaşandığında, beynin özellikle hafıza ve öğrenme bölgelerini olumsuz yönde etkileyerek buradaki aktif hücre sayısının azalmasıyla birlikte beyinde görülmeyen tahribatlara yol açabilir. Beyin strese maruz kaldığında vücut enerjiyi ve konsantrasyonu arttırmak için adrenalin salgılar.
Bir kaç dakika içinde adrenalin beyni terk eder. Stres uzun süreli olursa adrenalinden daha etkili olan steroid hormonlar (kortizol gibi) salgılanmaya başlar. Bu hormonların beyni terk etme süresi adrenalinden daha uzundur ve bu dönemde kişinin bilişsel kabiliyeti azalır ve olaylara normal tepki verme yeteneğinde zayıflama görülür. Kronik stres bu hormon dengesinin bozulmasına ve normalden daha fazla sayıda beyin hücresi ölümüne neden olur. Bunun sonucu olarak kişide kavrama sorunları ve hafıza zayıflığı görülür.
Stres anlama ve ifade etme yeteneğini elimizden alır
Kronik stres beyinde bulunan ve sinirler arası iletişimi sağlayan nörotransmitterlerin sayısını azaltarak kişinin anlama ve kendini ifade etme yeteneğini olumsuz şekilde etkiler.
Sinirler arası iletişim yavaşladığında konsantrasyon yavaşlar ve kısa süreli hafızada zayıflama görülür. Stresin sürekli hale gelmesi ya da beyin ön bölge duyarlılıklarının belli bir düzeyin üstünde olmasıyla sürekli işler hale gelen allostaz mekanizması, kronik hastalıkların temel nedenini oluşturmaktadır. Hangi hastalığın ortaya çıkacağını genetik faktörler belirler.
Beyindeki kimsayal dengelerin bozulmasının nedenleri
Depresyon
Uyku bozuklukları
Konsantrasyon bozuklukları
Dalgınlık
Karar verme yeteneğinde azalma
Obsesif davranışlar sergileme
Aşırı endişe ve suçluluk duygusu hissetme
Stresin vücutta yarattığı kimyasal reaksiyonlar
Stres anında salgılanan adrenalin ve hormonlar kişinin fiziksel ve ruhsal halini olumsuz yönde etkiler. Stresliyken vücudumuz anlık enerji ve dayanıklılık sağlamak için beyne sinyal göndererek tehlikelere karşı duyuları hassaslaştırır, Bağışıklık, büyüme ve üreme gibi gereksiz gördüğü tüm fonksiyonları kapatır ve cilt hücrelerine olan kan akışını yavaşlatarak kandaki yağ asidi ve glikoz seviyesini yükseltir.
Kısa süreli stres insanlar için faydalı olabilir fakat uzun süreli stres altında kalmak ruhsal ve bedensel rahatsızlıkların sebebi olabilir. Stresi kontrol altında tutabilmek olumlu düşünce yapısını geliştirir.
ALINTIDIR..
Vücut, tehlike hissettiğinde kan şekerini yükseltir ve bazı hormonlar salgılayarak kendini tehlikelere karşı savunmak için hazır hale getirir. Bu tehlikenin fiziksel olması şart değildir, kişinin hayal ettiği, var olmayan tehlikelerde aynı kimyasal reaksiyonlara neden olabilir.
Stres beynin olumlu düşünce döngüsünü bozar ve sorunları çözme yeteneğini zayıflatarak beyin hücrelerini azalttır.
Stres beyin hücrelerini öldürür
Stres aşırı ve uzun süreli yaşandığında, beynin özellikle hafıza ve öğrenme bölgelerini olumsuz yönde etkileyerek buradaki aktif hücre sayısının azalmasıyla birlikte beyinde görülmeyen tahribatlara yol açabilir. Beyin strese maruz kaldığında vücut enerjiyi ve konsantrasyonu arttırmak için adrenalin salgılar.
Bir kaç dakika içinde adrenalin beyni terk eder. Stres uzun süreli olursa adrenalinden daha etkili olan steroid hormonlar (kortizol gibi) salgılanmaya başlar. Bu hormonların beyni terk etme süresi adrenalinden daha uzundur ve bu dönemde kişinin bilişsel kabiliyeti azalır ve olaylara normal tepki verme yeteneğinde zayıflama görülür. Kronik stres bu hormon dengesinin bozulmasına ve normalden daha fazla sayıda beyin hücresi ölümüne neden olur. Bunun sonucu olarak kişide kavrama sorunları ve hafıza zayıflığı görülür.
Stres anlama ve ifade etme yeteneğini elimizden alır
Kronik stres beyinde bulunan ve sinirler arası iletişimi sağlayan nörotransmitterlerin sayısını azaltarak kişinin anlama ve kendini ifade etme yeteneğini olumsuz şekilde etkiler.
Sinirler arası iletişim yavaşladığında konsantrasyon yavaşlar ve kısa süreli hafızada zayıflama görülür. Stresin sürekli hale gelmesi ya da beyin ön bölge duyarlılıklarının belli bir düzeyin üstünde olmasıyla sürekli işler hale gelen allostaz mekanizması, kronik hastalıkların temel nedenini oluşturmaktadır. Hangi hastalığın ortaya çıkacağını genetik faktörler belirler.
Beyindeki kimsayal dengelerin bozulmasının nedenleri
Depresyon
Uyku bozuklukları
Konsantrasyon bozuklukları
Dalgınlık
Karar verme yeteneğinde azalma
Obsesif davranışlar sergileme
Aşırı endişe ve suçluluk duygusu hissetme
Stresin vücutta yarattığı kimyasal reaksiyonlar
Stres anında salgılanan adrenalin ve hormonlar kişinin fiziksel ve ruhsal halini olumsuz yönde etkiler. Stresliyken vücudumuz anlık enerji ve dayanıklılık sağlamak için beyne sinyal göndererek tehlikelere karşı duyuları hassaslaştırır, Bağışıklık, büyüme ve üreme gibi gereksiz gördüğü tüm fonksiyonları kapatır ve cilt hücrelerine olan kan akışını yavaşlatarak kandaki yağ asidi ve glikoz seviyesini yükseltir.
Kısa süreli stres insanlar için faydalı olabilir fakat uzun süreli stres altında kalmak ruhsal ve bedensel rahatsızlıkların sebebi olabilir. Stresi kontrol altında tutabilmek olumlu düşünce yapısını geliştirir.
ALINTIDIR..